Günümüzün estetik dünyası, gelişen teknikler sayesinde gerek yüzde gerekse vücutta rahatsızlık veren sorunlara çözüm üretiyor ve insanların aynalarla yeniden barışmasını sağlayabiliyor. Ancak estetik ameliyatların ve uygulamaların sıklaşması ve bu konuya olan ilginin artışıyla birlikte bazı yanlış bilgiler de aynı oranda artarak yaygınlaşıyor. Estetik bir müdahale geçirme fikrinin oluşmaya başlamasıyla birlikte, çevredekilerin veya arkadaşların olumlu ya da olumsuz yargıları ile karşılaşmak mümkün oluyor.
Peki bunların hangileri doğru, hangileri yanlış? Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Umut Sinan Ersoy, bu soruya yanıt veriyor ve estetik cerrahi hakkında bilinen 10 yanlışı şöyle anlatıyor:
1. Yanlış: Yüz germe mi? Sen o kadar yaşlı mısın?
Doğrusu: Yüz germe, kaş kaldırma, alın germe, göz kapağı estetiği, yağ enjeksiyonu gibi yüz gençleştirme ameliyatları için çok yaşlı olmanıza, yüzünüzde derin kırışıklıklar oluşmasını beklemenize gerek yok. Otuzlu yaşlarınızda olsanız da, kaşlarınızda gözle görülür düşüklük, göz altı torbalarınızda belirginleşme gözlenebilir, alt göz kapaklarınız göz aklarını tam kapatmayabilir, üst göz kapaklarınızda fazlalık, yanaklarınızda ve yüzünüzün orta kısmında hacim kaybı ya da erken sarkmalar olabilir. Ancak yapılacak işlemlerin boyutu ve tekniği ileri yaştakilerden biraz farklıdır. Örneğin, otuzlu yaşlarının sonlarında olan birine orta yüz germe, alt ve üst göz kapağı estetiği, çeşitli alanlara yağ enjeksiyonu, botoks, dolgu, kimyasal ve mekanik peeling, lazer uygulamaları yeterli olurken, daha ileri yaşta olan birine bu tedavilere ek olarak tüm yüz ve boyun germe yapmak gerekebilir. Bu yöntemlerin hangilerinin size uygun olacağı, ayrıntılı bir yüz analizi sonrası sizin istek ve şikayetleriniz göz önünde bulundurularak belirlenir. Yüz gençleştirme ameliyatlarında hedef, size benzemeyen, yapay bir şekilde "gerdirilmiş" bir yüz değil, sizin gençlik yıllarınızdaki halinize benzeyen "gençleştirilmiş" doğal bir yüzdür.
Peki bunların hangileri doğru, hangileri yanlış? Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Umut Sinan Ersoy, bu soruya yanıt veriyor ve estetik cerrahi hakkında bilinen 10 yanlışı şöyle anlatıyor:
1. Yanlış: Yüz germe mi? Sen o kadar yaşlı mısın?
Doğrusu: Yüz germe, kaş kaldırma, alın germe, göz kapağı estetiği, yağ enjeksiyonu gibi yüz gençleştirme ameliyatları için çok yaşlı olmanıza, yüzünüzde derin kırışıklıklar oluşmasını beklemenize gerek yok. Otuzlu yaşlarınızda olsanız da, kaşlarınızda gözle görülür düşüklük, göz altı torbalarınızda belirginleşme gözlenebilir, alt göz kapaklarınız göz aklarını tam kapatmayabilir, üst göz kapaklarınızda fazlalık, yanaklarınızda ve yüzünüzün orta kısmında hacim kaybı ya da erken sarkmalar olabilir. Ancak yapılacak işlemlerin boyutu ve tekniği ileri yaştakilerden biraz farklıdır. Örneğin, otuzlu yaşlarının sonlarında olan birine orta yüz germe, alt ve üst göz kapağı estetiği, çeşitli alanlara yağ enjeksiyonu, botoks, dolgu, kimyasal ve mekanik peeling, lazer uygulamaları yeterli olurken, daha ileri yaşta olan birine bu tedavilere ek olarak tüm yüz ve boyun germe yapmak gerekebilir. Bu yöntemlerin hangilerinin size uygun olacağı, ayrıntılı bir yüz analizi sonrası sizin istek ve şikayetleriniz göz önünde bulundurularak belirlenir. Yüz gençleştirme ameliyatlarında hedef, size benzemeyen, yapay bir şekilde "gerdirilmiş" bir yüz değil, sizin gençlik yıllarınızdaki halinize benzeyen "gençleştirilmiş" doğal bir yüzdür.
