İlişkili Haberler
Son dakika haberi! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başörtüsüne yönelik Anayasa değişikliği teklifine ilişkin, gerekirse ve ihtiyaç olursa referanduma da gidebileceklerini belirterek, "Eğer, bunlar parlamentoda bu işi çözmezlerse çözüm yeri neresi? Millet, gideriz millete. Çünkü bu ülkede artık başı açık başı örtülü böyle bir sorun olmaması lazım." dedi.
Erdoğan, Şehit Ömer Halisdemir Salonu'nda düzenlenen Samsun Gençlik Buluşması'nda gençlerin sorularını yanıtladı.
"SAYIN KILIÇDAROĞLU BİZE PAS ATTI"
Bir genç başörtüsüne yönelik Anayasa değişikliği teklifini anımsatarak, teklifi sunan milletvekillerine teşekkür etti.
Annesinin de bu konuda sıkıntı yaşadığını dile getiren genç, "Bu mücadelenin aslında bizatihi baş kahramanı olan size, annem özelinde ülkemizdeki tüm annelerimiz, ablalarımız ve kardeşlerimiz adına da teşekkür ediyorum." diye konuştu.
Gencin, "Değişiklik teklifinin içeriği, detayları ne olacak, süreç nasıl işleyecek ve bu bağlamda altılı masanın bu konu hakkında herhangi bir ortak noktada, fikirde bir araya gelebileceğini düşünebiliyor musunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Aramızda bu işin çilesini çekmiş olan çok arkadaşımız var. Dün, Grup Başkanvekilimiz Özlem Hanım, orada başı örtülü, başı açık bir grup arkadaşımızla basın açıklamasını yaptı. Bu basın açıklamasıyla birlikte, bir süreci başlattık. Buna gerek var mıydı? Aslında buna gerek yoktu. Fakat, burada sağ olsun Sayın Kılıçdaroğlu, bize bir yerde bir pas attı. Bizim de bu pası değerlendirmemiz lazım. Arkadaşlarla hemen çalışmaya başladık ve dedik ki 'Yasal düzenlemeyle bu iş çözülmez. Ne olacak? Yapmamız gereken şey, gelin biz bir anayasal düzenleme yapalım ki önüne gelen bu konuyu istismar etmesin.' Çünkü, Sayın Kılıçdaroğlu'nun yaptığı bir istismardı, geçmişte bunu yaptılar, defaatle yaptılar.
Numan Bey'in eşi de bu çileyi geçmişte çok çekti. Aynı şekilde benim kızlarım İmam Hatip'te okumalarına rağmen onlar da bu çileyi çok çektiler. Bizim aile, okul kapısına gidip kızlarımızı bekledi. Öyle oldu ki ben kızlarımdan bir tanesini İstanbul'dan alıp Trabzon'a götürmek durumunda kaldım. Son sınıfını Trabzon'daki İmam Hatip'te okudu. Orada da benim İmam Hatip'ten bir arkadaşım müdürdü, 'Gönder bana, merak etme' dedi. Düşünebiliyor musunuz, İmam Hatip'te bile başörtüsüyle ilgili sorun var."
"GEREKİRSE REFERANDUMA DA GÖTÜREBİLİRİZ"
Konunun sadece başörtüsü sorunu olmadığı değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, "Başı örtülü veya başı açık, burada kızlarımıza yapılan bu zulüm hakikaten ifade edilemez. Çünkü tam manasıyla bir hak ve özgürlük mücadelesi. 'Eğitim öğretimde bir hak ve özgürlük mücadelesini anayasal teminat altına alalım ve bundan sonra bu iş paspas haline getirilmesin' dedik. Şimdi kendi içlerinde bu işin tartışması başladı. Bakalım nereye kadar bu konuda samimiler, bunu göreceğiz." dedi.
Erdoğan, kendilerinin bu konuda samimi olduklarına işaret ederek, şöyle konuştu:
"Altılı masanın içinde samimi olanlar, olmayanlar, bunu da göreceğiz. Şu anda yola çıktık, arkadaşlarımız bayanlar olarak bu basın toplantısını yaptı ve sonuna kadar işin takipçisi olacağız.
