Santa Maria Kilisesi'ndeki saldırının sanıkları hakim karşısına çıktı! Mahkeme başkanını kızdıran gülümseme
İstanbul, Sarıyer'de bir kişinin hayatını kaybettiği Santa Maria Kilisesi'ndeki saldırıya ilişkin, aralarında saldırganların da bulunduğu 32'si tutuklu 43 sanığın yargılanmasına başlandı. Saldırıyı gerçekleştirdiği öne sürülen sanıklardan biri avukatlara güvenmediği için susma hakkını kullanmak istediğini gülerek söyleyince mahkeme başkanından uyarı yedi. Bir diğer sanık ise olay günü Esenyurt ve Beylikdüzü'nde kiralık ev baktıklarını öne sürerek suçlamaları kabul etmedi. Dava, sanık savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere ertelendi.
Haberler DHA 07.01.2025 - 02:06
-
Santa Maria Kilisesi'ne silahlı saldırı davasında ilk dürüşme görüldü.
Duruşma, tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere bugün saat 10.00'a ertelendi.
Kilisede silahlı saldırı: Olay yerinden ilk görüntüler -
-
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince Marmara Cezaevi karşısındaki salonda yapılan duruşmada bazı tutuklu sanıklar, 4 tutuksuz sanık ve avukatlar hazır bulundu.
Tercüman eşliğinde savunması alınan tutuklu sanık Bilel Souibgui, Türkiye'ye yasal yollarla geldiğini belirterek, burada bulunduğu sürede herhangi bir sabıkası olmadığını ve 5 yıl aynı evde ikamet ettiğini söyledi. -
Herhangi bir terör örgütüyle ilgisinin olmadığını savunan Souibgui, Türkiye'de İngilizce öğretmenliği yaptığını, okuldan arda kalan zamanda kurye olarak restoranlarda çalıştığını anlattı.
Tutuklu sanıklardan Sobiri Rakhmatjon ile bir hafta aynı restoranda çalıştıklarını, daha sonra onun kaldığı daireyi kiraladığını söyleyen Souibgui, bu kişiyi "Mustafa" olarak tanıdığını ve dosyayı okuduğunda gerçek adını öğrendiğini kaydetti.
-
-
Souibgui, sanıklardan Amirjon Kholiqov'u da Sobiri Rakhmatjon'un akrabası olarak tanıdığını ve Rakhmatjon'un eşyalarını almak için bir kez evine geldiğini savundu.
-
"AVUKATLARA GÜVENMİYORUM"
Souibgui'nin savunmasının ardından mahkeme başkanı, kilisedeki saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edilen Rus uyruklu tutuklu sanık David Tanduev'a, tercüman eşliğinde, avukatı olmadığı için bugün savunmasının alınmayacağını bildirdi.
Tanduev'in "Avukat istemiyorum, kendilerine güvenmiyorum." demesi üzerine mahkeme başkanı, "Susma hakkını mı kullanmak istiyorsun?" diye sordu. -
-
MAHKEME BAŞKANINI KIZDIRAN GÜLÜMSEME
Sanık Tanduev, "Öyle bir hak verirlerse konuşmak istemiyorum. Kendilerine isim söylemek istemiyorum." şeklinde yanıt verdi. Gülerek cevap veren sanığı, mahkeme başkanı uyardı.
Tanduev, bir sanık avukatının sorusu üzerine, yakalandığında kötü muameleye maruz kaldığını ileri sürdü.
Müşteki avukatı Afşin Hatipoğlu ise davanın bir numaralı sanığı olan Tanduev'e, avukatsız soru sorulmasının usule aykırı olduğunu belirterek, kendisi için barodan avukat istenmesini talep etti. -
"GÖRÜNTÜLERDEKİ BEN DEĞİLİM"
Saldırganlardan olduğu öne sürülen Tacikistan uyruklu tutuklu sanık Amirjon Kholiqov ise Türkçe savunma yapmak istediğini ancak bu dilde okuyup yazamadığı için iddianamede hakkındaki suçlamaları anlayamadığını söyledi.
