İlişkili Haberler
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen "İstanbul Energy Forum"un açılış programında konuştu.
Enerjinin, ulaştırma ve haberleşme ile birlikte kalkınmanın lokomotifi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sanayileşme ve gelişmenin de temel şartı yine enerjidir. Yeterli miktarda, kaliteli ve temiz enerjinin, uygun fiyatlarla ve kesintisiz olarak temin edilmesi, yani 'enerji arz güvenliği', gelişmiş veya gelişmekte olan tüm ülkeler için kritik önemdedir." dedi.
Yakın tarihte bölgede patlak veren krizlerin, enerji arz güvenliğinin ülke ekonomileri için ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlattığını vurgulayan Erdoğan, "Rusya-Ukrayna arasında bininci gününü geride bırakan savaş, özellikle enerji alanında dışa bağımlılığın risklerini göstermiştir. Türkiye, savaşan her iki tarafla kurduğu dengeli ilişkiler sayesinde, bu sancılı dönemi en rahat atlatan ülkelerden biri olmuştur. Buna mukabil Avrupalı dostlarımız, savaşın tetiklediği enerji krizini ilk elden hissettiler ve çok ciddi sıkıntılarla karşılaştılar." ifadelerini kullandı.
Enerjide Türkiye'nin tarih yazarken, halkın bundan sevinç duyduğunu, istifade ettiğini, hayatının pek çok alanda kolaylaştığını ancak muhalefetin bu sevinci ve gururu paylaşmaya, buna destek olmaya yanaşmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Nükleer enerjiymiş, doğalgaz keşfiymiş, yeni boru hatlarıymış, doğalgaz depolamaymış, petrol kuyularıymış, maalesef bunların hiçbiri muhalefetin gündeminde olmadı. Hidroelektrik santrallerimizden nükleer enerji tesislerimize, madenlerimizin kullanılmasından petrol ve doğalgaz arama çalışmalarımıza kadar hiçbir gayretimizde hükümetimize destek vermediler. Doğu Akdeniz'deki sismik arama faaliyetlerimizi bölgedeki rakiplerimizin söylemleriyle eleştiri yağmuruna tuttular. Karadeniz'deki keşfimize 'Her seçim öncesinde doğalgaz buluyorlar.' diyerek çamur attılar. Gabar'daki petrol keşfimize adeta gölge düşürmek amacıyla akla ziyan argümanlar öne sürdüler. 'Türkiye'nin Somali'de, Libya'da ne işi var?' cümlesi, bu süreçte muhalefetten en sık duyduğumuz eleştirilerden biriydi. 22 yıl boyunca aktörler değişti, genel başkanlar değişti, ama muhalefetin, bilhassa CHP'nin enerji hamlelerimizle ilgili karın ağrısı bir türlü geçmedi."
"CHP, TÜRKİYE'NİN ENERJİ ALANINDA GURUR KAYNAĞI OLAN PROJELERİNİ NİÇİN ZİYARET ETMEDİ?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin kendilerini çarşıya, pazara davet ettiğini, ancak kendilerinin çarşıdan pazardan gelirken muhalefetin gittiğini ifade ederek, siyasi parti olarak çarşıda, pazarda ve sokakta muhalefetten çok daha güçlü bir şekilde var olduklarını, halkla olan gönül bağlarını bugüne kadar hiçbir zaman koparmadıklarını ve bundan sonra da koparmayacaklarını kaydetti.
Bu konuda cevap verilmesi gereken bazı sorular olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "CHP, Türkiye'nin enerji alanında gurur kaynağı olan projelerini niçin bir kez olsun ziyaret etmedi? Sayın Özel, neden Filyos'taki doğalgaz tesisimizi ziyaret etme zahmetinde bulunmadı? Akkuyu Santralimizin nerede olduğundan, ne işe yaradığından, enerji arz güvenliğimize nasıl bir fayda sağladığından, acaba Sayın Özel'in haberi var mı? CHP'li yöneticilerin ülkemizin enerji yatırımlarıyla ilgili kayıtsızlığının, daha doğrusu bir türlü geçemeyen hazımsızlığının gerçek sebebi nedir?" şeklinde konuştu.
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in kendilerini bir yerlere davet etmek yerine önce kendisinin Türkiye'nin enerji yatırımlarını tanımasını, buraları ziyaret etmesini, fikir sahibi olmadan önce bilgi sahibi olmaya gayret etmesini, yoksa halka söylediklerinin hiçbir anlamının olmayacağını dile getirdi.
"SİYASİ HAYATIMIZIN HİÇBİR DÖNEMİNDE KABADAYILIĞA, ZORBALIĞA BOYUN EĞMEDİK"
Muhalefetten gelen her türlü yapıcı eleştiriye açık olduklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunda da son derece samimiyiz. Ama laf olsun torba dolsun siyasetine de asla prim vermeyiz. Hele hele Gazi Meclis'imizin çatısı altında önceki gün şahit olduğumuz şiddet görüntülerine, kaba kuvvete kesinlikle müsamahamız yoktur. Komisyon basarak, üyesi dahi olmadıkları komisyonda terör estirerek, muhalefet yaptıklarını zannedenler, derin bir yanılgı içindedir. Biz, yarım asrı bulan siyasi hayatımızın hiçbir döneminde kabadayılığa, zorbalığa ve şehir eşkıyalığına boyun eğmedik, bundan sonra da eğmeyiz. Daha önce de dile getirdim, bugün tekrar vurguluyorum, CHP'nin, bölücü örgütün siyasi aparatlarıyla kurduğu ve adına kent uzlaşışı dediği ittifak, CHP'yi enfekte etmekte, zehirlemekte, şiddete meyilli hale getirmektedir. CHP'nin bir an önce bu kantin solculuğu alışkanlığından kendisini kurtarmasını ümit ediyorum."