İlişkili Haberler
"Meme Kanseri Farkındalık Ayı" nedeniyle açıklamalarda bulunan ve tanı yöntemlerindeki gelişmeler sayesinde meme kanserinin henüz elle hissedilemeyen aşamada saptanabildiğini aktaran Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, "Meme kanserinden ölüm oranları azalıyor. Erken tanıya imkan sağlayan görüntüleme ve tanı yöntemlerinin gelişmesi, farkındalık çalışmalarıyla kadınlarımızın meme kanserine karşı bilgilendirilmesi, meme kanserindeki sıklığın artmasının nedenleridir" diye konuştu.
Doktor Nuh Zafer Cantürk, meme kanseri vakaları artmasına rağmen hastalıktan ölüm oranının azaldığını dile getirerek, "Meme kanseri, kadınlar için çok önemli bir hastalık ama korkulacak bir hastalık olarak görülmesi yanlış. Erken tanı konulduğunda meme kanseriyle baş edebilirsiniz" ifadelerini kullandı.
Meme kanserlerinin yüzde 10'unun ailesel geçişli, yüzde 90'ının da pek çok çevresel faktöre bağlı olduğuna işaret eden Uzman, "Östrojen hormonu meme dokusunda oluşturduğu tahribata bağlı olarak meme kanseri oluşturur. Bu hormona ne kadar çok maruz kalırsanız o kadar çok riskiniz olur. Doğum yapan ve emziren kadınlarda östrojen hormonuna memenin maruz kalma oranı azalıyor ama tek başına bu da koruyucudur demek yanlış" değerlendirmesinde bulundu.
Cantürk, beslenme alışkanlıklarının, hayvansal gıdaların bol tüketilmesinin, kolesterol içerikli besinlerin alınmasının östrojen hormonuna benzer maddelerin oluşmasına neden olduğunu belirterek, şöyle dedi:
"Alkol, sigara tüketimi gibi faktörler önemli. Beslenme alışkanlıkların kontrol edilmesi ve hayvansal gıdaların daha az tüketilmesi gerekiyor. Bazı hastalar kliniğimize, 'Annemde meme kanseri var, ben de olabilir miyim?' paniğiyle geliyor. Ailede birden fazla bireyde ya da erkek bir akrabada meme kanseri veya yumurtalık kanserinin görülmüş olması durumunda ailesel geçişten şüpheleniriz ki bu yüzde 10'unu oluşturur. Ailede bir kişide meme kanseri görülmüş olması kadınlarımızın paniğe kapılmasına neden olmamalı. Alkol, sigara, hayvansal gıda tüketimi, egzersiz yapmama, obezite, diyabet gibi diğer risk faktörleri, diğer hastalıklara olduğu gibi meme kanserine ve diğer kanserlere de zemin hazırlayan faktörlerdir."
"KADINLARDA FARKINDALIK ARTIYOR"
Cantürk, meme kanseri konusunda kadınlarda farkındalığın arttığına işaret ederek, "Diğer kanserlerle karşılaştırıldığında kadınlarda en sık görülen kanser meme kanseri. Bazı şarlatan ifadelere de kanmamak lazım. Hiçbir şey hastalığa, ölüme çare değil. 'Şunu yerseniz, şunu yaparsanız meme kanseri olmazsınız.' şeklindeki kavramları çok dikkate almamalıyız." diye konuştu.
Kadınların Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezlerine (KETEM) giderek tarama programlarına uymalarının meme kanserinin erken teşhis edilmesi açısından önemine değinen Cantürk, "Türkiye'de, özellikle Marmara Bölgesi'nde meme kanserini daha erken yakalıyoruz çünkü toplumun entelektüel düzeyi yüksek, farkındalık daha fazla. Doğu Anadolu'da meme kanserini daha geç evrede yakalıyoruz. Marmara veya Ege Bölgesi'nde kadınlar hekime gitmekten imtina etmiyor ama Doğu Anadolu'dakiler muayeneyi bir utanma vesilesi olarak görüyor. Eşleri izin vermiyor. Bunun gibi nedenlerden geç kalıyorlar." ifadesinde bulundu.
