İlişkili Haberler
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Toplantı sürerken açıklamada bulunan Öztrak, toplantı gündeminde, Elazığ ve Malatya'daki depremin, İdlib'de gerçekleşmeyen ateşkesin, Suriye'den Türkiye sınırlarına yönelen göç dalgasının, doğal gaz faturalarının, Türkiye'nin dünyadaki durumunun olduğunu belirtti.
Öztrak, 24 Ocak'ta akşam saatlerinde merkez üssü Elazığ olan, çevre illerde ve yakın çevrede hissedilen 6,8 büyüklüğünde bir deprem yaşandığını, depremde 40 vatandaşın yaşamını yitirdiğini, bin 607 vatandaşın da yaralandığını söyledi.
Depremde hayatını kaybeden vatandaşlara rahmet, kayıp yakınlarına ve millete baş sağlığı dileyen Öztrak, yaralananların da bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını temenni etti.
Depremin hemen ardından vatandaşların yaralarını sarmak için tüm ülkenin seferber olduğunu aktaran Öztrak, başta sahada canla başla çalışan arama kurtarma ekipleri olmak üzere çalışmalara katkı sağlayan herkese teşekkür etti.
Öztrak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla partinin yönetimindeki büyükşehir belediyelerinin kurtarma ve ilk yardım ekiplerini deprem bölgesine hızla gönderdiğini kaydetti.
Her deprem sonrasında yaşanan sahnelerin, Elazığ depreminde de tekrarlanmasının üzücü olduğunu belirten Öztrak, deprem için milletten toplanan vergilerin nereye harcandığının konuşulması gerektiğini vurguladı.
Öztrak, depremin önlenemeyeceğini ancak önlem alınarak depremin hasarının, can kayıplarının en aza indirebileceğini, bunun da siyasetin ve siyasetçinin işi olduğunu söyledi.
"DEPREM, SİYASİ ŞOV KONUSU YAPILMAYACAK KADAR CİDDİ BİR İŞTİR"
Öztrak, dünyanın tüm demokratik ülkelerinde iktidar sahiplerinin böylesi acı zamanlarda eleştiriye, tenkite açık olmak zorunda olduğunu belirtti.
1999'da yaşanan depremlerin ardından geçici bir süre için özel iletişim vergisi getirildiğini, bu verginin daha sonra AK Parti iktidarınca 2004'ün hemen başında sürekli kılındığını hatırlatan Öztrak, verginin kalıcı hale getirildiği 2004 ile 2019 arasında 65 milyar lira toplandığını kaydetti.
Öztrak, deprem vergileriyle can kaybını ve tahribatı önlemek için neler yapıldığını soran vatandaşa iktidarın bunu kızmadan, tehdit etmeden açıklamak zorunda olduğunu dile getirdi.
Meclisin bunu üç ay önce de tartışmak istediğini, geçen ekim ayında, Türkiye'nin depreme hazırlık durumunun araştırılması için TBMM'ye verilen önergenin AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildiğini kaydeden Öztrak, "Türkiye'nin depremlere hazırlık durumunu depremden önce tartışmayalım, depremde tartışmayalım, depremden sonra da tartışmayalım peki ne zaman tartışacağız? Millet deprem paralarını sorunca iktidar, 'siyaset yapmayın' diyor. Bunu soranlara da soruşturma açılıyor ama bakıyoruz iktidar deprem enkazında dahi siyasi şovu ihmal etmiyor." diye konuştu.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş'un, bugün bakanların basın toplantısında depremde alınan önlemlerle ilgili konuştuğunu anımsatan Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Kurtulmuş hangi sıfatla bakanların basın toplantısına katılıyor, hangi sıfatla konuşuyor? Tam bir parti devleti uygulaması. Dert, algıyı yönetmek. Sağ olsun derdin algıyı yönetmek olduğunu da Elazığ Valisi, açık seçik ifade ediyor. O kadar acı var, insanlar yaşamını kaybetmiş. Sayın Vali, 'Algı çok iyi.' diyor. Algı yönetmek için penguen basını deprem bölgesinde seferber edilmiş. Tabii algı yönetimi dediğimiz zaman AK Parti Genel Başkanını da ihmal edemeyiz.
Deprem bölgelerinde çalışmaların aksamaması için protokolün deprem bölgesine hemen gitmemesi genelde kabul gören bir yaklaşımdır. Orada çalışanlar göçük altındakileri mi kurtaracak, protokolle mi ilgilenecek? Fakat bakıyoruz, Erdoğan çalışmaların sürdüğü alana yanında bir VIP ordusuyla girmiş. Bir de nasılsa denk geliyor, aynı anda göçük altından bir depremzede çıkarılıyor. Erdoğan'ın tam önünden geçiriliyor. O sırada da kameralarla görüntüler alınıp, basına servis ediliyor. Deprem, siyasi şov konusu yapılmayacak kadar ciddi bir iştir."
