Beşiktaş’ın başında 2 yılda 2 şampiyonluk kazanan Şenol Güneş, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri’nde gerçekleşen basın toplantısında konuşan tecrübeli teknik adam, sezonu değerlendirdi. Elinde gazeteler olduğunu ve şu anda bunları okumadığını söyleyerek söze başlayan Güneş, “Ana başlıklarla ilgili notlar yazdım. Okuyunca konuların dağıldığını görüyorum. Özünü saklı tutarak söylemeye çalıştığım şeylerin abartılı olduğunu görüyorum. Şikayetçi değilim. Bu basın toplantısı, 2 senelik dönemin dışında nasıl çalışacağımın daha faydalı olacağını açıklamak olacak. 2016-2017 sezonuna şampiyon olarak girdik ve hedef takımdık. Şampiyonlar Ligi’nde son anda gruptan çıkamadık, arkasından Avrupa Ligi, Ziraat Türkiye Kupası ve Süper Lig mücadelesi verdik. Sadece lig şampiyonluğunu yaşadık, diğerlerinde hedefe gidemedik. İşimizi başarmak için şampiyon bir karakter ortaya koymaya çalıştık. Hedeflerimizin önüne geçmeliydik. Yönetim hedeflerini tutturdu. 5 yıllık plan içinde bakıldığında oldukça büyük mesafe aldılar. Biz de işimizin bazılarını yaptık, bazılarında eksik kaldık” ifadelerini kullandı.
“HİÇBİR YARIŞTA EZİLMEDİK”
Önümüzdeki sezon hedeflere daha büyük iştahla gidilmesi gerektiğini ifade eden başarılı teknik adam, “Ben sonuçlara takılmıyorum, oyunla konuşuyorum. Hiçbir yarışmada ezilmedik. Eksik olduğumuz maçlar oldu. Şampiyonlar Ligi’nde Dinamo Kiev maçı. Bu maçla hedeften uzaklaştık. Avrupa Ligi’nde Lyon maçında iyi oynadık ama hedefe ulaşamadık. Kasımpaşa, Karabük ve Başakşehir maçlarında iyi oynamadık. Özellikle Karabük ve Başakşehir maçlarında iyi oynamadık. Oyuncu, taraftar, personel ve teknik ekip büyük emek verdi. Başta başkan ve yönetim büyük emek verdi. Olağanüstü çalışmayla buralara gelindi. Medya eleştirileri de bize yol gösterdi. Burada ne kadar tartışma olsa da başarıya giden yolda katkı oldu bu. Hiçbir başarı emek vermeden olmuyor. Saha içinde ve dışında biz bir aileyiz. Rakiplerimiz ne kadar güçlüyse biz de o kadar güçlüyüz. Kimseyi kendimizden üstün görmedik. Çok çalıştık, yorulduk. Kimse bize puan vermedi. Sürat ve zamanı harcadık. Şu anda bile bakamadığım yazılarla buraya geldim. İlkeli, prensipli olduk, 1 yılın karşılığını aldık ve gelecek yılın da ilk adımını attık. Seneye Şampiyonlar Ligi’nde olacağız. Ligde bazı takımlar başlar, sonuçlar gelince de ‘Ben şampiyonluğa oynuyorum’ diyebilir. Bu yanlış” dedi.
