İlişkili Haberler
Aksaray'da önemli sağlık sorunları yaşayan 38 yaşındaki Sevim Keleş, azimle uyguladığı diyet ve spor programıyla fazla kilolarından kurtulmanın ve yeniden sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor.
Keleş, çocukluğundan bu yana fazla kiloları yüzünden günlük yaşamında zorluk çekmeye başlayınca zayıflama kararı verip diyetisyene gitti.
Diyet programını aksatmayan Keleş, spor da yaparak iki buçuk yılın sonunda 157 kilodan 62 kiloya düştü.
Toplamda 95 kilo vererek sağlıklı bir yaşama adım atan Keleş, bugün yeni bir hayat yaşıyor.
Keleş, çocukluğundan beri kilolu olduğunu ve 20 yaşından sonra aşırı kilo almayı durduramadığını söyledi.
"SUYU BİLE YUDUM YUDUM İÇEBİLİYORDUM"
Bu süreçte diyet yapsa da kilo almaya davam ettiğini belirten Keleş, şöyle konuştu:
Keleş, çocukluğundan bu yana fazla kiloları yüzünden günlük yaşamında zorluk çekmeye başlayınca zayıflama kararı verip diyetisyene gitti.
Diyet programını aksatmayan Keleş, spor da yaparak iki buçuk yılın sonunda 157 kilodan 62 kiloya düştü.
Toplamda 95 kilo vererek sağlıklı bir yaşama adım atan Keleş, bugün yeni bir hayat yaşıyor.
Keleş, çocukluğundan beri kilolu olduğunu ve 20 yaşından sonra aşırı kilo almayı durduramadığını söyledi.
"SUYU BİLE YUDUM YUDUM İÇEBİLİYORDUM"
Bu süreçte diyet yapsa da kilo almaya davam ettiğini belirten Keleş, şöyle konuştu:
"157 kilogram olduktan sonra kan şekerim yükselmişti, tiroitlerim düzgün çalışmıyordu, karaciğer enzimlerim çok yüksekti. Suyu bile yudum yudum içebiliyordum, çok zorlanıyordum. Hareket edemiyordum ancak sürekli oturuyordum. Eğilip kalkmakta zorlanıyordum. Lavaboya bile gidememe durumuna gelmiştim. Eğilip çorabımı bile giyemiyordum. Yani kilolarım birçok hastalıkla birlikte sosyal hayatımı da etkilemeye başlamıştı."
"BENİM İÇİN İKİNCİ BİR HAYAT BAŞLADI"
Keleş, daha sonra kentteki özel bir hastaneye giderek beslenme ve diyet uzmanı Meltem Mutlu'ya başvurduğunu ifade etti.
Kilo verme yoluna diyetisyeniyle beraber çıktığını anlatan Keleş, şöyle devam etti:
"Eskiden sürekli abur cubur yiyordum. Şimdi, 3 ana öğün ve 3 ara öğünle besleniyorum. Günde 3 litreden fazla su içiyorum. Sadece beslenmeme dikkat ederek ve su içerek verdim kilolarımı. Herhangi bir obezite cerrahisi müdahalesi yapmadık. Kilolarımı verdikten sonra gören beni tanıyamıyor artık. Sosyal çevrem gelişti. Arkadaşlarımla artık görüşebiliyorum. Günlük hayatta daha da aktifim. Daha çok spor yapıyorum. İstediğim gibi hareket edebiliyor ve gezebiliyorum. 95 kilo verdikten sonra benim için ikinci bir hayat başladı."
"KİLO VERME İŞİ DÜMDÜZ BİR YOL DEĞİL"
Beslenme ve diyet uzmanı Mutlu ise hastasının ilk geldiğinde şekerinin çok yüksek seviyede olduğunu ve tansiyon problemi yaşadığını söyledi.
