Ceyda Ateş Toplusoy: Evliliği sağlama almak için çocuk yapmayın
Star TV'nin Çocuk dizisinde Şule Karasu karakterine hayat veren Ceyda Ateş Toplusoy "Çocuk gibi önemli bir sorumluluğun evliliği sağlama almak için yapılmasını hiç doğru bulmuyorum. Evlilik zaten yürümüyorsa çocuğa da çok yazık olur. Bazı şeyler koptuğunda onarması kolay olmuyor. O koşullara bir de çocuğu dahil etmek yanlış" dedi
Haberler 09.11.2019 - 14:48
-
Çocuk dizisinde kendisine aşık olmayan bir adamla evli, uzun süre kendi çocuğu olmayınca başka bir çocuğa kendi çocuğu gibi bakan ancak kendisi anne olunca duyguları değişen Şule Kcarasu karakterine hayat veren Ceyda Ateş Toplusoy dizi, kendi ve kariyer planları hakkında açıklamalarda bulundu. İşte Posta'dan Oya Çınar'a konuşan 31 yaşındaki oyuncunun açıklamalarından satırbaşları:
Çocuk, çok katmanlı ve iç içe geçmiş bir dram hikayesi. Sizi bu hikayede başından beri en etkileyen şey ne oldu?
Dizideki bütün karakterler başkalarının yaptığı hataların yansımalarını yaşıyor… Karakterlerin birbiri ile bağı ve durabildikleri, tutunabildikleri doğruları benimi çin çok önemli.
Çocuk aslında Efe’nin hikayesi gibi duruyor ama Şule’nin hikayesi de başlı başına bir dram. Siz onun yolculuğuna nasıl bakıyorsunuz?
Hayatın içinde her şey var. Her şey insanlar için. Şule gibi seçimler yapmak zorunda kalanlar da var maalesef. Ben oynarken onu çok sorgulamıyorum açıkçası. Her durumda empati kurmaya ve onu anlamaya çalışıyorum. -
-
Kötü kadını oynamanıza rağmen ben sizi bazen mağdur olarak izliyorum… Orada size aşık olmayan biriyle evlenmeyi seçmeniz başlı başına çok üzücü mesela…
Şule’ye tam olarak ‘kötü kadın’ diyebilir miyiz, bilemiyorum. Tartışılır bence. O yüzden mağduriyetini hissediyor olabilirsiniz. Ama ben içinde olduğum için bir bütün olarak bakıyorum. Biraz da etki-tepki meselesi olarak. Bu, onu daha iyi anlamama yardımcı oluyor.
“Ben olsam bunu yapar mıydım? Bana aşık olmayan birine bu kadar koşulsuz sevgi duyabilir miydim?” sorusunu kendinize hiç sordunuz mu?
Çok zor bir durum tabii. Dilerim böyle bir duyguyu kimse yaşamak zorunda kalmasın… -
Kendi doğurduğu çocuğa bile annelik yapamayan kadınların var olduğunu düşünürsek, Şule’nin Efe’ye hissettiklerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şule kendi bebeği doğana kadar Efe’ye öz annesi gibi bakıyor. Ama sonrasında her şeyin yükünü kendi üstünde hissetmeye başlıyor. Yalnız kaldığını hissediyor… Onun bu noktaya gelmesindeki en büyük etken destek görememek. Aslında çok seviyor onu. Ama var olma çabasında ve bu durum Efe’nin hikayesini de zorluyor ister istemez. -
-
Aslında sadece evliliğini sağlama almak için çocuk yapmak gerçek hayatta da çok yaşanan bir durum…
Evet maalesef ama çocuk gibi önemli bir sorumluluğun evliliği sağlama almak için yapılmasını hiç doğru bulmuyorum. Evlilik zaten yürümüyorsa çocuğa da çok yazık olur. Bazı şeyler koptuğunda onarması kolay olmuyor. O koşullara bir de çocuğu dahil etmek yanlış. -
İlerleyen zamanlarda Şule içindeki iyiye mi yoksa kötüye mi teslim olacak sizce?
Her bölüm birbirinden farklı dinamiklere sahip. Ben okurken hep çok heyecanlanıyorum ve kafamda kurguluyorum sürekli. Ama yolculuğu onu nereye götürecek noktasında çok net bir şey söyleyemiyorum tabii.
-
-
Geriye bakınca içimdeki çocuğu kaybetmediğimi görüyorum. Altı yaşından beri setlerdesiniz. Geriye bakınca ne görüyorsunuz?
Her şeyden önce hâlâ içindeki çocuğu kaybetmemiş bir Ceyda görüyorum. Tıpkı bir çocuğun hayata bakışı, düşünme şekli gibi iyi niyetli bakmaya çalışıyorum. -
Sizce insan ne olunca yaşadığı hayattan ya da kazandığı başarılardan tam anlamıyla tatmin oluyor?
Bence insan kendine ulaşılabilir hedefler koyarsa ya da zaten istekleri ulaşılabilir hedeflerse başarılarından tatmin olabilir. Ama tabii ki o hedefleri sürekli yenilemek kaydıyla. Ben kendi hayatımda, koyduğum hedeflere birçok kez ulaştım ve mutluyum bu anlamda. Ama yol uzun. Daha çok hedef var.
-
-
Sizi bugüne kadar hep ‘kötü’ rollerde izledik. Sarışın olmanızın bunda etkisi var mı? değişmeyen Yeşilçam geleneğinden mi kaynaklı?
Sanırım Türkiye’de öyle bir algı var, evet. Ama ben aslında sadece ‘kötü kadın’ rolleri oynamadım. Son yaptığım işler aksine baya farklı, bambaşka karakterlerdi. Aralarında çok masum, elleri kınalı bir köylü kızı da vardı mesela. -
Bundan sonra nasıl bir rol, oyuncu olarak iştahınızı kabartır?
Bundan sonra komedi yapmayı çok isterim. Ama onun dışında düşününce beni çok heyecanlandıran, hayal etmemi sağlayan bir sürü rol var tabii. -
-
Hayatta “İyi ki yaptım” deyince aklınıza gelen üç şey?
İşim, evliliğim, yardım anlamında hayatına dokunabildiğim tüm canlılar…
“Keşke yapmasaydım” dediğiniz bir şey?
Herkesin keşkeleri vardır hayatında. Bence önemli olan bunların farkına varıp, tekrar aynı hataları yapmamak. -
Sizce bir insanı seksi yapan şey ne? Siz kendinizi seksi buluyor musunuz?
Seksi olmak kime göre, neye göre? Ben kendimi gerçekten seksi bulmuyorum. Bence bir insanı çekici yapan şeyler bilgisi, kendini geliştirmiş olması, konuşmasını, nerede nasıl davranması gerektiğini bilmesi, etrafında saygı uyandıran biri olması... Kendine ve tüm canlılara saygı duyması, merhametinin olması çok önemli. Bir insanda bunlar yoksa geri kalanların hiçbiri çok da önemli değil bence. -