"KÜLÜPTE HERKESLE KONUŞUP FİKİRLERİNİ ALACAĞIM"
Teknik Direktör Şenol Güneş, baskının yaratıcılığı ortaya çıkarmayı engellediğini söyleyerek, “Başarıyı da başarısızlığı da gören, kötülüğü de, iyiliği de gören bir kişiyim. 50. yılımı kutluyorum. 1967’de futbola başladım, 1987’de bıraktım. 1977’de evlendim. Trabzon’daki evimin kapı numarası da 7. 7’nin hayatımda önemli yeri var. 7’den 70’e birçok şeyi yaşadım. Geriye dönüp baktığınızda ‘nereden nereye’ diyebilirsiniz. Lig henüz bitmedi, şampiyon olduk. Maçın gecesi hiç uyumadım, bu gece 5 saat uyudum. Tamer Hoca’nın ayrıldığını, benim beyanatlar verdiğimi görüyorum gazetelerde. Dün başkan ve Ahmet Bey’le kısa konuştum. Ben daha kendime gelmeden, arkadan önden darbe gelince düşünme şansım olmadı. Hocalarla, personelle, herkesle konuşacağım. Burada çaycıdan aşçıya herkesin emeği var. Herkesle konuşup hem teşekkür edeceğim, hem fikirlerini soracağım. Kendimle ilgili de karar vermedim. Burada seviliyorum, burayı da seviyorum. Trabzon’da da Bursa’da da seviliyordum ve o camiaları da seviyorum. Bu işlerde sevgi ve saygının ön plana çıkması gerekiyor. Profesyonel olurken insanlık değerlerini kaybetmemek gerekiyor. Ülke yönetiminde de bu var. Kanunları, yönetmelikleri değiştiriyoruz ama kendimizi değiştirmiyoruz” diye konuştu.
“GELECEK, GEÇMİŞTEN DAHA ÖNEMLİ”
Daha büyük başarıla imza atmanın gerektiğini söyleyen Şenol Güneş, “Gelecek, geçmişten daha önemli. Bana birçok fotoğraflar atılıyor. Bunları unutmuyorum ama geçmişe takılmak istemiyorum, geleceğe bakacağız. Çünkü gelecekte başarı var. İyi düşüneceğiz ama düşünmekten daha çok yapacağız. Herkes düşünüyor ama kimse bir şey yapmıyor. Atatürk’ün dediği gibi; zeki, çevik, çalışkan ve ahlaklı sporcular yetiştirmeliyiz. Önemli olmayı değil değerli olmayı ön planda tutuyoruz. Başarı ve başarısızlık yerine fikirler üzerinden mesajlar veriyoruz. Fenerbahçe maçında berabere kaldıktan sonra ‘Bütün programımızı çöpe atamayız’ demiştim. Bugün, 2. olarak da buraya gelebilirdim. Doğrular bizi bir yere getirmiyorsa, o zaman kendimizi sorgularız. Futbol ahlaklı insanların işidir. Bunu bozmak isteyenleri aramıza sokmayalım. Futbol iyiyse herkesin katkısı vardır” dedi.
“TARAFTAR BİZİ DÜŞERKEN AYAĞA KALDIRDI”
Bazen ölümle hastalıkla ilgili olarak mesajlar verildiğini ve bunu doğru bulmadığını söyleyen Güneş, “Gaziantepspor maçının ardından Başkanın kızının ağlarken görüntüsünü izledim sonradan ve ben de ağladım. Bu kitlelerin adına çalışıyorum. Dolayısıyla taraftarın üzülmesini istemiyorum. Taraftarlar, kaybetse de yanında olmalı. Bunu Beşiktaş taraftarı bize yaptı, düşerken ayağa kaldırdı. Son maçta oyuncular beni kaldırırken, Mevlana’nın sözlerini kullandım. Ama bunları yanlış yerlere çektiler. Eşime de söyledim. Kendisine çiçek gönderdim. Çiçeğin kartında “Gülü gülene ver, kalbini sevene ver, sevmek güzel şeydir, kıymet bilene ver’ yazdım. Buradan neler çıkardık, ne anlamlar çıkardılar. Biz ne söylüyoruz, ne anlam çıkarıyorlar. Bu ahlaksızlıktır” diyerek, ‘Gülü, gülene ver’ sözünün FETÖ’PDY lideri Fettullah Gülen’e mal edilmesine tepki gösterdi. Güneş, bu kelimeyle ilgili olarak “Burada ‘gülen’ kelimesinin gülmekten geldiğini de sözlerine ekledi.
