Uzmanı açıkladı: Kalın bağırsak kanseri gençlerde neden arttı?
Kolorektal kanser, son yıllarda dünya genelinde hızla artan bir sağlık sorunu olarak dikkat çekiyor. Bu konuda yaptığı çalışmalarla tanınan Kolorektal Cerrah Dr. David Liska, kanserin genç yaşlarda artan görülüşü hakkında önemli bilgiler paylaşıyor. Dr. Liska, özellikle gençlerin bu hastalıktan neden daha fazla etkilenmeye başladığını ve mücadelede nasıl bir yol izlenmesi gerektiğinin altını çiziyor.
21.03.2025 - 07:58
-
1Her hafta Çarşamba sabahı saat 7’de, kanser uzmanlarından oluşan ekipleriyle düzenledikleri toplantıda, bu önemli konuyu ele aldıklarını belirten Dr. Liska, yaklaşık 10 yıl önce fark ettikleri bir eğilimden bahsediyor. Kolorektal kanser, genellikle 50 yaş üstü kişilerde görülürken, son yıllarda 30’lu ve 20’li yaşlarındaki bireylerde de artan vakalar dikkat çekiyor.
-
-
2Erken başlangıçlı kolorektal kanserin (50 yaş altındaki bireylerde görülen kolon kanseri) hızla arttığı ve ciddi sonuçlara yol açtığına değinen Dr. Liska, bu eğilimin istatistiksel bir sapma olmadığını vurguluyor. Amerika Birleşik Devletleri ve dünya genelinde kolorektal kanser, kansere bağlı ölümlerin ikinci en önemli nedeni olarak öne çıkıyor.
-
3ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIYOR
Kolorektal kanser, erken teşhis edildiğinde cerrahi müdahale ile tedavi edilebilen bir hastalık olmasına rağmen, gençlerde genellikle ileri evrelerde teşhis ediliyor. Bunun nedeni ise, gençlerin semptomlarını genellikle göz ardı etmeleri veya henüz düzenli taramalar için erken yaşta olmamaları. Erken teşhis, başarılı tedavi şansını artırıyor, ancak gençlerin kanser semptomlarını önemsememesi hayati bir risk oluşturuyor.
Kolorektal kanserin belirtileri arasında açıklanamayan kilo kaybı, yorgunluk, karın ağrısı ve bağırsak alışkanlıklarında değişiklikler bulunuyor. Bunun yanı sıra, dışkıda kan görülmesi, özellikle kanın parlak kırmızı veya koyu olması, ciddi bir uyarı işareti olabilir. Dr. Liska, bu semptomların sıklıkla hemoroid veya irritabl bağırsak sendromu gibi daha yaygın rahatsızlıklarla karıştırıldığını belirtiyor. -
-
4YAŞAM TARZI BÜYÜK ETKEN
Sigara, alkol tüketimi, kırmızı et ve işlenmiş etler ile zengin beslenme, hareketsiz yaşam tarzı ve obezite gibi faktörler, kolorektal kanserin başlıca risk faktörleri arasında yer alıyor. Ancak Dr. Liska, gençlerdeki vaka artışının, bu tipik yaşam tarzı faktörlerine uymayan bireylerde de görüldüğünü belirtiyor. Bu durum, çevresel maruziyetlerin karmaşıklığını ve kolorektal kanserin artışındaki farklı faktörleri işaret ediyor.
Bazı araştırmalar, mikroplastiklerin kalın bağırsakta birikerek iltihaba yol açabileceğini ve bu durumun kanser hücrelerinin gelişmesine katkıda bulunabileceğini ortaya koyuyor. Bu alan, henüz tam olarak anlaşılmamış olsa da, çevresel risk faktörlerinin önemini vurgulayan bir bulgu olarak dikkat çekiyor.
-
5GENETİK FAKTÖRLER VE AİLE ÖYKÜSÜ
Kolorektal kanserin bazı vakaları, kalıtsal faktörlere dayanıyor. Lynch sendromu ve ailesel adenomatöz polipozis (FAP) gibi genetik hastalıklar, erken başlangıçlı kolorektal kanserin başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Bu hastalıkların aile geçmişinde bulunması, düzenli tarama testleri ve genetik testlerin yapılmasını zorunlu kılıyor. Aile öyküsü olan bireylerde, 45 yaşından önce genetik test ve kolonoskopi gibi taramalar öneriliyor.
-
-
6Gençlerde kolon kanseri tedavisi, özel bir yaklaşım gerektiriyor. Genetik testler ve kişiye özel tedavi planları, tedavi sürecinde hayati önem taşıyor. Kanser tedavisinin yanı sıra, genç hastaların psikolojik ve sosyal desteğe de ihtiyaç duyduklarını belirten Dr. Liska, tedavi sürecinin tüm yönleriyle ele alınmasının önemini vurguluyor. Ayrıca, kanser tedavisinin finansal yükü ve üreme sağlığı üzerindeki etkileri de göz önünde bulundurulmalı.
-
7
Erken başlangıçlı kolorektal kanser, çevresel, genetik ve yaşam tarzı faktörlerinin etkileşimi sonucu ortaya çıkan önemli bir halk sağlığı sorunu. Genç yaşlarda kanser vakalarının artışını durdurmak için, kişiselleştirilmiş tarama stratejilerinin geliştirilmesi ve hastaların semptomları dikkate alarak erken teşhis için dikkatli olmaları gerekiyor. Tedavi sürecinde multidisipliner bir yaklaşım ve genç hastaların özel ihtiyaçlarına yönelik destek, hayatta kalma oranlarını artırmaya yardımcı olacaktır. -