Omurga kanal darlığında, omurgadaki kemikleri birbirine bağlayan bağlar kalınlaşıyor ve arka faset eklemlerinde, kireçlenmeye bağlı olarak genişlemeler ve hacim artışları ortaya çıkıyor. Aynı zamanda disk eklemleri de yıpranıyor, bu yıpranma sonucu hem disk aralığı daralıyor hem de diskin kenarında kemiksel büyümeler oluşuyor.
Bu durumun kanalı ön tarafından da daraltarak, kanaldaki sinirler üzerinde baskıya sebep olduğunu belirten Girişimsel Nöroradyoloji Uzmanı Doç. Dr. Eren Erdem, kanalın daralmasının; omurilikten geçen sinirlerin, iletileri beyinden bacaklara aktarılmasını zorlaştırarak uyuşmalara ve kuvvet kaybına yol açtığını söyledi.
Sorunun geç fark edilmesinin, tedavi başarısını düşürdüğünü vurgulayan Erdem, “Her hastalık gibi omurga kanal daralmasında da erken teşhis, geçici ve kalıcı felç gibi kötü sonuçlar olmadan tedavi edilmesinde büyük önem taşıyor” dedi.
OMURGA KANAL DARLIĞINI DÜŞÜNDÜREN BELİRTİLERE DİKKAT
Omurga kanal darlığında en belirgin belirti ağrı. Kalçada ve bacaklarda oluşan ağrı önceleri uzun mesafe yürümekle ortaya çıkıyor.
Omurilik kanalı daralmasının zamanla oluşan bir süreç olduğunu belirten Doç. Erdem, en sık rastlanan belirtilerin bel ve bacak ağrıları olduğunu, bunun yanı sıra bacaklarda uyuşma, yürürken ortaya çıkan ağrılar, kramplar ve dinlenme isteği, tipik olarak öne eğilerek yürüme, yürüme mesafesinde kısalmalar ve idrar kaçırma gibi şikayetlerin de görülebildiğini söyledi.
Hastaların ağrıyı ancak oturduklarında ve öne eğilerek azaltabildiklerini belirten ve omurga kanal daralmasının genellikle 50’li yaşlardan sonra görüldüğünü söyleyen Uzman, “Hastalık kadınlara oranla erkeklerde daha sık rastlanmakta ve kanal darlığının ilerlediği süreçte hastaların yaşam kalitesi düşmektedir” dedi.
BEL FITIĞI BELİRTİLERİ İLE KARIŞTIRILIYOR
Omurga kanalı daralması kol ve bel ağrıları gibi belirtilerinden dolayı bel ya da boyun fıtığı ile karıştırılıyor. Bel fıtığı, bel omurgasında bulunan disklerin zedelenmesi ile sinirlerin sıkışması durumu. Ani başlayan ve yürüme ya da oturmayla ilgisi olmayan bir ağrı. Bir ya da bir kaç sinire baskı ile oluşuyor.
Omurga kanal darlığının ise tüm sinirlerin sıkışması olduğunu dile getiren Dr. Erdem, “Omurga kanal darlığında belirtiler genellikle bel fıtığı ile benzer olduğundan dolayı doğru tanıyı koymak için iyi bir anamnez almak ve muayene etmek gerekir. Hastayı iyice dinleyip, tanı doğru konulmalıdır. Teşhise yardım için, MR ve bilgisayarlı tomografi incelemeleri kullanılır. Aksi takdirde, tedavi süreci yanlış şekilde sonuçlanabilir. Bu yüzden, omur kanal darlığının teşhisi için iyi bir uzmana görünmek gerekir” diye konuştu.
Bu durumun kanalı ön tarafından da daraltarak, kanaldaki sinirler üzerinde baskıya sebep olduğunu belirten Girişimsel Nöroradyoloji Uzmanı Doç. Dr. Eren Erdem, kanalın daralmasının; omurilikten geçen sinirlerin, iletileri beyinden bacaklara aktarılmasını zorlaştırarak uyuşmalara ve kuvvet kaybına yol açtığını söyledi.
Sorunun geç fark edilmesinin, tedavi başarısını düşürdüğünü vurgulayan Erdem, “Her hastalık gibi omurga kanal daralmasında da erken teşhis, geçici ve kalıcı felç gibi kötü sonuçlar olmadan tedavi edilmesinde büyük önem taşıyor” dedi.
OMURGA KANAL DARLIĞINI DÜŞÜNDÜREN BELİRTİLERE DİKKAT
Omurga kanal darlığında en belirgin belirti ağrı. Kalçada ve bacaklarda oluşan ağrı önceleri uzun mesafe yürümekle ortaya çıkıyor.
Omurilik kanalı daralmasının zamanla oluşan bir süreç olduğunu belirten Doç. Erdem, en sık rastlanan belirtilerin bel ve bacak ağrıları olduğunu, bunun yanı sıra bacaklarda uyuşma, yürürken ortaya çıkan ağrılar, kramplar ve dinlenme isteği, tipik olarak öne eğilerek yürüme, yürüme mesafesinde kısalmalar ve idrar kaçırma gibi şikayetlerin de görülebildiğini söyledi.
