İlişkili Haberler
Bir toplumda ne kadar çok antibiyotik kullanımı varsa o kadar fazla antibiyotik direnci görülüyor. Dünya üzerinde tüketilen antibiyotik miktarının yüzde 80’ini hayvancılık ve tarımda kullanılan antibiyotikler oluşturuyor. Dolayısıyla gıdalar yoluyla da direnç bulaşabiliyor. Hiç antibiyotik kullanmamış kişilere, gıdalardan, sulardan ve sağlık kuruluşlarından antibiyotiğe dirençli mikroplar bulaşabiliyor.
Dünyada her yıl 700 bin kişi dirençli bakteri enfeksiyonu yüzünden hayatını kaybediyor. Daha kötüsü önlem alınmazsa 2050 yılında bu rakamın 10 milyona çıkacağı, yani her 3 saniyede bir kişinin bu yüzden öleceği tahmin ediliyor. Antibiyotik direnci, en çok hastaneye yatan hastalarda ve sağlıklı kişilerde oluşan idrar yolu enfeksiyonunda görülüyor.
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, Türkiye’de hekim ve hastalarda antibiyotik kullanımı ile ilgili bilincin henüz istenen düzeyde olmadığını kaydediyor.
OECD’nin 2016 yılında hazırladığı rapora göre Türkiye, OECD ülkeleri arasında açık ara en fazla antibiyotik kullanımı olan ülke. En düşük ülkeden 4.4 kat, OECD ortalamasından ise 2 kat daha fazla antibiyotik kullanıyoruz.
Son beş yılda ülkemizde hekimlere yönelik çok yoğun bir eğitim ve bilgilendirme programı uygulandı. Özellikle birinci basamak sağlık kuruluşlarındaki antibiyotik kullanımında ciddi azalmalar sağlandı. 2011 yılında aile hekimlerinin yazdıkları reçetelerin %35’inde antibiyotik varken bu rakam %25’e düştü. Ancak halen bu istenmeyen birinciliği koruyoruz.
"TÜRKİYE’DE EN ÇOK ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI İÇİN ANTİBİYOTİK YAZILIYOR"
Doktor Alpay Azap, bu enfeksiyonların önemli bir kısmının virüslerden kaynaklandığı için antibiyotiklerin en az yarısının gereksiz yere yazıldığını vurgulayarak şunları söylüyor:
“Hastaların antibiyotik kullanmayı istemeleri ve hem hekimlerin hem de hastaların antibiyotikleri zararsız ilaçlar olarak görmesi gereksiz kullanımda rol oynuyor. Toplumun hafızasında halen antibiyotik öncesi dönemlerde ölümlere neden olan zatürre, menenjit, kolera, verem gibi enfeksiyon hastalıkları canlılığını koruyor. Halkımız bugün pek çok hastalığın antibiyotikler sayesinde artık görülmediğini ve öldürücü olmadığını düşünüyor. Antibiyotiklerin zararsız olduğunu da zannettikleri için antibiyotik kullanmakta hiçbir sakınca görmüyorlar. Oysa bugün enfeksiyon hastalıklarının azalmasının en önemli nedeni antibiyotikler değil, temiz içme suyu, temiz gıdalar, sağlıklı yaşam koşulları ve aşılardır. Antibiyotikler hayat kurtarıcıdır ama sadece gerekli durumlarda. Yoksa en basit antibiyotiğin bile insan vücuduna ciddi zarar verme ihtimali vardır.”
“AŞILAR ANTİBİYOTİK KULLANIMINDA AZALMA SAĞLIYOR”
Prof. Azap, aşıların antibiyotik kullanımını azaltmada etkili yöntemlerden birisi olduğunun altını çizerek, “Bu konuda farklı yaş gruplarındaki kişilerde grip ve zatürre aşısıyla ilgili yapılmış çok sayıda çalışma var. Bu çalışmalar topluca değerlendirildiğinde grip ve zatürre aşısı yapılan erişkinlerde antibiyotik kullanımının yüzde 28 azaldığı, çocuklarda da yüzde 20’ler civarında bir azalma olduğu görülüyor. Tüm toplumun antibiyotiklerin gereksiz ve fazla kullanımından kaçınması, antibiyotikleri sadece hekimler önerdiğinde kullanması, enfeksiyonların engellenmesi için el yıkama ve aşılanma gibi basit önlemleri almasının önemi de çok büyük” diyor.
AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI KISA FİLMLERLE ANLATILIYOR
KLİMİK Başkanı, antibiyotiklerin akılcı kullanımı ve toplumda bilinçli kullanımın yaygınlaşması için sosyal medyada paylaşmak üzere kısa videolar hazırladıklarını kaydederek, “Halkımızı bu konuda bilinçlendirmek üzere bilgilendirici kısa filmler hazırladık. Derneğimizin antibiyotik direnci ile ilgili araştırmalar ve çalışmalar yapan çalışma grubunun hazırladığı ve gönüllü oyuncuların rol aldığı bu filmler antibiyotik kullanımı ile ilgili önemli mesajlar içeriyor. Ne kadar çok izlenirse o kadar faydalı olacağını düşünüyoruz. Çocuklarımızın geleceği için antibiyotikleri özenle kullanmamız gerektiğini unutmamalıyız” ifadelerini kullanıyor.