2. Yanlış: Bu yaşta botoks mu yaptıracaksın? Hiç kırışıklığın yok ki...
Doğrusu: Botoksun ileri yaşta yapılması gerektiğine dair yaygın inanışın aksine, mimik kaslarını aktif olarak kullanan ve yüz hareketleri sırasında kırışıklık gözlenen kişilerde, yüzün durgun halinde bile gözlenir hale gelen derin ve kalıcı kırışıklıklar henüz oluşmadan, tedaviye erken başlamak daha uygun bir yaklaşımdır. Otuzlu yaşların başlarında bile botoks güvenle uygulanabilir. Ayrıntılı bir analiz sonrasında botoks uygun dozlarda ve uygun bölgelere uygulandığında oldukça başarılı ve doğala yakın sonuçlar verirken, “botokslu yüz” ya da “ifadesiz yüz” görünümü oluşmasının da önüne geçilir. İyi uygulanmış bir botoks, yüz ifadesini değiştirmez.
3. Yanlış: Estetik cerraha gidersen seni muayene edip tek tek kusurlarını söyler ve tedavi sürecini o belirler.
Doğrusu: Estetik girişimler gerekli olması nedeniyle değil, sizin talebiniz doğrultusunda yapılır. Vücudunuzun herhangi bir yerinin görünüşünden şikayetçi değilseniz, o halde bu tedavi edilecek bir sorun olmaktan çıkar. Burnunuzdaki ince bir kemeri, üst göz kapağınızdaki hafif fazla dolgunluğu seviyorsanız ya da göz kenarınızdaki ince çizgilerden mutluysanız o yüz, sizin için en güzel, en estetik yüzdür. Hangi bölgenizi sevmediğinize siz karar verirsiniz; bu algının gerçekte görünen ile ilişkisi hekiminiz tarafından doğrulandıktan sonra tedavi seçeneklerini konuşma aşamasına geçebilirsiniz. Seçenekleri teker teker ele alıp tedaviye birlikte karar verirsiniz. Hekiminizin size, ona gidiş nedeninizin dışındaki kusurlarınızdan bahsetmesi ve buna yönelik tedavi bakımından sizi motive etmeye çalışması ister muayene odasında olsun ister sosyal ortamda, hem mesleki etik hem de nezaket kuralları açısından uygun bir davranış biçimi olmayacaktır.
4. Yanlış: Burun estetiği olursan burnunun doğallığı tamamen bozulur ve herkes estetik yaptırdığını kolaylıkla anlar.
Doğrusu: Ameliyat olduğu ilk bakışta kolaylıkla anlaşılan, kendini anında ele veren bir burun, iyi yapılmış bir burun olamaz. Eski anlayışın aksine, günümüzde uygulanan koruyucu tekniklerle hem doğal görünümlü, hem güzel ve yüze yakışan, hem de işlemden geçtiği anlaşılmayan burunlar elde etmek mümkün. Bu kaygıları kafanızdan atmak için estetik cerrahınız ile yapacağınız görüşmede olası sonuçları ayrıntılı olarak öğrenebilir, hatta yeni simulasyon teknolojileri sayesinde sonucu üç boyutlu olarak görebilirsiniz.
