İlişkili Haberler
Kemoterapi saatlerinin DNA onarım saatlerine göre ayarlanması durumunda daha başarılı sonuçlar elde etmenin mümkün olduğunu belirten Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Mutlu Demiray, bu konuda yapılan çalışmaların daha etkin ve başarılı sonuçlar alınabileceğini gösterdiğini bildirdi.
Demiray, yazılı açıklamasında, dünya, evren ve tüm canlıların bir düzen içinde yaşadığını, insan hücrelerinin de benzer bir mekanizmaya sahip olduğunu aktardı. "Sabahın ilk ışıklarıyla doğa uyanıyor ve güneşin batışıyla uykuya dalmaya başlıyorsa benzer bir döngü hücrelerimizde de mevcut" ifadelerini kullanan Demiray, DNA onarım mekanizmasının gün ışımasıyla artmaya başladığını, özellikle öğleden sonraki saatlerde en üst seviyeye çıktığını bildirdi.
Onkolog Demiray, "Bu, Nobel Ödülü'nü geçtiğimiz hafta alan Prof. Dr. Aziz Sancar'ın keşfi. Onun bu keşfinden bazı hastalıkların tedavisinde de faydalanılıyor. En çok da kanser tedavisinde. Kemoterapi saatlerinin DNA onarım saatlerine göre ayarlanması durumunda daha başarılı sonuçlar elde etmek mümkün. Yapılan çalışmalar daha etkin ve başarılı sonuçlar alınabileceğini gösteriyor. Bu tedavi yöntemine 'kronomodüle tedavi' deniyor. Yani hücrelerin ritmine göre kanser tedavisi. Ancak hastalara saat 02.00-04.00'te kemoterapi verilmesi gibi zorlukları da beraberinde getirmektedir. Biz bu tedavileri yapmakta ve başarılı sonuçlar almaktayız" diye konuştu.
AZİZ SANCAR NE DEMİŞTİ?
Prof. Dr. Aziz Sancar, 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldükten sonraki açıklamalarında; kanser tedavisinde kullanılan birçok ilacın DNA'yı tahrip ettiğini ve vücutta bulunan DNA onarım mekanizmalarının, o kanser hücrelerinin yaşamasını sağladığını, bu mekanizmayı anlamak ve aydınlatmak için bir çalışma başlattıklarını söylemişti.
"DNA ONARIMININ EN AZ OLDUĞU SAATLERDE KANSERLE SAVAŞILACAK"
Sirkadiyen saat (günlük ritm) konusunda önemli bir buluş yaptıklarını belirten Sancar, sirkadiyen saatin DNA onarımını kontrol ettiğini ifade etmiş, DNA onarımının günün belli saatlerinde arttığını, belli saatlerde de minimum seviyeye indiğini söylemişti.
Amaçlarının vücuttaki DNA onarımının minimum olduğu zamanı tespit edip, kanser hücrelerine ilaç verip, bu hücrelerin ölmesini sağlamak olduğunu belirten Sancar, ''Hedefimiz DNA onarımının ne zaman minimum ne zaman maksimum olduğunu belirleyerek, DNA onarımı potansiyelinin en az olduğu zaman ilaç tedavisi uygulayarak, hem ilacın etkisini çoğaltmak, hem de yan etkileri azaltmak'' şeklinde konuşmuştu.
Demiray, yazılı açıklamasında, dünya, evren ve tüm canlıların bir düzen içinde yaşadığını, insan hücrelerinin de benzer bir mekanizmaya sahip olduğunu aktardı. "Sabahın ilk ışıklarıyla doğa uyanıyor ve güneşin batışıyla uykuya dalmaya başlıyorsa benzer bir döngü hücrelerimizde de mevcut" ifadelerini kullanan Demiray, DNA onarım mekanizmasının gün ışımasıyla artmaya başladığını, özellikle öğleden sonraki saatlerde en üst seviyeye çıktığını bildirdi.
Onkolog Demiray, "Bu, Nobel Ödülü'nü geçtiğimiz hafta alan Prof. Dr. Aziz Sancar'ın keşfi. Onun bu keşfinden bazı hastalıkların tedavisinde de faydalanılıyor. En çok da kanser tedavisinde. Kemoterapi saatlerinin DNA onarım saatlerine göre ayarlanması durumunda daha başarılı sonuçlar elde etmek mümkün. Yapılan çalışmalar daha etkin ve başarılı sonuçlar alınabileceğini gösteriyor. Bu tedavi yöntemine 'kronomodüle tedavi' deniyor. Yani hücrelerin ritmine göre kanser tedavisi. Ancak hastalara saat 02.00-04.00'te kemoterapi verilmesi gibi zorlukları da beraberinde getirmektedir. Biz bu tedavileri yapmakta ve başarılı sonuçlar almaktayız" diye konuştu.
AZİZ SANCAR NE DEMİŞTİ?
Prof. Dr. Aziz Sancar, 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldükten sonraki açıklamalarında; kanser tedavisinde kullanılan birçok ilacın DNA'yı tahrip ettiğini ve vücutta bulunan DNA onarım mekanizmalarının, o kanser hücrelerinin yaşamasını sağladığını, bu mekanizmayı anlamak ve aydınlatmak için bir çalışma başlattıklarını söylemişti.
"DNA ONARIMININ EN AZ OLDUĞU SAATLERDE KANSERLE SAVAŞILACAK"
Sirkadiyen saat (günlük ritm) konusunda önemli bir buluş yaptıklarını belirten Sancar, sirkadiyen saatin DNA onarımını kontrol ettiğini ifade etmiş, DNA onarımının günün belli saatlerinde arttığını, belli saatlerde de minimum seviyeye indiğini söylemişti.
Amaçlarının vücuttaki DNA onarımının minimum olduğu zamanı tespit edip, kanser hücrelerine ilaç verip, bu hücrelerin ölmesini sağlamak olduğunu belirten Sancar, ''Hedefimiz DNA onarımının ne zaman minimum ne zaman maksimum olduğunu belirleyerek, DNA onarımı potansiyelinin en az olduğu zaman ilaç tedavisi uygulayarak, hem ilacın etkisini çoğaltmak, hem de yan etkileri azaltmak'' şeklinde konuşmuştu.