İlişkili Haberler
Baba adayından alınan kanla hazırlanıp anne adayına enjekte edilen lenfosit aşısını yıllardır hastalarına uyguladığını belirten Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, bağışıklık sisteminin tekrarlayan düşüklerde önemli rol oynadığını söyledi.
Son yıllarda immünoloji (bağışıklık bilimi) alanındaki gelişmelerle birlikte yapılan araştırmalara değinen Taşdemir, “Araştırmalar, nedeni izah edilemeyen düşüklerin yüzde 80'inin bağışıklık sistemindeki bozukluklara bağlı olabileceğini ve bunların birçoğunun yeni tedavi yöntemleri ile önlenebileceğini gösteriyor” dedi.
Bağışıklık sisteminin, insan vücudunun hastalıklara karşı savunma mekanizmasını oluşturan karmaşık bir yapıda olduğunu aktaran Taşdemir, sistemin çalışma mekanizmasını şöyle anlattı:
“Bağışıklık sistemi proteinleri tanıdık veya yabancı olarak gruplayarak, yabancı olarak grupladığı proteinlere karşı savaş açar. Hücrelerin tanıdık veya yabancı olarak algılanması, hücre yüzeyinde bulunan antijen olarak adlandırılan proteinler sayesinde gerçekleşir. Bu antijenlere karşı vücuttaki lökositler (beyaz küreler) antikor adı verilen kompleks bileşikler üretir. Bağışıklık sistemin çalışmasının en güzel ve en basit örneği mikroplar vücudumuza girdiğinde onlara karşı antikorların oluşması ve mikropları öldürebilmek için bunlara karşı bir dizi reaksiyon başlatmasıdır. İleride aynı mikroplarla tekrar karşılaşıldığında bu antikorlar yeniden hastalanmamızı önler.”
KATİL HÜCRELER RAHİMDE DE BULUNABİLİR
“Gebelik kayıplarına, infertiliteye ve tüp bebek uygulamalarında başarısızlığa yol açan 5 değişik immün problem kategorisi vardır” diyen Op. Dr. Seval Taşdemir, bu problemler hakkında şu bilgileri verdi:
“Birinci kategorideki problemler hafiftir, fakat tedavi edilmediğinde daha ağır problemlerin ortaya çıkmasına neden olur. Bu problemlerden bir tanesi de doğal öldürücü hücrelerdir.
KATİL HÜCRELER BİRÇOK PROBLEME YOL AÇIYOR
Naturel killer hücreler olarak adlandırılan katil hücrelerin sayısı arttığında infertilite ve gebelik kayıpları görülür. Naturel killer testlerinde sitotoksisite (hücreye verilen zarar) artar, sitotoksisitenin artması embriyoya zarar verir. Bu hücreler normalde sadece kanda bulunurken kadınların yüzde 2'sinde rahimde de bulunur. Bu hücreler adet siklusunun 26. gününde alınan endometrial biyopsi ile belirlenir.
BEBEĞİN RAHME TUTUNMASINI ÖNLER
Katil hücreler sitokin adı verilen maddeleri üretir. Sitokinlerden en önemlisi tümör nekroz faktör alfadır. Embriyonun rahme tutunmasını önler, plasental hücrelere zarar vererek düşüğe yol açar.
Son yıllarda immünoloji (bağışıklık bilimi) alanındaki gelişmelerle birlikte yapılan araştırmalara değinen Taşdemir, “Araştırmalar, nedeni izah edilemeyen düşüklerin yüzde 80'inin bağışıklık sistemindeki bozukluklara bağlı olabileceğini ve bunların birçoğunun yeni tedavi yöntemleri ile önlenebileceğini gösteriyor” dedi.
Bağışıklık sisteminin, insan vücudunun hastalıklara karşı savunma mekanizmasını oluşturan karmaşık bir yapıda olduğunu aktaran Taşdemir, sistemin çalışma mekanizmasını şöyle anlattı:
“Bağışıklık sistemi proteinleri tanıdık veya yabancı olarak gruplayarak, yabancı olarak grupladığı proteinlere karşı savaş açar. Hücrelerin tanıdık veya yabancı olarak algılanması, hücre yüzeyinde bulunan antijen olarak adlandırılan proteinler sayesinde gerçekleşir. Bu antijenlere karşı vücuttaki lökositler (beyaz küreler) antikor adı verilen kompleks bileşikler üretir. Bağışıklık sistemin çalışmasının en güzel ve en basit örneği mikroplar vücudumuza girdiğinde onlara karşı antikorların oluşması ve mikropları öldürebilmek için bunlara karşı bir dizi reaksiyon başlatmasıdır. İleride aynı mikroplarla tekrar karşılaşıldığında bu antikorlar yeniden hastalanmamızı önler.”
