İlişkili Haberler
Anevrizmanın geçiş mevsimlerinde daha sık görüldüğüne vurgu yapan Nöroradyoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Geyik, bu mevsimlerde yaşanan ani ve şiddetli baş ağrılarının önemsenmesi gerektiğini belirtti.
Baş ağrısının genellikle uykusuzluk, stres gibi faktörlere bağlı olarak görüldüğünü, bazen de ciddi hastalıkların habercisi olabileceğini dile getiren Geyik, halk arasında baloncuk olarak bilinen anevrizmanın, damar duvarından köken alarak oluşan üzüm tanesi şeklinde bir çıkıntı olduğunu söyledi.
Kan basıncına dayanıklı olan damar duvarının çeşitli nedenlerle zayıflayarak anevrizmaya zemin hazırladığını aktaran Geyik, sorunun genellikle 40-60 yaş arasında görüldüğünü ancak gelişen tanı yöntemleri sayesinde anevrizmanın patlamadan belirlenebildiğini belirtti.
Prof. Dr. Geyik, anevrizmanın en sık görülen belirtisinin ani ve şiddetli gelişen baş ağrısı olduğunu kaydederek, özellikle yoğun spor, ağır yük kaldırma ve cinsel aktivite sonrasında baş ağrısı gelişmesi durumunda anevrizma varlığından şüphe duyulması gerektiğini vurguladı.
Göz kapağında düşme, geçici uyuşmalar ile yutma ve görme bozukluklarının da anevrizmayı düşündürdüğünü söyleyen şöyle konuştu:
Baş ağrısının genellikle uykusuzluk, stres gibi faktörlere bağlı olarak görüldüğünü, bazen de ciddi hastalıkların habercisi olabileceğini dile getiren Geyik, halk arasında baloncuk olarak bilinen anevrizmanın, damar duvarından köken alarak oluşan üzüm tanesi şeklinde bir çıkıntı olduğunu söyledi.
Kan basıncına dayanıklı olan damar duvarının çeşitli nedenlerle zayıflayarak anevrizmaya zemin hazırladığını aktaran Geyik, sorunun genellikle 40-60 yaş arasında görüldüğünü ancak gelişen tanı yöntemleri sayesinde anevrizmanın patlamadan belirlenebildiğini belirtti.
Prof. Dr. Geyik, anevrizmanın en sık görülen belirtisinin ani ve şiddetli gelişen baş ağrısı olduğunu kaydederek, özellikle yoğun spor, ağır yük kaldırma ve cinsel aktivite sonrasında baş ağrısı gelişmesi durumunda anevrizma varlığından şüphe duyulması gerektiğini vurguladı.
Göz kapağında düşme, geçici uyuşmalar ile yutma ve görme bozukluklarının da anevrizmayı düşündürdüğünü söyleyen şöyle konuştu:
"MR, Tomografi ve kasıktan girilerek yapılan anjiyografi ile belirlenebilen anevrizmanın ne zaman patlayacağı tespit edilememektedir. Baloncuk doğuştan olabileceği gibi daha sonradan yaşanan travmalar, tümör ve enfeksiyon gibi nedenlerle de meydana gelebilir. Anevrizmanın büyüklüğü ve üzerinde kendisinden küçük başka bir baloncuğun varlığı patlama riskini arttırır. Genç yaşta oluşan anevrizmalar ilerleyen yaşla birlikte büyüyeceği için patlama riskini fazlalaşır. Baloncuğu büyütecek ve patlamasına neden olabilecek yüksek tansiyon gibi farklı etkenler varsa bunların da kontrol edilmesi gerekmektedir."
ANEVRİZMANIN PATLAMASI ÖLÜMCÜL OLABİLİR
Anevrizmanın patladığı ve beyin kanamasının gerçekleştiği durumların ölümcül olabildiğine dikkat çeken Geyik, "Çalışmalarda beyin kanaması geçirenlerin yüzde 12’sinin hastaneye gelemeden hayatını kaybettiği belirlenmiştir. Tedavi edilmediği durumlarda ikinci beyin kanaması riskinin yanı sıra felç ve koma halleri de görülmektedir" dedi.
DOKU DOSTU TEDAVİ
Anevrizmanın tedavisinde son yıllarda kasıktan girilerek gerçekleştirilen anjiyo yönteminin ön plana çıktığını vurgulayan Prof. Geyik, "Özellikle cerrahi işlemin zor olduğu, büyük damarların beyne girdiği ve beyin sapının önünde bulunan baloncuklarda girişimsel yöntemler kullanılmaktadır. Kasıktan girilerek yapılan tedavinin cerrahi yöntemlere göre avantajı fazladır. Cerrahi yöntemde komplikasyon riski her zaman daha fazladır. Kesme dikme gibi işlemler olmadığı için doku dostu olarak tanımlanan girişimsel tedaviden bir gün sonra hasta taburcu edilir" diye konuştu.
ANEVRİZMANIN PATLAMASI ÖLÜMCÜL OLABİLİR
Anevrizmanın patladığı ve beyin kanamasının gerçekleştiği durumların ölümcül olabildiğine dikkat çeken Geyik, "Çalışmalarda beyin kanaması geçirenlerin yüzde 12’sinin hastaneye gelemeden hayatını kaybettiği belirlenmiştir. Tedavi edilmediği durumlarda ikinci beyin kanaması riskinin yanı sıra felç ve koma halleri de görülmektedir" dedi.
DOKU DOSTU TEDAVİ
Anevrizmanın tedavisinde son yıllarda kasıktan girilerek gerçekleştirilen anjiyo yönteminin ön plana çıktığını vurgulayan Prof. Geyik, "Özellikle cerrahi işlemin zor olduğu, büyük damarların beyne girdiği ve beyin sapının önünde bulunan baloncuklarda girişimsel yöntemler kullanılmaktadır. Kasıktan girilerek yapılan tedavinin cerrahi yöntemlere göre avantajı fazladır. Cerrahi yöntemde komplikasyon riski her zaman daha fazladır. Kesme dikme gibi işlemler olmadığı için doku dostu olarak tanımlanan girişimsel tedaviden bir gün sonra hasta taburcu edilir" diye konuştu.