Kapalışçarşı'da altının gramı 96.13, çeyrek altın 158.17, yarım altın 316.35 ve Cumhuriyet altını 639.86 lira.
Dünya Altın Konseyi tarafından yayımlanan "Türkiye: Altın Faaliyetinde" başlıklı raporda, Türkiye'nin günlük hayatta altın piyasasında oynadığı rolün yanında, altın tüketicilerinin hem ülke hem de dünya ekonomisine katkısı araştırıldı.
Raporda, Türkiye'de altın talebinin, kültürel miras tarafından desteklenen eski bir gelenek olduğu belirtilerek, güçlü üretim kapasitesi ve azımsanamayacak derecedeki çeyrek altın piyasasıyla Türkiye'de hane halkının yaklaşık 3 bin 500 ton (yaklaşık 145,3 milyar dolar) yastık altı altın birikimi bulunduğunun öngörüldüğü aktarıldı.
Açıklamada, 2012 yılında altın üretimi, tüketimi ve geri dönüşümünün Türkiye ekonomisine en az 3,8 milyar dolarlık katkı yaptığına işaret edilerek, şunlar kaydedildi:
"Madencilik ve rafineriden, mücevher tasarımı ve yatırımına kadar altın değer zincirinin evi olan Türkiye, altın piyasasında küçük bir evren. 2011 yılında tanıtılan yenilikçi merkez bankası politikası, Türkiye'deki altın stoğunu tedavüle sokmak için ticari bankaları altına dayalı bankacılık ürünleri oluşturması konusunda teşvik etti. Bu da ticari bankaların altın rezervlerini sağlamlaştırmasının yanı sıra maliyetlerin azalması ve likiditenin gelişmesi yoluyla bankacılık sektörünün sağlığını daha da iyileştirdi. Politika yapıcıların, finansal sisteme yaklaşık 250 tonluk altını başarıyla çekerek, Türkiye ekonomisini destekleyen bir iş ortaya koyduğunu görüyoruz."
Dünya Altın Konseyi Piyasa İstihbarat Başkanı Alistair Hewitt, zorlu küresel ekonomik ortamda, Türkiye'nin istikrarlı bir ekonomik rota yönetimini garanti altına alma konusunda, politik ve toplumsal baskılarla karşı karşıya kalmaya devam ettiğini kaydetti.
Hewitt, altının Türk toplumunda birçok şeyi temsil ettiğini vurgulayarak, "Altın, enflasyon tahribatı ve döviz zayıflığına rağmen 1 milyon kişinin 4'te birinden fazla bir istihdama sahip endüstrisiyle, insanların zenginliğini koruduğu bir yatırımı ifade ediyor. Ayrıca, ülkenin finansal mimarisinin merkezine altının nasıl başarıyla koyulabildiği noktasında dünyanın geri kalanına eşsiz bir örnek" değerlendirmelerini yaptı.
Türkiye'nin hane halkı birikiminde uzun süredir yastık altında kalmış geniş bir altın stoğu bulunduğu aktarılan raporda, şöyle denildi:
"Tahminlere göre bu oran 3 bin 500 ton. Altın, Türkiye ekonomisine önemli bir katkı yapıyor. Altın imalatı, tüketimi ve geri dönüşümünün Türkiye ekonomisine yalnızca 2012 yılında katkısı 3,8 milyar dolar oldu. Altın, Türkiye'nin finansal sistemi için küçük ama önemli bir çark dişi. 2013'ün sonuna kadar, ticari bankalar Türkiye ekonomisini desteklemek üzere yaklaşık 10,4 milyar dolara denk gelen 250 ton altın tuttu. Bu rakam, Türkiye'de yastık altında tutulan 40 tonluk (yaklaşık 1,7 milyar dolarlık) altın stoğunu da içeriyor. İyi geliştirilmiş üretim sonrası tedarik zinciriyle Türkiye, bölgesel rafineri ve
geri dönüşüm merkezi haline gelme hedefi var. Ülkede altın madeni endüstrisi küçük ama çok çabuk büyüyor. Altın üretimi 2001 yılından bu yana neredeyse her yıl büyüyor ve 2013 yılında 33,5 tona yükseldi."