Gerekirse, ihtiyaç olursa dedik ki bu işi referanduma da götürebiliriz. Bununla neyi demek istiyoruz? Millete gidelim. Millet, nihai kararı verecek olan. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' demiyor muyuz? 'Milletindir' diyoruz. Eğer bunlar parlamentoda bu işi çözmezlerse çözüm yeri neresi? Millet, gideriz millete. Çünkü bu ülkede artık başı açık, başı örtülü böyle bir sorun olmaması lazım. Lafa geldiği zaman 'Yüzde 99'u Müslüman' diyoruz. Tamam, nedir o zaman bu kavga, bu sıkıntı ne? Bırakalım, herkes rahatlıkla eğitimini, öğretimini yapsın. Herhangi bir sıkıntıya mahal vermeden. 'Gitsin temizlikçilik yapsın' diyebiliyorsun, 'Çarşıda pazarda şunu bunu yapsın' diyebiliyorsun, tamam da okumasına niye engel oluyorsun? Okusun. Yani doktor olması yasak, mühendis olması yasak, temizlikçi olması veya tarlada, herhangi bir yerde çiftçi olması serbest. Böyle bir adaletsizlik olur mu? Bu, insan haklarına bir defa ters."
Erdoğan, bundan sonraki süreci takip edeceklerini belirterek, "Temennim odur ki parlamentoda beklenen sayıyı da almak suretiyle yola devam ederiz." dedi.
"SAVUNMA SANAYİİ ŞİMDİ YÜZDE 80 YERLİ"
"Savunma sanayiine yapılan yatırımlar, uzay alanında yapılacak yatırımların habercisi midir?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Uzay alanındaki çalışmayla alakalı, uzaya bir Türk'ün gönderilmesi çalışmamız vardı. Bununla ilgili Sanayi ve Teknoloji Bakanımız şu anda gitmeye hak kazanan arkadaşları bana getirdi, görüştük. Ve bunların içerisinden bir tanesini uzaya göndereceğiz. Ve ilk adımı böylece atmış olacağız." yanıtını verdi.
Uzay bilimleriyle alakalı gerek TUSAŞ, gerek Baykar'ın attığı adımlarla Türkiye'nin hızlı bir gelişme içinde olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Mesela Bulgaristan Cumhurbaşkanı ülkemizdeydi. Baykar'ı ziyaret etti, gezdi. Kendisiyle yaptığımız toplantıda nasıl buldun diye sordum. 'Şu anda Türkiye savunma sanayinde İHA'larla, SİHA'larla, Akıncılar ile adeta bir devrim yapıyor, acaba beraber çalışamaz mıyız?' dedi. 'Bu özel sektör, bizim değil. Kendileriyle görüşmek suretiyle böyle bir adım atmaya yanaşırlar mı yanaşamazlar mı özel sektör kendisi karar verir. Türkiye olarak bizler de sizlerle birlikte adım atmaya her zaman varız.' dedik. Geçmişte biz, çok daha farklı bir konumdaydık. Göreve geldiğimizde savunma sanayi yüzde 20 yerliydi, şimdi yüzde 80 yerli, bu konuma geldik. Bu ne demek? Artık biz, bize yetiyoruz."
"FÜZELERİMİZ ATİNA'YI ÜRKÜTÜYOR"
Sözü, Türkiye'nin ilk 'kısa menzilli balistik füzesi' Tayfun'a getiren Cumhurbaşkanı, "Şimdi artık füzelerimizi yapmaya başladık. Bu üretim tabii Yunan'ı ürkütüyor. 'Tayfun' diyorsun, Yunan ürküyor, 'Atina'yı vurur' diyor. Eee vuracak tabii. Sen rahat durmazsan, sen Amerika'dan adalara, şuradan, buradan bir şey almaya çalışırsan Türkiye gibi bir ülke herhalde armut toplamayacak, bir şeyler yapması lazım. Bu gençler boşuna yetişmiyor değil mi? Bu işi başaracağız, petrolü, silah ve mühimmatıyla da her şeyiyle.""
"GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESECEĞİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "4-5 bin tır Suriye'nin kuzeyine Amerika silah mühimmat gönderiyor. Bunu defaatle kendilerine söylememe rağmen hiç umurlarında değil. Dedim kusura bakmayın, biz NATO'da sizinle beraberiz, beraber olmamıza rağmen siz, bize bu yanlışı yapıyorsunuz ve terör örgütünün yanında yer alıyorsunuz. Öyleyse kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz başka çare yok." diye konuştu.
"KIZILELMA BİR AY İÇİNDE UÇACAK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin ilk insansız savaş uçağı Bayraktar Kızılelma'daki son durumun sorulması üzerine, "Kızılelma çok fazla sürmeyecek. Selçuk Bey'in ifadesine göre, herhalde bir ay içerisinde Kızılelma'yı uçurma durumu olabilir. Çok da muhteşem bir eser olacak. Allah mahcup etmesin. Gerçekten Kızılelma'yı yakalayacağız." cevabını verdi.