İlişkili Haberler
Emniyetin faaliyet raporunda, Suudi gazetecinin öldürülmesinin ardından basında yer alan bilgilerin yanı sıra kamuoyunun ilk kez duyacağı önemli detaylar da yer buldu.
Raporda, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu konutunda 2 su kuyusu, bir de doğalgaz ve odunla ateşlenebilen tandır bulunduğu belirtildi.
Raporda, çifte ateş ile ısı değeri bin dereceye kadar yükseltilebilen tandırın bu ısı derecesiyle yakılması halinde DNA'dan tek bir zerre bile bırakmadığına vurgu yapıldı.
"KEMİKTEN ELDE EDİLEN DNA ANALİZİ" UZMANI
Olay günü başkonsolosluğa giriş yapan 15 kişilik infaz ekibinin içinde yüksek lisans tezini "Kemikten elde edilen DNA analizi" üzerine yapan Suudi İçişleri Bakanlığı Adli Tıp Uzmanı 47 yaşındaki Tabip Yarbay Salah Mohammed A. Tubaigy'in bulunduğu belirtildi.
Raporda, bu kişinin çürüyen ve yakılan kemikler üzerinde DNA olup olmadığını bilebilecek uzmanlığa sahip olduğuna dikkati çekildi.
32 PORSİYON PİŞMEMİŞ ET SİPARİŞİ
Bölgede yapılan araştırmalarda infaz timinin Kaşıkçı'yı öldürdükten sonra konuta ünlü bir restorandan 32 porsiyon pişmemiş et sipariş edildiği aktarılan raporda, "İster istemez akıllara birçok soru daha takılıyor... Tandırda et pişirmek önceden yapılan planların bir parçası mıydı? Elbette bu sorular aydınlatılacak. Araştırmalar henüz sonuçlanmış değil" ifadelerine yer verildi.
"ABD'DEN İLGİNÇ İHBAR"
Kaşıkçı cinayetiyle ilgili soruşturma yürüten Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün, toplamda 224 ihbarı değerlendirmeye aldığı kaydedilen raporda, en ilginç ihbarlardan birinin ABD'den geldiği belirtildi.
Buna NASA ile irtibatlı olduğunu ifade eden bu kişinin "Cemal Kaşıkçı'yı Kahire'ye götürüp öldürdüler" dediği aktarılan raporda, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün ciddi bulduğu her bildirimi dikkatle incelediği vurgulandı.
"HATİCE CENGİZ İKİNCİ KURBAN OLABİLİRDİ"
Raporda olay günü Kaşıkçı'yı konsolosluğun kapısında bekleyen görevlinin anında içeriye bilgi verdiğini belirtilerek, "Aynı görevli Hatice Cengiz'i gördüğü halde içeriye 'Kaşıkçı'yı dışarıda bekleyen var.' demiyor. Bahsetmiş olsa belki infaz durdurulurdu. Bir ihtimal daha var... Belki de Hatice Cengiz nişanlısı gibi o vahşetin ikinci kurbanı olacaktı" değerledirmesine yer verildi.
Kimyasallarla temizlenmiş alanların planlı cinayetin delillerinin karartıldığının işareti olduğu aktarılan raporda, infaz timinin otelde bırakılması gerekirken yanlarına aldıkları bavulları girişte kolaylıkla taşıdıkları, çıkışta ise zorlanarak götürdüklerine dikkati çekildi.
Bu bilgiler ışığında emniyet yetkilileri, Kaşıkçı'nın infaz edildikten parçalanmış cesedinin yakılmış olabileceği ihtimali üzerinde duruyor.
İŞBİRLİKÇİNİN GÖRÜNTÜLERİ DE İLK KEZ YAYINLANDI
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün 2018 Yılı Faaliyet Raporu'nda, "Cemal Kaşıkçı Vahşeti" başlığıyla ayrı bir bölüm oluşturulup cinayete iliştin detay ve değerlendirmelere yer verildi.
Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na giriş anı ile sonrasında yaşanan gelişmelere değinilen raporda, cinayet için 3 ayrı uçakla gelen 15 kişilik infaz timinin İstanbul'a varış saatlerinin detayları anlatıldı.
Raporda, söz konusu infaz ekibinin, Kaşıkçı'dan önce, yanlarında otelde kalması gereken bavullarla konsolosluğa giriş yaptığı ifade edilerek, "Bir soru daha beliriyor. Burada yatmayacaklarına göre bu bavullar neyin nesi? Birkaç saat dahi dinlenmeyen ekip üyelerinin erken saatte başkonsoloslukta ne işi var?" soruları yöneltildi.
"KİRLİ TEZGAH ÇÖZÜLDÜ"
MİT'in desteğiyle kirli tezgahı çözen İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün noktayı koyduğu belirtilen raporda, şu ifadeler yer aldı:
"Cemal Kaşıkçı dışarı çıkmıyor, daha doğrusu kendi iradesiyle. Sadece otelde kalması gereken bavullar taşınıyor. Görüntülere bakılırsa girişte kolaylıkla taşınan bavullardan biri, bu kez güçlükle çekiliyor. Dikkat çeken bir diğer ayrıntı ise araç hareketliliğine yönelik... O bavullar ve çöp poşetleri, saat 15.21'de siyah renkli camları karartılmış VIP minibüse yükleniyor. Eşlik eden araç da zırhlı bir otomobil. Araçların son durağı ise 200 metre ilerideki başkonsolosluk konutu oluyor."
"DUBLÖR, İŞBİRLİKÇİ İLE DIŞARI ÇIKIYOR"
Cinayetin ardından Kaşıkçı'nın kıyafetlerini giyen dublörün Cemal Kaşıkçı'nın sakalına benzeyen takma sakal takarak konsolosluktan çıktığı anlatılan raporda, "Yanında beyaz bir poşet taşıyan işbirlikçi var, kapüşonlu. Dikkatli bakıldığında poşette kıyafet olduğu belli oluyor" denildi.
Raporda, infaz ekibinden olan ve Mustafa Muhammed M. Almadani olduğu tespit edilen bu kişinin Sultanahmet Camisi'nde kıyafet değişimi yaparak, elindeki poşeti çöp kutusuna attığı kaydedildi.
Kamuoyunda sıklıkla dile getirilen "İnfaz timini İstanbul'dan götüren özel jetlerden birincisinin neden kontrol edilmediği" konusunun aydınlatılması gerektiği bildirilen raporda, "Cemal Kaşıkçı 13.12'de giriş yapıyor. Hatice Cengiz durumu saat 16.00 civarında bildiriyor. Ardından polis merkezine gidiliyor. 6 kişiyi taşıyan ilk jetin havalanma saati ise 17.40. İkinci jet 7 kişiyle saat 21.00'de ayrılıyor. Geriye kalan iki kişi ise son jetin kalkışından 3 saat sona tarifeli seferle saat 00.18'de İstanbul'dan ayrılıyor. Yani kayıp bildirim saati ile jetin havalanma saati arasında bir saat bulunuyor. Kameranın geriye dönük taranması bile en az 5 saatlik bir süreç. Buna rağmen ikinci jet gözden geçirildi" değerlendirmesi yapıldı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün cinayet soruşturmasının her aşamasında "milli duruş" sergilediğine vurgu yapılan raporda, "MİT'le müthiş bir koordinasyon sağlandı. 100'den fazla görevli en ufak bir ayrıntıyı dahi sızdırmamak için özel çaba sarf etti. Sürülen her iz, muhatabını zor durumda bıraktı. Ortaya çıkan delilleri gören ülke temsilcileri, ertesi gün farklı açıklamalar yapmak zorunda kaldı. Sonunda bütün dünya Türkiye'ye komplo kurulamayacağını net bir şekilde anladı" ifadelerine yer verildi.
ADIM ADIM CEMAL KAŞIKÇI CİNAYETİ