50 yaşından sonra meme kanserinden daha fazla görülme sıklığına sahip olan kemik erimesini önlemede genç yaşlardan itibaren önlem almak gerektiğini belirten Fizik, Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Feride Ekimler Süslü, dikkat edilmesi gerekenleri anlattı:
ERKEKLERDE VE ÇOCUKLARDA DA GÖRÜLEBİLİYOR
En sık görülen metabolik kemik hastalığı olan kemik erimesi düşük kemik kütlesi ve kemik mikro yapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığının ve kırık olasılığının artması ile karakterize bir iskelet sistemi sorunudur. Dünyada en yaygın görülen bir iskelet sistemi hastalığı olan kemik erimesi özellikle menopozdan sonra kadınlarda görülmekle birlikte erkeklerde, çocuklarda, ileri yaşta ise her iki cinste de görülebilmektedir. Kemik erimesinin tanısı Dual Enerji X Ray Absorbsiyometri (DEXA) yöntemi kullanılarak elde edilen değerlere ve kırık varlığına göre konulmaktadır. Ölçümler omurga, kalça, tüm vücut ve önkoldan yapılabilmektedir
BOY KISALMASINA YOL AÇABİLİYOR
Kemik erimesinde kırıklar en sık omurga, el bileği, kalça bölgesinde görülmektedir. Bu kırıklar hafif bir düşme veya çarpmadan sonra oluşabilmektedir. Kemik erimesi hastalarında ortaya çıkan boy kısalması da hastalığın tanımlanmasında önemli bir ipucudur. Bunun nedeni omurlardaki çökme kırıklarıdır. Hastalarda gençliklerindeki boy uzunluğundan 10-15 cm.den fazla kısalmalar oluşabilir. Omurlarda kemik erimesine ait kırıklar oluştuğunda hastalar şiddetli sırt ağrılarından yakınmaktadır. Zamanla bu kırıkların sayısı arttıkça kemik erimesi olan kişilerin boy uzunluklarında ciddi oranda kısalmalar hatta sırtta kamburluk oluşmaktadır. En ciddi osteoporotik kırık kalça kırığı olup, daha ileri yaştaki kişilerde görülmekte ve yaşamı ciddi şekilde tehdit etmektedir. Kemik erimesi hastalığında sırt ağrıları, duruş bozuklukları, düşme riskinde artış, oluşan kırıklar ile hastaların yaşam kaliteleri ve yaşam süreleri de olumsuz etkilenmektedir.
GÜNDE 4 BARDAKTAN FAZLA KAFEİN TÜKETMEK RİSK FAKTÖRÜ
Yaş ilerledikçe kemik erimesi riski artmaktadır. Özellikle kadınlarda 65 ve erkeklerde 70 yaş üzerinde hastalık sıklıkla görülmektedir. 40 yaşından sonra travma olmaksızın veya çok ufak travma ile geçirilmiş kırık öyküsü, kadınlarda düşük östrojen, erkeklerde düşük testosteron düzeyleri, kadın ve erkeklerde düşük vücut ağırlığı, sigara içiyor olmak, günde 4 bardaktan fazla kafein tüketmek veya geçmişte sigara içme öyküsü, boy uzunluğunda azalma, birinci derece yakınında osteoporoz ve/veya kırık öyküsü ile tiroid hastalığı, iltihabi romatizmal hastalıkların bulunması; uzun süre kortizon kullanımı ve epilepsi ilacı kullanımı diğer risk faktörleridir.
ÇOCUKLUK ÇAĞINDAN İTİBAREN ÖNLEM ALIN
Kemik erimesinin önlenmesi çocukluk, ergenlik ve gençlik dönemlerinde optimal kemik gelişimi ile başlar. Kemik yaşayan doku olduğu için kemikler ve iskelet doğumdan ergenliğin sonuna kadar sürekli gelişir ve büyür, erken erişkin dönemde veya 20’li yaşlarda maksimum güce ulaşır. Çocuklar ve ergenler kemik gelişimi açısından; yeterli miktarda kalsiyum, güneş ışığından yararlanma ve yaşa uygun D vitamini ile yeterli protein alımı, düzenli fizik aktivite ve sigaradan uzak durmak gibi önlemler alınması çok önemlidir.
