ALTERNATİF SESLER
Alternatif Sesler'de bu hafta kemaneyle bestelenmiş bir rock albümü 'Restart Your Life' ı çıkaran Ozan Bircan var.
İstanbul Orkestralar Müdürü ve kemane icracısı Ozan Bircan Türk halk müziği profesyoneli müzisyen bir ailenin içine doğdu. Ailesinin yönlendirmesiyle 1987 yılında İTÜ Konservatuvarı’na Kemane icracısı olarak yetişmek üzere giren Bircan, 1996 yılında da henüz öğrenciyken TRT’de Kemane icracısı olmayı başardı.
Ancak bağlamanın esas olarak alındığı belli ölçüde notalanan müzikal alt yapı, Bircan’ın ilgisini yeterince çekmedi üstüne İron Maiden ve Metallica hayranlığı başladı.
Müzikle iç içe büyümek müziğe gönül veren biri için çok büyük avantaj elbette. Ancak Ozan Bircan için aynı şeyi söylemek biraz zor. Çünkü onun için bırakın istediğiniz tarzda müzik yapmayı ilgi duyduğu rock/metal türde müzikleri dinlemenin bile zor olduğu bir çocukluk söz konusu.
Dishearten isimli müzik grubuyla ilgi duyduğu metal müzik çalışmalarına devam eden
Ozan Bircan bu müziğe olan sevgisine daha fazla karşı koyamayarak üstelik senelerdir emek verdiği kemaneyi de bırakmayarak ilk albümü Restart Your Life'ı çıkarttı.
Gelin ailesinden gelen müzik eğilimi ile kendi müzik zevkini sentezleyerek kemane ile bir rock albümü çıkartan Ozan Bircan'ın hikayesinde yolculuğa çıkalım...
Aslında bir mühendislik çalışması yaptığımı hatta başlarda yaptığımı ifade etme çabasıyla, tersine mühendislik ürünü ortaya çıkardığımı düşünmüyorum. Enstrümanların üzerine yüklenen misyonlar müzikal kullanım gelenekleri ile birebir ilintili. Elektrik gitarla eklemlenmeden çok önce de blues mevcuttu malum. Elbette ki bazı türlerin simgesel enstrümanları var ama neticede aslolan onu çalanın neyi seslendirmek istediği.
Günün birinde parçalarınıza söz yazıp yorumlamayı da düşünüyor musunuz?
Bu albümdeki bir şarkı hariç hayır. (Onu da sözlü duymaya başladığım için kafamın içinde bir yerlerde) Ancak bu ilk albüm iki albümlük bir konseptin parçası ve gerçekleştirebilirsem ikinci albüm, bu ilk albüm içeriğine nasıl geldiğimizi bu sefer sözlü olarak anlatan bir albüm olacak.
Müzik piyasasından bir müzik türünü silebilseydiniz bu hangisi olurdu?
O türe duyulan ihtiyaç ortadan kalkmadıkça hiçbirini.
Bu liste çok uzun ama kimleri ilham almadığımı ve hiç dinlemediğimi sorarsanız; “Aa bak şu var hiç dinledin mi?” denen üretimleri. Doğal eğilim olarak her müzisyen ve/veya dinleyici kendi beğeni, ilgi potasında olanları listeliyor. Ancak kendi adıma söyleyebileceğim etkilenimimin bundan ziyade, yanyana getirmeyi hiç düşünmeyeceğiniz isimlerle olduğu.
Yurt dışında da sahne alıyorsunuz... Müziğinizin Türkiye’de mi yoksa yurt dışında mı daha anlaşılır olduğunu düşünüyorsunuz?
Genel beğeni eğilimlerine bakacak olursak ve eğer anlaşılırlığı, türü besleyen ögelere yakınlık duyan çoğunlukla ilintilendireceksek evet yurt dışı için oran daha yüksek ancak bu yakınlığı duyacağını düşündüğüm çevrenin çoğunluk olmasa da ülkemizde de var olduğunu aldığım reaksiyonlardan görüyorum.
Hedefiniz ne, kendinizi nerede ve nasıl görürseniz müzik anlamında doyuma ulaştığınızı söylersiniz?
Her insan dediğinin doğru anlaşılmasını ister bazen kendisini doğru ifade edemese de.. Kendimi ifade edebildiğim bir yerde isem orası kafi gelecektir.
1- Killer At The Murder Scene
Ozan Bircan hayatının ‘serserilik’ diye tanımladığı bu bölümünü şöyle anlatıyor: Gözlemleyen değil egosu tarafından gözlemlenen bir adam. Tek farkındalığı var ve aynı cinayet mahallinden geçiyor.
2- Seems Like Old Times
'Seems Like Old Times' adını verdiği hayatının bu bölümünde kahraman yine aynı şeylerle meşgul, hataları devam ediyor ama yaşlandığının farkında. Yaşlandığı için keyif almıyor, gençliğine atıfta bulunuyor.
3- Endless Loop
Hayatının üçüncü bölümünde kahraman şikayetçi olduğu bir yaşta. Kısır döngünün farkında, aynı hikayeleri başkasında görüyor. Kendine kızgın ama tüm farkındalığına rağmen aynı hatalara devam ediyor.
4- Temple Lost
Bu bölümde karamsar bir adam var, tapınağı kayıp bir adam. Yine gözlem var. Herkesin tutunmak ve arınmak için yol aldığını yol aldığını, aidiyet hissi aradığını fark ediyor. Kişisel gücü olmayan aidiyet ihtiyacına kızgın.
'If You Now What You Mean' adlı beşinci bölümde kahraman şartlanmalardan, önyargılardan kurtuluyor. Hiçbir korku ve beklentinin olacak olanı değiştirmeyeceğinin farkında.
6- Angel Smile
Bu bölüm küçük bir kız çocuğunun hikayesi. Olumsuzluğa yüklediğimiz anlamlar olduğunu biliyoruz. Bu kız çocuğı hayata ön yargılardan kurtularak bakıyor. Temel olan şey o çocuğun mutlu hikayesi. Kahraman bu bölümde temiz bakılma arzusuyla dolu.
Her çocuk gibi o kız çocuğu da ön yargılara hiç sahip değil, kahramanımız o ön yargısız, saf halde yönünü görüyor, geriye ya da ileriye değil aslına dönmesi gerektiğini anlıyor, özlediği bu.
7- Can I Do
Bu bölümde yapabilir miyim sorgulaması, hata yapmama arzusu ve azim var.
8- Redemption
Kendi kendimize ödediğimiz kefaret 'Redemption' bölümünün ana teması.
9- They
Dokuzuncu bölümde suçlanması gerekenlerin 'başkaları' olmadığını anlıyor. Tüm yaşananlar için herkese teşekkür ediyor.
10- End Of War
Ve artık savaş bitti. Kendi dahil kimseyle kavgalı değil. Herkes aynı ve bir. Hiç kimseyle kavgası yok çünkü kimse yok.