Yakınlarını faili meçhul cinayetlere kurban veren birçok kişi, Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili davanın bugün yapılacak duruşması öncesinde Beşiktaş İskelesi'nde bir araya geldi.
Yazar Sabahattin Ali, savcı Doğan Öz, gazeteciler Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Metin Göktepe, Uğur Mumcu ile DİSK eski Genel Başkanlarından sendika başkanı Kemal Türkler'in de aralarında bulunduğu öldürülen kişilerin aileleri ve yakınları ''Hrant için, adalet için'' pankartı açtı.
Burada yapılan ortak açıklamayı, Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali okudu.
ALİ: ARTIK ÇOĞALMAK İSTEMİYORUZ
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Yıllardır yaşadığımız ortak adaletsizliği paylaşmaya bunun tanıklığını yapmaya geldik. Sabahattin Ali cinayetinden beri defalarca ezber ettiğimiz bu tür örgütlü siyasi cinayetlerin nasıl örtbas edildiğini bir daha hatırlatmaya geldik. Dosyalarımızın çoğu kapatıldı, zamanaşımına uğradı. Dink cinayeti ile henüz örtbas edilme sürecinde. Suçlular daha zamanlarını aşmadılar. Devletin kendi içine sızmış yıkıcı odakları ayrıştırabilmesi açığa çıkarabilmesi için henüz bir fırsatı var.
Bu kadar çok üstü örtülmüş cinayeti cinayetler sonrasında işlenen cinayete iştirak suçlarını bu devlet ayıbını ‘bizden sonrakilere miras bırakmayalım’ diye henüz bir fırsatımız var. Kinle, öfkeyle, intikam duyguları ile değil; yurttaş sorumluluğu ile ve asla son bulamayacak adalet talebimizle buradayız.
Biz sürekli olarak can alınan bir ülkede yaşayanların çoğalttığı bir aileyiz. Artık çoğalmak istemiyoruz. Bizi öldürenlerin ardındaki örgütlenmeyi ortaya çıkarmakla yükümlü olan bütün devlet kurumlarını sorumlu sayıyoruz. Bunu yerine getirmedikleri sürece onlar gözümüzde hep suçlu olarak kalacaklar. Ve her an bu suçun rahatça işlenebileceği düşüncesini iletmiş olacaklar.
'BU KADAR AŞAĞILANMA OLMAZ'
‘Sizi izlemekteyiz’ demek için buraya geldik. Hiçbir sırrın bu onursuzluğu, bu aşağılamayı taşıyacak kadar önemli olabileceğini inanmıyoruz. Şu anda burada görülecek mahkemenin bütün sırları alaşağı edebilecek kudrette olmasına dair dileklerimizi iletmek için geldik buraya. Biz yıllardır 'mevcut yasalar ölülerimizi savunma yetkisi bize vermedi' demek zorunda bırakıldık. Oysa yurttaşını bu kadar savunmasız bırakabilen kurumların kendi suçlarını örtbas etmek için ne kadar çaba harcayabileceklerini defalarca gördük. Suçluların korunmasında ne kadar çok resmi sıfatlı kişinin seferber olduğunu gördük. Bu görüntüler nedeni ile bizim gözümüzde devlet defalarca aşağılanmış oldu. Bundan daha büyük bir aşağılamanın daha ağır bir hakarete uğramanın olabileceğini düşünmüyoruz.
'İTİBAR KAYBEDECEKSE KAYBETSİN'
Hangi kurum, hangi kurumun içindeki hangi saygın kişi incinecekse incinsin; itibar kaybına uğrayacaksa uğrasın. Bunun asla bir canın kaybı kadar ağır olmayacağını anlamak anlatmak zorundayız. Bu konulara zaten duyarlı olup da çaresizlik içinde üzülecek olanlara değil, sorumlu görevlerde olanlara resmi sıfatlar taşıyanlara sesimizi duyurmaya geldik. Arat, Delal ve Sera kardeşlerimizle Rakel Dink’le birlikte olmaya geldik.
Bizde bu davanın müdahiliyiz ve bugün avukatların mahkemeye yöneltecekleri talep listesinin dikkate alınması için takipçi olacağız. Ve son olarak da basın bu duyurumuzu magazinleştirip acılı aileler görüntüsü versin diye değil adalet talebimizi olduğu gibi aktarabilsin diye geldik.”
DİNK: İKRAR OLMADIKÇA KURTULUŞ OLMAZ
Hrant Dink'in eşi Rakel Dink ise yaptığı açıklamada ''İkrar, tövbe ve özür olmadıkça bu ülkeye kurtuluş gelmez'' şeklinde konuştu.
Hrant Dink'in adının bir okula verileceği haberlerine ilişkin soru üzerine de Rakel Dink, ''Yapsınlar görelim'' dedi.
ÖZ: İTİRAF EDERLERSE RAHATLAYACAĞIZ
Öldürülen Savcı Doğan Öz'ün eşi Sezen Öz de şunları söyledi: ''1978 yılından itibaren bu olayların yaşanmasına sebep olanlar vicdani muhasebe yaparak, gerçekleri ortaya çıkarsınlar, anlatsınlar. İtiraflar olunca biz rahatlayacağız. Umudumuz, ulaşılamaz dedikleri noktaya ulaşılması. O zaman ülkenin tarihinin yeniden temiz bir görünüşle çıkması, devletin ayıklanması söz konusu olacak. Bu cinayetlerle yüzleşilmezse kara bir leke olarak devam eder gider. Cinayetler de devam eder. Biz bunun için mücadele ediyoruz. Siyasi ve adli erkler, elinden ne geliyorsa yapmalı.''
