ALTERNATİF SESLER
Müzisyen bir ailenin içine doğan Ceren Gündoğdu pop ve caz türünde yaptığı romantik şarkılarla adından söz ettiriyor.
Müzikle büyüyen, dolayısıyla müzikle ilgilenmesi ve sevmesi kaçınılmaz olan Gündoğdu, Boğaziçi Üniversitesi'nde Sosyoloji bölümünde lisansını yapmış ardından da Galatasaray Üniversitesi'nde 'şöhret kültürü' üzerine yüksek lisansını tamamlamış.
Aynı zamanda tiyatro oyuncusu olan Ceren Gündoğdu 'Sidikli Kasabası' müzikalinin ardından bu sezon tekrar sahnelerde olacak 'Damdaki Kemancı' müzikalinde 'Hodel' karakterini canlandırıyor.
Müzik yarışmalarında birincilikleri olan Ceren Gündoğdu'yu birçok kişi Star Tv ekranlarında yayınlanan Erkenci Kuş dizisinde çalan Tepetaklak şarkısı ile tanıyor.
Boğaziçi Üniversitesi'nde okurken Boğaziçi Caz Korosu’na giren, caz müziği orada tanıyan şarkıcı İKSV, Genç Caz, Akbank Caz festivallerine katılmış.
Önümüzdeki aylarda albüm çıkarmaya hazırlanan şarkıcı, Ben Hep Seni Sevdim ve Kardan Adam, Ani teklilerinin ardından son olarak geçtiğimiz günlerde Sağım Solum Aşk'ı yayınladı.
Romantik şarkıların taze sesi Ceren Gündoğdu Alternatif Sesler için kendinden bahsetti.
Ceren Gündoğdu müziğin içine doğmuş, 6 yaşında yol arkadaşı piyanosu ile tanışmış, lise yıllarında en favori oyununun kendi şarkılarını yazmak olduğunu keşfetmiş, yazdığı şarkılarla ve farklı müzik türlerine olan ilgisinin derinden hissedildiği repertuvarıyla samimi ve romantik bir müzik yaratmanın peşinde koşan, bir taraftan da müzikallerde oynayan, senfonik konserlerde solist olarak yer alan, yeni şarkılar yazmak ve şehir şehir gezip konserler vererek yeni dostluklar kurmak için kalbi atan bir kadın şarkıcı.
Müzisyen bir aileden geliyorsunuz, aileniz müzikle iç içe olmasaydı yine bugünkü Ceren Gündoğdu olur muydunuz sizce?
Dünyaya gözlerini açtığı evin salonunda hem piyano hem bağlama olan çok şanslı bir çocuktum. Farklı müzik türlerine temas ederek büyümüş olmak müziğin formlardan ve türlerden bağımsız olarak var olduğunu keşfetmeme, ruhuma dokunan her sözün ve sesin peşinden gitmeme sebep oldu. Babam Zafer Gündoğdu bu toprakların müziğine çok önemli katkılarda bulunmuş olan, müziğe aşkla bağlı, çok çalışkan ve çok üretken bir adam. Annem deseniz evdeki en güzel sesli kadın ve en üretken şarkı yazarı aslında! Böyle bir anne babaya sahip olmak yolculuğumun şekillenmesinde ve benim şimdiki ben olmamda elbette çok büyük önem taşıyor haliyle...
Program sunuculuğu, müzikal, sahne kendini en iyi hissettiğiniz yer neresi?
Aslında hepsi! Şarkı söylememde ve yazmamada en büyük motivasyon kaynağı, kendi hikayemi anlatarak insanlarla bir bağ kurabilmek. Kalbine müziği yerleştirmiş bu farklı projelerin her birinde ayrı bir bağ kuruyor insan, hem kendiyle hem de dinleyenle... O yüzden yaptığım her farklı projenin hayatıma ayrı bir güzellik getirdiğine inanıyor, hepsinin içerisinde kendimi çok iyi hissediyorum!
Öncelikle güzel yorumun için teşekkür ederim. Boğaziçi Sosyoloji’de okurken bir yandan da İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müzikal Tiyatro Bölümü’nde okumaya başladım. İki okuluma da aşkla bağlıydım diyebilirim, severek ilgilendiğin her şey sana külfet değil ilham oluyor sanırım. Zaman planlamasını iyi yaparsan yapmak istediğin her şeyi yapabilecek zamana sahip olabiliyorsun. Bu demek değil ki hiç zorlanmadım. Elbette yorulup umutsuzluğa kapıldığın oluyor, bu çok insani bir durum ama sevdiğin şeyi veya şeyleri keşfedersen bir şekilde yeniden devam ediyorsun koşmaya.
