Takım olarak birçok değeri kazanmışken bunu başarıya, sonuca yansıtamamak gerçekten çok üzücü. Elimize gelen fırsatın kıymetini bilemedik. Bu kadar iyi mücadele ettiğimiz bir turnuvada ilk dört içinde olacak bir potansiyelimiz vardı.
Şu an da 5-8 arası maçlar oynayacağız. Yapabileceğimizin en iyisini yapmayı istemeye devam etmeliyiz. Kazandığımız değerlerden vazgeçmemeliyiz.
Yunanistan maçı için küçük notlar dersek; ribaundlarda bu kadar (28- 47) çaresiz kalmışken, faul atışlarında ( Yunanistan 26/35- Ulusal takımımız 6/13) gibi dengesiz bir tabloda maçı uzatmada kaybediyoruz. Bu istatistiklerdeki bir maçın 15 sayı ile kaybedilmesi gerekir. Sadece mücadelemiz ile 19 top kaybı ve maçın son bölümü hariç kötü yüzde ile hücum etmelerini sağlayarak maçın içinde kaldık. Tempoyu arttırsak, topu içeriden daha düzenli oynasak maçı kazanan olacaktık.
Maçın sonunda oyuna ağırlığını koyanlar genellikle oyun kurucular olur (takım düzenleri çok ön planda değilse ve takım olarak çok uzun süreli beraber oynanmamışsa). Yunanistan’ın lideri de oyun kurucuları Spanoulis’ti. Maç sonunda kritik attığı üçlüklerin yanında yaptığı iki asist ile üçlükler attırdı. Hidayet bizim liderimiz. Oyunun son periyodunda müthiş işler yaptı ve bizi öne geçirdi. Ama işte maçın sonu oyun kurucular veya o şekilde oynayan oyuncular ile gelişiyor. Son toplarda biraz daha organize ve şanslı olsak (Hidayet opsiyonu) şu an hakettiğimiz yerde olacaktık.
İşin acı tarafı mı yoksa sevindirici tarafı mı bilemiyorum ama ilk dört içindeki takımların ikisini yendik ( İspanya ve Sırbistan), ikisine de son topları kullanamayarak ( Slovenya- Yunanistan uzatma) yenildik. Bu tablo bile takımımıza saygın bir bakış kazandırsa da insanın içinde bazı şeylerin düğümlenmesine neden oluyor.
Şu an da 5-8 arası maçlar oynayacağız. Yapabileceğimizin en iyisini yapmayı istemeye devam etmeliyiz. Kazandığımız değerlerden vazgeçmemeliyiz.
Yunanistan maçı için küçük notlar dersek; ribaundlarda bu kadar (28- 47) çaresiz kalmışken, faul atışlarında ( Yunanistan 26/35- Ulusal takımımız 6/13) gibi dengesiz bir tabloda maçı uzatmada kaybediyoruz. Bu istatistiklerdeki bir maçın 15 sayı ile kaybedilmesi gerekir. Sadece mücadelemiz ile 19 top kaybı ve maçın son bölümü hariç kötü yüzde ile hücum etmelerini sağlayarak maçın içinde kaldık. Tempoyu arttırsak, topu içeriden daha düzenli oynasak maçı kazanan olacaktık.
Maçın sonunda oyuna ağırlığını koyanlar genellikle oyun kurucular olur (takım düzenleri çok ön planda değilse ve takım olarak çok uzun süreli beraber oynanmamışsa). Yunanistan’ın lideri de oyun kurucuları Spanoulis’ti. Maç sonunda kritik attığı üçlüklerin yanında yaptığı iki asist ile üçlükler attırdı. Hidayet bizim liderimiz. Oyunun son periyodunda müthiş işler yaptı ve bizi öne geçirdi. Ama işte maçın sonu oyun kurucular veya o şekilde oynayan oyuncular ile gelişiyor. Son toplarda biraz daha organize ve şanslı olsak (Hidayet opsiyonu) şu an hakettiğimiz yerde olacaktık.
İşin acı tarafı mı yoksa sevindirici tarafı mı bilemiyorum ama ilk dört içindeki takımların ikisini yendik ( İspanya ve Sırbistan), ikisine de son topları kullanamayarak ( Slovenya- Yunanistan uzatma) yenildik. Bu tablo bile takımımıza saygın bir bakış kazandırsa da insanın içinde bazı şeylerin düğümlenmesine neden oluyor.