Genetik, çevresel ve kişisel birçok faktör hastalığa zemin hazırlarken, yine de bazı kurallara dikkat ederek kanserden önemli ölçüde korunmak mümkün. Sağlıklı beslenme ve hareketsizlikten kaçınmak bu kuralların başında geliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı İpek Ertan, “Kanserden korunmada tüm kanser otoritelerinin önerisi; ‘ideal kilonu koru + sebze ve meyveden zengin beslen + hareketli ol’ olarak özetlenebilir” diyor.
Çağın en büyük tehditlerinden biri olan obezitenin de kansere zemin hazırladığını vurgulayan ve “İdeal kiloda kalmakta giderek daha başarısız oluyoruz. Ya enerji harcamaktan vazgeçtik ya da harcadığımızdan fazla yemeye başladık. Her iki durumda da sonuç fazla kilo” diyen Ertan, 4 Şubat Dünya Kanser Günü kapsamında, hastalıktan korunmada beslenmenin önemine vurgu yaptı.
Çağın en büyük tehditlerinden biri olan obezitenin de kansere zemin hazırladığını vurgulayan ve “İdeal kiloda kalmakta giderek daha başarısız oluyoruz. Ya enerji harcamaktan vazgeçtik ya da harcadığımızdan fazla yemeye başladık. Her iki durumda da sonuç fazla kilo” diyen Ertan, 4 Şubat Dünya Kanser Günü kapsamında, hastalıktan korunmada beslenmenin önemine vurgu yaptı.
DIŞARIDA YEMEK YAĞ VE KALORİYİ ARTIRIYOR!
Ev yemekleri yerine dışarıda yenilen yemekler günlük yağ tüketimini ve kalori alımını artırıyor. Bu da hem obeziteye neden olması hem de fazla yağ tüketiminin kanserin oluşumunu hızlandırması nedeni ile tehlike oluşturuyor. İşlenmiş etlerde bulunan bazı koruyucu maddeler, kızartılmış besinler ve antioksidanlardan zayıf beslenme de kanser riskini artırıcı etki yapıyor. Özellikle çocukların sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanması için ailelere çok büyük sorumluluk düşüyor. Evde beslenme alışkanlığının oluşturulması, kahvaltı etme, sebze ve meyve tüketiminin rutin olarak yapılması için evde yemek yapılması ve tüketilmesi çok önemli. Çalışan anne babaların bu açıdan işi zor. Akşamları dışarıdan hazır yemek yerine evde yapılan yemekleri tüketmenin sağlıklı beslenmede önemli bir kural olduğunu belirten Diyetisyen Ertan’ın önerileri şu şekilde: “Sebze ve kuru baklagilleri daha çok pişirmeye çalışmak, çocukların okul menülerini inceleyip eksiklikleri evde yapılacak öğün düzenlemeleri ile gidermek, fırsat buldukça ailece hareket etmeye çalışmak hem kendimizi hem de çocuklarımızı sağlıklı hale getirmek için atmamız gereken önemli adımlardan.
KANSERDEN KORUYAN BESLENMENİN PÜF NOKTALARI
Kanserden korunmak için; tek tip beslenmekten kaçınarak her gün her besin grubundan tüketmek, karbonhidrat alımına dikkat etmek, et ağırlıklı beslenmemek, her gün en az 2 porsiyon sebze ve 2-3 porsiyon meyve tüketmek, yemeklerde yağı kısıtlamak, zeytinyağı kullanmak, düzenli beslenmek, beyaz un ve beyaz ekmekten kaçınarak tam buğday, tahıllı ve çavdara yönelmek, kuru baklagilleri eksik etmemek, işlenmiş et- tuz- kızartma ve şekerden kaçınmak, yoğurt ve kefir gibi probiyotik özelliği bulunan besinlerden tüketmek önemli.”
Ev yemekleri yerine dışarıda yenilen yemekler günlük yağ tüketimini ve kalori alımını artırıyor. Bu da hem obeziteye neden olması hem de fazla yağ tüketiminin kanserin oluşumunu hızlandırması nedeni ile tehlike oluşturuyor. İşlenmiş etlerde bulunan bazı koruyucu maddeler, kızartılmış besinler ve antioksidanlardan zayıf beslenme de kanser riskini artırıcı etki yapıyor. Özellikle çocukların sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanması için ailelere çok büyük sorumluluk düşüyor. Evde beslenme alışkanlığının oluşturulması, kahvaltı etme, sebze ve meyve tüketiminin rutin olarak yapılması için evde yemek yapılması ve tüketilmesi çok önemli. Çalışan anne babaların bu açıdan işi zor. Akşamları dışarıdan hazır yemek yerine evde yapılan yemekleri tüketmenin sağlıklı beslenmede önemli bir kural olduğunu belirten Diyetisyen Ertan’ın önerileri şu şekilde: “Sebze ve kuru baklagilleri daha çok pişirmeye çalışmak, çocukların okul menülerini inceleyip eksiklikleri evde yapılacak öğün düzenlemeleri ile gidermek, fırsat buldukça ailece hareket etmeye çalışmak hem kendimizi hem de çocuklarımızı sağlıklı hale getirmek için atmamız gereken önemli adımlardan.
