Yazımı yazmadan hemen önce çok kötü bir haber aldık. Galatasaray'ın eski başkanlarından Sayın Özhan Canaydın vefat etti. Öncelikle, ailesine ve yakınlarına ondan sonra Galatasaray camiasına ve futbol ailesine baş sağlığı diliyorum. Her ne kadar tanışma şansı bulamasam da Özhan Başkan'ın çok iyi bir insan ve önemli bir futbol adamı olduğunu düşünüyorum..Galatasaray Camiasının ona olan saygısını ve vefasını en güzel şekilde göstereceğine inanıyorum. Hayatta böyle durumlar var, ailesinin yaşadıklarını çok iyi anlayabiliyorum, ben de yakınlarımı kanserden kaybetmiş biri olarak huzur içinde yat Özhan Başkan demek istiyorum..
Kongre sürecine gelirsek, evet belki bu kötü haber sonrası buruk bir kongre olacak. Ancak, Galatasaray tarihinin en önemli seçimlerinden biri olacak bu seçimin, sarı-kırmızılı takım geleceğine yön vereceğine inanıyorum. Sarı-kırmızılılar yeni stadla birlikte, hem gelirlerinin daha büyüyeceği hem de yeni projelerle kendisini yenilemesi gerektiği bir döneme girecek bu seçim sonrası. Galatasaray'ın Trabzonspor yenilgisi sonrası şampiyonluk şansının da iyice azaldığını düşünürsek, Adnan Polat'ın 2 hedefine ulaşamamış diğer hedefinde ise işini şansa bırakmış bir takımın başkanı olarak girecek bu seçime. Onun için zor geçecek gibi gözüküyor.
Adnan Polat'ın geçtiğimiz 2 yıllık başkanlık sürecinde yaptığı çok iyi işlerin yanı sıra soru işaretleriyle dolu icraatları da var. Evet, sayın başkanın işi çok zor, belki de Galatasaray'ın en zor döneminde takıma sahip çıktı. Çok önemli oyuncuları ve en önemlisi çok büyük bir teknik adamı takıma kazandırdı. Ancak bazı yanlışlarından da dönmedi. Mesela bunlardan biri hala Adnan Sezgin'in transferlerle ilgilenmesi. Ben açıkçası bunun Galatasaray'a zarar verdiğini düşünüyorum.
Diğer başkan adayı Adnan Öztürk'e gelince; düşünceleri, vizyonu ve projeleri beni heyecanlandırmayı başardı. Bu kongrede başkan olur, olamaz bilemem..Ancak yapmak istedikleri Türkiye'de uzun süre önce başlatılması gereken bir projeydi esasında.. Futbolu profesyonellerle yönetip, başkanın sadece kulübü yönetmesini sağlayacak bir sistem. Öztürk, bu yolda da çok önemli 3 ismi Türkiye'ye getirmeye ikna etti. Bu 3 isim Esteve Calzada, Thomas Kurth ve Peter Kenyon.. Bu isimler gerçekten futbol için çok önemli isimler, evet Türkiye diğer ülkelere göre farklı ortamı olan bir ülke. Belki bu 3 isim başarılı olamayabilir, tıpkı bugün Rijkaard'ın eleştirildiği gibi eleştirilebilir. Ancak bunları getirmeyi düşünmek bile müthiş bir vizyondur ve bunu tebrik etmek gerekir..
Cumartesi günü Adnan Öztürk'ün Lütfi Kırdar Kongre Salonu'nda verdiği tanıtım toplantısına gittim. Hem bu 3 önemli futbol adamını görmek hem de Öztürk'ün diğer projelerini dinlemek için.. Açıkçası bu toplantıdan da bekletimin üstünde etkilenerek çıktım. Öncelikle 3 önemli futbol adamın konuşmalarını ve özelliklede Barcelona'da marketing kısmında devrim yaratmış Calzada'nın konuşmasını çok beğendim. Eğer Calzada bunları uygulayabilecekse, sarı-kırmızılıların önünün açık olacağını düşünüyorum.