Türkiye'ye çalışmaya geldiğini ifade eden Kholiqov, İstanbul'da 2 yıl boyunca korsan taksicilik yaptığını, Bayrampaşa'da yaşadığını ancak açık adresini bilmediğini dile getirdi. Kholiqov, saldırının gerçekleştiği gün Sarıyer'e gitmediğini, görüntülerdeki saldırganın da fiziksel olarak kendisine benzemediğini iddia etti. -
-
"OLAY GÜNÜ KİRALIK EV BAKTIK"
Sanıklardan David Tanduev'le 5 sene önce tanıştığını ve İstanbul'da aynı evde kaldıklarını, sonrasında arkadaşlığının devam ettiğini anlatan Kholiqov, olay günü Tanduev'le Esenyurt ve Beylikdüzü'nde kiralık ev baktıklarını öne sürdü.
Daha sonra çapraz sorgusu yapılan sanık Kholiqov'a, müşteki avukatı Afşin Hatipoğlu, olaydan bir hafta önce, 20-21 Ocak 2024 tarihlerinde 34 HYK 599 plakalı araçla kilise çevresinde keşif yaptıklarına dair tespit bulunduğunu hatırlattı. Kholiqov ise bu durumun iddianamede net olmadığını ileri sürdü.
Avukat Hatipoğlu'nun, "Arabalarda olduğun tespit edildiği halde; kan, saç, doku ve deri örneklerin olaydaki örneklerle birebir uyuştuğu halde, 'Buraya tesadüfen geldim' diyorsun, öyle mi?" demesi üzerine sanık Kholiqov, bunların somut delil olmadığını ifade etti. -
Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda, tutuklu sanık Shamsullo Radzhabov savunma yaptı.
Saldırı öncesinde Meryem Ana Ermeni Kilisesi, Rum Kilisesi, Aya Kiryaki Kilisesi, Surp Harutyun Kilisesi ve Kumkapı Türkiye Ermeni Patrikliği'nde keşif yaptığı ve saldırıda kullanılan aracın sahibi olduğu öne sürülen Radzhabov, 2019 yılında Türkiye'ye yasal yollardan para kazanmak için geldiğini anlattı.
Bir sene Sarıyer'de yaşadığını ifade eden Radzhabov, sonrasında Antalya'ya gittiğini, iki sene kadar orada yaşadıktan sonra dil öğrendiğini ve İstanbul'a geri döndüğünü söyledi.
Radzhabov, saldırıdan önce olay yerinde keşif yapmakla ve arabayı temin etmekle suçlandığını belirterek, "Araba benim evet ama ben saldırıyla ilgili suçlamaları kabul etmiyorum." ifadesini kullandı.
Müşteki avukatı Afşin Hatipoğlu'nun, sanığın daha önce DEAŞ suçlamasıyla gözaltına alındığını, saldırıda kullanılan aracın sanığa ait çıktığını, yapılan incelemelerde kilisenin fotoğrafları ve başka bir kilisenin konumunun telefonundan çıktığını belirterek, söz konusu kiliselerde neden keşif yaptığını sordu.
Bunun üzerine sanık Radzhabov, korsan taksicilik yaptığını, telefonunda o yüzden konum bulunduğunu ancak fotoğrafların olmadığını öne sürerek, keşif yaptığına yönelik suçlamaları kabul etmedi.
-
-
Müşteki avukatı Afşin Hatipoğlu'nun sanığa, "Seninle çalışan 20'den fazla kişi DEAŞ'tan gözaltına alınmış ya da tutuklanmış. Neden DEAŞ'lılar seninle çalışıyor?" sorusunu sorması üzerine, bazı sanık avukatları soruya itiraz ederek, kilise saldırısıyla bağlantılı olmayan soruların sorulmamasını talep etti.
Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının itirazını reddederek, söz konusu sorunun sorulmasını kararlaştırdı. Bunun üzerine müşteki avukatı Hatipoğlu, "Ben iddianameden soru soruyorum. Evden getirmedim bu soruları." dedi.
Sanık Radzhabov ise soruyu, "Ben tamirciyim. Avukat da, doktor da, tamirci de gelebilir. Gelen kişinin yüzünde yazıyor mu terör örgütü üyesi olduğu." şeklinde cevapladı.