KANSERDEN KORUYAN BESLENMENİN PÜF NOKTALARI
Kanserden korunmak için; tek tip beslenmekten kaçınarak her gün her besin grubundan tüketmek, karbonhidrat alımına dikkat etmek, et ağırlıklı beslenmemek, her gün en az 2 porsiyon sebze ve 2-3 porsiyon meyve tüketmek, yemeklerde yağı kısıtlamak, zeytinyağı kullanmak, düzenli beslenmek, beyaz un ve beyaz ekmekten kaçınarak tam buğday, tahıllı ve çavdara yönelmek, kuru baklagilleri eksik etmemek, işlenmiş et- tuz- kızartma ve şekerden kaçınmak, yoğurt ve kefir gibi probiyotik özelliği bulunan besinlerden tüketmek önemli.”
TEKNOLOJİ ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRÜ!
Teknolojideki baş döndürücü gelişme ise, hem cihazların yaydığı radyasyon hem de kişileri ekran karşısına bağlayarak hareket gerektiren aktivitelerden uzaklaştırması dolayısıyla önemli risk faktörü. Ertan, “Oysa ki hayatımızda küçük değişiklikler bile yaptığımızda daha fazla enerji harcayıp kilo alımını yavaşlatabiliriz. Örneğin her gün 1 saat TV seyretmek yerine 1 saat ayakta kaldığımızda 1 yılın sonunda 2 kg yağ yakabiliyoruz. Ya da hareketsiz bir hayata 20 dakikalık tempolu yürüyüşler eklediğimizde 1 yılda 5-6 kg yağ kaybedebiliyoruz. Biraz silkelenip sağlığımız için harekete geçmemiz gerekiyor” diyor.
Hareketsizlikten en çok etkilenen kanserlerin sırasıyla kolorektal kanserler, akciğer kanseri, meme kanseri ve prostat kanseri olduğunu, ABD’de hareketsizlik ile kolon kanseri miktarının yüzde 22 oranında arttığının tahmin edildiğini belirten Ertan, “Hareketsizlik tek başına kanser oluşumunu tetiklemesinin yanı sıra obeziteye de neden olduğu için ikinci bir yönden daha kansere davetiye çıkarıyor” diye konuşuyor.
Teknolojideki baş döndürücü gelişme ise, hem cihazların yaydığı radyasyon hem de kişileri ekran karşısına bağlayarak hareket gerektiren aktivitelerden uzaklaştırması dolayısıyla önemli risk faktörü. Ertan, “Oysa ki hayatımızda küçük değişiklikler bile yaptığımızda daha fazla enerji harcayıp kilo alımını yavaşlatabiliriz. Örneğin her gün 1 saat TV seyretmek yerine 1 saat ayakta kaldığımızda 1 yılın sonunda 2 kg yağ yakabiliyoruz. Ya da hareketsiz bir hayata 20 dakikalık tempolu yürüyüşler eklediğimizde 1 yılda 5-6 kg yağ kaybedebiliyoruz. Biraz silkelenip sağlığımız için harekete geçmemiz gerekiyor” diyor.
Hareketsizlikten en çok etkilenen kanserlerin sırasıyla kolorektal kanserler, akciğer kanseri, meme kanseri ve prostat kanseri olduğunu, ABD’de hareketsizlik ile kolon kanseri miktarının yüzde 22 oranında arttığının tahmin edildiğini belirten Ertan, “Hareketsizlik tek başına kanser oluşumunu tetiklemesinin yanı sıra obeziteye de neden olduğu için ikinci bir yönden daha kansere davetiye çıkarıyor” diye konuşuyor.
Dünyada hareketsizlik nedeni ile 20 yılda obez sayısı 3 kat arttı. Bu da hareketsizlik nedeni ile oluşan kanser sayısını da arttırıyor.
HAREKET VE EGZERSİZ ŞART!
İşe gidip gelirken en azından belli bir mesafesini yürümeye çalışmak, aracı uzak bir yere park edip yürümek, toplu taşıma araçlarını kullanmak, asansör yerine merdiven inip çıkmak, haftada en azından 3 gün yarım saatlik düzenli ve tempolu yürüyüş yapmak da çok önemli.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Ertan, sağlıklı yaşam alışkanlığının kanser ortaya çıktıktan sonra da ki�iye önemli kazanımlar sağladığını belirterek, “Kanser teşhis edildikten sonra da aynı hassasiyeti göstermek gerekir. Çünkü kanser tedavisi sırasında bir çok sağlam doku da kemoterapi veya radyoterapi nedeni ile hasar görür. Bu hasarı en aza indirgemek ve iyileşme sürecini hızlandırmak için de sağlıklı beslenmek ve hareket şarttır” diyor.
Ertan, egzersizin hem mutluluk hormonu salgılanmasını artırdığını hem de ağrı kesici özellik taşıdığını da sözlerine ekliyor.
İşe gidip gelirken en azından belli bir mesafesini yürümeye çalışmak, aracı uzak bir yere park edip yürümek, toplu taşıma araçlarını kullanmak, asansör yerine merdiven inip çıkmak, haftada en azından 3 gün yarım saatlik düzenli ve tempolu yürüyüş yapmak da çok önemli.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Ertan, sağlıklı yaşam alışkanlığının kanser ortaya çıktıktan sonra da ki�iye önemli kazanımlar sağladığını belirterek, “Kanser teşhis edildikten sonra da aynı hassasiyeti göstermek gerekir. Çünkü kanser tedavisi sırasında bir çok sağlam doku da kemoterapi veya radyoterapi nedeni ile hasar görür. Bu hasarı en aza indirgemek ve iyileşme sürecini hızlandırmak için de sağlıklı beslenmek ve hareket şarttır” diyor.
Ertan, egzersizin hem mutluluk hormonu salgılanmasını artırdığını hem de ağrı kesici özellik taşıdığını da sözlerine ekliyor.