Bu projelerin dışında artık sarı-kırmızılı takımda artık futbol şubesinin olmayacağını, herşeyin Futbol A.Ş'ye bağlı olacağını ve transferlerin dahil buradan yönetileceğini öğrendim. Onun dışında Avrupa'da özellikle de İngiltere'de kullanılan ve başarıya ulaşmış Scout sisteminin takıma kazandırılacağını öğrendim.
Scout sistemi: Bir gurubun takım için sürekli futbolcu izlediği ve izlenimlerini teknik adamlarla paylaştığı bir sistem. Avrupa kulüpleri bu sistemle imrendiğimiz yıldızları genç yaşlarda takımlarına katıp, o takımın kimyası içinde büyümesini sağlıyor. Ya da parlamakta olan bir yıldızın önceden keşfedilmesini... Bu sistemle transfer yanlışlarının daha aza ineceğini ve menajer tavsiyeleriyle futbolcu alma devrinin biteceğini düşünüyorum.
Adnan Öztürk'le bu toplantıdan sonra kısa bir süre de olsa konuşma şansı buldum. Bu konuşmada da kendisinin görüşleri beni oldukça etkiledi. Galatasaray için çok önemli düşüncelerinin olduğu ve Galatasaray'ı kendisinin de dediği gibi "Dünyanın en büyük 10 kulübü takımı arasına" sokmak için çok çalışacağını gördüm. Etrafında belki futbol camiasının ismini çok duymadığı ancak işlerinde çok başarılı olan insanlar var..Gerçekten kazansa da kazanmasa da Adnan Öztürk'ün kulübe katmak istedikleri bu yenilikleri ve vizyonunu alkışlamak gerekir. Adnan Polat'ın da bu seçimi kazanırsa, yeni sistemi kurmak için Adnan Öztürk'le görüşmesi gerektiğini düşünüyorum.
Son olarak bir şey söylemek istiyorum.. Şu son 2 günde Adnan Başkanın tavrının biraz yanlış olduğunu düşünüyorum. Galatasaray etiği içinde alttan vurmak yoktur. Ancak gerek Özhan Canaydın konusunda yaptığı açıklamalarla, gerekse 'Kulübü patronundan izin alarak mı yönetecek' açıklamasıyla Adnan Başkanın biraz bu yolda olduğunu görmek beni üzdü. Umarım ben yanlış anlamışımdır, Galatasaray böyle tartışmaların yaşanacağı, başkanların birbirine savaş açtığı bir kulüp değildir ve olmamalıdır. Bunu kim yaparsa yanlış yapar..
Kongre sürecine gelirsek, evet belki bu kötü haber sonrası buruk bir kongre olacak. Ancak, Galatasaray tarihinin en önemli seçimlerinden biri olacak bu seçimin, sarı-kırmızılı takım geleceğine yön vereceğine inanıyorum. Sarı-kırmızılılar yeni stadla birlikte, hem gelirlerinin daha büyüyeceği hem de yeni projelerle kendisini yenilemesi gerektiği bir döneme girecek bu seçim sonrası. Galatasaray'ın Trabzonspor yenilgisi sonrası şampiyonluk şansının da iyice azaldığını düşünürsek, Adnan Polat'ın 2 hedefine ulaşamamış diğer hedefinde ise işini şansa bırakmış bir takımın başkanı olarak girecek bu seçime. Onun için zor geçecek gibi gözüküyor.
Adnan Polat'ın geçtiğimiz 2 yıllık başkanlık sürecinde yaptığı çok iyi işlerin yanı sıra soru işaretleriyle dolu icraatları da var. Evet, sayın başkanın işi çok zor, belki de Galatasaray'ın en zor döneminde takıma sahip çıktı. Çok önemli oyuncuları ve en önemlisi çok büyük bir teknik adamı takıma kazandırdı. Ancak bazı yanlışlarından da dönmedi. Mesela bunlardan biri hala Adnan Sezgin'in transferlerle ilgilenmesi. Ben açıkçası bunun Galatasaray'a zarar verdiğini düşünüyorum.