Raporda, Türkiye'de altın talebinin, kültürel miras tarafından desteklenen eski bir gelenek olduğu belirtilerek, güçlü üretim kapasitesi ve azımsanamayacak derecedeki çeyrek altın piyasasıyla Türkiye'de hane halkının yaklaşık 3 bin 500 ton (yaklaşık 145,3 milyar dolar) yastık altı altın birikimi bulunduğunun öngörüldüğü aktarıldı.
Açıklamada, 2012 yılında altın üretimi, tüketimi ve geri dönüşümünün Türkiye ekonomisine en az 3,8 milyar dolarlık katkı yaptığına işaret edilerek, şunlar kaydedildi:
"Madencilik ve rafineriden, mücevher tasarımı ve yatırımına kadar altın değer zincirinin evi olan Türkiye, altın piyasasında küçük bir evren. 2011 yılında tanıtılan yenilikçi merkez bankası politikası, Türkiye'deki altın stoğunu tedavüle sokmak için ticari bankaları altına dayalı bankacılık ürünleri oluşturması konusunda teşvik etti. Bu da ticari bankaların altın rezervlerini sağlamlaştırmasının yanı sıra maliyetlerin azalması ve likiditenin gelişmesi yoluyla bankacılık sektörünün sağlığını daha da iyileştirdi. Politika yapıcıların, finansal sisteme yaklaşık 250 tonluk altını başarıyla çekerek, Türkiye ekonomisini destekleyen bir iş ortaya koyduğunu görüyoruz."
Dünya Altın Konseyi Piyasa İstihbarat Başkanı Alistair Hewitt, zorlu küresel ekonomik ortamda, Türkiye'nin istikrarlı bir ekonomik rota yönetimini garanti altına alma konusunda, politik ve toplumsal baskılarla karşı karşıya kalmaya devam ettiğini kaydetti.
Hewitt, altının Türk toplumunda birçok şeyi temsil ettiğini vurgulayarak, "Altın, enflasyon tahribatı ve döviz zayıflığına rağmen 1 milyon kişinin 4'te birinden fazla bir istihdama sahip endüstrisiyle, insanların zenginliğini koruduğu bir yatırımı ifade ediyor. Ayrıca, ülkenin finansal mimarisinin merkezine altının nasıl başarıyla koyulabildiği noktasında dünyanın geri kalanına eşsiz bir örnek" değerlendirmelerini yaptı.
Türkiye'nin hane halkı birikiminde uzun süredir yastık altında kalmış geniş bir altın stoğu bulunduğu aktarılan raporda, şöyle denildi:
"Tahminlere göre bu oran 3 bin 500 ton. Altın, Türkiye ekonomisine önemli bir katkı yapıyor. Altın imalatı, tüketimi ve geri dönüşümünün Türkiye ekonomisine yalnızca 2012 yılında katkısı 3,8 milyar dolar oldu. Altın, Türkiye'nin finansal sistemi için küçük ama önemli bir çark dişi. 2013'ün sonuna kadar, ticari bankalar Türkiye ekonomisini desteklemek üzere yaklaşık 10,4 milyar dolara denk gelen 250 ton altın tuttu. Bu rakam, Türkiye'de yastık altında tutulan 40 tonluk (yaklaşık 1,7 milyar dolarlık) altın stoğunu da içeriyor. İyi geliştirilmiş üretim sonrası tedarik zinciriyle Türkiye, bölgesel rafineri ve
geri dönüşüm merkezi haline gelme hedefi var. Ülkede altın madeni endüstrisi küçük ama çok çabuk büyüyor. Altın üretimi 2001 yılından bu yana neredeyse her yıl büyüyor ve 2013 yılında 33,5 tona yükseldi."