"UYGUN FİNANSMAN YÖNTEMLERİNİ DEVREYE ALALIM"
Öztrak, Türkiye'nin neredeyse tamamının deprem riski taşıdığının, bu gerçekle depremler yaşanmadan yüzleşilmesi ve tüm gelişmiş ülkeler gibi tedbir alınması gerektiğinin altını çizdi.
Bina envanterinin, depreme dayanıklılık durumunun bir an önce tespit edilmesi, kentsel dönüşümün rant için değil, depremin etkilerinin en aza indirilmesi için kullanılması gerektiğini vurgulayan Öztrak, başta İstanbul olmak üzere depremler için şimdiden kriz masası oluşturulmasının, deprem için yapılan kriz senaryolarının gözden geçirilmesinin önemine işaret etti. Faik Öztrak, şunları kaydetti:
"Bu konuda bizim iktidara açık bir çağrımız var. Siz iktidar olarak kendinize çılgın projeler arayıp duruyorsunuz. Biz size son derece akıllı bir proje öneriyoruz. Gelin aktif fay hatlarında ve hassas deprem bölgelerinde kentsel dönüşüm gerçekleştirmek üzere gelecek 5 yılı seferberlik yılı olarak ilan edelim. Müteahhitleri rant için değil, hayat için seferber edelim. Ortak aklı kullanarak uygun finansman yöntemlerini devreye alalım. Depreme karşı en son inşaat teknolojilerinden yararlanalım, buna uygun inşaat teknolojilerini biz geliştirelim. Bu projenin adını da 'hayatta kal projesi' koyalım."
"KAMUOYUNU AYDINLATMAK YERİNE YAZARI DAVA EDİYOR"
Eski TBMM Başkanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım'ın vatandaşa hesap vermek istemediğini ileri süren Öztrak, gazeteci Mehmet Yılmaz'ın da Yıldırım'a bazı sorular sorduğunu söyledi.
Öztrak, Binali Yıldırım'ın çocuklarının yedi denizde yük taşıyan 30'a yakın gemisi bulunduğunu öne sürerek, "Dördüncü güce mensup bir arkadaşımız millet adına bunların nasıl alındığını öğrenmek istiyor. Sayın Yıldırım, dünyada sorumluluk makamında oturmuş her siyasetçi gibi medeni bir şekilde bilgi vermek, kamuoyunu aydınlatmak yerine yazarı dava ediyor. Bu memlekette her dört gençten birisi işsizken, Sayın Yıldırım ve ailesinin büyük girişim başarılarının sırrını öğrenmek, herhalde tüm gençlerimizin hakkıdır." şeklinde konuştu.
İdlib'de ateşkesin bir defa daha yürümediğini ve çatışmaların yeniden başladığını belirten Öztrak, AK Parti Genel Başkanının İdlib'de 4 milyon kişinin yaşadığını ve bunların 400 bininin Türkiye sınırlarına doğru hareket halinde olduğunu söylediğini ifade etti.
Öztrak, "Erdoğan şimdilik bunlara Türkiye sınırına yakın yerlerde 10 bin briket ev yapılacağını söyledi. Herhalde bu evlerin parası da bizim vergilerimizden çıkacak ama burası Suriye toprağı değil mi? Suriye ordusu bu briket evlerin yapıldığı yerlere geldiğinde ne olacak? Bu iş Suriye'nin meşru yönetimiyle görüşülmeden hallolmaz." değerlendirmesini yaptı.
"NEDEN MERKEZ BANKASININ PARALARINA PEŞİNEN EL KOYUYORSUNUZ?"
Kış aylarıyla beraber milletin doğal gaz ve elektrik faturalarının kabardıkça kabardığını savunan Öztrak, doğal gaz faturalarının, "doğal gaz büzüşmesi var" denilerek şişirildiğini ileri sürdü.
Öztrak, uzun bir aradan sonra sendikaların ilk defa greve gitmeye hazırlandığını, işverenin de buna lokavt kararıyla karşılık verdiğini söyledi.
"Saray iktidarı, seçimde harcamak için Merkez Bankası karına 2019 başında el koymuştu." diyen Öztrak, temmuz ve ağustos aylarında Merkez Bankasının ihtiyat akçelerine de el konulduğunu ileri sürdü. Öztrak, bu şekilde iktidarın geçen yıl Merkez Bankasından 78 milyar lira kullandığını savundu.
