İlişkili Haberler
3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Gününde işitme engelli bireylerin sorunlarına ve taleplerine değinen İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği Başkan Yardımcısı Onur Cantimur, “Alexander Graham Bell gibi internetin mucidi Vinton Cerf'in de işitme engelli eşinin dış dünya ile iletişim kurması için interneti bulduğu anlatılır. Kısaca telefon ve internet gibi hayatımızı ve dünyayı değiştiren icatlar işitme engelliler sayesinde bulunmuştur. Ama aradan geçen onca yıla ragmen sorunlarımız halen tam olarak çözülmüş değildir” diyor.
“Hayatın sesleri”ni biyonik kulak ile duyabilen Onur Cantimur, “Seslerden uzak olmak nasıl bir duygu?” sorusuna, “Hem kör hem sağır olan aktivist Helen Keller’in bu soruya çok uygun bir sözü var: ‘Körlük insanı nesnelerden kopartır, sağırlık insanı insandan kopartır.’ Biyonik kulak kullanarak işiten bir birey olarak cihazlarımı çıkardığımda dünyadan izole olduğumu, soyutlandığımı hissediyorum. Cihazlarımı tekrar takıp işitmeye devam ettiğimde “oh dünya varmış” diyorum. İşitmek yaşamaktır. İşitmek mutluluktur. İkiz çocuklarımın, müziğin, kuşların sesini duymak kısaca hayatı hissetmektir” yanıtını veriyor.
“TÜRKİYE’DE İŞİTME ENGELİYLE YAŞAMANIN İLAVE ZORLUKLARI VAR”
Türkiye’de işitme engeli ile yaşamanın ilave zorlukları olduğunu, gelişmiş ülkelerle Türkiye arasında sosyal güvenlik ve erişilebilirlik açısından fark bulunduğunu söyleyen Cantimur, “Gelişmiş ülkeler vatandaşlarına en son model biyonik kulak cihazlarını sağlıyor. ‘Ara fark’ gibi, ihaleyle tek markaya kısıtlama gibi sorunlar yok. Danışmalarda indüksiyon döngü sistemleri mevcut. Örneğin; çalışma ziyareti yaptığım Almanya’da bir biyonik kulak kullanıcısı pili bittiğinde pillerin evine gönderildiğini söyledi. Bir müzede danışmada indüksiyon döngü sistemi gördüm. Görevliyi daha iyi anlamayı sağlayan bu manyetik sistem yurtdışında taksilerin tavanında bile bulunmasına rağmen ülkemizde maalesef yeterince yaygın değil” diyor.
“İŞİTME CİHAZLARINDA GERİ ÖDEMELER YETERSİZ"
Cantimur’un dikkat çektiği bir diğer nokta ise işitme cihazlarıyla ilgili. İşitmeyen iki kulağa tek cihaz yazıldığını söyleyen Dernek Başkan Yardımcısı, mevzuatta değişiklik istediklerini belirtiyor:
“KBB hekimleri mevzuat gereği iki kulağında işitme kaybı olana tek cihaz yazıyor, ikinci cihazı ise 6 ay sonra yazıyor. SUT tebliğinde işitme engelli hastanın her iki kulağında işitme kaybı olup tek cihaz raporu verildiği takdirde ‘tıbbi gerekçe’ ibaresi şartı getirilmelidir. SGK’nın her iki kulağa birden işitme cihazı vermemesinin gerekçesinde, ‘vatandaş iki cihazı kullanmıyor, ilk önce bir cihazı kullansın sonra ikinci cihazı kullanacaksa 6 ay sonra alsın’ deniliyor.”
SGK geri ödemelerinin yetersiz olduğunu, bu nedenle işitme cihazlarına erişimde de bazı sorunlar yaşandığını ifade eden Cantimur, “Derneğimize ihtiyaç sahiplerinden işitme cihazı talebi geliyor. Çünkü SGK ödemeleri yetersiz, insanlar ‘ara fark’ yüksekliğinden dolayı cihazlara erişemiyorlar. Biz 15 yıllık dernek olarak ilgili kurum ve yetkililere birçok defa yazı yazdık, kampanyalar yaptık. Nispeten iyileştirmeler oldu ancak yeterli değil. Örneğin işitme cihazı geri ödemelerinde büyük eşitsizlikler mevcut” diye konuşuyor.
