Bursa'da infaz koruma memuru Cengiz Yiğit'in şehit olduğu, 4 kişinin de yaralandığı cezaevi servis aracına yönelik bombalı saldırıyla ilgili soruşturma 9 ay sonra tamamlandı.
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede sanıklar Seda Baykan, Dilek Arsu, Mehmet Mustafa Uzkar ve Cebrail Gündoğdu’nun, ‘Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma’, ‘tasarlayarak kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle bombalama suretiyle tasarlayarak öldürme ve öldürmeye teşebbüs’, ‘tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme’, ‘kamu malına zarar verme’, ‘mala zarar verme’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından 913'er yıla kadar hapsi istendi.
Bursa 8’inci Ağır Ceza Mahkemesine sunulan iddianamede, el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu yaralananlar ile tanık ifadelerine yer verilirken, patlamadan hemen sonra saldırıyı gerçekleştiren şüphelilerin tespit edilmesi için yoğun bir araştırmaya başlandığı, özellikle çevrede bulunan kamera görüntülerinin incelendiği ve sosyal medya üzerinden patlamaya ilişkin araştırmalar yapıldığı belirtilerek, patlamayı, Devrimci Karargah, DKP/BÖG, MKP, MLKP, MLSPB, TİKB, TKEP-L, TKP/ML ve PKK/KCK/YPG silahlı terör örgütlerinin birlikte oluşturduğu HBDH terör örgütünün üstlendiği kaydedildi.
Yapılan araştırmalarda, öncelikle el yapımı patlayıcının konulduğu aydınlatma direğini gösteren görüntülere ulaşılmaya çalışıldığı kaydedilen iddianamede, şu ifadeler yer aldı:
"Bu kapsamda yapılan araştırmalarda, olaydan bir gün önce akşam saatlerinde EYP'nin konulduğu aydınlatma direğinin yakınında dolaşan bir kadın şahsın belirlendiği, İl Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce söz konusu şahsın, hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu nedeniyle başka bir soruşturmada yakalama kararı bulunan Seda Baykan olduğu belirlendi. Bunun üzerine şüphelinin olay tarihinden önce ve sonra yapmış olduğu hareketlerin takibi için hemen hemen şehirdeki tüm güvenlik kamerası görüntüleri incelendi ve şüpheliyle hareket eden, yine hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yakalama kararı bulunan Dilek Arsu'ya ulaşıldı."
İddianamede, şüphelilerin patlamadan 10 ay önce Bursa'ya geldiklerinin tespit edildiğine dikkat çekilerek, kiraladıkları evin sahibini de kandırdıkları belirtildi. İddianamede, "Zanlıların eylem yapmak amacıyla keşif faaliyetlerinde bulundukları, Gülbahçe Mahallesi'nde bulunan bir evi kiraladıkları ve burada kalmaya başladıkları belirlendi. Şüphelilerden Dilek Arsu'nun kendisini Rüya, Seda Baykan'ın ise Aysun olarak tanıttığı tespit edildi" denilerek, ev sahibinin, 2 sanığın saldırıdan bir gün önce evi boşalttığı yönündeki ifadesine de yer verildi.
EYP’Yİ BIRAKMAK İÇİN GÜNEŞİN BATMASINI BEKLEDİ
Arsu ve Baykan’ın olay öncesinde, sırasında ve sonrasında tespit edilen ve kameralara yansıyan hareketlerinin kronolojik sıralaması da iddianamede yer aldı. İddianamede, Seda Baykan'ın patlamadan bir gün önce üzerinde koyu renkli başörtüsü, yüzünde beyaz maske, siyah sırt çantası, koyu renkli pardösü, kırmızı pantolon ve içerisinde EYP'nin olduğu değerlendirilen beyaz bez çanta ve yine sol elinde siyah bir şemsiye ile yürüdüğünün görüldüğü belirtildi. Sanığın EYP taşıdığı çantayla gün boyu 5 toplu taşıma aracı kullanarak olay yerine gittiği ve deşifre olmamak için kıyafet değiştirdiği aktarılan iddianamede, Baykan'ın patlayıcıyı olay yerine bırakmadan önce insan yoğunluğunun azalması için güneşin batmasını ve iftar saatinin gelmesini beklediği kaydedildi.