Tacikistan İnterpol biriminin talebi doğrultusunda, "suç örgütüne katılım, radikal bir örgütün faaliyetleri, yasa dışı silahlı oluşumlara katılım ve Tacikistan Cumhuriyeti vatandaşlarının askeri çatışmalara katılımı ve silahlı çatışmalara katılmalarını sağlama" suçlarından hakkında kırmızı bülten bulunan tutuklu sanık Farrukh Soliev ise savunmasında, Tacikistan'da siyasi parti üyesi olduğunu söyledi.
Tacikistan'da olan baskılar nedeniyle kaçmak zorunda kaldığını öne süren Soliev, Türkiye'ye, eşim ve çocuklarımla 2015 yılı Ağustos ayında Atatürk Havalimanı'ndan yasal yollarla giriş yaptım. Sonra oturma izni başvurusunda bulundum." dedi.
-
Sanıklardan Alısher Rakhımov'la birlikte oto tamirhanesinde çalıştığını belirten Soliev, "Her şeyimiz yasaldır. Vergi mükellefiyiz. Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Bu olaya hiçbir şekilde dahil değilim. Alısher Rakhımov dışında kimseyi tanımıyorum." iddiasında bulundu.
Müşteki avukatı Hatipoğlu'nun, "DEAŞ'ın İstanbul'daki yetkili tamir servisi misiniz?" sorusu üzerine sanık, "Benim DEAŞ'la alakam yoktur. Gelen kişilere DEAŞ'lı mısın, başka örgüte üye misin diye sormam mümkün değildir. Soramam da." ifadesini kullandı.
-
-
RUSYA'DAN KAYBOLAN EŞİNİ ARAMAK İÇİN TÜRKİYE'YE GELMİŞ
Tutuklu sanık Zharaıdat Esmurzıeva savunmasında, Rusya'da yaşarken eşinin kaybolduğunu ve onu aramak için 2019 yılında Türkiye'ye geldiğini söyledi.
Eşini bulamadığı için geri döndüğünü ifade eden Esmurzıeva, daha sonra tekrar İstanbul'a geldiğini kaydetti.
Esmurzıeva, internetten kadın kıyafetleri satın alıp Rusya ve Kazakistan'a gönderdiğini, bu nedenle söz konusu ülkelerden kendisine para geldiğini belirtti.
Eski eşinden hiç haber alamaması üzerine internetten tanıştığı Edelkhan İnazhaev'le evlendiğini söyleyen Esmurzıeva, evlendikten yaklaşık bir ay sonra ikametlerine yapılan operasyonda eşiyle birlikte gözaltına alındığını anlattı.
Hakkında "DAEŞ terör örgütüne katılarak canlı bomba eylemi yapmak üzere gönüllü olduğu" şeklinde istihbari bilgi bulunan Behruz Bobokalonov'un eski eşi olduğuna dair bilgi olduğu sorulan Esmurzıeva, "O benim eşim değil." yanıtını verdi.
Esmurzıeva, operasyonda gözaltına alındıkları eve olaydan 1-2 hafta önce taşındıklarını, evde ele geçirilen silah gibi eşyaların kendilerinin olmadığını savundu.
-
"ŞİDDETE VE ADAM ÖLDÜRMEYE KARŞIYIM"
Tutuklu sanık Husnıtdın Kunarov, sanıklardan hiçbirini tanımadığını ve saldırı günü de Sarıyer'de taşımacılık yaptığını öne sürdü.
Tutuklu sanık Mahmud Muhammed, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, "Şiddete ve adam öldürmeye karşıyım. Ben Türkiye'ye gelmiş ve vatandaşlık almış biriyim. Burada ailemle birlikte mutlu bir şekilde yaşıyorum. Benim bu devlete vefa borcum var. Minnet duyduğumdan dolayı bu millete kötülük aklımın ucundan geçmez." savunmasını yaptı.
Davaya konu araçlardan birini şirkete kiralık olarak verdiğini anlatan Muhammed, "Şirketle yaptığım sözleşme dosyada da mevcuttur. Şirket aracımı çeşitli kişilere kiralıyordu ancak ben bu kişilerin hiçbirini tanımıyorum." iddiasında bulundu.
