Cerrahpaşa’da eylem devam ediyor, “Cerrahpaşa sesleniyor!”

İstanbul Üniversitesi’nden ayrılmak istemeyen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin akademisyenleri ve öğrencileri, tasarının TBMM’de görüşülmesine bir gün kala yine eylemde. Hem endişe hem de umutla Ankara’dan gelecek karar beklenirken Prof. Cem Ar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cuma günü yaptığı, “Her ikisinin de başında İstanbul Üniversitesi ibaresi olacak'' açıklamasından ümitli olduğunu söyledi. Üniversitenin bölünmesini istemediklerini yineleyen Prof. Ar, “Ama bölünme kaçınılmaz olursa isteğimiz; İstanbul Üniversitesi adı her iki kurumda da korunsun, her ikisi de İstanbul Üniversitesi’nin tarihi ve kültürel mirasına eşit derecede sahip olsun şeklinde” dedi. HABER: TÜLAY KARABAĞ tulay.karabag@ntv.com.tr

Haberler ntv.com.tr 07.05.2018 - 10:05

İstanbul Üniversitesi ile birlikte 13 üniversitenin bölünmesini ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin İstanbul Üniversitesi’nden ayrılmasını öngören tasarının TBMM Genel Kurul’da yarın oylanması bekleniyor.

3 Mayıs’taki görüşmede oylamanın 8 Mayıs’a ertelenmesi, Cerrahpaşalılarda, “tasarı geri çekilebilir” ümidi doğurdu. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Ar, karar öncesinde ntv.com.tr’ye yaptığı açıklamada, tasarının geri çekilmesinin pek mümkün görülmediğini belirtti, “Tasarının geri çekileceğini beklemiyorum, açıkçası o çok büyük bir beklenti olur ama bir düzenlemeye gitmelerini bekliyorum. Çünkü üniversiteyi, İstanbul Üniversitesi ve Cerrahpaşa Üniversitesi diye ikiye ayırdıkları zaman fakülteler, İstanbul Üniversitesi’nin kültürel ve tarihi mirasından yararlanamıyor. İstanbul Üniversitesi olarak çok sayıda akreditasyonumuz var, mesela İstanbul Üniversite’nden alınan diploma yurt dışında tanınıyor, buraya bir sürü yabancı öğrenci geliyor, yapılmış uluslararası anlaşmalar var, Erasmus gibi öğrenci ve öğretim görevlisi değişim anlaşmaları var. Bunlar hep İstanbul Üniversitesi üzerinden yapılmıştır. Şimdi biz İstanbul Üniversitesi’nden ayrılırsak ve 2018 yapımı sıfır kilometre bir üniversitenin içine konulursak bütün bunlardan mahrum kalıyoruz. 600 yıllık tarihimizden mahrum kalıyoruz, bir anda sıfırdan başlıyoruz ve bütün kazanımlarımız ortadan kalkmış oluyor” dedi.

“CUMHURBAŞKANI’NIN AÇIKLAMALARI BENDE BİR MİKTAR ÜMİT YARATTI”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cuma günü katıldığı İstanbul Gençlik Festivali'nde yaptığı, “Her ikisinin de başında İstanbul Üniversitesi ibaresi olacak. Hatta logosunu da kullanma konusunda çalışmalar yapılıyor'' şeklindeki açıklamanın sorulması üzerine Prof. Ar, şunları söyledi:

“Ben de Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerinden ümitliyim. İlettiğimiz talebin dikkate alındığını düşünüyorum. Çünkü biz Cerrahpaşa ekibi olarak Meclis’e gittik ve taleplerimizi ilettik. Biz İstanbul Üniversitesi’nin bölünmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bu haliyle de üniversitemiz dünya sıralamasında ilk 500’e girmiştir. ‘Çok fazla sayıda öğrenciniz var ve onun için akademik başarınız düşük’ diyorlar, bu yanlış. Dünya sıralamasına Türkiye’den iki üniversite girebiliyor, biri ODTÜ, biri biz. Ayrıca ‘O öğrenciler başka üniversiteye gitse de biz onların diplomasını vereceğiz’ diyorlar, bu da yalan. 6 yıl sonra İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi diplomasını kim imzalayacak, hangi dekan… Bunlar inanılır şeyler değil. Ben burada Cumhurbaşkanı’nın da milletvekillerinin de YÖK tarafından eksik bilgilendirildiğini düşünüyorum. YÖK bir şeye karar vermiş ama o da ne olduğunu tam bilmiyor çünkü son zamanlarda yaptığı açıklamalar da birbiriyle çelişiyor. Önce ‘akademik başarınız düşük’ diyor, sonra ‘İstanbul Üniversitesi’ni ikiye ayırdığımız zaman bunların alt yapısı ve akademik durumu çok güçlü, onun için birbirleriyle ilişki içinde çalışacaklar’ açıklamasını yapıyor. Yani hem başarı düşük diyor, hem birlikte çok güçlüler diyor. Ne yapmaya çalıştıklarını bilmiyorum ama yapmaya çalıştıkları hayırlı bir şey değil. Cumhurbaşkanı da bence bunun farkına vardı, onun için durduruldu ve bir yol aranıyor. Yani Cumhurbaşkanı’nın Cuma günkü açıklamaları bende bir miktar ümit yarattı.”
İstanbul Üniversitesi’nin dünyada Türkiye’nin prestiji olduğunu söyleyen ve “Bu üniversite göz bebeği gibi korunmalı, bölünmemeli” diyen Prof. Ar, bölünme kaçınılmaz olursa da bazı şartların mutlaka göz önüne alınması gerektiğini vurguladı ve taleplerini şöyle özetledi:

