Türkiye’de 2015 yılında ölümle sonuçlanan intihar sayısının 2014 yılına göre yüzde 1,3 arttığını ve 3 bin 211 kişiye çıktığını belirten Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Gül Eryılmaz, intihar davranışının; sosyolojik, biyolojik, psikolojik, ekonomik ve kültürel özellikleri olduğunu ve bu nedenle intiharı değerlendirirken tüm boyutlarının ele alınması gerektiğini söyledi.
Sosyolojik olarak bakıldığında, intiharın birey ile toplum arasındaki ilişki bozukluğundan ve çatışmalardan kaynaklandığını aktaran Doç. Eryılmaz, ölüme götüren diğer faktörleri şöyle anlattı:
“Psikolojik açısından bakıldığında intihar, genel olarak kaybedilen nesneye karşı çatışmalı duygular olması nedeniyle kayıpla baş edememe ve depresyonun devamı olarak bir kurtuluş yoludur. Diğer yandan dış dünya ya da nesneye olan öfkenin dışarıda anlam bulamaması nedeniyle kişinin kendisine dönmesi ve cezalandırması olarak da yorumlanabilir. Psikiyatrik hastalıkların bir kısmının seyri sırasında bazı hormonların bozulması ya da genetik de faktörler arasında sayılabilir. Ayrıca erkek cinsiyet, düşük sosyoekonomik durum, yalnız yaşama, boşanmış olma ve din gibi manevi duygulardan yoksun olma da risk faktörü olarak söylenebilir.”
Sosyolojik olarak bakıldığında, intiharın birey ile toplum arasındaki ilişki bozukluğundan ve çatışmalardan kaynaklandığını aktaran Doç. Eryılmaz, ölüme götüren diğer faktörleri şöyle anlattı:
“Psikolojik açısından bakıldığında intihar, genel olarak kaybedilen nesneye karşı çatışmalı duygular olması nedeniyle kayıpla baş edememe ve depresyonun devamı olarak bir kurtuluş yoludur. Diğer yandan dış dünya ya da nesneye olan öfkenin dışarıda anlam bulamaması nedeniyle kişinin kendisine dönmesi ve cezalandırması olarak da yorumlanabilir. Psikiyatrik hastalıkların bir kısmının seyri sırasında bazı hormonların bozulması ya da genetik de faktörler arasında sayılabilir. Ayrıca erkek cinsiyet, düşük sosyoekonomik durum, yalnız yaşama, boşanmış olma ve din gibi manevi duygulardan yoksun olma da risk faktörü olarak söylenebilir.”
GÖÇ VERME ORANI YÜKSEK YERLERDE İNTİHAR ORANI DA YÜKSEK
Türkiye’de ekonomik güçlükler, psikiyatriste ulaşamama, psikiyatriste gitmenin delilik olarak algılanması gibi acımasız toplumsal yargının rolüne işaret eden Eryılmaz, intihar oranının yüksek olduğu yerlerin daha fazla göç verdiğini vurulayarak şöyle konuştu:
“Sürekli göç dalgasının olması, sosyal desteğin azalmasına insanların birbirine yabancılaşmasına neden olmuş olabilir. Diğer yandan intihar oranının, göç verme oranı neredeyse en yüksek olan Kars ilinde yüksek olması da manidardır. Göç eden insanlar genellikle ekonomik ya da eğitim gibi sosyal nedenler nedeniyle genç yetişkin popülasyondur. Geriye orada kalan yaşlı insanlar bu verileri etkilemiş olabilir. Yaşlı insanlarda intihar daha risklidir. Yaşlı insanlarda psikolojik baş etme mekanizmalarının azalması, ek diğer tıbbi hastalıkların ve kullanılan ilaçların artması, güçten ve rolden düşmeler intihar riskini artırmaktadır.”
Türkiye’de ekonomik güçlükler, psikiyatriste ulaşamama, psikiyatriste gitmenin delilik olarak algılanması gibi acımasız toplumsal yargının rolüne işaret eden Eryılmaz, intihar oranının yüksek olduğu yerlerin daha fazla göç verdiğini vurulayarak şöyle konuştu:
“Sürekli göç dalgasının olması, sosyal desteğin azalmasına insanların birbirine yabancılaşmasına neden olmuş olabilir. Diğer yandan intihar oranının, göç verme oranı neredeyse en yüksek olan Kars ilinde yüksek olması da manidardır. Göç eden insanlar genellikle ekonomik ya da eğitim gibi sosyal nedenler nedeniyle genç yetişkin popülasyondur. Geriye orada kalan yaşlı insanlar bu verileri etkilemiş olabilir. Yaşlı insanlarda intihar daha risklidir. Yaşlı insanlarda psikolojik baş etme mekanizmalarının azalması, ek diğer tıbbi hastalıkların ve kullanılan ilaçların artması, güçten ve rolden düşmeler intihar riskini artırmaktadır.”