Erdal Özyağcılar: Kızımı da eşimi de hatırlamıyorum
Öykü Özdoğan’ın hazırlayıp sunduğu “20 DAKİKA”, bu hafta tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Erdal Özyağcılar’ı konuk etti. Özyağcılar, NTV Radyo dinleyicilerine 40 yıllık kariyerinden, rol aldığı “Hoşgeldin Boyacı” tiyatro oyunundan ve oyunda canlandırdığı “Walter” karakterinden bahsetti.
Haberler 21.12.2016 - 15:38 Son Güncelleme : 21.12.2016 - 15:46
-
"40 YIL RÜZGAR GİBİ GEÇTİ"
"Benim için 40 yıl rüzgar gibi geçti. Sinema, dizi, tiyatro birbirine çok bağlı. Ben bir dönem Bizimkiler ve Şehnaz Tango’da oynarken, Erol Keskin sanat yönetmenimiz, ''bir oyun oynaman lazım” dedi. “Tabii” dedim, oyunu da oynadım. Haftanın üç günü “Bizimkiler”, üç günü “Şehnaz Tango” da çalışıyorum, bir gün de dublajımız oluyor."
-
-
"KIZIMI DA EŞİMİ DE HATIRLAMIYORUM"
"Oyun haftası olduğu zaman geceleri de oyun oynuyordum. Ben o dönem Zeynep'i (kızı) de hatırlamıyorum Güzin'i (eşi) de hatırlamıyorum, hayal meyal hatırlıyorum."
-
"SİNEMA TİYATRODA OYNAYANI TERCİH ETMİYOR"
"Sinemayı tercih etmemek gibi bir şey olmadı bende. Daha doğrusu sinema tercih etmez. Hem dizi çeken, hem tiyatroda oynayan insanı sinema tercih etmiyor. Sinemada daha geniş zaman lazım. Yönetmen ve prodüksiyon açısıdan ne kadar seni ayarlasalar da, geniş zamana yayıldığı için, teknik olarak mümkün olmuyor."
-
-
"KİMSEYE HOCALIK TASLAMAM"
"Kimseye hocalık yapmak istemem, hocalık da taslamam... Yıllarını vermiş her oyuncunun gözlemlerini arkadaşlarına aktarması çok normal. Bazıları kıskanç oluyor, bildiklerini söylemiyor, sadece bakıyor, ben öyle değilim."
-
"730 BÖLÜM DİZİ ÇEKMİŞİM"
"Beraber oynadığım arkadaşlarımı gözlemleyip, biraz dengeliyorum tabii, sindirebilecek olana ufak tefek bir şeyler söylüyorum. O da benim birikimimden gelen bir şey. Toplasan 730 bölüm dizi çekmişim. Her bölümde bir şey öğrensem, ben 730 bir şey biliyorum gibi..."
-
-
"KIZIM VASITASIYLA TİYATROYA DÖNDÜM"
"Kızım vasıtasıyla tiyatroya döndüm diyebiliriz. Dört, beş yıl evvel benim tiyatro yapmak istediğimi biliyorlardı ama dizilerin yoğunlugundan uzak kaldım. Tiyatro kurma olayı kafamızda vardı. Zeynep hızlandırdı ve “Hoşgeldin Boyacı” ile döndüm tiyatroya. Aslında oyunun adı “Boyacı”. Arif Akkaya ben 18 yıl sonra dönüyorum diye başına ''Hoşgeldin'' lafını koydu."
-
"İNSANLAR “HOŞGELDİN BOYACI”DA FRENSİZ GÜLÜYORLAR"
"Walter karakteri, tek başına yaşayan bir adam. İki çocuk büyütmüş, karısı terk etmiş. Tiyatrocu olmak istemiş ama olamamış, yaşı da geçmiş. Figüranlık yapıyor ve boyacılık yapıyor. Asıl mesleği boyacılık. Tiyatro aşkı da yüreğinden hiç kopmamış. Bir gün bir evi boyarken birden Marcia ile karşılaşır, üzerine kapı çalınır; gelen kocası tarafından aldatılan Jane'dir. Çok keyifli bir oyun. Yazar da çok iyi bir dizi film senaristi. Çok iyi bağlamış olayı ve Berna Laçin olsun, Gözde Çetiner olsun, çok güzel oynanıyor. İzleyici de gülüyor,freni patlamış kamyon gibi gülüyorlar."
-
-
"DEMİR OYUNU DAHA ÇOK SES GETİRECEK"
"Demir oyunu, bir sene üzerinde durduğumuz bir oyundu. Oynayıp, oynamamakta karar veremediğimiz bir oyundu çünkü çok iç burucu bir konu. Bir ana-kız var. Ana, babayı öldürmüş. Kız, 11 yaşından sonra bir travma geçiriyor ve annesini 15 sene görmüyor. Anne müebbete mahkum olmuş ve yıllar sonra annesini hapishanede ziyarete gidiyor. Çok hoş bir çatal fakat herkes “hapishane konusu” olduğu için izlemeye çekiniyor ama hiç öyle değil. Biraz üzerine varsalar, komedi olabilir. Çok gülüyor insanlar. Tabi ki dramatik yerleri çok yoğun fakat anne-kız arasındakini oldukça enteresan anlatılıyor. Oyuncular da çok iyi, iyi ki bu oyunu koymuşuz. Daha ses getirecek, duyacaksınız muhakkak."
