İlişkili Haberler
Ankara Eczacı Odası Genel Sekreteri ve Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin yurt dışından aldığı ilaçların tutarının 5 milyar dolar civarında olduğunu, döviz kurundaki artışın ilaç fiyatlarını da etkileyeceğini söyledi.
İlaç firmalarının bu süreci fırsata dönüştürebilecekleri uyarısında bulunan Aslan, Ankara Eczacı Odası olarak ekonomide yaşanan gelişmelerin suistimal edilmesinin önüne geçmek istediklerini söyledi.
Aslan, her yıl sonunda bazı ilaçlarda kur baskısı sıkıntısı yaşandığını ifade ederek, "Ekonomik gelişmelerin yaşandığı bu dönemde, firmalar kur baskısıyla bunu fırsata dönüştürebilir. Hekimlerimizin öncelikle Türkiye'deki ruhsatlı ürünlerden yerli üretimde olanları reçeteye yazmalarını öneriyoruz." dedi.
Piyasada kullanılan ilaç miktarının yüzde 60'ının ithal olduğuna işaret eden Aslan, Türkiye'nin ilaç için yaptığı 7 milyar dolarlık harcamanın büyük bir bölümünün yurt dışına gittiğini kaydetti.
Aslan, hükümetin ekonomik anlamda aldığı tedbirlere sağlık alanını da dahil etmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Hekimlerimiz burada duyarlı davranarak bir ilacın Türkiye'de muadili varsa ve yerli üretimdeyse öncelikle bunu reçete etmeleri durumunda hiçbir sıkıntı yaşamayız. Böylece, ithal ilaca olan ihtiyaç azalır. Halkımız da eczaneye gittiklerinde muadil (eş değer) ilaç verdiklerinde buna karşı direniş göstermesin. Bu süreçte bunun da benimsenmesi lazım." diye konuştu.
"ÖNCELİK MUADİL İLAÇLARIN OLSUN"
Bir ilacın eş değer onay alabilmesi için ilk bulunan molekülle benzer özellikleri ispatlaması gerektiğini anlatan Aslan, şunları kaydetti:
"Eş değer ilaç tartışmalarının çoğunluğu bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Hekimin yazdığı ilaç ve muadil ilaç arasında hiçbir fark yok. Fark olduğunda zaten eczacı o ilacı veremez. Hastaya da öneremez. Eczacı sadece ilacı düzenler.
Biz vatandaşın tedavisini aksatmayacak şekilde hekim arkadaşlarımıza o ilacın varsa muadili önceliği ona verelim çağrısı yapıyoruz. Muadil ve benzeri yoksa o ilaçtan başka verecek birşey yok. İlaç hayati bir ürün. Ondan vazgeçmek mümkün değil. Birtakım ürünlere vergi artışı getirildi. İlaç bunun dışında tutuldu, doğru ama bu bize muadil ve eş değer ürün verme konusunda geri adım attırmamalıdır. Bu konuda geri adım atmazsak, yıl sonunda oluşabilecek ilaç yokluğunun önüne geçmiş oluruz."
İlaç firmalarının bu süreci fırsata dönüştürebilecekleri uyarısında bulunan Aslan, Ankara Eczacı Odası olarak ekonomide yaşanan gelişmelerin suistimal edilmesinin önüne geçmek istediklerini söyledi.
Aslan, her yıl sonunda bazı ilaçlarda kur baskısı sıkıntısı yaşandığını ifade ederek, "Ekonomik gelişmelerin yaşandığı bu dönemde, firmalar kur baskısıyla bunu fırsata dönüştürebilir. Hekimlerimizin öncelikle Türkiye'deki ruhsatlı ürünlerden yerli üretimde olanları reçeteye yazmalarını öneriyoruz." dedi.
Piyasada kullanılan ilaç miktarının yüzde 60'ının ithal olduğuna işaret eden Aslan, Türkiye'nin ilaç için yaptığı 7 milyar dolarlık harcamanın büyük bir bölümünün yurt dışına gittiğini kaydetti.
Aslan, hükümetin ekonomik anlamda aldığı tedbirlere sağlık alanını da dahil etmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Hekimlerimiz burada duyarlı davranarak bir ilacın Türkiye'de muadili varsa ve yerli üretimdeyse öncelikle bunu reçete etmeleri durumunda hiçbir sıkıntı yaşamayız. Böylece, ithal ilaca olan ihtiyaç azalır. Halkımız da eczaneye gittiklerinde muadil (eş değer) ilaç verdiklerinde buna karşı direniş göstermesin. Bu süreçte bunun da benimsenmesi lazım." diye konuştu.
"ÖNCELİK MUADİL İLAÇLARIN OLSUN"
Bir ilacın eş değer onay alabilmesi için ilk bulunan molekülle benzer özellikleri ispatlaması gerektiğini anlatan Aslan, şunları kaydetti:
"Eş değer ilaç tartışmalarının çoğunluğu bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Hekimin yazdığı ilaç ve muadil ilaç arasında hiçbir fark yok. Fark olduğunda zaten eczacı o ilacı veremez. Hastaya da öneremez. Eczacı sadece ilacı düzenler.
Biz vatandaşın tedavisini aksatmayacak şekilde hekim arkadaşlarımıza o ilacın varsa muadili önceliği ona verelim çağrısı yapıyoruz. Muadil ve benzeri yoksa o ilaçtan başka verecek birşey yok. İlaç hayati bir ürün. Ondan vazgeçmek mümkün değil. Birtakım ürünlere vergi artışı getirildi. İlaç bunun dışında tutuldu, doğru ama bu bize muadil ve eş değer ürün verme konusunda geri adım attırmamalıdır. Bu konuda geri adım atmazsak, yıl sonunda oluşabilecek ilaç yokluğunun önüne geçmiş oluruz."