Diğer başkan adayı Adnan Öztürk'e gelince; düşünceleri, vizyonu ve projeleri beni heyecanlandırmayı başardı. Bu kongrede başkan olur, olamaz bilemem..Ancak yapmak istedikleri Türkiye'de uzun süre önce başlatılması gereken bir projeydi esasında.. Futbolu profesyonellerle yönetip, başkanın sadece kulübü yönetmesini sağlayacak bir sistem. Öztürk, bu yolda da çok önemli 3 ismi Türkiye'ye getirmeye ikna etti. Bu 3 isim Esteve Calzada, Thomas Kurth ve Peter Kenyon.. Bu isimler gerçekten futbol için çok önemli isimler, evet Türkiye diğer ülkelere göre farklı ortamı olan bir ülke. Belki bu 3 isim başarılı olamayabilir, tıpkı bugün Rijkaard'ın eleştirildiği gibi eleştirilebilir. Ancak bunları getirmeyi düşünmek bile müthiş bir vizyondur ve bunu tebrik etmek gerekir..
Cumartesi günü Adnan Öztürk'ün Lütfi Kırdar Kongre Salonu'nda verdiği tanıtım toplantısına gittim. Hem bu 3 önemli futbol adamını görmek hem de Öztürk'ün diğer projelerini dinlemek için.. Açıkçası bu toplantıdan da bekletimin üstünde etkilenerek çıktım. Öncelikle 3 önemli futbol adamın konuşmalarını ve özelliklede Barcelona'da marketing kısmında devrim yaratmış Calzada'nın konuşmasını çok beğendim. Eğer Calzada bunları uygulayabilecekse, sarı-kırmızılıların önünün açık olacağını düşünüyorum.
Bu projelerin dışında artık sarı-kırmızılı takımda artık futbol şubesinin olmayacağını, herşeyin Futbol A.Ş'ye bağlı olacağını ve transferlerin dahil buradan yönetileceğini öğrendim. Onun dışında Avrupa'da özellikle de İngiltere'de kullanılan ve başarıya ulaşmış Scout sisteminin takıma kazandırılacağını öğrendim.
Scout sistemi: Bir gurubun takım için sürekli futbolcu izlediği ve izlenimlerini teknik adamlarla paylaştığı bir sistem. Avrupa kulüpleri bu sistemle imrendiğimiz yıldızları genç yaşlarda takımlarına katıp, o takımın kimyası içinde büyümesini sağlıyor. Ya da parlamakta olan bir yıldızın önceden keşfedilmesini... Bu sistemle transfer yanlışlarının daha aza ineceğini ve menajer tavsiyeleriyle futbolcu alma devrinin biteceğini düşünüyorum.
Adnan Öztürk'le bu toplantıdan sonra kısa bir süre de olsa konuşma şansı buldum. Bu konuşmada da kendisinin görüşleri beni oldukça etkiledi. Galatasaray için çok önemli düşüncelerinin olduğu ve Galatasaray'ı kendisinin de dediği gibi "Dünyanın en büyük 10 kulübü takımı arasına" sokmak için çok çalışacağını gördüm. Etrafında belki futbol camiasının ismini çok duymadığı ancak işlerinde çok başarılı olan insanlar var..Gerçekten kazansa da kazanmasa da Adnan Öztürk'ün kulübe katmak istedikleri bu yenilikleri ve vizyonunu alkışlamak gerekir. Adnan Polat'ın da bu seçimi kazanırsa, yeni sistemi kurmak için Adnan Öztürk'le görüşmesi gerektiğini düşünüyorum.
Son olarak bir şey söylemek istiyorum.. Şu son 2 günde Adnan Başkanın tavrının biraz yanlış olduğunu düşünüyorum. Galatasaray etiği içinde alttan vurmak yoktur. Ancak gerek Özhan Canaydın konusunda yaptığı açıklamalarla, gerekse 'Kulübü patronundan izin alarak mı yönetecek' açıklamasıyla Adnan Başkanın biraz bu yolda olduğunu görmek beni üzdü. Umarım ben yanlış anlamışımdır, Galatasaray böyle tartışmaların yaşanacağı, başkanların birbirine savaş açtığı bir kulüp değildir ve olmamalıdır. Bunu kim yaparsa yanlış yapar..