-
"AİLE OLARAK ÜÇÜMÜZ BİR ARADA OYNAYALIM DİYE UĞRAŞMADIK"
"Biz hiçbir zaman aile olarak bir oyunda oynamanın zorlamasına girmedik. Karadağlar’da beraber oynadık ama onun bile zorlamasına girmedik. Orada denk düştüğü için, Güzin ve Zeynep ile oynadık. Biz üçümüz bir arada oynayalım diye uğraşmadık. Demir’de de ana-kız oynayalım diye aranmadı metin. Hatta ilk dönemde Zeynep “Ben oynamayayım anne, sen oyna” dedi. Bir müddet öyle düşündük. Ondan sonra aralarında bir şekilde paslaştılar, tartıştılar, sonunda Zeynep oynadı. Denk gelirse niye olmasın?"
-
-
"İKİ SENEYE ÜÇ OYUN SIĞDIRDIM, DAHA NE OLSUN"
"İki senelik boşluğumda ben proje tasarımı yaptım. 3 tane tasarım yaptım. Birincisi; Dostoyevski’nin “Kumarbaz” diye romanı vardı, onu Kıbrıs’a uyarladım, ikincisi “Kızım Yaşar” diye çok güzel Çanakkale’de geçen klarnetçiyle kızının hikayesini yazdım ve BKM ile çalıştık 8 ay. “Evbeyi” diye şirin bir İzmir hikayesi, bir mahalle komedisi çalıştık. Bu üç tasarımı iki seneye sığdırdım, daha ne olsun..."
-
"İKİDE BİR BODRUM’A GİDERİM"
"Seyahat ederim, Bodrum’u çok severim. Bodrum’a kaçarım, hatta ikide bir giderim. İşim olmadığı zaman aylarımın çoğunu orada geçiririm. Denizi çok seviyorum..."
-
-
"ÇOCUK OYUNUNDA OYNAMAK İSTİYORUM"
"Çocuk oyununda oynamak istiyorum ben. Kızım Zeynep yazıyor. Güzel bir şey olacak galiba o da. Çocuk oyunu oynamayı çok seviyorum ve çok heyecanlıyım. Belki 2-3 tane oyunda oynadım şehir tiyatroları döneminde ama çocuklarla iletişimim çok iyidir benim. Bu çocukluğumdan gelen bir durum. Ben çocuk çok severdim. Annem gün yaptığında, çocukları hep benim odama gönderirdi. O zaman ben ortaokul, lisede okuyordum. Onlarla oynardım, çok severdim. Bütün komşu çocukları benim evime gelirdi."
-
"TORUNUM AYNI BEN"
"Torunum Emre de öyle, aynı ben. O kadar benziyor. Mesela yiğenimin kızı var, 6-7 aylık. Yazın Emre’nin kucağından inmiyor. Emre de şu anda 11 yaşında. Ben de 14-15 yaşındaydım bana çocuk bıraktıkları zaman. Emre ile ilişkimiz de muhteşem. O benim arkadaşım. O beni dede gibi görmüyor zaten."
-
-
"YILDIZ TİLBE DİNLİYORUM"
“Ben o yare” şarkısını çok severim. Ben ağır detoneyim. Beton dökülmüş gibi kulaklarım var. Müzik ritmim muhteşemdir, çok iyi dans ederim ama kulak beton."
-
"ATHENA’YI SEVİYORUM"
"Murat Boz’u çok seviyorum. Sesi çok iyi. Gökhan-Hakan Athena’yı da çok seviyorum. Bu koşuşturmam arasında pek müzik dinlemeye vakit bulamıyorum. Müzik dinliyorum ama bazı insanlar arabasına binip sevdiği kaseti veya CD’yi takar, benim öyle bir alışkanlığım yok. Müzikle kendimi dinlendirmeye alışkın değilim. Olmayınca da dilimde dolaşan bir şarkı olmuyor. Eski kadrodaki Ebru Gündeş gerçekten “Allah’ın bir lütfu”. Sahicilik olduğu zaman, program beni bitiriyor. Hastası oluyorum. O samimiyeti çok seviyorum, gülüyorum."
-
-
"SURVİVOR İZLEMEK KAFAMI RAHATLATIYOR"
"O dönem dizim olsun olmasın, çıkan tüm dizilerin en az 2-3 bölümünü izlerim. Bilgim olmayan dizi yok. Dört büyük kanalın dışındaki diziler de dahil. En son hint dizisi bile izliyordum. Örneğin Muhteşem Yüzyıl ilk çıktığı zaman, baya izliyordum. İşim çünkü benim, izlemem lazım. Survivor gibi programlar kafamı rahatlatıyor. Keyif alıyorum. Mutlaka birini tutuyorum. Bundan önceki programda Nagehan’ı tutuyordum. Ben kız kazansın, kazanan kadın olsun istiyorum. Bu sene de yine kadın tutacağım."
-
Hafta içi her akşam 18.20’de yayınlanan 20 Dakika’nın tekrar bölümleri, ntvradyo.com.tr’de
-