Kapıyı çalmadıkça uyarılar da öneriler de havada kalabiliyor ancak şu bir gerçek ki meme kanseri dünyada en yaygın görülen hastalıklar arasında yer alıyor ve giderek yaygınlaşıyor. Bu nedenle uzmanlar meme kanserinde erken teşhisin önemine dikkat çekiyor ve 20 yaşından itibaren ayda sadece 10 dakikalık elle kendi kendini muayenenin, 40 yaşından itibaren de buna yılda bir kere eklenen mamografinin hayat kurtardığını vurguluyor.
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Gül Başaran, ntv.com.tr’ye yaptığı açıklamada, meme kanserinin tedavisine yönelik uluslararası bilimsel çalışmaların son hızla devam ettiğini, umut veren yeni savaşçıların yolda olduğunu belirtti.
AKILLI İLAÇLARIN YÜKSEK MALİYETİ, İLAÇLARA ERİŞİMİ ZORLAŞTIRIYOR
Meme kanserinde etkin tedavi imkanı sunan ‘akıllı ilaçların’ Türkiye’de gerektiği oranda kullanılmadığını belirten Prof. Başaran, “Son yıllarda ileri evre meme kanseri hastaları icin gelistirilen ilaclar bilimsel olarak yüz güldürse de, ülkemiz dahil pek çok ülkede yüksek maliyetlerinden dolayı bu yeni ilaçlara erişim mümkün olmamaktadır. Artık etkili olduğu düsünülen pek çok ilaç olsa da hastaların bunlara ulaşımı yıllar almaktadır. Bu konuda onkologlara, hastalara, ilacı geliştiren kurumlara ve sosyal güvenlik kuruluşlarına büyük iş düşmektedir. Bu konu sadece meme kanseri değil tüm kanser türleri icin güncel sorun olarak karşımıza çıkmaktadır” diyor.
METASTAZI ÖNLÜYOR, YAŞAM SÜRESİNİ UZATIYOR
İleri evre ve erken evre meme kanseri hastalarında tümörlerin yaklaşık dörtte birinde fazla miktarda protein bulunuyor ve söz konusu ilaçlar, bu protein fazlalığı saptanan hastalarda yaşam süresini uzatıyor. Prof. Dr. Gül Başaran yan etkileri az olan bu ilaçların sadece tümöre yönelik etkileri olan akıllı ilaçlar grubuna dahil olduğunu ve kemoterapi ile beraber alındığında tümörü küçültme etkilerinin daha da arttığını vurguluyor: “Bu hastalarda yaşam süresi tanıdan sonra yaklaşık altı yıla kadar uzayabiliyor. Bu ilaçların ülkemizde de kısa süre içerisinde hastalarımızın kullanımına girmesini arzu ediyoruz.”
KEMOTERAPİYE GEÇİŞ SÜRECİNİ 2 KAT UZATIYOR
Hormon reseptörleri pozitif yani anti-hormon tedaviye duyarlı olan ileri evre meme kanseri hastaları tüm meme kanseri hastalarının yüzde 75’ini oluşturuyor. Bu gruptaki hastalar eğer hayatı tehdit eden bir hastalıkları yoksa uzun bir süre anti-hormon tedavi ile hastalık geri gelmeden yaşayabiliyor. Fakat, kısa ya da uzun bir süre sonra ileri evre hastalıkta zamanla anti-hormon tedaviye direnç gelişiyor ve hastalar kemoterapi almak zorunda kalıyor. Bu gruptaki hastaların kemoterapiye başlama sürecini geciktirip, anti-hormon tedaviye karşı gelişen direnci kırarak veya geciktirerek çalışan bir grup yeni ilacın çalışmaları tamamlanmış durumda.
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Gül Başaran, ntv.com.tr’ye yaptığı açıklamada, meme kanserinin tedavisine yönelik uluslararası bilimsel çalışmaların son hızla devam ettiğini, umut veren yeni savaşçıların yolda olduğunu belirtti.
