İlişkili Haberler
ABD Başkanı Donald Trump, selefi Barack Obama’nın 2008-2009 finansal krizinin ardından getirdiği finansal regülasyonların gevşetilmesini öngören başkanlık kararnamesini imzaladı.
Beyaz Saray'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Trump, 2010 yılında hayata geçirilen Dodd-Frank Wall Street Reformu’nun yeniden gözden geçirilmesi için başkanlık kararnamesi çıkardı.
Trump, kararnamesinde yönetiminin, ABD finansal sistemini “Temel Prensipler” olarak tanımlanacak 7 prensip çerçevesinde regüle edeceğini bildirdi. Bu 7 prensip, kararnamede şöyle sıralandı:
"Her Amerikalının kendi bağımsız finansal kararlarını alabilecek şekilde güçlendirilmesi, şirketlerin mükelleflerin vergileriyle kurtarılmalarının önlenmesi, ekonomik büyümenin ve finansal piyasaların regülasyonların etkilerinin daha iyi analiz edilmeleri ile güçlendirilmesi, Amerikan şirketlerinin hem yerli hem yabancı piyasalarda diğer şirketlerle rekabet edebilmesinin sağlanması, Amerikan çıkarlarının uluslararası finansal regülasyon müzakereleri ve toplantılarında öne çıkarılması, regülasyonların verimli, etkili ve uygun şekilde biçimlendirilmesi ve federal finansal regülasyon kuruluşlarının hesap verebilirliklerini yeniden sağlanması."
Kararnamede,ayrıca “ABD Hazine Bakanlığı, bu kararnamenin yanınlanmasını takiben 120 gün içinde ve daha sonrasında belirli aralıklarla, Finansal İstikrar Gözetim Konseyi’nde üyesi kurumların liderleriyle iştirak ederek hangi yasaların, anlaşmaların, regülasyonların, kılavuzların, raporlama ve kayıt tutma prosedürlerinin ve diğer kamu politikalarının Temel Prensipleri destekleyeceği ve bunun için hangi adımların atıldığı ve atılıyor olduğuyla ilgili Başkan’a rapor verecek” ifadelerine yer verildi.
“BİRÇOK İNSAN VE ARKADAŞIM KREDİ ALAMIYORLAR”
ABD Hazine Bakanlığı tarafından yapılacak gözden geçirmenin, Dodd Frank’in bankalara ve finansal kuruluşlara getirdiği zorunlulukların büyük bölümünün iptal edilmesiyle sonuçlanacağı öngörülüyor.
Nitekim, Dodd Frank Wall Street Reformu’nu defalarca “felaket” olarak nitelendiren Donald Trump, başkanlık kararnamesini imzalamadan önce yaptığı konuşmada, “Dodd-Frank’in birçok bölümünü sileceğiz çünkü açıkçası iyi işletmeleri olan birçok insan ve arkadaşım var ama bankalardan kredi alamıyorlar. Çünkü bankalar onlara Dodd-Frank’in kuralları ve regülasyonları nedeniyle para vermiyor.” diye konuştu.
Trump’ın Amerikan iş dünyasının liderleriyle yaptığı toplantının ardından imzaladığı kararname, toplantıya katılan bazı isimleri yakından ilgilendirmesi dikkati çekti. Trump'ın görüşlerine başvurduğu Blackstone Group’un CEO’su Steven Schwarzman, BlackRock’ın CEO’su Larry Fink ve JP Morgan Chase CEO’su Jamie Dimon'un şirketleri finansal regülasyonlardaki değişikliklerden direkt etkilenecek kurumlar arasında yer alıyor.
Ayrıca, finans devi Goldman Sachs'in eski yöneticileri Steven Mnuchin ve Gary Cohn, Trump'ın ekonomi takımındaki önemli isimleri oluşturuyor.
DODD FRANK REFORMU
Obama yönetimi, dünya ekonomisini çöküşün eşiğine getiren 2008 finansal krizinin tekrar etmemesi için Wall Street'e yeni düzenlenmeler getiren “Dodd Frank Wall Street Reformu ve Tüketicinin Korunması” yasasını 2010 yılında uygulamaya geçirmişti.
Reformlar çerçevesinde sermaye piyasası türev araçları, karmaşık piyasa işlemleri ve şirket yöneticilerinin ikramiyeleri hükümetin denetimine tabi tutulmaya başlandı.Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası gibi önemli kuruluşlara göre, Amerikan finans sistemi Dodd-Frank sayesinde geçmişe kıyasla daha istikrarlı ve dirençli hale geldi.
Ayrıca, ABD Merkez Bankası yetkilileri, finansal regülasyonların gevşetilmesine karşı oldukları biliniyor. Fed Başkanı Janet Yellen, Donald Trump’ın başkan seçilmesinin ardından Kongre’ye yaptığı sunumda, Dodd-Frank’in Amerikalı tüketiciler için çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Finansal sistemi daha güçlü ve güvenilir yapan bu uygulamalarda, geriye gidildiğini kesinlikle görmek istemem çünkü onların bir başka finansal kriz yaşanması ihtimalini düşürdüklerine inanıyorum” ifadelerini kullanmıştı.
Ülkede 2010 yılında yürürlüğe giren Dodd-Frank reformunun iptali, Tüketicinin Finansal Hakları Koruma Ofisi ve Federal Sigorta Ofisi gibi kuruluşların kapatılabileceği anlamına geliyor.
