İlişkili Haberler
Kronik miyelositer lösemi (KML) hastalığında en sık görülen bulgunun dalak büyümesi olduğunu vurgulayan Lösemi Lenfoma Miyelom Hastaları ve Araştırma Eğitim Birliği Derneği (LLMBİR) Genel Sekreteri Doç. Dr. Selami Koçak Toprak, KML hastalığının genellikle orta yaştan sonra görülen, kan ve kemik iliğinin yavaş seyirli kanseri olduğunu belirtti.
Her yıl 100 binde 2 yeni hastaya tanı konulduğunu, KML hastalarında en sık görülen bulgunun ise dalak büyümesi olduğunu kaydeden Dr. Toprak, hastalıkla ilgili şu bilgileri verdi:
“Bu hastalığa yol açan sebepler bilinmemekle birlikte, kalıtsal veya bulaşıcı değildir. Erkeklerde kadınlara göre daha sık görülmekte olup çocuklarda çok nadir olarak rastlanıyor. Vücuttaki normal hücrelerde 23 çift kromozom bulunuyor. Bu hastalarda 22’inci kromozomda kalıtsal olmayan yapısal bir genetik bozukluk bulunur. Bozulmuş/değişmiş olan 22’inci kromozom, kan hücrelerindeki kontrolsüz artıştan ve bu bozulmuş hücrelerin yaşam sürelerinin uzamasından sorumludur. Bu gen bozukluğu sonucu ortaya çıkan yeni ürün BCR-ABL olarak adlandırılır ve KML hastalığına neden olur. Hastalığın erken dönemlerinde genellikle hastaların şikayetleri yoktur. Hastaların önemli bölümünde, başka nedenlerle başvurdukları hastanede yapılan kan testinde akyuvar sayısı yüksek çıkar. Hastalık ilerlediğinde ise yorgunluk, ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, karnın sol tarafında kaburgalar altında dolgunluk, ağrı hissi olabilir. Son 20 yılda keşfedilen yeni ilaçlar başta olmak üzere, tıptaki ilerlemeler sayesinde KML'li hastaların yaşam süreleri, genel nüfusla kıyaslandığında aynı seviyeye gelmiştir.”
Doç. Dr. Toprak ayrıca hastalığa yakalananların sigaradan uzak durması ve egzersiz yapmasının çok önemli olduğunu sözlerine ekledi.
Fotoğraf: Getty Images Turkey
VİDEO: LÖSEMİ ARTIK ÖLÜMCÜL DEĞİL!
Her yıl 100 binde 2 yeni hastaya tanı konulduğunu, KML hastalarında en sık görülen bulgunun ise dalak büyümesi olduğunu kaydeden Dr. Toprak, hastalıkla ilgili şu bilgileri verdi:
“Bu hastalığa yol açan sebepler bilinmemekle birlikte, kalıtsal veya bulaşıcı değildir. Erkeklerde kadınlara göre daha sık görülmekte olup çocuklarda çok nadir olarak rastlanıyor. Vücuttaki normal hücrelerde 23 çift kromozom bulunuyor. Bu hastalarda 22’inci kromozomda kalıtsal olmayan yapısal bir genetik bozukluk bulunur. Bozulmuş/değişmiş olan 22’inci kromozom, kan hücrelerindeki kontrolsüz artıştan ve bu bozulmuş hücrelerin yaşam sürelerinin uzamasından sorumludur. Bu gen bozukluğu sonucu ortaya çıkan yeni ürün BCR-ABL olarak adlandırılır ve KML hastalığına neden olur. Hastalığın erken dönemlerinde genellikle hastaların şikayetleri yoktur. Hastaların önemli bölümünde, başka nedenlerle başvurdukları hastanede yapılan kan testinde akyuvar sayısı yüksek çıkar. Hastalık ilerlediğinde ise yorgunluk, ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, karnın sol tarafında kaburgalar altında dolgunluk, ağrı hissi olabilir. Son 20 yılda keşfedilen yeni ilaçlar başta olmak üzere, tıptaki ilerlemeler sayesinde KML'li hastaların yaşam süreleri, genel nüfusla kıyaslandığında aynı seviyeye gelmiştir.”
Doç. Dr. Toprak ayrıca hastalığa yakalananların sigaradan uzak durması ve egzersiz yapmasının çok önemli olduğunu sözlerine ekledi.
Fotoğraf: Getty Images Turkey
VİDEO: LÖSEMİ ARTIK ÖLÜMCÜL DEĞİL!