Deniz Baykal partisinin Meclis grubu toplantısında mayınlı arazi tartışmasına değindi.
Baykal şöyle konuştu: "Mayınlı arazilerin nasıl değerlendirileceği en temel konumuzdur. Bu konuda bir süre önce hükümetin bir kararname girişimi olmuştu. Hükümet 2004'te bir girişim başlattı. Bir kararname ile bir yabancı firma tarafından temizlenmesi karşılığı 40 küsür yıllık araziyi kullanma kararnamesi düzenlendi.
Şimdi bu bizim hukuk sistemimize aykırı. Arazilerin mayından temizlenmesi için yapılması gereken ayrı bir iştir. Bu arazinin nasıl kullandırılacağı konusu bir başka iştir. İkisi bir kararnamede olmaz.
Bu konuda Danıştay yürütmeyi durdurdu ve kararnameyi iptal etti. Hükümet bunu gördü bir kanun teklifi ile geldi. Kararname ile yapamadı, kanunla hukukun arkasından dolanmaktır. İş yine yanlış. Danıştay kararnamedeki yanlışı belirledi. Yasadakini Anayasa Mahkemesi belirler. Bu karar hukuken ve siyaseten sorgulanmalıdır.
Dünya'da bir çok ülke bunu yaptı. Mayın temizlemesi işini yaptı. Var mı başka bir ülke bizim ghibi yapan. Üstelik bizimki terör bölgesinde... "Bu işin yapma sorunluluğunu biz üstleniriz. Yönetmeliğe aykırı ise kanun çıkartırız' diyorlar. Meclise bu dayatmaca getirilmiştir. Yapılacak iş mayın temizleme ise kanuna gerek yok. Bakanlar Kurulu yaptırabilir. Ama iş arazinin devri ise bu kanun işidir. Bu yetki Meclis'indir.
Elimizde bazı veriler var inanılır gibi değil. NATO 4,5 milyon mayın temizledi. NATO'ya bağlı NAMSA var. Ukrayna, Azerbeycan ve Ürdün'de çok uygun rakamlara mal edildi.
Koca Türkiye oraları temizlemekten aciz kaldı. Bunu kim alırsa alsın diyecek. Bu kadar sorumsuzluğu kabul etmek mümkün değil. Dünyada böyle sorun çözen tek ülke yoktur. 216 bin dönüm bir arazi kazanımı söz konusu. Yüzde 70'i 1 ya da 2. sınıf tarım arazisi. Bu sadece mayından kurtulma konusu değildir. Bu o bölgede bir sosyalleşme, bölgenin oradaki ekonomisi düzeltmek için bir fırsattır. Bundan nasıl Türkiye vazgeçebilir.
Oradaki topraksız köylülere arazinin dağıtılması bir barış projesidir. Ayda yılda bir kaç trilyon ödemekten vazgeçelim diye bundan vazgeçilir mi?
Genelkurmay NAMSA'yı adres gösteriyor. Ama hükümet NAMSA ile hiçbir görüşme yapmamış. Teklif aldınız mı, NAMSA’ya sordunuz mu?
Birilerine ihalie etmek için hazırlık yaptınız da niye NAMSA’ya sormadınız. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Bu büyük bir sorumsuzluktur. Bu kanun derhal geri çekilmelidir."
Baykal şöyle konuştu: "Mayınlı arazilerin nasıl değerlendirileceği en temel konumuzdur. Bu konuda bir süre önce hükümetin bir kararname girişimi olmuştu. Hükümet 2004'te bir girişim başlattı. Bir kararname ile bir yabancı firma tarafından temizlenmesi karşılığı 40 küsür yıllık araziyi kullanma kararnamesi düzenlendi.
Şimdi bu bizim hukuk sistemimize aykırı. Arazilerin mayından temizlenmesi için yapılması gereken ayrı bir iştir. Bu arazinin nasıl kullandırılacağı konusu bir başka iştir. İkisi bir kararnamede olmaz.
Bu konuda Danıştay yürütmeyi durdurdu ve kararnameyi iptal etti. Hükümet bunu gördü bir kanun teklifi ile geldi. Kararname ile yapamadı, kanunla hukukun arkasından dolanmaktır. İş yine yanlış. Danıştay kararnamedeki yanlışı belirledi. Yasadakini Anayasa Mahkemesi belirler. Bu karar hukuken ve siyaseten sorgulanmalıdır.
Dünya'da bir çok ülke bunu yaptı. Mayın temizlemesi işini yaptı. Var mı başka bir ülke bizim ghibi yapan. Üstelik bizimki terör bölgesinde... "Bu işin yapma sorunluluğunu biz üstleniriz. Yönetmeliğe aykırı ise kanun çıkartırız' diyorlar. Meclise bu dayatmaca getirilmiştir. Yapılacak iş mayın temizleme ise kanuna gerek yok. Bakanlar Kurulu yaptırabilir. Ama iş arazinin devri ise bu kanun işidir. Bu yetki Meclis'indir.
Elimizde bazı veriler var inanılır gibi değil. NATO 4,5 milyon mayın temizledi. NATO'ya bağlı NAMSA var. Ukrayna, Azerbeycan ve Ürdün'de çok uygun rakamlara mal edildi.
Koca Türkiye oraları temizlemekten aciz kaldı. Bunu kim alırsa alsın diyecek. Bu kadar sorumsuzluğu kabul etmek mümkün değil. Dünyada böyle sorun çözen tek ülke yoktur. 216 bin dönüm bir arazi kazanımı söz konusu. Yüzde 70'i 1 ya da 2. sınıf tarım arazisi. Bu sadece mayından kurtulma konusu değildir. Bu o bölgede bir sosyalleşme, bölgenin oradaki ekonomisi düzeltmek için bir fırsattır. Bundan nasıl Türkiye vazgeçebilir.
Oradaki topraksız köylülere arazinin dağıtılması bir barış projesidir. Ayda yılda bir kaç trilyon ödemekten vazgeçelim diye bundan vazgeçilir mi?
Genelkurmay NAMSA'yı adres gösteriyor. Ama hükümet NAMSA ile hiçbir görüşme yapmamış. Teklif aldınız mı, NAMSA’ya sordunuz mu?
Birilerine ihalie etmek için hazırlık yaptınız da niye NAMSA’ya sormadınız. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Bu büyük bir sorumsuzluktur. Bu kanun derhal geri çekilmelidir."