Tepkilerin gölgesinde Peter Handke'ye Nobel Edebiyat Ödülü (Geçmişten bugüne Nobel skandalları)
2019 Nobel Edebiyat Ödülüne layık görülen Avusturyalı yazar Peter Handke'nin Srebrenitsa Katliamına ilişkin sözleri nedeniyle ödüle ve komiteye "Ödülü geri alın" tepkileri sürüyor. Peki ama geçmişten bugüne Nobel'de hangi skandallar yaşandı? İşte geçmişten bugüne ırkçılıktan sahtekarlığa, kadın düşmanlığından torpil iddialarına Nobel skandalları...
Haberler 10.12.2019 - 14:15 Son Güncelleme : 10.12.2019 - 15:01
-
TEPKİLERİN GÖLGESİNDE ÖDÜL
Avusturyalı yazar Peter Handke, 2019 Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü. Gelişmenin ardından Srebrenitsa'da yaşanan soykırımı inkar ettiği ve Sırp savaş suçlularını savunduğu için Handke'den Nobel Edebiyat Ödülü'nün geri alınması istendi.
-
-
Türkiye'den ve dünyadan birçok şair ve yazar Nobel komitesinin duyarsızlığını eleştirdi. Nobel ödüllü Türk bilim insanı Aziz Sancar da Salman Rüşdi'nin uzun zamandır 'yılın moronu' dediği Handke'ye ödül verilmesine tepki gösterdi.
-
TACİZ İDDİALARI
Kosta Rika’da eski güzellik kraliçesi Yazmin Morales, ülkenin 1987 Nobel Barış Ödülü sahibi eski Cumhurbaşkanı Oscar Arias’ı kendisine cinsel tacizde bulunmakla suçlayarak şikayetçi olmuştu. Tepkiler ve MeToo hareketine rağmen ödül geri alınmamıştı.
-
-
BEYAZ ÜSTÜNLÜĞÜNÜ SAVUNANLAR
William Shockley, transistörün mucitlerinden biri olarak Silikon Vadisi'ne silikonu taşıyan isim olmuştu. Ama ne yazık aynı zamanda bir ırkçıydı.
1956 Nobel Fizik Ödülü’nü kazanmıştı. Ama daha sonraki yıllarda biyoloji ve genetik alanında hiçbir resmi eğitimi olmamasına rağme soy arıtımı olarak bilinen ırkçı fikirleri desteklemek için bu bilim kollarından yararlanmaya çalışmıştı.
-
Siyahların, zihinsel olarak üstün gördüğü beyazlardan daha hızlı çoğaldığına inandığı için “tersine evrim” uyarısı yapmıştı. Önerdiği “çözümler” arasında sosyal yardım sisteminin kaldırılması ve bunun yerine “genetik dezavantajlı” bireylere kısırlaştırılmayı kabul etmeleri karşılığında mali destek verilmesi de vardı.
-
-
BİLİMİ İNKAR EDENLE
1993 Nobel Kimya Ödülü’nü alan Kary Mullis “aykırı” olarak tanınmaktan zevk alıyor. Dancing Naked in the Mind Field adlı otobiyografisinde astrolojinin erdemlerinden övgüyle bahsediyor, uzaylılarla olası bir karşılaşmayı anlatıyor (kendisine konuşan parlak bir rakun olarak görünmüş) ve arada LSD kullandığını çekinmeden kabul ediyor.
-
Ama ne yazık ki Mullis’in aykırı fikirleri arasında AİDS'i inkâr etmek de var. Nobel Ödülü sahibi olarak ününü, HIV virüsünün zararsız olduğunu ve AİDS’in aslında eğlence amaçlı uyuşturucu kullanımı ve HIV ilaçları yüzünden ortaya çıktığını –aksine güçlü kanıtlar olmasına rağmen– ileri süren moleküler biyolog Peter Duesberg’in teorilerini desteklemek için kullanmıştı.
-
-
SAVAŞA ARACI OLANLAR
1918 Nobel Kimya Ödülü, gübre olarak kullanılmak üzere nitrojen ve hidrojenden amonyak sentezleme yöntemi geliştiren Fritz Haber’e verilmişti. Buluş, dünyanın her tarafında ürün verimini artırmış ve Haber “Havadan ekmek yapan adam” olarak ünlenmişti.
-
Haber’in adı bir başka buluşla daha anılıyor: Endüstriyel toplu katliam. I. Dünya Savaşı Sırasında, cephelerde kullanılmak üzere klor geliştirip silah haline getirmek üzere bir program geliştirmişti. 22 Nisan 1915’te, Belçika, Ypres’de on dakika içinde bini aşkın Fransız ve Cezayir askerinin ölümüne yol açan 6 bin gaz tüpünün kullanılmasına kişisel olarak nezaret etmişti.
-
-
NİTELİKSİZ ÖDÜLLER
Nils Gustaf Dalén’in 1912 Nobel Fizik Ödülü’nü almasının nedeni çığır açan yenilikçi bir araştırmaydı: Deniz fenerleri. Solventil adlı keşfi, gazlı lambanın işleyişini ayarlayan bir güneş valfıydı. İşaret ışığını gün doğumunda kapatıyor ve geceleri -bulutlu ve sisli havalarda gündüzleri de- otomatik olarak yeniden yakıyordu. -
Kuşkusuz ilginç bir buluş ama teorileri değiştiren bir araştırma değil elbette. Özellikle de Max Planck gibi bazı araştırmacıların fizik konusundaki anlayışımızda devrim yaptığı bir dönemde.