“MEVLANA’NIN BİRÇOK LAFINI KULLANIRIM”
Mevlana’nın çok önemli sözlerinin olduğunu ve birçoğunu kullandığını söyleyen Güneş, “Yaşamak için çalışıyorsun, neden kendini çalışarak öldürüyorsun. Tam bana göre bir laf. Yaşamak için çalışıyorsun ama çalışarak kendini öldürüyorsun. ‘Madem gidecektin, neden gelecekten bahsettin.’ ‘Değişikliğe kucak aç, değerlerini kaybetme.’ Öyle bir yere tutun ki, sürüye sürüye seni cennete götürsün.’ Bu lafı Trabzon’da kullandım. Trabzonspor’u çok seviyorum; “Sevdiğini düşünen hep yanar, sevdiğini düşünmeyen neye yarar.” Bu cümleyi de başka yerlere çektiler. Ben sevdiğimi düşünüyorum ama burada da işimi yapıyorum. Bu lafı nereye çektiler. 2 sene önce bir laf söyledim, beni Trabzon’a gönderdiler. Ben bu kulübü çok seviyorum” ifadelerini kullandı.
"GİZLİ OLAN BİR ŞEYİMİZ YOK"
Güneş, takımdan ayrılacağı yönündeki iddiaların yakışık almadığını ifade ederek, “Bir antrenör ya çalışır, ya başka bir takıma gider, ya da mesleği bırakır. Ben çalışıyorum zaten şu anda. Gidecek, edecek gibi bir sürü şeyler söylendi. Benim ne hesaplarımın olduğu, başkanının ne hesapları olduğu söyleniyor. Zaten görevdeyim, çalışıyorum ben. Gizli olan bir şeyimiz yok. Mukavelemin şartlarını ben bilmiyorum, yönetim benden daha iyi biliyor. Ben açığım zaten. Yönetim kuruluyla konuştuk anlaştık. Ne dedilerse kabul ettim. Kafa karıştı, pazarlık yapmadım diye. Şampiyon olsak şöyle olur diye pazarlık yapsaydın diyenler oldu. Ya şampiyon olmasaydık” diye konuştu.
“LYON’A DRAMATİK ŞEKİLDE ELENDİK”
Ailesiyle ilgili bütün konuları geri plana attığını sözlerine ekleyen Şenol Güneş, “Maça öyle bir odaklanıyorsunuz ki, her şeyi unutuyorsunuz. Lyon’a dramatik şekilde penaltılarla eleniyorsunuz. Kazansak maddi manevi kulüp kazanacak. Yorgunduk. 1, 2 gün dinlenip Başakşehir maçına çıktık. Maç kaybettik, puan farkı azaldı. Neden kaybettin hesap ver durumu oldu. Fenerbahçe maçında rakibi ezdik ama 15 saniye kala öyle bir gol yedik ki. Rakibin atağı yok, 15 saniye kala gönderdi topu, kendi kalene attın golü. Sonra Bursa deplasmanında galip geldik yarışa kaldığımız yerden devam ettik. Burada herkesin amacı, takımın başarılı olması. Benim doğrularım vardı, bunları da yönetimle gayet iyi yönetiyorum. ‘Abi, kardeşiyle alay eder mi’ diye köşeler yazanlar var. Beşiktaş altyapısında görev yapıp, bu yorumları yapanlar var. Bunların bu toplumda bu tarz görevlerde olmaması gerekiyor. Ben Beşiktaş’ın bir birimiyim. Ayrıl derlerse, ayrılırım. Kulüp başkanı dese ki, ayrıl, ayrılırım. Fatih Hoca nasıl ayrıldı Galatasaray’dan. İnsan ayrılır yani. Ama yönetim veya ben, etkilenmedik. İmza atsam da durum aynı. Niye attın diye konuşulacak. Gelsin yönetim kurulu, herkesin gözü önünde tartışıp anlaşalım, imzayı da öyle atalım o zaman” dedi.