Öztrak, "20 Ocak'ta Merkez Bankasını olağanüstü genel kurula götürdüler. Geçtiğimiz yıl karı ve 2018'in ihtiyat akçesinden toplam 41 milyar liraya yine el koydular. Hani ekonomi geçen yıl yükselişe geçmişti? Hani bu yıl ekonomi şahlanış dönemine girecekti? Ekonomi şahlanıyorsa neden Merkez Bankasının paralarına peşinen el koyuyorsunuz?" diye sordu.
Merkez Bankası Kanunu'nun arkasından dolaşıldığını, gerçekleşmemiş karların gerçekleşmiş gibi gösterildiğini iddia eden Öztrak, "22 milyar lira civarında bir kaynağın damadın başında olduğu Hazine'ye aktarıldığı iddia ediliyor. Böyle bir şey dünyanın neresinde olsa yer yerinden oynar. Neden? Çünkü bu paraları Merkez Bankası matbaasını çalıştırarak öder. Yani karşılıksız para basar. Merkez Bankası, bütçe açığını finanse etmek için karşılıksız para basarsa bunun kalpazanlıktan farkı nedir? Sonunda bu uygulamayla milletin cebindeki para pul olur." değerlendirmesini yaptı.
Öztrak, bu konuda bir soru önergesini bu sabah TBMM'ye verdiklerini, hızla cevap beklediklerini bildirdi.
"PARLAMENTER SİSTEMİ BİR AN ÖNCE GETİRMEK ZORUNDAYIZ"
Geçen günlerde iki önemli göstergenin güncel sonuçlarının paylaşıldığını anımsatan Öztrak, The Economist dergisinin "Küresel Demokrasi Endeksi"nde Türkiye'nin 2019'da, 167 ülke arasında 110'uncu sırada yer aldığını, Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından yayımlanan "Yolsuzluk Algı Endeksi"nde ise Türkiye'nin 2019'da 13 basamak birden kötüleşerek 91'inci sıraya kadar düştüğünü aktardı.
Öztrak, "Çok açık. Ucube tek adam parti devleti rejimi, Türkiye'yi tüm uluslararası karşılaştırmalarda aşağıya doğru çekmeye devam ediyor. Bu rejimle geçecek her gün Türkiye için büyük kayıptır. Milletin aşını, işini büyütmek için güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistemi bir an önce getirmek zorundayız." ifadesini kullandı.
Faik Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
2004-2019 yılları arasında kalıcı hale getirilen iletişim vergisinde toplanan paranın nereye harcandığını bilip bilmediklerine ilişkin bir soru üzerine Öztrak, şu yanıtı verdi:
"Nereye harcandığını bilmiyoruz. Depremle ilgili olarak merkezi yönetim bütçesinden hangi harcamaların yapıldığı konusunda yeterli saydamlık yok, bu konuda açık seçik bazı bilgilere sahip değiliz. Oysa bu ülkenin en önemli gerçeklerinden biri deprem. Ekonomik kriz geçer, diğer şeyler geçer ama Türkiye'nin en büyük sıkıntısı olan deprem meselesi geçmeyecektir. Bununla ilgili mutlaka önlem almak gerekir ama bu konuda hangi önlemleri alıyoruz, ne kadar kaynağı buraya veriyoruz, bugüne kadar ne yapıldı bunlara cevap veren yok. Bu sorulduğunda da sinirleniyorlar, tehdit ediyorlar."
"CHP yöneticilerinden 'merkezi yönetim' ifadeleri duyulmaya başlandı. Merkezi yönetim ifadesiyle ne kastedilmeye çalışılıyor?" sorusunu Öztrak, "Deprem vergilerini kim topluyor? Belediyeler mi? Hayır. Merkezi yönetim. Merkezi yönetimden kastımız, Ankara. Biz de soruyoruz, Ankara deprem nedeniyle topladığı vergilerle ilgili olarak hangi önlemleri alıyor? O nedenle merkezi yönetim diyoruz." şeklinde yanıtladı.
"FETÖ'den tutuklu eski MİT mensubu Enver Altaylı iddianamesinde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun danışmanının da ismi geçiyor. Buna ilişkin değerlendirmeniz olacak mı?" sorusuna karışılık Öztrak, "Rasim Bey zaten gerekli açıklamaları yaptı, benim bu açıklamalara ilave edilecek bir sözüm yoktur ama şunu söylemeyi görev bilirim, bu partiye mensup ya da bu partide çalışan hiçbir kişi, vatan haini olmaz, darbecileri desteklemez. Rasim Bey de hiçbir şekilde darbeyi, darbecileri desteklemez." değerlendirmesini yaptı.