“Tüm bilimsel kategoriler içinde en az etkileyici ödül olmayı sürdürüyor,” diye yazmıştı, The Nobel Prize: A History of Genius, Controversy, and Prestige adlı kitabında Burton Feldman. “Akademinin, Planck gibi çok daha etkileyici adaylar arasında fikir birliğine varamamış olmasından kaynaklanmış olabilir.”
-
-
Daha sonraki yıllarda, akademinin elektriğin gelişmesine katkılarından dolayı Nikola Tesla ile Thomas Edison’a ortak ödül vermeyi kararlaştırdığı açıklandı. Ancak Tesla bu onuru Edison ile paylaşmayı reddetmişti. Bazı tarihi notlara göre Tesla mali bir anlaşmazlıktan dolayı Edison’a kızgındı, bazılarına göre de ödülü bir mucitle paylaşmayı kendisine karşı hakaret olarak görmüştü. Ve böylece ödül, daha iyi bir deniz feneri yapma yolu bulan birine gitmişti.
-
CİNSİYET AYRIMCILARI
Bu kategoriye girmeyi hak eden oldukça fazla Nobel ödülü sahibi var. Yaptıkları araştırmalarla resmen tanınmayı hak eden kadın meslektaşlarını bu haktan mahrum edenler bunlar arasında yer alıyor.
Ama bir isim özellikle öne çıkıyor: Fizyoloji veya Tıp dalında 2001 Nobel Ödülü’nü alan Sir Tim Hunt. -
-
İngiliz biyokimyacı, kadın gazeteciler ve bilimciler için Seul’de düzenlenen bir öğle yemeği davetinde söyledikleriyle Haziran 2015’te sosyal medyada bir tsunami etkisi yarattı: “Kızlarla sorunumu anlatayım sizlere. Laboratuvarda olduklarında üç şey yaşanıyor: Onlara aşık oluyorsunuz, onlar size aşık oluyor, eleştirdiğinizde ağlıyorlar. Erkekler ve kızlar için ayrı laboratuvarlar mı yapmamız gerek acaba?”
-
Hunt daha sonra, incitici olmaktan dolayı üzüntüsünü dile getirdiği sahte bir özür yayınladı ve sözlerinin “komik, ironik bir yorum olmayı amaçladığını” açıkladı. Oysa panelde kendisiyle yer alanlardan birine yorumunun kökeninde “dürüstlük” bulunduğunu söylemiş ve STEM alanında çalışan kadınların son derece yetersiz temsil edilmesi konusunda hiçbir fikri olmadığını ortaya koymuştu.
-
-
“Bu tür açıklamalar, kadınların bilim dünyasındaki ilerleyişini zorlaştıran yerleşik bir yaklaşımın göstergesi,” diye yazmıştı Pulitzer Ödüllü bilim yazarı Deborah Blum.
-
HAK HIRSIZLARI
Nobel’in, kadın meslektaşları yerine erkeklere verilen ödüllere dair gurur duyulamayacak uzun bir geçmişi var.
Bunların belki de en korkuncu, mikrobiyolog karısı Esther Lederberg ile birlikte yaptıkları araştırma nedeniyle 1958 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü’nü alan Joshua Lederberg. -
-
Esther Lederberg bakterilere bulaşan bir virüs keşfetmiş ve kocasıyla birlikte bakteriyi petri kapları arasında taşımak için bir yöntem geliştirmişti. İlk deneylerde, bakteriyi laboratuvar kabında bir yerden alıp başka yere koymak için onun pudra ponponunu kullanmışlardı. Günümüzde bilim insanları antibiyotik direncini araştırırken hâlâ benzer bir yöntem kullanıyorlar.
Tüm bu katkısına rağmen Nobel Ödülü’ne ortak olamamış ve kocası Nobel konuşması sırasında kendisinden tek bir kere söz etmişti. -
HATA KURBANLARI
Danimarkalı bilimci Johannes Fibiger, kansere yol açtığını düşündüğü bir parazit keşfederek 1926 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü’nü almıştı. Ama bu cüretkâr fikrin tamamen yanlış olduğu ortaya çıkmıştı.
-
-
Yabani sıçanları inceleyen Fibiger, bunlarda gördüğü siğil benzeri kistlerin parazit kurtlarının yol açtığı bir tür kanser olduğuna inanmıştı. Nobel Ödülü, keşfin “Kuşağımızın deneysel tıbba yaptığı en büyük katkı” olduğu açıklamasıyla verilmişti.
-
Ama aslında öyle değildi. Her ne kadar bazı enfeksiyonların kansere yol açtığı doğruysa da bu sıçan hastalığının nedeni parazitler değildi. Sıçanların midesindeki siğilimsi tümörler, parazitlerin etkisiyle etkisi artan A Vitamini eksikliğinden kaynaklanıyorlardı.
-
-
Peki Nobel'i nasıl aldı? “Mikrobik dönemin doğuşu 19. yüzyılın sonunda yaşanmıştı, o sırada 20. yüzyılın başlarıydı” diyor Stanford epidemiyoloji profesörü Julie Parsonnet. “Her şeye enfeksiyonların yol açtığına dair bir heyecan vardı.” Fibiger’in, Nobel komitesinde arkadaşları olması da pek fena bir şey değildi elbette.