Hastaların ağrıyı ancak oturduklarında ve öne eğilerek azaltabildiklerini belirten ve omurga kanal daralmasının genellikle 50’li yaşlardan sonra görüldüğünü söyleyen Uzman, “Hastalık kadınlara oranla erkeklerde daha sık rastlanmakta ve kanal darlığının ilerlediği süreçte hastaların yaşam kalitesi düşmektedir” dedi.
BEL FITIĞI BELİRTİLERİ İLE KARIŞTIRILIYOR
Omurga kanalı daralması kol ve bel ağrıları gibi belirtilerinden dolayı bel ya da boyun fıtığı ile karıştırılıyor. Bel fıtığı, bel omurgasında bulunan disklerin zedelenmesi ile sinirlerin sıkışması durumu. Ani başlayan ve yürüme ya da oturmayla ilgisi olmayan bir ağrı. Bir ya da bir kaç sinire baskı ile oluşuyor.
Omurga kanal darlığının ise tüm sinirlerin sıkışması olduğunu dile getiren Dr. Erdem, “Omurga kanal darlığında belirtiler genellikle bel fıtığı ile benzer olduğundan dolayı doğru tanıyı koymak için iyi bir anamnez almak ve muayene etmek gerekir. Hastayı iyice dinleyip, tanı doğru konulmalıdır. Teşhise yardım için, MR ve bilgisayarlı tomografi incelemeleri kullanılır. Aksi takdirde, tedavi süreci yanlış şekilde sonuçlanabilir. Bu yüzden, omur kanal darlığının teşhisi için iyi bir uzmana görünmek gerekir” diye konuştu.
AMELİYATSIZ TEDAVİ MÜMKÜN
Omurga kanal darlığı ileri derecede değilse ilaç ve fiziksel tedavi ile sonuç alınabiliyor. Fakat yürümekte zorlanan, sinirlere uygulanan baskı nedeniyle ağrıları çok fazla olan hastalarda cerrahi yöntem tercih ediliyor. Klasik cerrahi yöntemde omurganın arkasından girilerek kanalın arkasındaki kemik (faset) ve dokular alınıyor, sonrasında ise vida ve platinle omurga sabitleştiriliyor.
“Yakın zamanda ABD’de geliştirilen yöntemle omurganın yapısını bozmadan sadece büyümüş ve kalınlaşmış dokuları alarak bu hastalığı tedavi etmek mümkün” diyen Girişimsel Nöroradyolog Erdem, bu yöntemle dikiş bile gerektirmeyen fındık çapında bir delik açılıp buradan kanala ulaşıldığını ve özel aletlerle görüntüleme altında daralmaya neden olan dokuların çıkarıldığını söyledi.
Hastanın prosedürden 2 saat sonra yürüyerek evine dönebildiğini ve bu yöntemde genel anesteziye ihtiyaç olmadığını belirten Erdem, “Damar yolundan verilen ağrı kesici ilaçlarla hastanın rahatı sağlanır. Hasta normal hayatına 2-3 gün içerisinde döner. Hastanın 2 hafta süreyle ağırlık taşımamaya özen göstermesi, ani hareketlerden kaçınması gerekir” ifadesini kullandı.
Omurga kanal darlığı ileri derecede değilse ilaç ve fiziksel tedavi ile sonuç alınabiliyor. Fakat yürümekte zorlanan, sinirlere uygulanan baskı nedeniyle ağrıları çok fazla olan hastalarda cerrahi yöntem tercih ediliyor. Klasik cerrahi yöntemde omurganın arkasından girilerek kanalın arkasındaki kemik (faset) ve dokular alınıyor, sonrasında ise vida ve platinle omurga sabitleştiriliyor.
“Yakın zamanda ABD’de geliştirilen yöntemle omurganın yapısını bozmadan sadece büyümüş ve kalınlaşmış dokuları alarak bu hastalığı tedavi etmek mümkün” diyen Girişimsel Nöroradyolog Erdem, bu yöntemle dikiş bile gerektirmeyen fındık çapında bir delik açılıp buradan kanala ulaşıldığını ve özel aletlerle görüntüleme altında daralmaya neden olan dokuların çıkarıldığını söyledi.
Hastanın prosedürden 2 saat sonra yürüyerek evine dönebildiğini ve bu yöntemde genel anesteziye ihtiyaç olmadığını belirten Erdem, “Damar yolundan verilen ağrı kesici ilaçlarla hastanın rahatı sağlanır. Hasta normal hayatına 2-3 gün içerisinde döner. Hastanın 2 hafta süreyle ağırlık taşımamaya özen göstermesi, ani hareketlerden kaçınması gerekir” ifadesini kullandı.