İlişkili Haberler
Oruç tutma kararı verilmeden önce hastanın durumunun hekimi tarafından titizlikle değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Türk Diyabet Cemiyeti, açıklamasında, biyabetin tipinin, hastanın kullandığı ilaçların, hastanın genel sağlık durumunun, diyabete eşlik eden başka hastalıkların olup olmadığının bu değerlendirmede büyük önem taşıdığına dikkat çekildi.
Tip 1 diyabet (pankreas insülin rezervi olmayan ve yaşamak için mutlaka insüline gereksinim duyan) hastalarının oruç tutmasının tıbben mümkün olmadığına vurgu yapılan cemiyet açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Tip 1 diyabet hastalarında uzun açlıklar ve insüline ara vermeler, hayatı tehdit eden diyabet komalarına ve ölümlere neden olabilir. Hastaların çoğunu oluşturan Tip 2 diyabette ise doktor değerlendirmesi büyük önem taşımaktadır. İnsülin ya da insülin salgılatıcı ilaç (sülfonilüreler, glinidler) kullanan hastaların uzun açlık sırasında hipoglisemi yaşama olasılıkları yüksek olduğu için oruç tutmaları sakıncalıdır. Bilindiği gibi hipoglisemi yaşamı tehdit eden bir durum olup, hastaların mutlaka hipoglisemiden korunmaları gerekmektedir. Diğer yandan diyabet hastalarının yarısından fazlasında hipertansiyon da mevcuttur. Uzun açlık, hipertansiyon kontrolünde de sorunlara yol açabilmekte ve beyinle ilgili istenmeyen sonuçlara neden olabilmektedir.
Ancak diyabeti hafif olan ve glikoz ayarının çok iyi gittiği doktor tarafından söylenen (bir başka değişle son üç aylık şeker ortalamasını gösteren Hemoglobin A1C değeri 7’nin hatta 6.5’un altında olan), yukarıda belirtilen insülin ya da insülin salgılatıcı ilaçları kullanmayan, hipoglisemiye yol açmayan diğer ilaçlarla tedavileri başarıyla yürütülmekte olan, hipertansiyonu tam olarak kontrol altında tutulan diyabet hastalarının oruç tutması, doktor onayı alındıktan sonra önemli bir sakınca oluşturmayabilmektedir.
Oruç tutmasına hekim tarafından izin verilen hastaların tedavi, beslenme ve egzersiz programlarının da yeniden düzenlenmesi gerekir."
DİYABET HASTALARI BU NOKTALARA DİKKAT ETMELİ!
- Oruç tutmak istiyorsanız, öncelikle takibinizi yapan doktorunuzla görüşün, mevcut sağlık durumunuzun oruç tutmanıza uygun olup olmadığını öğrenin.
- Doktorunuz oruç tutmanızın sakıncalı olacağını söylüyorsa sözlerine kulak verin.
- Yüksek riskli gruptaysanız (İnsüline bağımlı diyabet, diyabete bağlı organ hasarlarının olması vb) kesin olarak oruç tutmayın.
- Doktorunuza danışmadan oruç tutmak istemeniz halinde hipoglisemi ve hiperglisemik koma tehlikesi ile karşılaşabilirsiniz.
- Hipoglisemi riskini artıracağı için yoğun egzersiz ve spordan kaçının.
- Oruç tutuyorsanız, yakınınızda veya çevrenizde oruçlu olduğunuzu bilen birilerinin bulunması önemlidir.
Tip 1 diyabet (pankreas insülin rezervi olmayan ve yaşamak için mutlaka insüline gereksinim duyan) hastalarının oruç tutmasının tıbben mümkün olmadığına vurgu yapılan cemiyet açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Tip 1 diyabet hastalarında uzun açlıklar ve insüline ara vermeler, hayatı tehdit eden diyabet komalarına ve ölümlere neden olabilir. Hastaların çoğunu oluşturan Tip 2 diyabette ise doktor değerlendirmesi büyük önem taşımaktadır. İnsülin ya da insülin salgılatıcı ilaç (sülfonilüreler, glinidler) kullanan hastaların uzun açlık sırasında hipoglisemi yaşama olasılıkları yüksek olduğu için oruç tutmaları sakıncalıdır. Bilindiği gibi hipoglisemi yaşamı tehdit eden bir durum olup, hastaların mutlaka hipoglisemiden korunmaları gerekmektedir. Diğer yandan diyabet hastalarının yarısından fazlasında hipertansiyon da mevcuttur. Uzun açlık, hipertansiyon kontrolünde de sorunlara yol açabilmekte ve beyinle ilgili istenmeyen sonuçlara neden olabilmektedir.
Ancak diyabeti hafif olan ve glikoz ayarının çok iyi gittiği doktor tarafından söylenen (bir başka değişle son üç aylık şeker ortalamasını gösteren Hemoglobin A1C değeri 7’nin hatta 6.5’un altında olan), yukarıda belirtilen insülin ya da insülin salgılatıcı ilaçları kullanmayan, hipoglisemiye yol açmayan diğer ilaçlarla tedavileri başarıyla yürütülmekte olan, hipertansiyonu tam olarak kontrol altında tutulan diyabet hastalarının oruç tutması, doktor onayı alındıktan sonra önemli bir sakınca oluşturmayabilmektedir.
