İstanbul İl Sağlık Müdürü Ali İhsan Dokucu, 1 Kasım 2010'da başlayan aile hekimliğinde herkesin istediği her yere gidebildiğini hatırlattı, ''1 Şubattan itibaren herkes kendi aile hekimine gidecek. Sistem, Şubattan itibaren kişilerin kendi hekimleri ile muhatap oldukları, herkesin kaydının iyi tutulduğu, ayrıntılı sağlık bilgilerinin o hekimin bilgisayarında ve merkezde kaydedildiği ve temel sağlık hizmetlerinin gerek yönlendirme gerek tedavici edici anlamda verildiği bir şekilde devam edecek'' dedi.
Memnun olmayanların hekimini değiştirme hakkının bulunduğunu, sistemin 3'er ay aralarla hekim değiştirme hakkını getirdiğini dile getiren Dokucu, bütün bu hizmetlerin ücretsiz olduğunu vurguladı.
İstanbul'da aile hekimliği uygulamasının ilk 3 ayını değerlendiren Dokucu, uygulama başlamadan önce en önemli sorunu insan kaynağı olarak gördüklerini, çünkü yaklaşık 13 milyon nüfusa karşılık eldeki hekim sayının 1500 olduğunu anlattı.
''Aile hekimi, mahallenin hekimidir'' diyen Dokucu, aile hekiminin akşam hizmetlerinden veya acil hizmetlerden değil, bölgesindeki insanların temel sağlık hizmetlerinden, yönlendirme, aşılık ve gebelik takipleri ile evde bakılan yatalak hastaların takibi ve raporlandırmalardan sorumlu olduğunu kaydetti.
Aile hekimlerine kan idrar tahlili yapma gibi kısmen genişletilmiş yetkilerin de verildiğine dikkati çeken Dokucu, 44 tane laboratuarın bu sisteme dahil edildiğini aktardı.
Dokucu, hastanın kan ve idrar gibi tahlil örneklerinin aile sağlık merkezleri içerisinde görevli hemşireler tarafından alındıktan sonra motorlu kuryelerce ilgili laboratuarlara götürüldüğü ve tahlil sonuçlarının da online olarak ilgili hekimin bilgisayarına yansıtıldığı bir sistemi kurduklarını kaydetti.
Dokucu, ''Amacımız bu insanların bu tür basit tahlil hizmetlerini bulundukları bölgede almasını sağlamak, bu tür basit tahliller yaptırmak ve sonuç almak için hastanelere gitmesini önleyerek hastanelerdeki kalabalığı azaltmak'' şeklinde konuştu.
AİLE HEKİMİ GÜNDE 40-45 HASTAYA BAKIYOR
Eski sağlık ocağı sisteminde bir hekimin günde ortalama 60-70 hastaya bakarken, aile hekimlerinin günde baktıkları hasta sayısının ortalama 40-45 olduğunu belirten Dokucu, ''Sonuç itibarıyla aile hekimi o bölgedeki insanların ilk başvuru adresi olsun istiyoruz'' diye konuştu.
Ali İhsan Dokucu, aile hekimlerinin çalıştığı bölgeyi kendisinin tercih ettiğini, odasını bile kendisinin seçtiğini anlatarak, talebin çok olduğu yerlerde hekimin puana göre, kıdeme göre belirlendiğini söyledi. İlk verilerin, aile hekimliği uygulamasının, hastanelerde hasta azalmasına neden olmadığı şeklinde olduğunu aktaran Dokucu, bunun kış şartlarından, insanların daha fazla hastalanmasından kaynaklanabileceğini belirtti.
Dokucu, geçen sene itibarıyla bir kişinin yılda 7,1 kere hastaneye gittiğini, bu rakamın 9 yıl öncekinin 10 katı olduğunu aktararak, bu durumun, insanların hekime ve hastanelere eskiye göre daha kolay ulaşabilir hale gelmesinden kaynaklandığını vurguladı. Bir aile hekimine 3 bin 500-3 bin 700 kişinin kayıtlı olduğunu ifade eden Dokucu, aynı hasta grubu olunca, hekimin de bir süre sonra hastalarını daha iyi tanıyacağını, bunun da işini kolaylaştıracağını kaydetti.
AİLE HEKİMLİĞİNİN GÖRÜNMEYEN ÖZELLİĞİ KAYIT SİSTEMİ
Türkiye'de şu ana kadar hastaların, merkezi bir yapı içerisinde kaydedilmediğini, sağlık konusunda gerçekçi verilerin bulunmadığını, otomasyon sistemi de olsa her hastanede tutulan kayıtların, o hastanenin içinde kaldığını, eski sağlık ocağı sisteminde de kayıt tutulmadığını dile getiren Dokucu, aile hekimliğinin aynı zamanda merkezi bir otomasyon sistemi olacağını, bütün verilerin aile hekimi tarafından bilgisayara aktarılırken İstanbul ve Ankara'da yedeklendiğini bildirdi. İstanbul Sağlık Müdürü Dokucu, aile hekimliği uygulamasına ilişkin şu bilgileri verdi:
''Örneğin Türkiye'de kaç diyabetli var? 1 Ocaktan itibaren tüm Türkiye'de aile hekimliğine geçildiği için gerçekten kaç diyabetli olduğunu 1 yıl sonra çok daha net rakamlarla konuşacağız. Kim diyabet, kim yüksek tansiyon, kim hiper tiroidi, kim şişman, kim zayıf hepsini kaydediyor aile hekimi. Vatandaşlarımızın sağlığıyla alakalı doğru ve güncel bilgileri oradan alacağız. Sağlık yöneticileri olarak bizleri çok olumlu etkileyecek kayıt sisteminin oluşturulması.''
