İlişkili Haberler
0.5-23 seneden beri diyabeti olan 30 gönüllü üzerinde 8 hafta süreyle yapılan ve Diabetes Care isimli dergide yayınlanan araştırma, sıkı bir diyetin tip 2 diyabeti tamamen ortadan kaldırabileceğini gösterdi.
Kişisel web sayfasında araştırmayı değerlendiren Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, diyabetin diyet bittikten 6 ay sonra da ortaya çıkmamasının hastalığın tamamen iyileşmiş olduğu anlamına geldiğini belirtiyor.
“Bu sonuçlar, dünyada milyonlarca insanı ilaca mahkûm eden diyabet hastalığı için tam bir “paradigma kayması” anlamına geliyor” değerlendirmesinde bulunan Küçükusta, “Çünkü modern tıbba göre diyabet bir defa teşhis edildiğinde ömür boyu asla düzelmesi mümkün olmayan, ölene kadar ilaç tedavisi gerektiren kronik bir hastalıktır” diyor.
KATILIMCILARIN DİYABET VE İNSÜLİN HAPLARI KESİLDİ
Araştırmaya katılan 30 gönüllüye günlük 624-700 kalorilik bir diyet verildi. Diyet günde 3 defa verilen hazır içecek (diet shakes) ve 240 gram nişasta ihtiva etmeyen sebzeden oluşuyordu.
Araştırma başlangıcında tümünün diyabet hapları ile insülinleri kesilen katılımcılar, 8 hafta sonunda 6 ay süreyle ve yavaş yavaş harcadıklarından daha fazlasını almadıkları “normal bir diyete” geçtiler.
Bu normal diyet araştırmadan önce yediklerinin üçte biri seviyesindeydi. Katılımcıların başlangıçta ve daha sonra açlık kan şekerleri, HbA1c, insülin duyarlılığı, karaciğerde glukoz ve pankreasta beta hücrelerde insülin yapımı ile karaciğer, pankreas ve genel vücut yağ ölçümleri yapıldı.
VERİLEN KİLOLAR GERİ ALINMADI
8 hafta sonunda 30 kişiden 12’ sinin açlık kan şekerlerinin diyabet teşhisi için eşik değer kabul edilen 7 mmol/L’ nin altına düştüğü ve bu durumun 6 ay sonra da devam ettiği görüldü.
6 ay sonunda başlangıçta cevap alınamayan bir kişide de kan şekerinin düştüğü belirlendi.
Kişisel web sayfasında araştırmayı değerlendiren Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, diyabetin diyet bittikten 6 ay sonra da ortaya çıkmamasının hastalığın tamamen iyileşmiş olduğu anlamına geldiğini belirtiyor.
“Bu sonuçlar, dünyada milyonlarca insanı ilaca mahkûm eden diyabet hastalığı için tam bir “paradigma kayması” anlamına geliyor” değerlendirmesinde bulunan Küçükusta, “Çünkü modern tıbba göre diyabet bir defa teşhis edildiğinde ömür boyu asla düzelmesi mümkün olmayan, ölene kadar ilaç tedavisi gerektiren kronik bir hastalıktır” diyor.
KATILIMCILARIN DİYABET VE İNSÜLİN HAPLARI KESİLDİ
Araştırmaya katılan 30 gönüllüye günlük 624-700 kalorilik bir diyet verildi. Diyet günde 3 defa verilen hazır içecek (diet shakes) ve 240 gram nişasta ihtiva etmeyen sebzeden oluşuyordu.
Araştırma başlangıcında tümünün diyabet hapları ile insülinleri kesilen katılımcılar, 8 hafta sonunda 6 ay süreyle ve yavaş yavaş harcadıklarından daha fazlasını almadıkları “normal bir diyete” geçtiler.
Bu normal diyet araştırmadan önce yediklerinin üçte biri seviyesindeydi. Katılımcıların başlangıçta ve daha sonra açlık kan şekerleri, HbA1c, insülin duyarlılığı, karaciğerde glukoz ve pankreasta beta hücrelerde insülin yapımı ile karaciğer, pankreas ve genel vücut yağ ölçümleri yapıldı.