Oruç tutmasına hekim tarafından izin verilen hastaların tedavi, beslenme ve egzersiz programlarının da yeniden düzenlenmesi gerekir."
DİYABET HASTALARI BU NOKTALARA DİKKAT ETMELİ!
- Oruç tutmak istiyorsanız, öncelikle takibinizi yapan doktorunuzla görüşün, mevcut sağlık durumunuzun oruç tutmanıza uygun olup olmadığını öğrenin.
- Doktorunuz oruç tutmanızın sakıncalı olacağını söylüyorsa sözlerine kulak verin.
- Yüksek riskli gruptaysanız (İnsüline bağımlı diyabet, diyabete bağlı organ hasarlarının olması vb) kesin olarak oruç tutmayın.
- Doktorunuza danışmadan oruç tutmak istemeniz halinde hipoglisemi ve hiperglisemik koma tehlikesi ile karşılaşabilirsiniz.
- Hipoglisemi riskini artıracağı için yoğun egzersiz ve spordan kaçının.
- Oruç tutuyorsanız, yakınınızda veya çevrenizde oruçlu olduğunuzu bilen birilerinin bulunması önemlidir.
- Hipoglisemi durumlarına karşın yanınızda meyve suyu, kuru üzüm, şeker ya da şekerli bir gıda bulundurun.
- Kendinizi iyi hissetmiyorsanız veya kan şekeri ölçümlerinizde hipoglisemi veya ciddi hiperglisemi saptarsanız orucunuzu sonlandırın.
- Düzenli olarak kan şekerinizi ölçmeyi ihmal etmeyin, kan şekerini ölçmek orucu bozmaz.
- Ramazan boyunca vücudunuzun ihtiyaç duyduğu enerji ve sıvı için beslenmenize daha fazla özen gösterin.
- Sahuru kahvaltı gibi düşünüp, az yağlı peynir, yumurta, birkaç zeytin, çavdar veya tam buğday ekmeği, bol yeşillik tercih edilebilir, bunu bir bardak süt veya ayran ve bir porsiyon meyve ile zenginleştirebilirsiniz. Posadan zengin bu öğün, sizi uzun süre tok tutacak, iftara kadar daha konforlu bir gün geçirmemizi sağlayacaktır.
- Orucunuzu, kan şekerinizi hızlı yükseltmeyecek besinlerle açmanız sizin için en doğrusu olacaktır. Bir kase çorba ve salata ile orucunuzu açıp, 10-15 dakika ara verdikten sonra et veya sebze yemeği, yoğurt, çavdar veya tam buğday ekmeği ile devam edebilirsiniz.
- Gece ara öğününde ise, gün boyu yeterince tüketemediğiniz/ eksik kalan besin gruplarına yer verebilir; meyve, süt veya yoğurt, az miktarda fındık, badem, ceviz gibi yağlı tohumları tercih edebilirsiniz.
- Sıvı ihtiyacınızı karşılayabilmek için de iftardan sonra bol suyun yanı sıra şekersiz komposto, ayran, süt, şekersiz çay gibi içecekler tercih edebilirsiniz.
VİDEO: RAMAZAN'DA SAĞLIKLI BESLENME ÖNERİLERİ
- Kendinizi iyi hissetmiyorsanız veya kan şekeri ölçümlerinizde hipoglisemi veya ciddi hiperglisemi saptarsanız orucunuzu sonlandırın.
- Düzenli olarak kan şekerinizi ölçmeyi ihmal etmeyin, kan şekerini ölçmek orucu bozmaz.
- Ramazan boyunca vücudunuzun ihtiyaç duyduğu enerji ve sıvı için beslenmenize daha fazla özen gösterin.
- Sahuru kahvaltı gibi düşünüp, az yağlı peynir, yumurta, birkaç zeytin, çavdar veya tam buğday ekmeği, bol yeşillik tercih edilebilir, bunu bir bardak süt veya ayran ve bir porsiyon meyve ile zenginleştirebilirsiniz. Posadan zengin bu öğün, sizi uzun süre tok tutacak, iftara kadar daha konforlu bir gün geçirmemizi sağlayacaktır.
- Orucunuzu, kan şekerinizi hızlı yükseltmeyecek besinlerle açmanız sizin için en doğrusu olacaktır. Bir kase çorba ve salata ile orucunuzu açıp, 10-15 dakika ara verdikten sonra et veya sebze yemeği, yoğurt, çavdar veya tam buğday ekmeği ile devam edebilirsiniz.
- Gece ara öğününde ise, gün boyu yeterince tüketemediğiniz/ eksik kalan besin gruplarına yer verebilir; meyve, süt veya yoğurt, az miktarda fındık, badem, ceviz gibi yağlı tohumları tercih edebilirsiniz.
- Sıvı ihtiyacınızı karşılayabilmek için de iftardan sonra bol suyun yanı sıra şekersiz komposto, ayran, süt, şekersiz çay gibi içecekler tercih edebilirsiniz.
VİDEO: RAMAZAN'DA SAĞLIKLI BESLENME ÖNERİLERİ