Sağlık Bakanlığı tarafından ''Kadın kanserleri'' yılı kabul edilen 2012'de, iki kanserden de düzenli hekim kontrolü ve tarama yöntemleri ile büyük ölçüde korunmak mümkün.
Kanser Savaş Daire Başkanlığından alınan bilgiye göre, Türkiye'de yılda en az 20 bin kişiye meme kanseri tanısı konuluyor ve hastalık ileri evrede tespit ediliyor. Meme kanserinin yanı sıra diğer jinekolojik kanserler de dünyada önde gelen ölüm nedenleri arasında gösteriliyor. Özellikle gelişen ülkelerde rahim ağzı kanserleri ölüme yol açan kanserler arasında yer alıyor ve Türkiye'de de en sık görülen ilk 10 kanser arasında biliniyor. Türkiye'de yılda 1300-1500 arasında yeni vaka teşhis edildiği düşünülüyor.
Bakanlık, sosyo-kültürel değişiklikler ile beraber rahim ağzı kanser yükünün her geçen gün artacağını öngörüyor. Jinekolojik kanserler arasında en ölümcül yumurtalık kanseri gösteriliyor. Türkiye'de hastaların kişilerin en az dörtte üçü ileri evrelerde teşhis ediliyor ve bu evrelerdeki kanserlerin en az yüzde 80'i ölümcül seyrediyor.
Genital kanserler arasında önemli bir kanser de rahim kanseri olarak dikkati çekiyor. Batılı ülkelerde kadınlarda en sık görülen jinekolojik kanserler içindeki rahim kanseri, Türkiye'de de en sık görülen ilk 10 kanser türü arasında yer alıyor. Genellikle meme, yumurtalık ya da kolon kanseri de aynı zamanda görülebiliyor. Bu nedenle Sağlık Bakanlığına bağlı kanser tarama merkezlerinde kadınların düzenli olarak tarama ve kontrollerini yaptırmaları, risk altındaki kişilerin hekimleri ile irtibatta olmaları gerektiğine dikkat çekiliyor.
ERKEN TEŞHİSLE TEDAVİDE YÜZDE 90 BAŞARI
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Adnan Kaya, Dünya Kadınlar Günü aracılığıyla kadınlara düzenli kontrol ve tarama yöntemlerini yaptırmaları uyarısında bulundu. Kadın kanserlerinin yaklaşık yarısının meme-rahim ağzı-rahim ve yumurtalıklardan çıktığını belirten Kaya, erken teşhisin tedavi başarısını yüzde 90'a çıkarabildiğini vurgulayarak, ''Her kadın, şikayeti olmasa bile en az yılda bir kez jinekolojik muayene yaptırmalı. Bu muayene sırasında smear testi alınmalı'' diye konuştu.
Ultrason ile yumurtalıklarda şikayet vermeyen bir tümöral kitlenin de saptanabildiğini ifade eden Kaya, kan testiyle tümör markerlarına bakılmasının uygun olduğunu dile getirdi. Kaya, rahim ağzı kanserinin oluşması için ortalama 10-20 yıl gibi çok uzun bir zaman geçmesi gerektiğini, 30'lu yaşlarda bazı hücresel değişiklikler oluştuğunu ve bunların zamanında teşhis ve tedavi edilmediğinde 40'lı yaşların sonunda kansere dönüşebildiğini anlattı.
Rahim ağzı kanserinin en önemli sebebi olan Human Papilloma Virüsüne karşı geliştirilmiş aşı ile korunmanın da mümkün olabildiğini söyleyen Kaya, yumurtalık kanserinden korunmak için menopoz döneminde de yıllık jinekolojik muayene ve ultrasonografi yapılmasının önemli olduğunu ifade etti. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ümit Korucuoğlu da rahim kanserinin gelişmiş ülkelerde sık görüldüğünü, ABD'de yılda ortalama 40 bin yeni vakanın görülmesinin beklendiğini bildirdi.
Kadın üreme organı kanserlerine bağlı ölümlerin yüzde 50'sinden yumurtalıkların sorumlu olduğuna işaret eden Korucuoğlu, ''Çocuk doğurmanın ve doğum kontrol hapı kullanmanın önleyici etkisi ortaya koymuştur. Erken menopoza girenlerde yumurtalık kanseri daha az görülür. Ayrıca tüplerini bağlatan hastalarda da yumurtalık kanseri daha az görülür'' dedi.
25 YILDA YÜZDE 50 ARTIŞ
Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Bahadır Ege de kadınlar arasında en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin özellikle son 25 yıl içinde arttığına dikkati çekerek, ''25 yıl içinde kadınlarda meme kanseri görülme sıklığı yarı yarıya arttı'' dedi.
Daha önceki yıllarda her 16-17 kadından birinin meme kanseri riskiyle karşı karşıya olduğunu belirten Ege, günümüzde bu oran 7-8 kadında birine çıktı'' diye konuştu.
Ege, meme kanserinin daha çok gelişmiş ülkelerdeki kadınlarda görüldüğünü, kadınların geç ve az doğum yapmasının, bebeklerini daha az emzirmesinin, meme kanseri riskini artırdığına işaret etti. Meme kanserinde özellikle aile öyküsü bulunanların risk altında olduğunu dile getiren Ege, ''Başta risk altındakiler olmak üzere tüm kadınlar düzenli kontrol ve taramaların yanı sıra kendileri de elle muayene, 40 yaşından sonra mamografi ile tarama yaptırılmalı'' diye konuştu.