“KOKLEAR İMPLANTTA 2018’DEN ÖNCEKİ UYGULAMAYA GEÇMEK İSTİYORUZ”
Koklear implantlarda ise dış cihazların değişiminde alınan ara farkların mağduriyet yarattığını dile getiren Dernek Başkan Yardımcısının bu konudaki değerlendirmesi ise şöyle:
“Biyonik kulak cerrahi operasyonla takılıp ömür boyu kullanılmakta olduğu için işitme engelliler 2018’den önce olduğu gibi cihazların özelliklerine ve teknik servis kalitesine göre titizlikle araştırarak marka ve model seçip ameliyat olmaya devam etmek istiyor.”
“İŞİTME ENGELLİLER AYRIMCILIĞA MARUZ KALIYOR”
İşitme cihazının ve koklear implantın gözlük gibi sıradan bir protez olarak kabullenilmesi gerektiğini söyleyen Cantimur, işitme cihazı kullanan çocukların zaman zaman ayrımcılığa maruz kaldığını belirterek dernek olarak diğer taleplerini ise şöyle aktarıyor:
“Cihaz kullanan bir kaynaştırma öğrencisi önyargıya, dışlanmaya, etiketlenmeye maruz kalabiliyor. Bu konuda en büyük görev öğretmenlere düşüyor. Öğretmenlerin işitme cihazları ve implant hakkında bilgili olması, cihazın darbelerden korunması gerektiğini anlatmaları gerekiyor. Ayrımcılığa en çok sağır dediğimiz anadili işaret dili olan bireyler uğruyor. Ayrıca kadına karşı ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesi (CEDAW), İstanbul Sözleşmesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi ülkemizin imzaladığı sözleşmelerin işaret dili videolu erişilebilir versiyonları mevcut değil. Bu tür sözleşmelerin sadece yazı ve metin tabanlı olması da dolaylı bir ayrımcılıktır.
“GÖLGE ÖĞRETMEN UYGULAMASI ÖZEL GEREKSİNİMLİ TÜM ÇOCUKLAR İÇİN OLMALI”
Ayrıca ortamdaki gürültüyü bastırarak işitme kayıplı öğrencilerin öğretmenlerini daha iyi anlamasını kolaylaştıran FM + wireless sistemleri gibi yardımcı cihazların SGK ödeme kapsamına alınması gerekiyor. Bazı öğretmenler bu sistemi kullanmak istemiyor. Milli Eğitim Bakanlığı biyonik kulaklı ve işitme cihazlı öğrencisi olan öğretmenlerin FM sistemi ve mini mic gibi araçları kullanmalarını zorunlu olacak bir genelge yayınlanmalıdır. Ayrıca geçenlerde otizmli çocuklar için yayınlanan "kolaylaştırıcı kişi" (gölge öğretmen) uygulamasının özel koşul gereksinimi olan bütün çocuklarımız için de olmasını istiyoruz. Bu konuda “Eğitimde Eşit Haklar” çatısı altında oluşan platforma STK olarak biz de destek veriyoruz.”
İŞİTME KAYBI ALZHEIMER RİSKİNİ %9 ARTIRIYOR
İşitme kaybı ile bunama ve Alzheimer arasındaki ilişkiyi gösteren araştırmalara da değinen Onur Cantimur, yaşlılara yönelik sosyal politikalara daha fazla önem verilmesi gerektiğini söylüyor ve “Presbiakuzi denen yaşlanmaya bağlı işitme kaybını herkes yaşayabilir. Araştırmalar, geç işitme cihazı kullanımının Alzheimer hastalığını %9 oranında artırdığını gösteriyor. Bu nedenle 60 yaş üstü bireyler için işitme testi taraması başlatılması ve farkındalık yaratılması toplum sağlığı açısından çok önemlidir” diyor.