ERKEKLERDE VE ÇOCUKLARDA DA GÖRÜLEBİLİYOR
En sık görülen metabolik kemik hastalığı olan kemik erimesi düşük kemik kütlesi ve kemik mikro yapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığının ve kırık olasılığının artması ile karakterize bir iskelet sistemi sorunudur. Dünyada en yaygın görülen bir iskelet sistemi hastalığı olan kemik erimesi özellikle menopozdan sonra kadınlarda görülmekle birlikte erkeklerde, çocuklarda, ileri yaşta ise her iki cinste de görülebilmektedir. Kemik erimesinin tanısı Dual Enerji X Ray Absorbsiyometri (DEXA) yöntemi kullanılarak elde edilen değerlere ve kırık varlığına göre konulmaktadır. Ölçümler omurga, kalça, tüm vücut ve önkoldan yapılabilmektedir
BOY KISALMASINA YOL AÇABİLİYOR
Kemik erimesinde kırıklar en sık omurga, el bileği, kalça bölgesinde görülmektedir. Bu kırıklar hafif bir düşme veya çarpmadan sonra oluşabilmektedir. Kemik erimesi hastalarında ortaya çıkan boy kısalması da hastalığın tanımlanmasında önemli bir ipucudur. Bunun nedeni omurlardaki çökme kırıklarıdır. Hastalarda gençliklerindeki boy uzunluğundan 10-15 cm.den fazla kısalmalar oluşabilir. Omurlarda kemik erimesine ait kırıklar oluştuğunda hastalar şiddetli sırt ağrılarından yakınmaktadır. Zamanla bu kırıkların sayısı arttıkça kemik erimesi olan kişilerin boy uzunluklarında ciddi oranda kısalmalar hatta sırtta kamburluk oluşmaktadır. En ciddi osteoporotik kırık kalça kırığı olup, daha ileri yaştaki kişilerde görülmekte ve yaşamı ciddi şekilde tehdit etmektedir. Kemik erimesi hastalığında sırt ağrıları, duruş bozuklukları, düşme riskinde artış, oluşan kırıklar ile hastaların yaşam kaliteleri ve yaşam süreleri de olumsuz etkilenmektedir.
GÜNDE 4 BARDAKTAN FAZLA KAFEİN TÜKETMEK RİSK FAKTÖRÜ
Yaş ilerledikçe kemik erimesi riski artmaktadır. Özellikle kadınlarda 65 ve erkeklerde 70 yaş üzerinde hastalık sıklıkla görülmektedir. 40 yaşından sonra travma olmaksızın veya çok ufak travma ile geçirilmiş kırık öyküsü, kadınlarda düşük östrojen, erkeklerde düşük testosteron düzeyleri, kadın ve erkeklerde düşük vücut ağırlığı, sigara içiyor olmak, günde 4 bardaktan fazla kafein tüketmek veya geçmişte sigara içme öyküsü, boy uzunluğunda azalma, birinci derece yakınında osteoporoz ve/veya kırık öyküsü ile tiroid hastalığı, iltihabi romatizmal hastalıkların bulunması; uzun süre kortizon kullanımı ve epilepsi ilacı kullanımı diğer risk faktörleridir.
ÇOCUKLUK ÇAĞINDAN İTİBAREN ÖNLEM ALIN
Kemik erimesinin önlenmesi çocukluk, ergenlik ve gençlik dönemlerinde optimal kemik gelişimi ile başlar. Kemik yaşayan doku olduğu için kemikler ve iskelet doğumdan ergenliğin sonuna kadar sürekli gelişir ve büyür, erken erişkin dönemde veya 20’li yaşlarda maksimum güce ulaşır. Çocuklar ve ergenler kemik gelişimi açısından; yeterli miktarda kalsiyum, güneş ışığından yararlanma ve yaşa uygun D vitamini ile yeterli protein alımı, düzenli fizik aktivite ve sigaradan uzak durmak gibi önlemler alınması çok önemlidir.