Açıklama yapılırken Rakel Dink ile Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi birbirlerine sarıldı.
Yazar Sabahattin Ali, savcı Doğan Öz, gazeteciler Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Metin Göktepe, Uğur Mumcu ile DİSK eski Genel Başkanlarından sendika başkanı Kemal Türkler'in de aralarında bulunduğu öldürülen kişilerin aileleri ve yakınları ''Hrant için, adalet için'' pankartı açtı.
Burada yapılan ortak açıklamayı, Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali okudu.
ALİ: ARTIK ÇOĞALMAK İSTEMİYORUZ
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Yıllardır yaşadığımız ortak adaletsizliği paylaşmaya bunun tanıklığını yapmaya geldik. Sabahattin Ali cinayetinden beri defalarca ezber ettiğimiz bu tür örgütlü siyasi cinayetlerin nasıl örtbas edildiğini bir daha hatırlatmaya geldik. Dosyalarımızın çoğu kapatıldı, zamanaşımına uğradı. Dink cinayeti ile henüz örtbas edilme sürecinde. Suçlular daha zamanlarını aşmadılar. Devletin kendi içine sızmış yıkıcı odakları ayrıştırabilmesi açığa çıkarabilmesi için henüz bir fırsatı var.
Bu kadar çok üstü örtülmüş cinayeti cinayetler sonrasında işlenen cinayete iştirak suçlarını bu devlet ayıbını ‘bizden sonrakilere miras bırakmayalım’ diye henüz bir fırsatımız var. Kinle, öfkeyle, intikam duyguları ile değil; yurttaş sorumluluğu ile ve asla son bulamayacak adalet talebimizle buradayız.
Biz sürekli olarak can alınan bir ülkede yaşayanların çoğalttığı bir aileyiz. Artık çoğalmak istemiyoruz. Bizi öldürenlerin ardındaki örgütlenmeyi ortaya çıkarmakla yükümlü olan bütün devlet kurumlarını sorumlu sayıyoruz. Bunu yerine getirmedikleri sürece onlar gözümüzde hep suçlu olarak kalacaklar. Ve her an bu suçun rahatça işlenebileceği düşüncesini iletmiş olacaklar.
'BU KADAR AŞAĞILANMA OLMAZ'
‘Sizi izlemekteyiz’ demek için buraya geldik. Hiçbir sırrın bu onursuzluğu, bu aşağılamayı taşıyacak kadar önemli olabileceğini inanmıyoruz. Şu anda burada görülecek mahkemenin bütün sırları alaşağı edebilecek kudrette olmasına dair dileklerimizi iletmek için geldik buraya. Biz yıllardır 'mevcut yasalar ölülerimizi savunma yetkisi bize vermedi' demek zorunda bırakıldık. Oysa yurttaşını bu kadar savunmasız bırakabilen kurumların kendi suçlarını örtbas etmek için ne kadar çaba harcayabileceklerini defalarca gördük. Suçluların korunmasında ne kadar çok resmi sıfatlı kişinin seferber olduğunu gördük. Bu görüntüler nedeni ile bizim gözümüzde devlet defalarca aşağılanmış oldu. Bundan daha büyük bir aşağılamanın daha ağır bir hakarete uğramanın olabileceğini düşünmüyoruz.
'İTİBAR KAYBEDECEKSE KAYBETSİN'
Hangi kurum, hangi kurumun içindeki hangi saygın kişi incinecekse incinsin; itibar kaybına uğrayacaksa uğrasın. Bunun asla bir canın kaybı kadar ağır olmayacağını anlamak anlatmak zorundayız. Bu konulara zaten duyarlı olup da çaresizlik içinde üzülecek olanlara değil, sorumlu görevlerde olanlara resmi sıfatlar taşıyanlara sesimizi duyurmaya geldik. Arat, Delal ve Sera kardeşlerimizle Rakel Dink’le birlikte olmaya geldik.
Bizde bu davanın müdahiliyiz ve bugün avukatların mahkemeye yöneltecekleri talep listesinin dikkate alınması için takipçi olacağız. Ve son olarak da basın bu duyurumuzu magazinleştirip acılı aileler görüntüsü versin diye değil adalet talebimizi olduğu gibi aktarabilsin diye geldik.”
DİNK: İKRAR OLMADIKÇA KURTULUŞ OLMAZ
Hrant Dink'in eşi Rakel Dink ise yaptığı açıklamada ''İkrar, tövbe ve özür olmadıkça bu ülkeye kurtuluş gelmez'' şeklinde konuştu.
Hrant Dink'in adının bir okula verileceği haberlerine ilişkin soru üzerine de Rakel Dink, ''Yapsınlar görelim'' dedi.
ÖZ: İTİRAF EDERLERSE RAHATLAYACAĞIZ
Öldürülen Savcı Doğan Öz'ün eşi Sezen Öz de şunları söyledi: ''1978 yılından itibaren bu olayların yaşanmasına sebep olanlar vicdani muhasebe yaparak, gerçekleri ortaya çıkarsınlar, anlatsınlar. İtiraflar olunca biz rahatlayacağız. Umudumuz, ulaşılamaz dedikleri noktaya ulaşılması. O zaman ülkenin tarihinin yeniden temiz bir görünüşle çıkması, devletin ayıklanması söz konusu olacak. Bu cinayetlerle yüzleşilmezse kara bir leke olarak devam eder gider. Cinayetler de devam eder. Biz bunun için mücadele ediyoruz. Siyasi ve adli erkler, elinden ne geliyorsa yapmalı.''
Açıklama yapılırken Rakel Dink ile Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi birbirlerine sarıldı.