KATİL HÜCRELER RAHİMDE DE BULUNABİLİR
“Gebelik kayıplarına, infertiliteye ve tüp bebek uygulamalarında başarısızlığa yol açan 5 değişik immün problem kategorisi vardır” diyen Op. Dr. Seval Taşdemir, bu problemler hakkında şu bilgileri verdi:
“Birinci kategorideki problemler hafiftir, fakat tedavi edilmediğinde daha ağır problemlerin ortaya çıkmasına neden olur. Bu problemlerden bir tanesi de doğal öldürücü hücrelerdir.
KATİL HÜCRELER BİRÇOK PROBLEME YOL AÇIYOR
Naturel killer hücreler olarak adlandırılan katil hücrelerin sayısı arttığında infertilite ve gebelik kayıpları görülür. Naturel killer testlerinde sitotoksisite (hücreye verilen zarar) artar, sitotoksisitenin artması embriyoya zarar verir. Bu hücreler normalde sadece kanda bulunurken kadınların yüzde 2'sinde rahimde de bulunur. Bu hücreler adet siklusunun 26. gününde alınan endometrial biyopsi ile belirlenir.
BEBEĞİN RAHME TUTUNMASINI ÖNLER
Katil hücreler sitokin adı verilen maddeleri üretir. Sitokinlerden en önemlisi tümör nekroz faktör alfadır. Embriyonun rahme tutunmasını önler, plasental hücrelere zarar vererek düşüğe yol açar.
BEBEĞİN KALP ATIŞLARI YAVAŞLAYABİLİR
Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde bebeğin kalp atışlarının yavaşlamasına, gebelik kesesinin normalden küçük olmasına ve amniyotik sıvının (bebeğin içinde yüzdüğü sıvının) normalden az olmasına neden olur. Plasenta çevresinde kanamalara sebep olarak anne adayında lekelenme ve vajinal kanamaya yol açar.
EMBRİYO KALİTESİNİ BOZAR
Bazı kadınlarda gelişmekte olan yumurtaları etkileyerek yumurtaların DNA'sına zarar verir, embriyoda fragmantasyon, hücre bölünmesinde yavaşlama ve embriyo kalitesinde bozulmaya neden olur. Bu tarz durumlarda tedavi yöntemi olarak uzun yıllardır dünyada ve Türkiye’de uygulanan ‘Paternal Lenfosit İmmünizasyonu’ yani baba adayından alınan kandan lenfosit hücrelerinin ayrıştırılarak anne adayına aşı olarak verilmesi başarı ile uygulanmaktadır.”
“10 KEZ DÜŞÜK YAPAN HASTALAR ANNE OLABİLİR“
Bir diğer yöntemin ise; İntravenöz İmmünglobulin G (IVIG) tedavisi olduğunu belirten Taşdemir, bunda da hazır olarak satılan preparatların anne adayına damardan yavaş yavaş verilmesi ile bağışıklık sisteminin baskı altına alındığını ve tekrarlayan düşüklerin önüne geçildiğini söyledi. Taşdemir, bu tedaviler sonucunda geçmişinde 10-15 kez başarısızlığı olan birçok hastada başarılı sonuçlar elde edilebildiğini sözlerine ekledi.
Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde bebeğin kalp atışlarının yavaşlamasına, gebelik kesesinin normalden küçük olmasına ve amniyotik sıvının (bebeğin içinde yüzdüğü sıvının) normalden az olmasına neden olur. Plasenta çevresinde kanamalara sebep olarak anne adayında lekelenme ve vajinal kanamaya yol açar.
EMBRİYO KALİTESİNİ BOZAR
Bazı kadınlarda gelişmekte olan yumurtaları etkileyerek yumurtaların DNA'sına zarar verir, embriyoda fragmantasyon, hücre bölünmesinde yavaşlama ve embriyo kalitesinde bozulmaya neden olur. Bu tarz durumlarda tedavi yöntemi olarak uzun yıllardır dünyada ve Türkiye’de uygulanan ‘Paternal Lenfosit İmmünizasyonu’ yani baba adayından alınan kandan lenfosit hücrelerinin ayrıştırılarak anne adayına aşı olarak verilmesi başarı ile uygulanmaktadır.”
“10 KEZ DÜŞÜK YAPAN HASTALAR ANNE OLABİLİR“
Bir diğer yöntemin ise; İntravenöz İmmünglobulin G (IVIG) tedavisi olduğunu belirten Taşdemir, bunda da hazır olarak satılan preparatların anne adayına damardan yavaş yavaş verilmesi ile bağışıklık sisteminin baskı altına alındığını ve tekrarlayan düşüklerin önüne geçildiğini söyledi. Taşdemir, bu tedaviler sonucunda geçmişinde 10-15 kez başarısızlığı olan birçok hastada başarılı sonuçlar elde edilebildiğini sözlerine ekledi.