Doğrusu: Botoksun ileri yaşta yapılması gerektiğine dair yaygın inanışın aksine, mimik kaslarını aktif olarak kullanan ve yüz hareketleri sırasında kırışıklık gözlenen kişilerde, yüzün durgun halinde bile gözlenir hale gelen derin ve kalıcı kırışıklıklar henüz oluşmadan, tedaviye erken başlamak daha uygun bir yaklaşımdır. Otuzlu yaşların başlarında bile botoks güvenle uygulanabilir. Ayrıntılı bir analiz sonrasında botoks uygun dozlarda ve uygun bölgelere uygulandığında oldukça başarılı ve doğala yakın sonuçlar verirken, “botokslu yüz” ya da “ifadesiz yüz” görünümü oluşmasının da önüne geçilir. İyi uygulanmış bir botoks, yüz ifadesini değiştirmez.
3. Yanlış: Estetik cerraha gidersen seni muayene edip tek tek kusurlarını söyler ve tedavi sürecini o belirler.
Doğrusu: Estetik girişimler gerekli olması nedeniyle değil, sizin talebiniz doğrultusunda yapılır. Vücudunuzun herhangi bir yerinin görünüşünden şikayetçi değilseniz, o halde bu tedavi edilecek bir sorun olmaktan çıkar. Burnunuzdaki ince bir kemeri, üst göz kapağınızdaki hafif fazla dolgunluğu seviyorsanız ya da göz kenarınızdaki ince çizgilerden mutluysanız o yüz, sizin için en güzel, en estetik yüzdür. Hangi bölgenizi sevmediğinize siz karar verirsiniz; bu algının gerçekte görünen ile ilişkisi hekiminiz tarafından doğrulandıktan sonra tedavi seçeneklerini konuşma aşamasına geçebilirsiniz. Seçenekleri teker teker ele alıp tedaviye birlikte karar verirsiniz. Hekiminizin size, ona gidiş nedeninizin dışındaki kusurlarınızdan bahsetmesi ve buna yönelik tedavi bakımından sizi motive etmeye çalışması ister muayene odasında olsun ister sosyal ortamda, hem mesleki etik hem de nezaket kuralları açısından uygun bir davranış biçimi olmayacaktır.
4. Yanlış: Burun estetiği olursan burnunun doğallığı tamamen bozulur ve herkes estetik yaptırdığını kolaylıkla anlar.
Doğrusu: Ameliyat olduğu ilk bakışta kolaylıkla anlaşılan, kendini anında ele veren bir burun, iyi yapılmış bir burun olamaz. Eski anlayışın aksine, günümüzde uygulanan koruyucu tekniklerle hem doğal görünümlü, hem güzel ve yüze yakışan, hem de işlemden geçtiği anlaşılmayan burunlar elde etmek mümkün. Bu kaygıları kafanızdan atmak için estetik cerrahınız ile yapacağınız görüşmede olası sonuçları ayrıntılı olarak öğrenebilir, hatta yeni simulasyon teknolojileri sayesinde sonucu üç boyutlu olarak görebilirsiniz.
5. Yanlış: Meme estetiği yaptırırsan ileride çocuğunu emziremezsin.
Doğrusu: Meme büyütme ameliyatlarında meme dokusu ameliyat alanının dışında bırakıldığından, bütünlüğü tamamen korunur. Modern tekniklerle yapılan küçültme ve dikleştirme ameliyatlarında ise emzirmenizi sağlayacak olan meme başı ve ucu, bunların hemen arkasındaki kanal sistemi ile birlikte yeteri kadar meme dokusu bir bütün halinde, damarsal yapısı ve duyu özelliği dahil olmak üzere korunur. Ameliyatta, estetik olarak hedeflenen büyüklükte ve şekilde meme oluşturmaya yetecek olan dokuların dışında kalanlar, yani sadece fazla olanlar atılır.