VERİLEN KİLOLAR GERİ ALINMADI
8 hafta sonunda 30 kişiden 12’ sinin açlık kan şekerlerinin diyabet teşhisi için eşik değer kabul edilen 7 mmol/L’ nin altına düştüğü ve bu durumun 6 ay sonra da devam ettiği görüldü.
6 ay sonunda başlangıçta cevap alınamayan bir kişide de kan şekerinin düştüğü belirlendi.
Diyete müspet cevap verenler daha genç yaşlarda idiler ve diyabetlerinin süresi de daha kısaydı ama 10 seneden uzun diyabeti olanlar içinden de cevap verenler çıkmıştı.
Diyabetleri düzelenler başlangıçta kan şekerleri çok yüksek olmayan, insülinleri daha yüksek olanlardı.
Karaciğer ve pankreas yağlanması cevap verenlerde de diyabeti devam edenlerde de azaldı.
Bunlar 8 haftada 14 kilo verdiler ve diyeti bıraktıktan 6 ay sonra da kilo almadıkları ve hiçbirinde diyabetlerinin tekrar ortaya çıkmadığı belirlendi.
Bu kişiler kilo vermelerine rağmen hala fazla kilolu veya obez idiler ama kilo vermeleri pankreastaki yağı erittiği için insülin üretimi normale dönmüş oldu.
Araştırmacılar herkesin kendine mahsus bir yağ eşiği (“personal fat threshold“) olduğunu ve bunun aşılması durumunda karaciğer ve pankreasta yağlanma ve insülin yapımında azalma olmaya başladığını vurguluyor.
TIP 2 DİYABET NASIL GELİŞİYOR?
Tip 2 diyabet ya vücut kan şekerini normal sınırlarda tutabilecek kadar insülin salgılamadığı veya insüline direnç gelişmesiyle ortaya çıkan bir hastalık.
Diyabet sadece kan şekerinin yükselmesiyle değil, asıl vücudun tüm organlarında yaptığı hasarlar (kalp krizi, felç, körlük, böbrek yetersizliği ve diğer damar tıkanmaları gibi) sebebiyle önemli.
“BU ARAŞTIRMA DİYABETTE DEVRİM YARATACAK!”
Araştırma sonuçlarının daha geniş kapsamlı ve uzun vadeli olarak tekrarlanması ve sonuçlarının doğrulanması gerektiğine vurgu yapan Prof. Küçükusta, “diyabette devrim yaratacak” dediği araştırmadan şu iki sonucu çıkarmanın mümkün olduğunu belirtiyor:
Birinci sonuç: Tip 2 diyabetin en azından bazı hastalarda doğru diyetle tamamen düzelebilen bir hastalık olduğu.
İkinci sonuç: Tip 2 diyabetlilerin doğru beslendiklerinde fazla kilolu olsalar bile gene de diyabetten kurtulabilecekleri.
Diyabetleri düzelenler başlangıçta kan şekerleri çok yüksek olmayan, insülinleri daha yüksek olanlardı.
Karaciğer ve pankreas yağlanması cevap verenlerde de diyabeti devam edenlerde de azaldı.
Bunlar 8 haftada 14 kilo verdiler ve diyeti bıraktıktan 6 ay sonra da kilo almadıkları ve hiçbirinde diyabetlerinin tekrar ortaya çıkmadığı belirlendi.
Bu kişiler kilo vermelerine rağmen hala fazla kilolu veya obez idiler ama kilo vermeleri pankreastaki yağı erittiği için insülin üretimi normale dönmüş oldu.
Araştırmacılar herkesin kendine mahsus bir yağ eşiği (“personal fat threshold“) olduğunu ve bunun aşılması durumunda karaciğer ve pankreasta yağlanma ve insülin yapımında azalma olmaya başladığını vurguluyor.
TIP 2 DİYABET NASIL GELİŞİYOR?
Tip 2 diyabet ya vücut kan şekerini normal sınırlarda tutabilecek kadar insülin salgılamadığı veya insüline direnç gelişmesiyle ortaya çıkan bir hastalık.
Diyabet sadece kan şekerinin yükselmesiyle değil, asıl vücudun tüm organlarında yaptığı hasarlar (kalp krizi, felç, körlük, böbrek yetersizliği ve diğer damar tıkanmaları gibi) sebebiyle önemli.
