Bölgeden dokuz ülke, üç yıl önce Baltık Denizi'ni 2021 yılında yeniden sağlığına kavuşturmak hedefiyle anlaşmıştı.
Şimdi hükümetler ve iş çevrelerinin bunun nasıl sağlanacağı konusunda uzlaşması gerekiyor.
Balık stokları aşırı avlanma yüzünden tükenen, yoğun deniz trafiği ile kirlenen ve denize karışan kentsel ve tarım atıkları nedeniyle doğal dengesi bozulan bölge konusunda geçen hafta da ciddi endişeler dile getirildi.
Yetkililer özellikle atık ve gübrelerin içindeki kimyasal maddeler etkisiyle deniz yosunlarının hızla yaygınlaştığını söylüyor; bunların ise denizdeki oksijeni tüketerek bir tür 'çölleşme' yarattığının altını çiziyor.
Son olarak geçen hafta Moskova yönetimi, 1990'lara dek kimyasal ve nükleer atıklarını da denize dökmekle itham edildi.
Rusya ise bu suçlamaları reddediyor.
Rusya ayrıca Baltık Denizi tabanından geçen Kuzey Akımı (Nordstream) gaz boru hattı konusunda da ateş altında.
Rusya'dan Almanya'ya doğal gaz taşıyacak projenin çevresindeki deniz yaşamını öldüreceği söyleniyor.
Helsinki'deki toplantıya katılanlar arasında Rusya Başbakanı Vladimir Putin de var.
Rusya'nın Baltık Denizi'ni kurtarma girişimlerine destek vermesi memnuniyetle karşılansa da pek çokları, bölgenin en büyük ülkesinin zaten oluşan kirliliğin de başlıca sorumlusu olduğunu savunuyor.
Çevreciler, zirveden sadece sözlerin değil, somut kararların çıkmasını istiyor.
Ev sahibi Finlandiya'nın Cumhurbaşkanı Tarja Halonen "bir an evvel bir şeyler yapmamız gerektiği açık" diye konuştu ve ekledi:"Mucize beklemiyoruz, ama ciddiyetle çalışırsak mucizeler yaratabiliriz."
Kıyılarında 90 milyon kişinin yaşadığı Baltık Denizi, Greenpeace'e göre o kadar kirli ki, hamileler burada tutulmuş balıkları yememeli.
Zirvede bölgeden 11 ülke temsil ediliyor. Bunlar: Norveç, İsveç, Danimarka, Almanya, Polonya, Rusya, Estonya, Letonya, Litvanya, Belarus ve Finlandiya.
Litvanya lideri Dalia Grybauskaite Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, AGİT ve NATO'dan da deniz dibinin temizlenmesi için yardım istenmesini savundu.
Polonya Başbakan Yardımcısı Waldemar Pawlak ise ülkesinin atık su arıtma çalışmalarına 8 milyar euro yatırım yapacağını açıkladı.
Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg ise dünyanın taşımacılık trafiğinin yüzde 15'inin buradan geçtiğine dikkat çekti.
Zirvede katılımcılara sunulan 140 kadar öneri arasında atık suların arıtılması, seyir güvenliğinin artırılması için gemilerle sahil koruma yetkilileri arasında iletişimin güçlendirilmesi gibi başlıklar yer alıyor.
Nispeten sığ olan ve yarı kapalı bir havza biçimindeki Baltık Denizi sınırlı akıntılar nedeniyle kirliliğe son derece açık durumda.
Şimdi hükümetler ve iş çevrelerinin bunun nasıl sağlanacağı konusunda uzlaşması gerekiyor.
Balık stokları aşırı avlanma yüzünden tükenen, yoğun deniz trafiği ile kirlenen ve denize karışan kentsel ve tarım atıkları nedeniyle doğal dengesi bozulan bölge konusunda geçen hafta da ciddi endişeler dile getirildi.
Yetkililer özellikle atık ve gübrelerin içindeki kimyasal maddeler etkisiyle deniz yosunlarının hızla yaygınlaştığını söylüyor; bunların ise denizdeki oksijeni tüketerek bir tür 'çölleşme' yarattığının altını çiziyor.
Son olarak geçen hafta Moskova yönetimi, 1990'lara dek kimyasal ve nükleer atıklarını da denize dökmekle itham edildi.
Rusya ise bu suçlamaları reddediyor.
Rusya ayrıca Baltık Denizi tabanından geçen Kuzey Akımı (Nordstream) gaz boru hattı konusunda da ateş altında.
Rusya'dan Almanya'ya doğal gaz taşıyacak projenin çevresindeki deniz yaşamını öldüreceği söyleniyor.
Helsinki'deki toplantıya katılanlar arasında Rusya Başbakanı Vladimir Putin de var.
Rusya'nın Baltık Denizi'ni kurtarma girişimlerine destek vermesi memnuniyetle karşılansa da pek çokları, bölgenin en büyük ülkesinin zaten oluşan kirliliğin de başlıca sorumlusu olduğunu savunuyor.
Çevreciler, zirveden sadece sözlerin değil, somut kararların çıkmasını istiyor.
Ev sahibi Finlandiya'nın Cumhurbaşkanı Tarja Halonen "bir an evvel bir şeyler yapmamız gerektiği açık" diye konuştu ve ekledi:"Mucize beklemiyoruz, ama ciddiyetle çalışırsak mucizeler yaratabiliriz."
Kıyılarında 90 milyon kişinin yaşadığı Baltık Denizi, Greenpeace'e göre o kadar kirli ki, hamileler burada tutulmuş balıkları yememeli.
Zirvede bölgeden 11 ülke temsil ediliyor. Bunlar: Norveç, İsveç, Danimarka, Almanya, Polonya, Rusya, Estonya, Letonya, Litvanya, Belarus ve Finlandiya.
Litvanya lideri Dalia Grybauskaite Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, AGİT ve NATO'dan da deniz dibinin temizlenmesi için yardım istenmesini savundu.
Polonya Başbakan Yardımcısı Waldemar Pawlak ise ülkesinin atık su arıtma çalışmalarına 8 milyar euro yatırım yapacağını açıkladı.
Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg ise dünyanın taşımacılık trafiğinin yüzde 15'inin buradan geçtiğine dikkat çekti.
Zirvede katılımcılara sunulan 140 kadar öneri arasında atık suların arıtılması, seyir güvenliğinin artırılması için gemilerle sahil koruma yetkilileri arasında iletişimin güçlendirilmesi gibi başlıklar yer alıyor.
Nispeten sığ olan ve yarı kapalı bir havza biçimindeki Baltık Denizi sınırlı akıntılar nedeniyle kirliliğe son derece açık durumda.