“UMARIM İLBER HOCAYI DİNLERLER”

“sonuçta üniversiteyi ikiye böleceklerse mutlaka her ikisinde de İstanbul Üniversitesi adı geçmeli ve her ikisinde de bir ilave olmalı. Mesela; İstanbul Üniversitesi-1, İstanbul Üniversitesi- 2 gibi. Ve bu her iki üniversite de mevcut İstanbul Üniversitesi’nin bütün haklarına, müktesebatına, özlük haklarına, geçmişine ve akademik mirasına ortak derecede sahip olsun. Öbür türlü biri tek başına İstanbul Üniversitesi olursa bütün miras ona kalacak. Yani kanunda, ‘her iki üniversite de İstanbul Üniversitesi’nin tarihi ve akademik mirasını paylaşır’ gibi bir madde olmalı, o zaman her iki taraf da kazanımlarını kaybetmemiş olacak. Mesela benim bütün yayınlarım İstanbul Üniversitesi’nde. Bu tarafta kalırsam benim 100 bilimsel yayınım, bunca yıllık akademik emeğim diğer üniversitede kalıyor. Ayrıca yeni başlayacak Üniversiteyi dünyanın tanıması belki 10-15 yıl sürecek. Özetle böyle sıkıntılarımız var. İlber Hoca da bunun gibi bir şey söylüyor, umarım İlber hocayı dinlerler.”

Üniversitenin anane ve etiket demek olduğunu söyleyen Tarihçi-Yazar İlber Ortaylı, Hürriyet’te yer alan yazısında, "Çok fazla büyüyen İstanbul Üniversitesi’nin bölünmesi gerekiyorsa bile bir büyük çatının altında özel kanunla, Paris Üniversitesi gibi bölünmesi gerekir. Yani Paris Üniversitesi 1, Paris Üniversitesi 2, Paris Üniversitesi 3 gibi, İstanbul Üniversitesi 1, İstanbul Üniversitesi 2, İstanbul Üniversitesi 3 şeklinde bölünme gerçekleştirilir. Bölünmeler de sağlık bilimleri, doğa bilimleri, mühendislik bilimleri, sosyal bilimler, tarih ve filoloji ekseni etrafında aynı üniversitenin mensubu olarak ayrı ayrı külliyeler haline dönüştürülebilir. Böylelikle bu camia, bu isim ve bu anane parçalanmamış olur” ifadesini kullanmıştı.
“BÖLÜNME ZARAR VERECEKTİR”

Bugünkü eylemde öğrenciler adına konuşma yapacak olan İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 5. Sınıf Öğrencisi Asude Zülal Gül ise, “600 yıldır birleşerek, büyüyerek gelişen üniversitemiz ve geçmişi 191 yıl öncesine dayanan fakültemiz arasındaki bağ koparılmak isteniyor. Bu isteğin Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne, ayrılması gündemde olan diğer fakültelere ve geride kalan İstanbul Üniversitesi’ne katkısı yoktur, tam tersine zarar verecektir” diye konuştu.  

“CERRAHPAŞA'YA HAYAT VERİYORUZ”

İstanbul Üniversite’sinden ayrılmamak için günlerdir eylem yapan Cerrahpaşalılar, karar öncesi son günde de eylemlerine ve etkinliklerine devam ediyor.

"Cerrahpaşa’nın, İstanbul Üniversitesi’nden ayrılmasını istemiyorum" şeklindeki notun altına tüm Cerrahpaşa ailesi olarak isimlerini yazan fakülte mensupları, bu notları uç uca ekleyerek etkinlik alanındaki ağaçlara astı.
Türkiye Organ Nakli Vakfı, Kanserli Çocuklara Umut Vakfı, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, vakıflar stantlarında faaliyetleri hakkında bilgilendirme yapacak, öğrenciler de onlara destek oldu.

Öğretim üyeleri Prof. Dr. Fatiş Altındaş ve Prof. Dr. Oktay Demirkıran, Cerrahpaşa'ya hayat verme mücadelesini temsilen öğrencilere ve halka ilk yardım, kardiyopulmoner resüsitasyon uygulama dersi verdi.
“CERRAHPAŞA SESLENİYOR”

Emekli Öğretim üyeleri adına Prof. Dr. Nil Molinas, Doç. Dr. Tuğhan Utku, Prof. Dr. Bülent Onal, Prof. Dr. Selman Demirci, öğrenciler adına ise Asude Zülal Gül konuşma yaptı.
Konuşmaların ardından İstanbul Üniversitesi’nde tıp fakültesinin kurulmasının 191. yılı anısına, 191 adet balon uçuruldu ve kampüse doğru yürüyüş yapıldı.

VİDEO: CERRAHPAŞA'DA EYLEM SÜRÜYOR
Ana Sayfaya Git
  • ©Copyright 2024 | Tüm Hakları Saklıdır

NTV’de canlı olarak yayınlanan tüm programlar ile ilgili bilgiler, program bölümleri ve programlarla ilgili haberler NTV Ekranı’nda. Günlük NTV yayın akışı ve program saatlerini de NTV Ekranı kategorisinden saat bazında görebilirsiniz. %100 Futbol ile son dakika spor haberlerini, Gündem Masası ile gündem haberleri ile ilgili değerlendirmeleri NTV Ekranı’nda.