Kanser Savaş Daire Başkanlığından alınan bilgiye göre, Türkiye'de yılda en az 20 bin kişiye meme kanseri tanısı konuluyor ve hastalık ileri evrede tespit ediliyor. Meme kanserinin yanı sıra diğer jinekolojik kanserler de dünyada önde gelen ölüm nedenleri arasında gösteriliyor. Özellikle gelişen ülkelerde rahim ağzı kanserleri ölüme yol açan kanserler arasında yer alıyor ve Türkiye'de de en sık görülen ilk 10 kanser arasında biliniyor. Türkiye'de yılda 1300-1500 arasında yeni vaka teşhis edildiği düşünülüyor.
Bakanlık, sosyo-kültürel değişiklikler ile beraber rahim ağzı kanser yükünün her geçen gün artacağını öngörüyor. Jinekolojik kanserler arasında en ölümcül yumurtalık kanseri gösteriliyor. Türkiye'de hastaların kişilerin en az dörtte üçü ileri evrelerde teşhis ediliyor ve bu evrelerdeki kanserlerin en az yüzde 80'i ölümcül seyrediyor.
Genital kanserler arasında önemli bir kanser de rahim kanseri olarak dikkati çekiyor. Batılı ülkelerde kadınlarda en sık görülen jinekolojik kanserler içindeki rahim kanseri, Türkiye'de de en sık görülen ilk 10 kanser türü arasında yer alıyor. Genellikle meme, yumurtalık ya da kolon kanseri de aynı zamanda görülebiliyor. Bu nedenle Sağlık Bakanlığına bağlı kanser tarama merkezlerinde kadınların düzenli olarak tarama ve kontrollerini yaptırmaları, risk altındaki kişilerin hekimleri ile irtibatta olmaları gerektiğine dikkat çekiliyor.
ERKEN TEŞHİSLE TEDAVİDE YÜZDE 90 BAŞARI
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Adnan Kaya, Dünya Kadınlar Günü aracılığıyla kadınlara düzenli kontrol ve tarama yöntemlerini yaptırmaları uyarısında bulundu. Kadın kanserlerinin yaklaşık yarısının meme-rahim ağzı-rahim ve yumurtalıklardan çıktığını belirten Kaya, erken teşhisin tedavi başarısını yüzde 90'a çıkarabildiğini vurgulayarak, ''Her kadın, şikayeti olmasa bile en az yılda bir kez jinekolojik muayene yaptırmalı. Bu muayene sırasında smear testi alınmalı'' diye konuştu.
Ultrason ile yumurtalıklarda şikayet vermeyen bir tümöral kitlenin de saptanabildiğini ifade eden Kaya, kan testiyle tümör markerlarına bakılmasının uygun olduğunu dile getirdi. Kaya, rahim ağzı kanserinin oluşması için ortalama 10-20 yıl gibi çok uzun bir zaman geçmesi gerektiğini, 30'lu yaşlarda bazı hücresel değişiklikler oluştuğunu ve bunların zamanında teşhis ve tedavi edilmediğinde 40'lı yaşların sonunda kansere dönüşebildiğini anlattı.
Rahim ağzı kanserinin en önemli sebebi olan Human Papilloma Virüsüne karşı geliştirilmiş aşı ile korunmanın da mümkün olabildiğini söyleyen Kaya, yumurtalık kanserinden korunmak için menopoz döneminde de yıllık jinekolojik muayene ve ultrasonografi yapılmasının önemli olduğunu ifade etti. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ümit Korucuoğlu da rahim kanserinin gelişmiş ülkelerde sık görüldüğünü, ABD'de yılda ortalama 40 bin yeni vakanın görülmesinin beklendiğini bildirdi.
Kadın üreme organı kanserlerine bağlı ölümlerin yüzde 50'sinden yumurtalıkların sorumlu olduğuna işaret eden Korucuoğlu, ''Çocuk doğurmanın ve doğum kontrol hapı kullanmanın önleyici etkisi ortaya koymuştur. Erken menopoza girenlerde yumurtalık kanseri daha az görülür. Ayrıca tüplerini bağlatan hastalarda da yumurtalık kanseri daha az görülür'' dedi.
25 YILDA YÜZDE 50 ARTIŞ
Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Bahadır Ege de kadınlar arasında en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin özellikle son 25 yıl içinde arttığına dikkati çekerek, ''25 yıl içinde kadınlarda meme kanseri görülme sıklığı yarı yarıya arttı'' dedi.
Daha önceki yıllarda her 16-17 kadından birinin meme kanseri riskiyle karşı karşıya olduğunu belirten Ege, günümüzde bu oran 7-8 kadında birine çıktı'' diye konuştu.
Ege, meme kanserinin daha çok gelişmiş ülkelerdeki kadınlarda görüldüğünü, kadınların geç ve az doğum yapmasının, bebeklerini daha az emzirmesinin, meme kanseri riskini artırdığına işaret etti. Meme kanserinde özellikle aile öyküsü bulunanların risk altında olduğunu dile getiren Ege, ''Başta risk altındakiler olmak üzere tüm kadınlar düzenli kontrol ve taramaların yanı sıra kendileri de elle muayene, 40 yaşından sonra mamografi ile tarama yaptırılmalı'' diye konuştu.