VİDEO: ERKEN YATIP ERKEN KALKMAK MEME KANSERİ RİSKİNİ DÜŞÜRÜYOR (06.11.2018)
Doktor Nuh Zafer Cantürk, meme kanseri vakaları artmasına rağmen hastalıktan ölüm oranının azaldığını dile getirerek, "Meme kanseri, kadınlar için çok önemli bir hastalık ama korkulacak bir hastalık olarak görülmesi yanlış. Erken tanı konulduğunda meme kanseriyle baş edebilirsiniz" ifadelerini kullandı.
Meme kanserlerinin yüzde 10'unun ailesel geçişli, yüzde 90'ının da pek çok çevresel faktöre bağlı olduğuna işaret eden Uzman, "Östrojen hormonu meme dokusunda oluşturduğu tahribata bağlı olarak meme kanseri oluşturur. Bu hormona ne kadar çok maruz kalırsanız o kadar çok riskiniz olur. Doğum yapan ve emziren kadınlarda östrojen hormonuna memenin maruz kalma oranı azalıyor ama tek başına bu da koruyucudur demek yanlış" değerlendirmesinde bulundu.
Cantürk, beslenme alışkanlıklarının, hayvansal gıdaların bol tüketilmesinin, kolesterol içerikli besinlerin alınmasının östrojen hormonuna benzer maddelerin oluşmasına neden olduğunu belirterek, şöyle dedi:
"Alkol, sigara tüketimi gibi faktörler önemli. Beslenme alışkanlıkların kontrol edilmesi ve hayvansal gıdaların daha az tüketilmesi gerekiyor. Bazı hastalar kliniğimize, 'Annemde meme kanseri var, ben de olabilir miyim?' paniğiyle geliyor. Ailede birden fazla bireyde ya da erkek bir akrabada meme kanseri veya yumurtalık kanserinin görülmüş olması durumunda ailesel geçişten şüpheleniriz ki bu yüzde 10'unu oluşturur. Ailede bir kişide meme kanseri görülmüş olması kadınlarımızın paniğe kapılmasına neden olmamalı. Alkol, sigara, hayvansal gıda tüketimi, egzersiz yapmama, obezite, diyabet gibi diğer risk faktörleri, diğer hastalıklara olduğu gibi meme kanserine ve diğer kanserlere de zemin hazırlayan faktörlerdir."
"KADINLARDA FARKINDALIK ARTIYOR"
Cantürk, meme kanseri konusunda kadınlarda farkındalığın arttığına işaret ederek, "Diğer kanserlerle karşılaştırıldığında kadınlarda en sık görülen kanser meme kanseri. Bazı şarlatan ifadelere de kanmamak lazım. Hiçbir şey hastalığa, ölüme çare değil. 'Şunu yerseniz, şunu yaparsanız meme kanseri olmazsınız.' şeklindeki kavramları çok dikkate almamalıyız." diye konuştu.
Kadınların Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezlerine (KETEM) giderek tarama programlarına uymalarının meme kanserinin erken teşhis edilmesi açısından önemine değinen Cantürk, "Türkiye'de, özellikle Marmara Bölgesi'nde meme kanserini daha erken yakalıyoruz çünkü toplumun entelektüel düzeyi yüksek, farkındalık daha fazla. Doğu Anadolu'da meme kanserini daha geç evrede yakalıyoruz. Marmara veya Ege Bölgesi'nde kadınlar hekime gitmekten imtina etmiyor ama Doğu Anadolu'dakiler muayeneyi bir utanma vesilesi olarak görüyor. Eşleri izin vermiyor. Bunun gibi nedenlerden geç kalıyorlar." ifadesinde bulundu.
VİDEO: ERKEN YATIP ERKEN KALKMAK MEME KANSERİ RİSKİNİ DÜŞÜRÜYOR (06.11.2018)