“BU ARAŞTIRMA DİYABETTE DEVRİM YARATACAK!”
Araştırma sonuçlarının daha geniş kapsamlı ve uzun vadeli olarak tekrarlanması ve sonuçlarının doğrulanması gerektiğine vurgu yapan Prof. Küçükusta, “diyabette devrim yaratacak” dediği araştırmadan şu iki sonucu çıkarmanın mümkün olduğunu belirtiyor:
Birinci sonuç: Tip 2 diyabetin en azından bazı hastalarda doğru diyetle tamamen düzelebilen bir hastalık olduğu.
İkinci sonuç: Tip 2 diyabetlilerin doğru beslendiklerinde fazla kilolu olsalar bile gene de diyabetten kurtulabilecekleri.
“TİP 2 DİYABET BİR HASTALIK DEĞİLDİR”
Kısa süre önce kaleme aldığı “Ömür boyu ilaç almanın neresi tedavi olabilir ki?” başlıklı makalesine atıfta bulunan Prof. Küçükusta, o makalede yer alan bazı noktalara dikkat çekerek şöyle konuşuyor:
“Tip 2 diyabet de aslında “ilaçla tedavi edilmesi gereken bir hastalık” olmayıp hayat tarzındaki yanlışlar sonucu ortaya çıkan bir “geçici rahatsızlık”tır. “Adam gibi yaşamanın icaplarını yerine getirmekle” tamamen düzelecek olan tip 2 diyabet, modern tıp sayesinde ölene kadar ilaç alınması şart olan “korkunç bir hastalığa dönüşür". Bu araştırma böylece benim teorilerimi de ispatlamış oluyor:
1- Sağlıklı yaşamanın temel unsurlarının başında “adam gibi beslenme” gelir.
2- Adam gibi beslenmek kaydıyla fazla kilolu ve hafif obez olmanın hiçbir sakıncası yoktur.
3- “Adam gibi beslenenler” zaten diyabete de başka bir hastalığa da yakalanmazlar! (Araştırmada uygulanan diyeti onaylamıyorum!)
Gelelim neticeye; bu yazımı, tip 2 diyabetin ömür boyu geçmeyen ve mutlaka ilaçla tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu sanan diyabet ve metabolizma uzmanlarına günde 3 ana ve 3 ara öğünde okumaları kaydıyla hediye ediyorum.”
Araştırma linki: http://care.diabetesjournals.org/content/early/2016/02/24/dc15-1942.abstract?sid=831d35b1-0269-4692-bd14-56a588ce5eb5
Kısa süre önce kaleme aldığı “Ömür boyu ilaç almanın neresi tedavi olabilir ki?” başlıklı makalesine atıfta bulunan Prof. Küçükusta, o makalede yer alan bazı noktalara dikkat çekerek şöyle konuşuyor:
“Tip 2 diyabet de aslında “ilaçla tedavi edilmesi gereken bir hastalık” olmayıp hayat tarzındaki yanlışlar sonucu ortaya çıkan bir “geçici rahatsızlık”tır. “Adam gibi yaşamanın icaplarını yerine getirmekle” tamamen düzelecek olan tip 2 diyabet, modern tıp sayesinde ölene kadar ilaç alınması şart olan “korkunç bir hastalığa dönüşür". Bu araştırma böylece benim teorilerimi de ispatlamış oluyor:
1- Sağlıklı yaşamanın temel unsurlarının başında “adam gibi beslenme” gelir.
2- Adam gibi beslenmek kaydıyla fazla kilolu ve hafif obez olmanın hiçbir sakıncası yoktur.
3- “Adam gibi beslenenler” zaten diyabete de başka bir hastalığa da yakalanmazlar! (Araştırmada uygulanan diyeti onaylamıyorum!)
Gelelim neticeye; bu yazımı, tip 2 diyabetin ömür boyu geçmeyen ve mutlaka ilaçla tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu sanan diyabet ve metabolizma uzmanlarına günde 3 ana ve 3 ara öğünde okumaları kaydıyla hediye ediyorum.”
Araştırma linki: http://care.diabetesjournals.org/content/early/2016/02/24/dc15-1942.abstract?sid=831d35b1-0269-4692-bd14-56a588ce5eb5