Saldırının gerçekleştiği 20 Nisan'da ise Seda Baykan'ın çeşitli aktarmalar yaparak saat 07.41 sıralarında patlamanın gerçekleştiği yerin karşı tarafına ulaştığı, burada beklemeye başladığı, ceza infaz kurumuna ait servis aracının geçişi sırasında uzaktan kumandalı düzenekle EYP'yi infilak ettirdiği bilgisi verilen iddianamede, sanığın daha sonra olay yerinden hızla uzaklaşarak, kendisine yönelik takibi zorlaştırmak amacıyla çok sayıda toplu taşıma aracı kullandığı ifade edildi.
SAKLANDIKLARI EVLERDE BİYOLOJİK ÖRNEKLERE RASTLANDI
İddianamede, haklarında yakalama kararı çıkarılan sanıklar Seda Baykan ve Dilek Arsu'nun İzmir'in Dikili ilçesinde eylem hazırlığı içerisinde bulundukları ve hücre evinde saklandıkları yönünde bilgiler edinilerek Mehmet Mustafa Uzkar ile yakalandıkları aktarıldı. Hücre evinde ele geçirilen malzemeler ve şüpheli Mehmet Mustafa Uzkar'ın elektrik-elektronik işlerinden anlayan biri olduğu dikkate alındığında, EYP ve uzaktan kumandanın şüpheli tarafından yapıldığının değerlendirildiği belirtildi.
Sanıklar Seda Baykan ve Dilek Arsu'nun yakalandıktan sonra susma hakkını kullandığı, Uzkar'ın ise savunma yaptığı belirtilen iddianamede, Cebrail Gündoğdu'nun da Menemen ilçesinde yakalandığı ve saklandıkları evlerde sanıklara ait biyolojik örneklere rastlandığı, bomba yapımına yönelik dijital materyaller ele geçirildiği kaydedildi.
PATLAYICI BALIKESİR'İN EDREMİT İLÇESİNDE HAZIRLANMIŞ
İddianamede, Seda Baykan ve Dilek Arsu'nın saldırı için keşif yaptıkları sırada, Mehmet Mustafa Uzkar ve Cebrail Gündoğdu'nun Balıkesir'in Edremit ilçesindeki hücre evinde patlamaya neden olan el yapımı patlayıcıyı hazırladıkları, saldırıdan sonra izlerini kaybettirdiklerini düşünen sanıkların başka eylem arayışına girdikleri ve bu amaçla İzmir'de eylem yapmaya karar verdikleri de belirtildi.
İddianamenin Bursa 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilmesinin ardından 4 sanığın yargılanmasına başlanacak.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Bursa'da 20 Nisan'da, E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu'na giden infaz koruma memurlarını taşıyan otobüsün geçişi sırasında bombalı saldırı düzenlenmiş, infaz koruma memuru Cengiz Yiğit (36) şehit olmuş, 4 kişi yaralanmıştı.
Saldırının faillerinden MLKP üyesi Seda Baykal, Dilek Aksu ile Mehmet Mustafa Uskar, 17 Eylül'de düzenlenen operasyonla İzmir'in Dikili ilçesinde yakalanmıştı.
İçişleri Bakanlığı, 22 Ekim'de de saldırının faillerinden Cebrail Gündoğdu'nun, İstihbarat Başkanlığı koordinesinde sürdürülen ve MİT Başkanlığınca destek verilen çalışmalar sonucu, Menemen ilçesinde, İzmir Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yakalandığını duyurmuştu.
Gündoğdu'nun, Bursa'daki eylemde, bombanın Balıkesir'deki hücre evinde hazırlanması ve getirilmesi sürecinde yer aldığı kaydedilmişti.