Memnun olmayanların hekimini değiştirme hakkının bulunduğunu, sistemin 3'er ay aralarla hekim değiştirme hakkını getirdiğini dile getiren Dokucu, bütün bu hizmetlerin ücretsiz olduğunu vurguladı.
İstanbul'da aile hekimliği uygulamasının ilk 3 ayını değerlendiren Dokucu, uygulama başlamadan önce en önemli sorunu insan kaynağı olarak gördüklerini, çünkü yaklaşık 13 milyon nüfusa karşılık eldeki hekim sayının 1500 olduğunu anlattı.
''Aile hekimi, mahallenin hekimidir'' diyen Dokucu, aile hekiminin akşam hizmetlerinden veya acil hizmetlerden değil, bölgesindeki insanların temel sağlık hizmetlerinden, yönlendirme, aşılık ve gebelik takipleri ile evde bakılan yatalak hastaların takibi ve raporlandırmalardan sorumlu olduğunu kaydetti.
Aile hekimlerine kan idrar tahlili yapma gibi kısmen genişletilmiş yetkilerin de verildiğine dikkati çeken Dokucu, 44 tane laboratuarın bu sisteme dahil edildiğini aktardı.
Dokucu, hastanın kan ve idrar gibi tahlil örneklerinin aile sağlık merkezleri içerisinde görevli hemşireler tarafından alındıktan sonra motorlu kuryelerce ilgili laboratuarlara götürüldüğü ve tahlil sonuçlarının da online olarak ilgili hekimin bilgisayarına yansıtıldığı bir sistemi kurduklarını kaydetti.
Dokucu, ''Amacımız bu insanların bu tür basit tahlil hizmetlerini bulundukları bölgede almasını sağlamak, bu tür basit tahliller yaptırmak ve sonuç almak için hastanelere gitmesini önleyerek hastanelerdeki kalabalığı azaltmak'' şeklinde konuştu.
AİLE HEKİMİ GÜNDE 40-45 HASTAYA BAKIYOR
Eski sağlık ocağı sisteminde bir hekimin günde ortalama 60-70 hastaya bakarken, aile hekimlerinin günde baktıkları hasta sayısının ortalama 40-45 olduğunu belirten Dokucu, ''Sonuç itibarıyla aile hekimi o bölgedeki insanların ilk başvuru adresi olsun istiyoruz'' diye konuştu.
Ali İhsan Dokucu, aile hekimlerinin çalıştığı bölgeyi kendisinin tercih ettiğini, odasını bile kendisinin seçtiğini anlatarak, talebin çok olduğu yerlerde hekimin puana göre, kıdeme göre belirlendiğini söyledi. İlk verilerin, aile hekimliği uygulamasının, hastanelerde hasta azalmasına neden olmadığı şeklinde olduğunu aktaran Dokucu, bunun kış şartlarından, insanların daha fazla hastalanmasından kaynaklanabileceğini belirtti.
Dokucu, geçen sene itibarıyla bir kişinin yılda 7,1 kere hastaneye gittiğini, bu rakamın 9 yıl öncekinin 10 katı olduğunu aktararak, bu durumun, insanların hekime ve hastanelere eskiye göre daha kolay ulaşabilir hale gelmesinden kaynaklandığını vurguladı. Bir aile hekimine 3 bin 500-3 bin 700 kişinin kayıtlı olduğunu ifade eden Dokucu, aynı hasta grubu olunca, hekimin de bir süre sonra hastalarını daha iyi tanıyacağını, bunun da işini kolaylaştıracağını kaydetti.
AİLE HEKİMLİĞİNİN GÖRÜNMEYEN ÖZELLİĞİ KAYIT SİSTEMİ
Türkiye'de şu ana kadar hastaların, merkezi bir yapı içerisinde kaydedilmediğini, sağlık konusunda gerçekçi verilerin bulunmadığını, otomasyon sistemi de olsa her hastanede tutulan kayıtların, o hastanenin içinde kaldığını, eski sağlık ocağı sisteminde de kayıt tutulmadığını dile getiren Dokucu, aile hekimliğinin aynı zamanda merkezi bir otomasyon sistemi olacağını, bütün verilerin aile hekimi tarafından bilgisayara aktarılırken İstanbul ve Ankara'da yedeklendiğini bildirdi. İstanbul Sağlık Müdürü Dokucu, aile hekimliği uygulamasına ilişkin şu bilgileri verdi:
''Örneğin Türkiye'de kaç diyabetli var? 1 Ocaktan itibaren tüm Türkiye'de aile hekimliğine geçildiği için gerçekten kaç diyabetli olduğunu 1 yıl sonra çok daha net rakamlarla konuşacağız. Kim diyabet, kim yüksek tansiyon, kim hiper tiroidi, kim şişman, kim zayıf hepsini kaydediyor aile hekimi. Vatandaşlarımızın sağlığıyla alakalı doğru ve güncel bilgileri oradan alacağız. Sağlık yöneticileri olarak bizleri çok olumlu etkileyecek kayıt sisteminin oluşturulması.''