İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınan, 'Kahraman savaşçıların ve hızlı atların şehri' olarak anılan, Gölhisar ilçesindeki Kibyra Antik Kenti'nde kazı çalışmaları devam ediyor. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru'nun kazı başkanlığını yaptığı antik kentte iki önemli eser gün yüzüne çıkarıldı. Kazı alanını ziyaret eden Burdur Valisi Ali Arslantaş, kazıda ortaya çıkarılan 'Serapis' ve 'Asklepios' isimli eserler hakkında bilgi aldı. Vali Arslantaş, Burdur Müzesi'nde sergilenecek yeni eserler için kazı ekibini kutlayarak, devam eden çalışmalarda da başarılar diledi.
SERAPİS BÜSTÜNÜN BAŞI BULUNDU
2019 yılındaki kazılarda büst kısmı bulunan Serapis'in bu yıl Roma Hamam Kompleksi'nin farklı bir bölümünde yapılan bitki temizliği sırasında baş kısmı bulundu. Birleştirilen Serapis büstü, müzede sergilenebilecek niteliğe kavuştu. Farklı kazı sezonlarında iki parça halinde bulunan mermer büstün restorasyon ve konservasyon çalışmalarının kazı ekibinin deneyimli restoratörleri tarafından, belgeleme, teşhis/hasar tespiti, temizlik ve sağlamlaştırma uygulamaları şeklinde gerçekleştirildiği belirtildi. Roma İmparatorluk Dönemi'ne tarihlenen mermer büstün restorasyon ve konservasyon çalışmalarının tamamlandığı, bilimsel yayın çalışmalarının ise halen devam ettiği kaydedildi.
SERAPİS BÜSTÜNÜN BAŞI BULUNDU
2019 yılındaki kazılarda büst kısmı bulunan Serapis'in bu yıl Roma Hamam Kompleksi'nin farklı bir bölümünde yapılan bitki temizliği sırasında baş kısmı bulundu. Birleştirilen Serapis büstü, müzede sergilenebilecek niteliğe kavuştu. Farklı kazı sezonlarında iki parça halinde bulunan mermer büstün restorasyon ve konservasyon çalışmalarının kazı ekibinin deneyimli restoratörleri tarafından, belgeleme, teşhis/hasar tespiti, temizlik ve sağlamlaştırma uygulamaları şeklinde gerçekleştirildiği belirtildi. Roma İmparatorluk Dönemi'ne tarihlenen mermer büstün restorasyon ve konservasyon çalışmalarının tamamlandığı, bilimsel yayın çalışmalarının ise halen devam ettiği kaydedildi.
ASKLEPİOS HEYKELCİĞİ
Kaisarion yapısının (İmparator Kültü Tapınağı) güney yamacında sürdürülen kazı çalışmaları sırasında ise yaklaşık 38 santim boyunda bir Asklepios heykelciği bulundu. Oldukça ince işlenmiş, giyimli tanrı, uzun kıvırcık saçları ve sakalıyla betimlenmiş heykelciğin, yılan sarılı asasına dayanmış olan tanrı elinde yumurta tuttuğu belirlendi. Asklepios'un bu şekilde yumurta tutarken yapılmış olduğu betimleri çok az sayıda olması nedeniyle bu heykelin hem arkeoloji tarihi için hem de Kibyra'nın sağlık ile ilgili kültleri için önemli bilgi olduğu belirtildi.
Yangın katmanı içinde bulunan bu Asklepios heykelciğinin, 7 parça halinde olduğu, bulunduğu yangın katmanından ve toprak altında geçirdiği süre boyunca çevresel koşullardan oldukça olumsuz yönde etkilendiği belirlendi. Tüm parçaları mevcut olan heykelciğin genel durumunun sağlam olduğu, eserin restorasyon-konservasyon ve bilimsel yayın çalışmalarının devam ettiği kaydedildi. Roma İmparatorluk Dönemi'ne tarihlenen eserin konservasyon çalışmalarının ardından tümlenerek orijinal şekliyle sergilenebilir duruma geleceği vurgulandı.