Beyaz Saray'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Trump, 2010 yılında hayata geçirilen Dodd-Frank Wall Street Reformu’nun yeniden gözden geçirilmesi için başkanlık kararnamesi çıkardı.
Trump, kararnamesinde yönetiminin, ABD finansal sistemini “Temel Prensipler” olarak tanımlanacak 7 prensip çerçevesinde regüle edeceğini bildirdi. Bu 7 prensip, kararnamede şöyle sıralandı:
"Her Amerikalının kendi bağımsız finansal kararlarını alabilecek şekilde güçlendirilmesi, şirketlerin mükelleflerin vergileriyle kurtarılmalarının önlenmesi, ekonomik büyümenin ve finansal piyasaların regülasyonların etkilerinin daha iyi analiz edilmeleri ile güçlendirilmesi, Amerikan şirketlerinin hem yerli hem yabancı piyasalarda diğer şirketlerle rekabet edebilmesinin sağlanması, Amerikan çıkarlarının uluslararası finansal regülasyon müzakereleri ve toplantılarında öne çıkarılması, regülasyonların verimli, etkili ve uygun şekilde biçimlendirilmesi ve federal finansal regülasyon kuruluşlarının hesap verebilirliklerini yeniden sağlanması."
Kararnamede,ayrıca “ABD Hazine Bakanlığı, bu kararnamenin yanınlanmasını takiben 120 gün içinde ve daha sonrasında belirli aralıklarla, Finansal İstikrar Gözetim Konseyi’nde üyesi kurumların liderleriyle iştirak ederek hangi yasaların, anlaşmaların, regülasyonların, kılavuzların, raporlama ve kayıt tutma prosedürlerinin ve diğer kamu politikalarının Temel Prensipleri destekleyeceği ve bunun için hangi adımların atıldığı ve atılıyor olduğuyla ilgili Başkan’a rapor verecek” ifadelerine yer verildi.
“BİRÇOK İNSAN VE ARKADAŞIM KREDİ ALAMIYORLAR”
ABD Hazine Bakanlığı tarafından yapılacak gözden geçirmenin, Dodd Frank’in bankalara ve finansal kuruluşlara getirdiği zorunlulukların büyük bölümünün iptal edilmesiyle sonuçlanacağı öngörülüyor.
Nitekim, Dodd Frank Wall Street Reformu’nu defalarca “felaket” olarak nitelendiren Donald Trump, başkanlık kararnamesini imzalamadan önce yaptığı konuşmada, “Dodd-Frank’in birçok bölümünü sileceğiz çünkü açıkçası iyi işletmeleri olan birçok insan ve arkadaşım var ama bankalardan kredi alamıyorlar. Çünkü bankalar onlara Dodd-Frank’in kuralları ve regülasyonları nedeniyle para vermiyor.” diye konuştu.
Trump’ın Amerikan iş dünyasının liderleriyle yaptığı toplantının ardından imzaladığı kararname, toplantıya katılan bazı isimleri yakından ilgilendirmesi dikkati çekti. Trump'ın görüşlerine başvurduğu Blackstone Group’un CEO’su Steven Schwarzman, BlackRock’ın CEO’su Larry Fink ve JP Morgan Chase CEO’su Jamie Dimon'un şirketleri finansal regülasyonlardaki değişikliklerden direkt etkilenecek kurumlar arasında yer alıyor.
Ayrıca, finans devi Goldman Sachs'in eski yöneticileri Steven Mnuchin ve Gary Cohn, Trump'ın ekonomi takımındaki önemli isimleri oluşturuyor.
DODD FRANK REFORMU
Obama yönetimi, dünya ekonomisini çöküşün eşiğine getiren 2008 finansal krizinin tekrar etmemesi için Wall Street'e yeni düzenlenmeler getiren “Dodd Frank Wall Street Reformu ve Tüketicinin Korunması” yasasını 2010 yılında uygulamaya geçirmişti.
Reformlar çerçevesinde sermaye piyasası türev araçları, karmaşık piyasa işlemleri ve şirket yöneticilerinin ikramiyeleri hükümetin denetimine tabi tutulmaya başlandı.Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası gibi önemli kuruluşlara göre, Amerikan finans sistemi Dodd-Frank sayesinde geçmişe kıyasla daha istikrarlı ve dirençli hale geldi.
Ayrıca, ABD Merkez Bankası yetkilileri, finansal regülasyonların gevşetilmesine karşı oldukları biliniyor. Fed Başkanı Janet Yellen, Donald Trump’ın başkan seçilmesinin ardından Kongre’ye yaptığı sunumda, Dodd-Frank’in Amerikalı tüketiciler için çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Finansal sistemi daha güçlü ve güvenilir yapan bu uygulamalarda, geriye gidildiğini kesinlikle görmek istemem çünkü onların bir başka finansal kriz yaşanması ihtimalini düşürdüklerine inanıyorum” ifadelerini kullanmıştı.
Ülkede 2010 yılında yürürlüğe giren Dodd-Frank reformunun iptali, Tüketicinin Finansal Hakları Koruma Ofisi ve Federal Sigorta Ofisi gibi kuruluşların kapatılabileceği anlamına geliyor.