British Columbia Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre çocuklukta maruz kalınan fiziksel, psikolojik ya da cinsel şiddet, sadece psikolojik travmayla sınırlı kalmıyor, DNA’larında gelecek kuşaklara aktarılabilecek değişikliklere neden oluyor.
Anne karnında geçirilen vakit, annenin yaşadığı stres, doğum sırasında ve çocukluk döneminde yaşananların ‘epigenetik’ sayesinde hücrelerde fiziki olarak iz bıraktığı ve gelecek kuşaklara aktarılarak genlerimizi etkilediğini söyleyen İstanbul Aydın Üniversitesi VM Medical Park Florya Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı'ndan Dr. Öğr. Üyesi Aydan Tandoğan, "DNA’yı telefon farz edersek içerisindeki uygulamalar ve geliştirilen yazılımlar epigenetiktir" dedi.
ÇEVRESEL FAKTÖRLER GENLERDE DEĞİŞİKLİĞE NEDEN OLUYOR
Epigenetik değişikliklerin tüm yaşamı etkileyen bir konu olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Tandoğan, "Epigenetikten etkilenerek, stres, travma ve beslenme aracılığıyla dışarıdan gelen etkenler nedeniyle, genler üzerinde biyokimyasal değişiklikler oluyor. Böyle hücrelerde bir gen kapanıyor ya da açılıyor. Böylece farklı proteinler sentezleniyor" diye konuştu.
SEVGİ ÖZGÜVENİ BERABERİNDE GETİRİYOR
Epigenetik çalışmalarıyla ünlü Moshe Syzf’in anne fareler üzerinde yaptığı deneyde, yavrularını daha çok yalayan farelerin yavrularının diğer yavrulara göre az korktuklarını saptadığını ifade eden Tandoğan, maymunlarda bulunan hiyerarşik yapı sebebiyle üst konumda olan maymun yavrularının daha korkusuz ve özgüvenli oldukları saptandığını söyledi.
Anne karnında geçirilen vakit, annenin yaşadığı stres, doğum sırasında ve çocukluk döneminde yaşananların ‘epigenetik’ sayesinde hücrelerde fiziki olarak iz bıraktığı ve gelecek kuşaklara aktarılarak genlerimizi etkilediğini söyleyen İstanbul Aydın Üniversitesi VM Medical Park Florya Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı'ndan Dr. Öğr. Üyesi Aydan Tandoğan, "DNA’yı telefon farz edersek içerisindeki uygulamalar ve geliştirilen yazılımlar epigenetiktir" dedi.
ÇEVRESEL FAKTÖRLER GENLERDE DEĞİŞİKLİĞE NEDEN OLUYOR
Epigenetik değişikliklerin tüm yaşamı etkileyen bir konu olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Tandoğan, "Epigenetikten etkilenerek, stres, travma ve beslenme aracılığıyla dışarıdan gelen etkenler nedeniyle, genler üzerinde biyokimyasal değişiklikler oluyor. Böyle hücrelerde bir gen kapanıyor ya da açılıyor. Böylece farklı proteinler sentezleniyor" diye konuştu.
SEVGİ ÖZGÜVENİ BERABERİNDE GETİRİYOR
Epigenetik çalışmalarıyla ünlü Moshe Syzf’in anne fareler üzerinde yaptığı deneyde, yavrularını daha çok yalayan farelerin yavrularının diğer yavrulara göre az korktuklarını saptadığını ifade eden Tandoğan, maymunlarda bulunan hiyerarşik yapı sebebiyle üst konumda olan maymun yavrularının daha korkusuz ve özgüvenli oldukları saptandığını söyledi.
“GENLER TELEFONSA EPİGENETİK İÇERİSİNDEKİ YAZILIM VE UYGULAMADIR”
"Genleri bilgisayar veya akıllı telefon olarak düşünürseniz, bu bilgisayara ve telefona uygulamalar yüklemek ya da silmek, epigenetiğin DNA ile ilişkisiyle aynıdır" diyen Dr. Tandoğan, "Olumlu yaşanan her şey gelecek kuşaklara, torunlara güzel bir miras olurken olumsuz yaşayışlar, travmalar kötü miras olarak kalır" dedi.
"GENETİK KADER DEĞİLDİR"
Bir çocuğun başını okşamanın, onun çocukluğunun güzel geçmesini sağlamanın epigenetik vasıtasıyla da onun torunlarına aktaracağı büyük bir miras olduğunu belirten Dr. Tandoğan, "Çünkü epigenetik, biyolojide, DNA dizisindeki değişikliklerden kaynaklanmayan, ama aynı zamanda ırsi olan, gen ifadesi değişikliklerini inceleyen bilim dalıdır.Olumlu ve olumsuz her şey anne karnından başlayarak çocukluk dönemini de kapsayan süreçte geleceği şekillendiren bir hal alır. Genetik, kader değildir. Çocukluktan itibaren erişkinliğe gelmeden verilen eğitime çok özen gösterilmesi gerekiyor. Tüm yetişkinler çocuklara, onları sevdiklerini hissettirmeli ve onlara değer vermelidir” diye konuştu.
"Genleri bilgisayar veya akıllı telefon olarak düşünürseniz, bu bilgisayara ve telefona uygulamalar yüklemek ya da silmek, epigenetiğin DNA ile ilişkisiyle aynıdır" diyen Dr. Tandoğan, "Olumlu yaşanan her şey gelecek kuşaklara, torunlara güzel bir miras olurken olumsuz yaşayışlar, travmalar kötü miras olarak kalır" dedi.
"GENETİK KADER DEĞİLDİR"
Bir çocuğun başını okşamanın, onun çocukluğunun güzel geçmesini sağlamanın epigenetik vasıtasıyla da onun torunlarına aktaracağı büyük bir miras olduğunu belirten Dr. Tandoğan, "Çünkü epigenetik, biyolojide, DNA dizisindeki değişikliklerden kaynaklanmayan, ama aynı zamanda ırsi olan, gen ifadesi değişikliklerini inceleyen bilim dalıdır.Olumlu ve olumsuz her şey anne karnından başlayarak çocukluk dönemini de kapsayan süreçte geleceği şekillendiren bir hal alır. Genetik, kader değildir. Çocukluktan itibaren erişkinliğe gelmeden verilen eğitime çok özen gösterilmesi gerekiyor. Tüm yetişkinler çocuklara, onları sevdiklerini hissettirmeli ve onlara değer vermelidir” diye konuştu.