Hastası Keleş'in hareket kabiliyetinde de çok ciddi kısıtlamalar yaşadığını anlatan Mutlu, "Biz öncelikle hedef belirleyerek ilerledik. Bu şekilde adım adım gittik. Hiçbir zaman özel gıdalar, bulunması zor olan yiyecekler üzerinden ilerlemedik. İlk aşama olarak porsiyon kontrolünü hastamıza öğrettik. Öğün saatlerini düzene soktuk ve su içmesini sağladık." diye konuştu.
Mutlu, hastanın ömür boyu devam edebileceği hareket kabiliyeti, fiziksel aktivite ve spor programını da diyet programının içerisine kattıklarını dile getirdi.
Hastanın ilk bir yıl içerisinde 60 kilo verdiğini aktaran Mutlu, şunları kaydetti:
"Kilo verme işi dümdüz bir yol değil. Her ay 4-5 kilo verebilecek şekilde ilerlemedik. Bazen dikkat ettiğimiz halde kilo almalar oldu. Bazen de hiç beklemediğimiz zamanlarda kilo verdiğimiz zamanlar oldu. Geriye kalan 35 kiloyu da bir buçuk yılda verdik. Asla beslenme düzenimizi aksatmadık. Kilo verme işinde disiplin çok önemli. Hastamız bu duruma çok dikkat etti. Hastamız doğru diyet, egzersiz, su ve uyku düzeniyle birlikte kilosunu kaybetti."
"BENİM İÇİN İKİNCİ BİR HAYAT BAŞLADI"
Keleş, daha sonra kentteki özel bir hastaneye giderek beslenme ve diyet uzmanı Meltem Mutlu'ya başvurduğunu ifade etti.
Kilo verme yoluna diyetisyeniyle beraber çıktığını anlatan Keleş, şöyle devam etti:
"Eskiden sürekli abur cubur yiyordum. Şimdi, 3 ana öğün ve 3 ara öğünle besleniyorum. Günde 3 litreden fazla su içiyorum. Sadece beslenmeme dikkat ederek ve su içerek verdim kilolarımı. Herhangi bir obezite cerrahisi müdahalesi yapmadık. Kilolarımı verdikten sonra gören beni tanıyamıyor artık. Sosyal çevrem gelişti. Arkadaşlarımla artık görüşebiliyorum. Günlük hayatta daha da aktifim. Daha çok spor yapıyorum. İstediğim gibi hareket edebiliyor ve gezebiliyorum. 95 kilo verdikten sonra benim için ikinci bir hayat başladı."
"KİLO VERME İŞİ DÜMDÜZ BİR YOL DEĞİL"
Beslenme ve diyet uzmanı Mutlu ise hastasının ilk geldiğinde şekerinin çok yüksek seviyede olduğunu ve tansiyon problemi yaşadığını söyledi.
Hastası Keleş'in hareket kabiliyetinde de çok ciddi kısıtlamalar yaşadığını anlatan Mutlu, "Biz öncelikle hedef belirleyerek ilerledik. Bu şekilde adım adım gittik. Hiçbir zaman özel gıdalar, bulunması zor olan yiyecekler üzerinden ilerlemedik. İlk aşama olarak porsiyon kontrolünü hastamıza öğrettik. Öğün saatlerini düzene soktuk ve su içmesini sağladık." diye konuştu.
Mutlu, hastanın ömür boyu devam edebileceği hareket kabiliyeti, fiziksel aktivite ve spor programını da diyet programının içerisine kattıklarını dile getirdi.
Hastanın ilk bir yıl içerisinde 60 kilo verdiğini aktaran Mutlu, şunları kaydetti:
"Kilo verme işi dümdüz bir yol değil. Her ay 4-5 kilo verebilecek şekilde ilerlemedik. Bazen dikkat ettiğimiz halde kilo almalar oldu. Bazen de hiç beklemediğimiz zamanlarda kilo verdiğimiz zamanlar oldu. Geriye kalan 35 kiloyu da bir buçuk yılda verdik. Asla beslenme düzenimizi aksatmadık. Kilo verme işinde disiplin çok önemli. Hastamız bu duruma çok dikkat etti. Hastamız doğru diyet, egzersiz, su ve uyku düzeniyle birlikte kilosunu kaybetti."