Tutuklu sanık Maıtıyasen Arifoğlu ise sanıklardan David Tanduev ve Amirjon Kholiqov'un araç kiralamak için kendisine geldiğini, onlara 3 gün için araç kiraladığını ve sanıkların 4 günde aracı getirip ücretini verdiklerini söyledi.
-
-
"BU VATANA BENDEN KÖTÜLÜK GELMEZ"
Tutuklu sanık Enver Karakaş, başta DEAŞ olmak üzere bütün terör örgütlerini lanetlediğini ifade ederek, "Bu olayla alakası olan kim olursa olsun en ağır cezayı almasını istiyorum. Ben çok küçük yaşımda Türkiye'ye geldim. 30 senedir buradayım. 25 yıldır esnaflık yapıyorum. Milletini, vatanını seven bir insanım. Ailemi de aynı şekilde yetiştirmeye çalıştım. Bütün seçimlerde de vatandaşlık hakkımı kullandım. Bu ülkeye, bu vatana benden bir kötülük, hainlik gelmez. Bundan emin olabilirsiniz." şeklinde konuştu.
Karakaş, 20 küsur yıldır Türk vatandaşı olduğunu belirterek, "30 senedir ailesini göremeyen bir Doğu Türkistanlı olarak bu ülkeye, bu vatana benden bir kötülük gelmez. Terör örgütü DEAŞ'ın insanlığa, Müslümanlara çok büyük zararı olduğunu düşünen biriyim. Bize bu acıyı yaşatan katillerin en ağır cezayı almasını istiyorum." dedi.
Aracını sanıklardan Maıtıyasen Arifoğlu'na kiraya verdiğini dile getiren Karakaş, "Sözleşmede, 'Bir sorun olursa araç sahibi değil, sürücüsü sorumludur.' ibaresi vardı. Ben buna güvendim. Aracı kimlere kiraladıklarını da bilmiyordum. 3 yıllık sözleşme yaptık. Yılda 200 bin liradan 600 bin lira. Çocuklarım okuyor, ek gelir olur diye düşündüm." savunmasını yaptı.
Tutuklu sanıklardan Olim Ghulomov, iki kişinin yaptıkları dolayısıyla birçok insanın mağdur ve kötü durumda olduğunu belirterek, "Ben o kadar doluyum ki saatlerce anlatsam bitiremeyeceğim galiba. Bakıyoruz ki, bu iki kişinin yaptığı suçtan belki binler, milyonlar mağdur. Anlaşılan şu ki iki kişi suç işlemiştir. Yaklaşık bir yıl doluyor, torunlarıma da hasretim. Küçük bir cezaevinde kalıyoruz. Mağdurlardan en kötü durumda olanlardan biri de benim." ifadelerini kullandı.
-
İSTENEN CEZALAR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, saldırıda hayatını kaybeden Tuncer Cihan "maktul", Santa Maria Kilisesi rahibi Anton Bulai'nin aralarında bulunduğu 11 kişi "müşteki" olarak yer alıyor.
İddianamede, saldırıyı gerçekleştiren tutuklu sanıklar David Tanduev ile Amirjon Kholiqov ve bu sanıklarla bağlantılı oldukları tespit edilen Edelkhan Inazhaev ve eşi Zharaidat Esmurzieva hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "tasarlayarak kasten öldürme", 11 kişiye karşı "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" ve "ateşli silah ve mermi bulundurmak" suçlarından toplam ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 218 yıl 7'şer aydan 349 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası isteniyor. -
-
20 sanığın benzer suçlardan ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 217 yıl birer aydan 345 yıla kadar, sanık Inazhaev'in da ayrıca "resmi belgede sahtecilik" suçundan 3 yıldan 7 yıl 6 aya kadar hapsi istenen iddianamede, 18 sanığın ise sadece "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6'şar aydan 15'er yıla kadar hapisleri talep ediliyor.
İddianamede, Santa Maria Kilisesi'nde saldırı gerçekleştirmek için toplantı yapan grup içerisinde yer aldığı iddia edilen sanık Viskhan Soltamatov'un, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "tasarlayarak kasten öldürme" ve "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" suçlarından bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir kez müebbet ve 349 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması öngörülüyor.