6. Yanlış: Sen mi liposuction yaptıracaksın? Ama kilolu değilsin ki...
Doğrusu: Liposuction bir kilo verme yöntemi değil, bir vücut şekillendirme yöntemidir.Yağ dağılımında düzensizlik sonucu vücut hatlarının oluşturduğu silüetin göze hoş görünmediği çok zayıf olduğunu düşündüğünüz kişilerde bile liposuction yapılabilir. Buna karşın fazla kilolu olduğunu düşündüğünüz birinin vücudundaki yağ dağılımı orantılı ve vücut hatları estetik açıdan tatmin edici ise; o kişi, liposuction için uygun olmayabilir, diyet yapması yeterli olacaktır. İster kilolu olun ister zayıf, görünüşünüzden mutsuzsanız fazla olan bölgelerden yağ alma, dolgunluk istenen bölgelere yağ verme teknikleri ile estetik bütünlüğü yeniden sağlama işlemi için uygun bir aday olabilirsiniz. Örneğin bel çukurunuz ile kalçanız arasındaki kavis çok belirgin değilse ve kalçalarınız yayvan görünümlüyse, yanlarda ve iç kısımlarda fazla olan yağlar alınarak kalçalarınızın orta kısmına enjekte edilir ve böylece bu bölge daha şekilli hale getirilebilir.
Doğrusu: Meme büyütme ameliyatlarında meme dokusu ameliyat alanının dışında bırakıldığından, bütünlüğü tamamen korunur. Modern tekniklerle yapılan küçültme ve dikleştirme ameliyatlarında ise emzirmenizi sağlayacak olan meme başı ve ucu, bunların hemen arkasındaki kanal sistemi ile birlikte yeteri kadar meme dokusu bir bütün halinde, damarsal yapısı ve duyu özelliği dahil olmak üzere korunur. Ameliyatta, estetik olarak hedeflenen büyüklükte ve şekilde meme oluşturmaya yetecek olan dokuların dışında kalanlar, yani sadece fazla olanlar atılır.
6. Yanlış: Sen mi liposuction yaptıracaksın? Ama kilolu değilsin ki...
Doğrusu: Liposuction bir kilo verme yöntemi değil, bir vücut şekillendirme yöntemidir.Yağ dağılımında düzensizlik sonucu vücut hatlarının oluşturduğu silüetin göze hoş görünmediği çok zayıf olduğunu düşündüğünüz kişilerde bile liposuction yapılabilir. Buna karşın fazla kilolu olduğunu düşündüğünüz birinin vücudundaki yağ dağılımı orantılı ve vücut hatları estetik açıdan tatmin edici ise; o kişi, liposuction için uygun olmayabilir, diyet yapması yeterli olacaktır. İster kilolu olun ister zayıf, görünüşünüzden mutsuzsanız fazla olan bölgelerden yağ alma, dolgunluk istenen bölgelere yağ verme teknikleri ile estetik bütünlüğü yeniden sağlama işlemi için uygun bir aday olabilirsiniz. Örneğin bel çukurunuz ile kalçanız arasındaki kavis çok belirgin değilse ve kalçalarınız yayvan görünümlüyse, yanlarda ve iç kısımlarda fazla olan yağlar alınarak kalçalarınızın orta kısmına enjekte edilir ve böylece bu bölge daha şekilli hale getirilebilir.
7. Yanlış: Liposuction yaptırırsan derinde sarkma olur.
Doğrusu: Ameliyat öncesi değerlendirmede, doktorunuz tarafından hangi bölgelere, hangi miktarlarda ve derinliklerde uygulama yapılacağı; hangi bölgelerde serbest hangi bölgelerde daha sınırlı davranılacağı iyi belirlendiği sürece bu tip bir sorun yaşanmaz. Ayrıca ultrason ve lazer yardımlı liposuction teknolojileri sayesinde altı boşaltılan fazla derinin zemine daha sıkı tutunması sağlanarak bu gevşemenin önüne geçilebilir.
8. Yanlış: Meme büyütme için kullanılan silikon protezler kanser yapıyormuş.
Doğrusu: Meme protezleri ile kanser sıklığı arasında bir bağlantı yoktur. Ayrıca kanser teşhisinin konulmasını engellemez ya da geciktirmez.