Kaisarion yapısının (İmparator Kültü Tapınağı) güney yamacında sürdürülen kazı çalışmaları sırasında ise yaklaşık 38 santim boyunda bir Asklepios heykelciği bulundu. Oldukça ince işlenmiş, giyimli tanrı, uzun kıvırcık saçları ve sakalıyla betimlenmiş heykelciğin, yılan sarılı asasına dayanmış olan tanrı elinde yumurta tuttuğu belirlendi. Asklepios'un bu şekilde yumurta tutarken yapılmış olduğu betimleri çok az sayıda olması nedeniyle bu heykelin hem arkeoloji tarihi için hem de Kibyra'nın sağlık ile ilgili kültleri için önemli bilgi olduğu belirtildi.
Yangın katmanı içinde bulunan bu Asklepios heykelciğinin, 7 parça halinde olduğu, bulunduğu yangın katmanından ve toprak altında geçirdiği süre boyunca çevresel koşullardan oldukça olumsuz yönde etkilendiği belirlendi. Tüm parçaları mevcut olan heykelciğin genel durumunun sağlam olduğu, eserin restorasyon-konservasyon ve bilimsel yayın çalışmalarının devam ettiği kaydedildi. Roma İmparatorluk Dönemi'ne tarihlenen eserin konservasyon çalışmalarının ardından tümlenerek orijinal şekliyle sergilenebilir duruma geleceği vurgulandı.
SERAPİS
Serapis; bol dökümlü chiton ve himation giyen ve başında kalathos taşıyan gök tanrı, ışığın tanrısı gibi birçok özelliğe sahip Mısır kökenli bir tanrıdır. Büyük İskender'den sonra Ptolemaioslar'ın devlet propagandası olarak en büyük tanrılar arasında girmiş, ardından ülke sınırlarını aşarak tüm dünyada tapılır hale gelmiştir. Daha sonraları Yunan dünyasının önde gelen tanrıları Zeus, Asklepios, Dionysos, Hades ve Poseidon ile özdeşleşmiştir. Tanrının tapımına Anadolu'da da uzun yıllar devam edilmiştir.
ASKLEPİOS
Yunan dünyasında tıbbın ve sağlığın tanrısı olarak bilinen Asklepios; birçok görevinin yanında iyileştirici tanrı olarak da görev yapan Apollon'un oğludur. Doğumuna ilişkin birçok mitolojik hikâye bulunan Asklepios'u yarı at yarı insan olan Kheiron yetiştirmiş ve mitolojiye göre tanrı hekimliğin bütün inceliklerini de bu at adamdan öğrenmiştir. Tanrının en yaygın görülen atribüsü, antikçağ boyunca hem yer altı hem yeryüzü ile ilgili olmuş hem de şifanın simgesi olarak görülen yılanlı asadır. Ayrıca bazı betimlerinde çam kozalakları, defne dalları, keçi ve köpek de görülür.
Serapis; bol dökümlü chiton ve himation giyen ve başında kalathos taşıyan gök tanrı, ışığın tanrısı gibi birçok özelliğe sahip Mısır kökenli bir tanrıdır. Büyük İskender'den sonra Ptolemaioslar'ın devlet propagandası olarak en büyük tanrılar arasında girmiş, ardından ülke sınırlarını aşarak tüm dünyada tapılır hale gelmiştir. Daha sonraları Yunan dünyasının önde gelen tanrıları Zeus, Asklepios, Dionysos, Hades ve Poseidon ile özdeşleşmiştir. Tanrının tapımına Anadolu'da da uzun yıllar devam edilmiştir.
ASKLEPİOS
Yunan dünyasında tıbbın ve sağlığın tanrısı olarak bilinen Asklepios; birçok görevinin yanında iyileştirici tanrı olarak da görev yapan Apollon'un oğludur. Doğumuna ilişkin birçok mitolojik hikâye bulunan Asklepios'u yarı at yarı insan olan Kheiron yetiştirmiş ve mitolojiye göre tanrı hekimliğin bütün inceliklerini de bu at adamdan öğrenmiştir. Tanrının en yaygın görülen atribüsü, antikçağ boyunca hem yer altı hem yeryüzü ile ilgili olmuş hem de şifanın simgesi olarak görülen yılanlı asadır. Ayrıca bazı betimlerinde çam kozalakları, defne dalları, keçi ve köpek de görülür.