İlişkili Haberler
Amerikan Nöroloji Cerrahları Birliği ve Avrupa Belkemiği Derneği gibi uluslararası kuruluşlarda Türkiye’yi temsil eden beyin ve sinir cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Kemal Yücesoy, özellikle son yıllarda Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinden bel fıtığı ameliyatı için Türkiye'ye gelen hasta sayısında hızlı bir artış görüldüğünü söyledi.
Türkiye'nin bu hastalığın tedavisinde Avrupa’nın çok önünde olduğunu dile getiren Yücesoy, "Çünkü orada her ülkede öne çıkan birkaç cerrah var ama her hastanın bu cerrahlara ulaşması çok mümkün değil. Hele de onların sistemlerinde cerrah seçme şansı yok, cerrahı sistem seçiyor. Türkiye'deki doktorların bu alandaki başarıları çevre ülkelerce de biliniyor çünkü dünyadaki her gelişmeyi çok iyi takip ediyoruz, bilgi ve donanımımız tam. Bu alanda Ortadoğu, Türk Cumhuriyetleri ve Balkan ülkelerinin öğreticisi durumundayız” diye konuştu.
Yücesoy, ameliyatların Avrupa'dan daha düşük maliyetlerle gerçekleştirildiğini, Avrupalı sigorta şirketlerinin de bu durumdan çok memnun olduğunu ifade ederek, bel fıtığı ameliyatlarında başarının yüzde 95’in üzerinde olduğuna dikkati çekti.
"KIKIRDAKLARINIZA İYİ BAKIN"
Prof. Yücesoy, yerçekimi yüküne karşı desteği sağlayan kıkırdakların 30 yaşından sonra bozulmaya başladığını, 50 yaşından itibaren de bozulmanın kaçınılmaz hale geldiğini belirterek, kıkırdaklarda küçük yüklenmelerde dahi yırtıkların oluşabildiğini ifade etti.
"BEL FITIĞI AYAKKABININ İÇİNE KAÇAN TAŞ GİBİ"
Kıkırdakların araba lastiği gibi kötü kullanılırsa daha erken, iyi kullanılırsa daha geç bozulacağını vurgulayan Yücesoy, "Bel fıtığı, ayakkabının içine taş kaçması gibi, onu oradan çıkarmadan rahatlamak mümkün değil. Hem sürekli ağrı yapıyor hem de ezdiği sinirlerde kuvvet kayıplarına yol açıyor” dedi.
Türkiye'nin bu hastalığın tedavisinde Avrupa’nın çok önünde olduğunu dile getiren Yücesoy, "Çünkü orada her ülkede öne çıkan birkaç cerrah var ama her hastanın bu cerrahlara ulaşması çok mümkün değil. Hele de onların sistemlerinde cerrah seçme şansı yok, cerrahı sistem seçiyor. Türkiye'deki doktorların bu alandaki başarıları çevre ülkelerce de biliniyor çünkü dünyadaki her gelişmeyi çok iyi takip ediyoruz, bilgi ve donanımımız tam. Bu alanda Ortadoğu, Türk Cumhuriyetleri ve Balkan ülkelerinin öğreticisi durumundayız” diye konuştu.
Yücesoy, ameliyatların Avrupa'dan daha düşük maliyetlerle gerçekleştirildiğini, Avrupalı sigorta şirketlerinin de bu durumdan çok memnun olduğunu ifade ederek, bel fıtığı ameliyatlarında başarının yüzde 95’in üzerinde olduğuna dikkati çekti.
"KIKIRDAKLARINIZA İYİ BAKIN"
Prof. Yücesoy, yerçekimi yüküne karşı desteği sağlayan kıkırdakların 30 yaşından sonra bozulmaya başladığını, 50 yaşından itibaren de bozulmanın kaçınılmaz hale geldiğini belirterek, kıkırdaklarda küçük yüklenmelerde dahi yırtıkların oluşabildiğini ifade etti.
"BEL FITIĞI AYAKKABININ İÇİNE KAÇAN TAŞ GİBİ"
Kıkırdakların araba lastiği gibi kötü kullanılırsa daha erken, iyi kullanılırsa daha geç bozulacağını vurgulayan Yücesoy, "Bel fıtığı, ayakkabının içine taş kaçması gibi, onu oradan çıkarmadan rahatlamak mümkün değil. Hem sürekli ağrı yapıyor hem de ezdiği sinirlerde kuvvet kayıplarına yol açıyor” dedi.
Son yıllarda sabit sistemler yerine vidalı, hareketli sistemlerin kullanıldığını, bu sayede hastanın sağlıklı kişilere göre daha avantajlı bir pozisyona geçtiğini anlatan Yücesoy, bu vidalar sayesinde profesyonel yaşamına devam edebilen sporcuların ve askerlerin bulunduğunu söyledi.
KOŞU BANTLARI ÖNERİLMİYOR
Prof. Dr. Kemal Yücesoy, bel fıtığı hastalığının profesyonel sporcular, ev hanımları, diş hekimleri ve bilgisayar başında çalışanlarda sık görüldüğünü, özellikle koşu bantlarında spor yapmanın bel fıtığı açısından riskli olduğunu söyledi.
Yücesoy, "Koşu bantlarında altınızdan kayan bandı yakalamak, düşmemek için daha sert vuruşlar yapmanız gerekir ve bu bele zarar verir. Son dönemde ortopedistler de koşu bantlarını diz dejenerasyonunu hızlandırdığı için önermiyor” dedi.
KOŞU BANTLARI ÖNERİLMİYOR
Prof. Dr. Kemal Yücesoy, bel fıtığı hastalığının profesyonel sporcular, ev hanımları, diş hekimleri ve bilgisayar başında çalışanlarda sık görüldüğünü, özellikle koşu bantlarında spor yapmanın bel fıtığı açısından riskli olduğunu söyledi.
Yücesoy, "Koşu bantlarında altınızdan kayan bandı yakalamak, düşmemek için daha sert vuruşlar yapmanız gerekir ve bu bele zarar verir. Son dönemde ortopedistler de koşu bantlarını diz dejenerasyonunu hızlandırdığı için önermiyor” dedi.