Sinemanın en tembel karakterleri
Sinemanın, bir şey yapmalarını söylemeseniz tüm gün yerlerinden kımıldamayacak karakterlerini biliyor musunuz? İşte beyazperde'nin derlemesi...
Haberler 30.08.2018 - 07:16
-
The Big Lebowski'nin The Dude'u, en başta lakabından kaybediyor. The Dude olarak hitap edilen birinden başka ne bekleyebilirsiniz ki? Onu izledikçe, birlikte takılmak dışında pek bir çağrışım yapmıyor. Coen kardeşlerin 1998 yapımı klasikleşmiş filmi The Big Lebowski, bu listenin en üst noktasında yer alıyor!
-
-
Geleceğe Dönüş serisindeki maceraların Marty'nin (Michael J. Fox) isteğiyle olmadığını biliyoruz. Belki maceraya uyum sağlamış olabilir, ama tembellik konusunda bir numara olduğunu şu uyku pozisyonundan anlamamak elde değil.
-
Bill and Ted's Excellent Adventure'da bir gün rock star olma hayaliyle yaşayan ergenler Bill (Alex Winter) ve Ted'e (Keanu Reeves) zaman makinesini kullanma izni verilmesiyle olaylar karışıyor. İşler birbirine girerken Bill ve Ted'in bu kadar uyuşuk olması, yine o dönemin gençliğine özel bir durum olmalı!
-
-
Dazed and Confused (1993), 70'ler gençliğine attığı panoramik bakışla, o dönemdeki tüm gençliğin alkol ve uyuşturucudan uyuşuk halde yaşamlarını sürdürdüğünü gösteriyor. Ama Woodersen (Matthew McConaughey) karakteri hepsinden daha korkunç bir tembelliğe sahip. Yıllarca aynı liseden mezun olmamayı istikrarlı olmaya bağlamak isterseniz, bilemiyoruz tabii...
-
Polis olan iki karakterin bu listede kendine yer bulması hiç hoş olmasa da, buradalar! Superbad'in (2007) memur Michaels (Seth Rogen) ve memur Slater'ı (Bill Hader) tam olarak göbekli, elinde donut ve kahvesiyle gezen Amerikan polisi klişelerine oturmasalar da, uyuşuklukta çığır açtıkları kesin! -
-
Nick Frost'un canlandırabileceği en tembel ve uyuşuk karakter Ed, Zombilerin Şafağı'nda "bu kadarı da olmaz" dedirtse de, oluyor! Tüm gün yerinden kalkmadan video oyunları oynama kapasitesine sahip olan Ed, bu listenin gerekliliklerine fazlasıyla uyuyor. Ama fazladan hareketli olmayı gerektiren bir zombi filminde ne işi olduğunu bilemiyoruz...
-
James Franco'yu tüm gün sosyal medyadan video izleyen bir uyuşturucu satıcısı olarak görmek istemezdik. Durmadan kötü fikirler sunan, basit şeyleri unutan, ne zaman susacağını bilmeyen Saul, Pineapple Express'te (2008) olsa olsa bir ananas olmayı hak ediyor!
-
-
Scott Pilgrim vs. The World'de, Scott Pilgrim'in (Michael Cera) kısa bir zamanlığına da olsa Ramona'yı (Mary Elizabeth Winstead) kazanmasını, Scott'ın çabalarına bağlayabilirsiniz. Ama filmin ayrıntılarına döndüğümüzde hiç de öyle görünmüyor. Onun "Armut piş, ağzıma düş" edası sinirleri bozmaya yetiyor!
-
Uyuşukluk gençlere özel mi sandınız? Orta yaş bunalımı da buna neden olabilir. Office Space'in Peter'ının (Ron Livingston) ofis hayatının sıkıcılığından akan beyni buna kanıt!
-
-
Hababam Rock'ın oturduğu yerden ve kılını kıpırdatmadan para kazanmak isteyen karakteri Dewey (Jack Black), bu kadar tembel olmasaydı tembelliğin kitabını yazmış olabilirdi. -
The Breakfast Club'ın Bender'ına (Judd Nelson) bir sürü sıfat bulabiliriz: Uyuşuk, gıcık, sinir bozucu, tembel... Hepsi de birbirine benzer sıfatlar olur.
-
-
Her gün işe geç kalan, müşterilerle kavga eden, beleşçi bir çalışan düşünün. İşte Clerks'ün Randal'ı (Jeff Anderson) o çalışanın ta kendisi! Aslında, Dante (Brian O'Halloran) ve Randal hakkında "al birini vur ötekine" gibi bir tespit yapmak da mümkün.
-
Ferris Bueller (Matthew Broderick), 80'ler gençliğinden ne bir eksik, ne de bir fazladır. Ferris Bueller's Day Off filmi boyunca okulun popüler, ama kıl öğrencisi olarak da lise hayatını tiye alıp durur. Filmin, çekildiği dönemin en eğlenceli filmlerinden biri olmasıyla da gönüllerimizdeki yeri ayrıdır.
-
-
Slacker'da (1991) da Richard Linklater'ın çoğu filminde olan gençlik panoramisi mevcut. Üstelik Slacker, Linklater'ın ilk filmi sayıldığı için, her şeyi bu film başlatmış oluyor. Filmde oynayan herkes, aslında oyuncu değil. Austin Sinema Topluluğu'nun üyeleri olan oyuncular gayet kendi yaşamlarındaki gibi davranırlar! Alkol ve uyuşturucu etkisinde gibi görünen bu gençlerin en dikkat çekicisi de Madonna'nın tüyünü başkalarına satmaya çalışan garip öğrencidir.
-
Fast Times at Richmond High'a aslında hiçbir şey hızlı değil. Spicoli'nin (Sean Penn) rock'n roll olduğu iddia edilen davranışları uyuklamanıza dahi neden olabilir. -
-
Reality Bites, yine bir gelecek kaygısı taşıyan gençlerin yetişkinlikle ergenlik arasında sıkışıp kalmasını anlatır. Bu filmdeki en baskın uyuşuk tipimiz ise Troy (Ethan Hawke) olur. Lelaina (Winona Ryder) ile olan sinir bozucu iletişimi de bu uyuşukluğu katlayıp gider.
-
Wayne's World'de (1992) tam bir rock'n roll yaşam tarzına sahip Wayne (Mike Myers) ve Garth (Dana Carvey) ikilisinin nasıl kişilikler olduğunu anlatmaya daha fazla gerek yoktur. Küfürleri bip sesiyle değil, uçak gürültüsüyle kapatan ve en ünlü sahnesi Bohemian Rhapsody eşliğinde headbang sahnesi olan bu filmi izleyince "parti zamanııııı" diye bağırmamak elde değil! -
-
Hiçbirimizin sosyal hayatı Harold and Kumar Go To White Castle'ın (2004) alakasız ikilisi Harold (John Cho) ve Kumar'ınınki (Kal Penn) kadar kötü olamaz. İnsan içine çıkmamaları da onları daha çok tembel ve uyuşuk olmaya iter.