Yeni bir beste yaparken o süreç nasıl gelişiyor? Günlerce ilham bekleyerek mi geçiyor? Ya da önce söz mü müzik mi ortaya çıkıyor?
Her şarkıda değişebiliyor durum fakat genelde sözü ve müziği aynı anda yazıyorum. Bir anda bir şey mırıldanmaya başlarken buluyorsun kendini. Sonra onun üzerine düşünmeye, sana hissettirdiklerini dinlemeye başlıyor, şarkıyı kafanda evirip çeviriyorsun. Yolda yürürken hatta sanki uyurken bile... Bazen bir günde çıkıyor bir şarkı ortaya, bazen yıllar sonra tamamlanıyor eksik hissettiğin yanları. Belki de bu süreci bu kadar büyülü kılan şey her şarkının kendine özgü bir tamamlanma ritmi ve ritüeli olması.
Galatasaray Üniversitesi’nde Şöhret Kültürü üzerine yüksek lisans... Neden şöhret kültürü?
Kısaca bahsedecek olursam, şöhretlerin günümüzde kullandıkları samimiyet dilinin özünde ne kadar gerçek olduğunu irdeleyen ve dinleyicinin şöhretlerle özdeşim kurmasında bireysel varoluşlarını gerçekleştirme isteklerinin ne derece etkili olduğunu araştıran bir çalışma yaptım. İnsanlara ve ürettiklerine verdiğimiz değer bir başkasının verdiği üzerinden oluşmaya başladı. Bir şarkı çok dinleniyorsa iyi, bir video çok izleniyorsa başarılı olarak adlandırıyoruz. Bizim için ifade ettiği şeye bakmaksızın... Kişi kendine gerçekten iyi gelen müziğin ya da filmin ya da herhangi bir ürünün arayışında olmalı, herkesin sevdiğini sevmek zorunda değiliz. Ya da bir şey çok popüler diye muhalif de olmamalı insan. Şöhret kültürü algımızı ve hayatımızın her alanını etkilediği gibi bireysel yaşantımızda ruh halimizi de çok etkiliyor. Kendi iç dünyam üzerinde bu toplumsal trendlerin etkisini de görmüş oldum bu konuya eğilerek, dolayısıyla son derece yorucu fakat bir o kadar da zevkli bir süreçti benim için! Sizin için bir konseri unutulmaz kılan 3 şey nedir? Şarkılarımın hep bir ağızdan söylenmesi ve tebessümle yüzüme bakan gözler favorilerim! Ayrıca konserlerde şarkı aralarında dinleyenlerle sohbet etmek ve onlara sorular sormak gibi bir adetim var. Sorularıma içtenlikle cevap verip iç dünyalarını benle paylaşanlar oldu mu o konser benim için unutulmaz oluyor. Neticede ben onlara bir nevi günlüğümü açıyorum şarkılarımı söyledikçe, onlar da bana içlerini açıyor. Bu alış-veriş çok gerçek ve çok eşsiz.
Evde dinlenirken size eşlik eden şarkı ne oluyor?
Micheal Kiwanuka - Cold Little Heart (Radio Edit)
SAĞIM SOLUM AŞK
Yeni yayınladığınız şarkı ‘Sağım Solum Aşk’ı bir de sizden dinleyelim mi?
Çok kısa bir süre önce ‘Sağım Solum Aşk’ı yayınladık. Bu bir nevi temenni şarkısı benim için. Etrafımız aşık insanların enerjisiyle dolu olsa ne Merkür retrosu ne başka bir şey tadımızı kaçıramaz gibi geliyor. Şaka bir yana, güzel hisseden insanın etrafına da güzel hissettirme gücüne sahip olduğuna inanıyorum o yüzden böyle bir temennim var. Öte yandan bu şarkı beklemediği bir anda aşık olan birinin şarkısı. Güzel şeylerin ansızın kapımızı çalabileceğine dair olan inancımızı pekiştiren bir şarkı olsun istedim...
Peki önümüzdeki sezon için planlar neler?
2020 baharında yine tamamı kendi şarkılarımdan oluşan bir albüm yayınlayacağız. Fakat öncesinde de single’lar paylaşmaya devam edeceğim. Hatta şimdiden sonbaharda yayınlayacağımız şarkının kayıtlarını tamamladık. Bol şarkılı, bol konserli bir sene hayal ediyorum kendim için! Bir yandan müzikal de devam edecek... Eylül itibariyle Zorlu Psm’de ‘Damdaki Kemancı Müzikali’nin 3. Sezonuna başlıyor olacağız.