AKILLI İLAÇLARIN YÜKSEK MALİYETİ, İLAÇLARA ERİŞİMİ ZORLAŞTIRIYOR
Meme kanserinde etkin tedavi imkanı sunan ‘akıllı ilaçların’ Türkiye’de gerektiği oranda kullanılmadığını belirten Prof. Başaran, “Son yıllarda ileri evre meme kanseri hastaları icin gelistirilen ilaclar bilimsel olarak yüz güldürse de, ülkemiz dahil pek çok ülkede yüksek maliyetlerinden dolayı bu yeni ilaçlara erişim mümkün olmamaktadır. Artık etkili olduğu düsünülen pek çok ilaç olsa da hastaların bunlara ulaşımı yıllar almaktadır. Bu konuda onkologlara, hastalara, ilacı geliştiren kurumlara ve sosyal güvenlik kuruluşlarına büyük iş düşmektedir. Bu konu sadece meme kanseri değil tüm kanser türleri icin güncel sorun olarak karşımıza çıkmaktadır” diyor.
METASTAZI ÖNLÜYOR, YAŞAM SÜRESİNİ UZATIYOR
İleri evre ve erken evre meme kanseri hastalarında tümörlerin yaklaşık dörtte birinde fazla miktarda protein bulunuyor ve söz konusu ilaçlar, bu protein fazlalığı saptanan hastalarda yaşam süresini uzatıyor. Prof. Dr. Gül Başaran yan etkileri az olan bu ilaçların sadece tümöre yönelik etkileri olan akıllı ilaçlar grubuna dahil olduğunu ve kemoterapi ile beraber alındığında tümörü küçültme etkilerinin daha da arttığını vurguluyor: “Bu hastalarda yaşam süresi tanıdan sonra yaklaşık altı yıla kadar uzayabiliyor. Bu ilaçların ülkemizde de kısa süre içerisinde hastalarımızın kullanımına girmesini arzu ediyoruz.”
KEMOTERAPİYE GEÇİŞ SÜRECİNİ 2 KAT UZATIYOR
Hormon reseptörleri pozitif yani anti-hormon tedaviye duyarlı olan ileri evre meme kanseri hastaları tüm meme kanseri hastalarının yüzde 75’ini oluşturuyor. Bu gruptaki hastalar eğer hayatı tehdit eden bir hastalıkları yoksa uzun bir süre anti-hormon tedavi ile hastalık geri gelmeden yaşayabiliyor. Fakat, kısa ya da uzun bir süre sonra ileri evre hastalıkta zamanla anti-hormon tedaviye direnç gelişiyor ve hastalar kemoterapi almak zorunda kalıyor. Bu gruptaki hastaların kemoterapiye başlama sürecini geciktirip, anti-hormon tedaviye karşı gelişen direnci kırarak veya geciktirerek çalışan bir grup yeni ilacın çalışmaları tamamlanmış durumda.
FAYDA SAĞLAYACAK HASTALARDA KULLANILMASI İÇİN ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR
Kemoterapiye geçiş sürecini 2 kat uzatan bu ilaçlara da maliyetleri nedeni ile hastaların uzun bir süre ulaşamayacağı tahmin ediliyor. Prof. Dr. Gül Başaran, yeni geliştirilen ilaçların meme kanseri tedavisindeki klinik değerinin sadece hastalara sundukları fayda ile değil getirdikleri mali yükle de yakından ilgili olduğunu belirterek “Bu nedenle pek çok kanser organizasyonu yeni tedavilerin hastaya sağladığı faydanın bu ilaç için yapılacak harcamaya değecek boyutta olup olmaması ile ilgili uluslararası kılavuzlar düzenlemekte. Yeni ve maddi yükü yüksek olan bu ilaçların dikkatlice incelenerek fayda sağlayacağı hasta grubunda daha düşük maliyet ile tedarik edilmesi için çabalar sürüyor” şeklinde konuşuyor.
Kemoterapiye geçiş sürecini 2 kat uzatan bu ilaçlara da maliyetleri nedeni ile hastaların uzun bir süre ulaşamayacağı tahmin ediliyor. Prof. Dr. Gül Başaran, yeni geliştirilen ilaçların meme kanseri tedavisindeki klinik değerinin sadece hastalara sundukları fayda ile değil getirdikleri mali yükle de yakından ilgili olduğunu belirterek “Bu nedenle pek çok kanser organizasyonu yeni tedavilerin hastaya sağladığı faydanın bu ilaç için yapılacak harcamaya değecek boyutta olup olmaması ile ilgili uluslararası kılavuzlar düzenlemekte. Yeni ve maddi yükü yüksek olan bu ilaçların dikkatlice incelenerek fayda sağlayacağı hasta grubunda daha düşük maliyet ile tedarik edilmesi için çabalar sürüyor” şeklinde konuşuyor.