9. Yanlış: Meme kanseri sonrası memen alınırsa hayatının geri kalanını bu şekilde “eksik” yaşamak zorunda kalırsın.
Doğrusu: Hayır, eksik yaşamak zorunda değilsiniz. Meme kanseri teşhisi konulduktan sonra, meme cerrahınız ve estetik, plastik cerrahınız ile yapacağınız görüşmelerde yeniden meme oluşturma ameliyatı için istekte bulunabilirsiniz. Bu işlem, memenin alınması ile aynı anda ya da sonradan; kendi dokunuzla ya da silikon protez yardımıyla yapılabilir.
Doğrusu: Ameliyat öncesi değerlendirmede, doktorunuz tarafından hangi bölgelere, hangi miktarlarda ve derinliklerde uygulama yapılacağı; hangi bölgelerde serbest hangi bölgelerde daha sınırlı davranılacağı iyi belirlendiği sürece bu tip bir sorun yaşanmaz. Ayrıca ultrason ve lazer yardımlı liposuction teknolojileri sayesinde altı boşaltılan fazla derinin zemine daha sıkı tutunması sağlanarak bu gevşemenin önüne geçilebilir.
8. Yanlış: Meme büyütme için kullanılan silikon protezler kanser yapıyormuş.
Doğrusu: Meme protezleri ile kanser sıklığı arasında bir bağlantı yoktur. Ayrıca kanser teşhisinin konulmasını engellemez ya da geciktirmez.
9. Yanlış: Meme kanseri sonrası memen alınırsa hayatının geri kalanını bu şekilde “eksik” yaşamak zorunda kalırsın.
Doğrusu: Hayır, eksik yaşamak zorunda değilsiniz. Meme kanseri teşhisi konulduktan sonra, meme cerrahınız ve estetik, plastik cerrahınız ile yapacağınız görüşmelerde yeniden meme oluşturma ameliyatı için istekte bulunabilirsiniz. Bu işlem, memenin alınması ile aynı anda ya da sonradan; kendi dokunuzla ya da silikon protez yardımıyla yapılabilir.
10. Yanlış: Bir yerinde yaralanma olursa iz giderici krem kullan, geçer.
Doğrusu: Bilimsel olarak, yara izini yok eden bir tedavi yöntemi yoktur. Cilt bütünlüğünün bozulduğu bütün yaralanmalarda az ya da çok belirgin bir yara izi kaçınılmaz olarak kalır. Bu izin görünümü, birçok etkene bağlı olarak değişkenlik gösterir. Kişiye bağlı nedenler (beslenme, genetik, şeker hastalığı, aşırı kilo, vb), yaralanma bölgesi, uzanımı, enfeksiyon, yabancı cisim varlığı ile cerrahi teknik bunlar arasında sayılabilir. Bazı kişilerde nadiren de olsa kabararak iyileşen yara eğilimi gözlenebilir. Bunları önlemek için bantlama, silikon jel tabakalar, bası giysileri, kortizon ve lazer yöntemi uygulanabilir.
Doğrusu: Bilimsel olarak, yara izini yok eden bir tedavi yöntemi yoktur. Cilt bütünlüğünün bozulduğu bütün yaralanmalarda az ya da çok belirgin bir yara izi kaçınılmaz olarak kalır. Bu izin görünümü, birçok etkene bağlı olarak değişkenlik gösterir. Kişiye bağlı nedenler (beslenme, genetik, şeker hastalığı, aşırı kilo, vb), yaralanma bölgesi, uzanımı, enfeksiyon, yabancı cisim varlığı ile cerrahi teknik bunlar arasında sayılabilir. Bazı kişilerde nadiren de olsa kabararak iyileşen yara eğilimi gözlenebilir. Bunları önlemek için bantlama, silikon jel tabakalar, bası giysileri, kortizon ve lazer yöntemi uygulanabilir.