“ANLAŞMAYA HAZIRIM, ANLAŞAMAZSAM DA KULÜBE ZARAR VERMEM”
Defansa ve stopere transfer istediğini söyleyen Şenol Güneş, “Bunu oyuncu da biliyor, başkan da biliyor. Ama kararı ben vermeyeceğim, yönetim verecek. Oynamayanların gitmesi muhtemeldir, oynayanları da gitme durumu var. Benim de gitme durumum var. Yönetim istemezse giderim. Ama şu anda yapılanlar yanlış. Milli Takım’a yazıyorlar beni. Milli takımın antrenörü var. Ayıptır, saygısızlıktır bunlar. Biz Milli Takım’la da konuşuyoruz sürekli oyuncular için. Bırakın artık bu çağ dışı anlayışla gitmeyi. Ben yaşlıyım ama yenilikçiyim. Tutunduğum yer de iyidir, bulunduğum yer de iyidir. Değişiklik yapacaksam gitmeyi isteyen değilimdir. Kulüp gönderirse o ayrı. Ben mutlu oldum, çünkü işimi iyi yaptım. Ama ben çeyrek finale gelmişken, finale gitmeyi de isterim. Benim mukavelem vardır, anlaşmaya da hazırım. Ama şu bilinsin ki, anlaşamazsam da bu kulübe zarar vermem. Tamer hocanın durumunu bilmiyorum. Bilsem paylaşırım. Öğreneceğim. Burada ben dahil herkes gidebilir. Bir imza atmak için yeniden mukavele yapmak için konuşma yapıldı. Ben çalışanım, istemezlerse giderim, isterlerse de kalırım” açıklamasında bulundu.
“KALMA SÜREMLE İLGİLİ HİÇBİR ŞART KONUŞMADIK”
Yönetimle hiçbir şart konuşmadığını söyleyen Güneş, “Şu ana kadar konuşma ortamı olmadığı için konuşmadık. Sözleşme 1 yıl da olur, 5 yıl da olur. Konuşacağımız 3 önemli konu var. Birinci konu sözleşme süresiyle ilgili. İkinci konu ekonomik. 5 verdin, 3 istedin gibi konuşulur. Üçüncü konu ise transfer. Geçen sene transfer konusu gecikince, benim beyanım yanlış oldu, üzüldüm. Transferlerin tabii ki erken olmasını istiyorum ama şartlar oluşursa olur bu. Geçen sene Sosa, Gomez, Gökhan, İsmail gitti. Gidebilirler. Yeni transferler geldi. Bunu niye aldın diye soramam ki, bu benim işim değil. Ben burada bir elemanım, bu ailenin reisi değilim ki. Bu konuların açıklamasını başkan yapabilir. İlk geldiğim günde de bir sıkıntı yoktu, bugün de yok. Bugün daha iyi durumdayız. Çünkü artık birbirimizi tanıyoruz. Ama öyle şeyler yazılıyor ki, davranışlarım iyi değil, başkan yeni bir hoca bakıyor gibi yazılar var. Bunları yazabilirsiniz ama bunu yaparken de adam asamazsınız” ifadelerini kullandı.
“KOVSALAR DA GİTMEM”
Konuştuğu şeylerin yanlış anlaşıldığını söyleyen Güneş, “Ben konuşurken, korku oluşturuluyorsa ben kaçıyorum. Oyuncumla ilgili de aynı durum oluyor. Ben bir toplantı yapacağım, şu konuşmaların dışında bir algı çıkacaksa yapmanın anlamı yok. Transferle ilgili bir konuda kararı yönetim verecek. Benimle ilgili durumun oluşması için de ikili konuşmamız gerekiyor. Ancak daha buna fırsatımız olmadı. Ben her şeyi kabul edeceim ama içime sinmeyecek ve ben de imza atacağım. Ya da tam tersi, benim söylediklerim, yönetimin içine sinmeyecek ve imzalayacağız. Böyle bir durum yok. Kimseyle görüşmedim. Daha ne söyleyeyim. ‘Beşiktaş’ta kalmak istiyorum, kovsalar da gitmem’ mi demem gerekiyor. Oldu mu şimdi? Böyle söyleyince sorunuzun cevabını vermiş oldum mu” dedi.