VİDEO: ANTİBİYOTİK KIYAMETİ KAPIDA (24.06.2019)
Dünyada her yıl 700 bin kişi dirençli bakteri enfeksiyonu yüzünden hayatını kaybediyor. Daha kötüsü önlem alınmazsa 2050 yılında bu rakamın 10 milyona çıkacağı, yani her 3 saniyede bir kişinin bu yüzden öleceği tahmin ediliyor. Antibiyotik direnci, en çok hastaneye yatan hastalarda ve sağlıklı kişilerde oluşan idrar yolu enfeksiyonunda görülüyor.
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, Türkiye’de hekim ve hastalarda antibiyotik kullanımı ile ilgili bilincin henüz istenen düzeyde olmadığını kaydediyor.
OECD’nin 2016 yılında hazırladığı rapora göre Türkiye, OECD ülkeleri arasında açık ara en fazla antibiyotik kullanımı olan ülke. En düşük ülkeden 4.4 kat, OECD ortalamasından ise 2 kat daha fazla antibiyotik kullanıyoruz.
Son beş yılda ülkemizde hekimlere yönelik çok yoğun bir eğitim ve bilgilendirme programı uygulandı. Özellikle birinci basamak sağlık kuruluşlarındaki antibiyotik kullanımında ciddi azalmalar sağlandı. 2011 yılında aile hekimlerinin yazdıkları reçetelerin %35’inde antibiyotik varken bu rakam %25’e düştü. Ancak halen bu istenmeyen birinciliği koruyoruz.
"TÜRKİYE’DE EN ÇOK ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI İÇİN ANTİBİYOTİK YAZILIYOR"
Doktor Alpay Azap, bu enfeksiyonların önemli bir kısmının virüslerden kaynaklandığı için antibiyotiklerin en az yarısının gereksiz yere yazıldığını vurgulayarak şunları söylüyor:
“Hastaların antibiyotik kullanmayı istemeleri ve hem hekimlerin hem de hastaların antibiyotikleri zararsız ilaçlar olarak görmesi gereksiz kullanımda rol oynuyor. Toplumun hafızasında halen antibiyotik öncesi dönemlerde ölümlere neden olan zatürre, menenjit, kolera, verem gibi enfeksiyon hastalıkları canlılığını koruyor. Halkımız bugün pek çok hastalığın antibiyotikler sayesinde artık görülmediğini ve öldürücü olmadığını düşünüyor. Antibiyotiklerin zararsız olduğunu da zannettikleri için antibiyotik kullanmakta hiçbir sakınca görmüyorlar. Oysa bugün enfeksiyon hastalıklarının azalmasının en önemli nedeni antibiyotikler değil, temiz içme suyu, temiz gıdalar, sağlıklı yaşam koşulları ve aşılardır. Antibiyotikler hayat kurtarıcıdır ama sadece gerekli durumlarda. Yoksa en basit antibiyotiğin bile insan vücuduna ciddi zarar verme ihtimali vardır.”
“AŞILAR ANTİBİYOTİK KULLANIMINDA AZALMA SAĞLIYOR”
Prof. Azap, aşıların antibiyotik kullanımını azaltmada etkili yöntemlerden birisi olduğunun altını çizerek, “Bu konuda farklı yaş gruplarındaki kişilerde grip ve zatürre aşısıyla ilgili yapılmış çok sayıda çalışma var. Bu çalışmalar topluca değerlendirildiğinde grip ve zatürre aşısı yapılan erişkinlerde antibiyotik kullanımının yüzde 28 azaldığı, çocuklarda da yüzde 20’ler civarında bir azalma olduğu görülüyor. Tüm toplumun antibiyotiklerin gereksiz ve fazla kullanımından kaçınması, antibiyotikleri sadece hekimler önerdiğinde kullanması, enfeksiyonların engellenmesi için el yıkama ve aşılanma gibi basit önlemleri almasının önemi de çok büyük” diyor.
AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI KISA FİLMLERLE ANLATILIYOR
KLİMİK Başkanı, antibiyotiklerin akılcı kullanımı ve toplumda bilinçli kullanımın yaygınlaşması için sosyal medyada paylaşmak üzere kısa videolar hazırladıklarını kaydederek, “Halkımızı bu konuda bilinçlendirmek üzere bilgilendirici kısa filmler hazırladık. Derneğimizin antibiyotik direnci ile ilgili araştırmalar ve çalışmalar yapan çalışma grubunun hazırladığı ve gönüllü oyuncuların rol aldığı bu filmler antibiyotik kullanımı ile ilgili önemli mesajlar içeriyor. Ne kadar çok izlenirse o kadar faydalı olacağını düşünüyoruz. Çocuklarımızın geleceği için antibiyotikleri özenle kullanmamız gerektiğini unutmamalıyız” ifadelerini kullanıyor.
VİDEO: ANTİBİYOTİK KIYAMETİ KAPIDA (24.06.2019)