Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları kapsamında basın toplantısı düzenledi.
Lagarde, küresel borcun, 164 trilyon dolarla küresel ekonominin yüzde 225’ine yükseldiğini ve gelişmiş ülkelerde kamu borçlarının İkinci Dünya Savaşı’ndan beri görülmeyen seviyelere çıktığını anlattı.
“Finansal şartlarda ani bir sıkılaşma piyasalarda fiyat düzeltmelerine, borcun sürdürülemez hale gelmesine ve sermaye akışlarının yönünün tersine çevrilmesine yol açabilir.” değerlendirmesini yapan Lagarde, politika yapıcılara küresel ekonomi ivmesini sürdürürken borçlarını azaltması tavsiyesinde bulundu.
Lagarde ayrıca yoksulluğun azaltılmasında büyük rol oynayan uluslararası iş birliği ve küreselleşmenin sorgulanır hale gelmesinin bazı riskler taşıdığına dikkati çekerek, “Tüm korumacı tedbirlerden uzak durulmalı. Biz, tüm ülkelerin teknolojik gelişmeler ve ticaretten olumsuz etkilenenlere yerel politikalarla daha fazla yardım edebileceğini düşünüyoruz.” dedi.
"İKİ BÜYÜME MOTORUNA NEDEN ZARAR VERELİM?”
Tarihin ticaret kısıtlamalarının yararlı olmadığını gösterdiğini vurgulayan Lagarde, ülkelerin olağanüstü tedbirlere başvurmadan anlaşmazlıkları çözmek için birlikte çalışması gerektiğini belirtti.
Öte yandan basın toplantısının soru-cevap bölümünde ABD ile Çin arasındaki ticaret geriliminin küresel büyümeye direkt etkisinin çok büyük olmayacağını dile getiren Lagarde, buna karşın yatırımcı güveninde yaşanabilecek aşınmanın etkilerini ölçmenin zor olduğunu anlattı.
Lagarde, bu etkinin orta ve uzun vadede çok daha önemli olabileceğine işaret ederek, “Yatırımcılar hangi şartlarda ticaret yapacaklarını ve tedarik zincirlerini nasıl organize edeceklerini bilmediklerinde, yatırım yapmaya gönülsüz hale gelirler. Büyüme şu an daha önceki yıllarda gördüğümüzden daha fazla yatırım ve ticarete dayanıyor. Dolayısıyla verimli çalışan bu iki büyüme motoruna neden zarar verelim?” diyerek ticaret anlaşmazlıklarının sona erdirilmesi çağrısında bulundu.
"ABD'NİN VERGİ İNDİRİMLERİNDEN ÇOK MEMNUNUZ”
Lagarde, “Geçen haftaki konuşmanızda ve bu hafta açıklanan bazı IMF raporlarında ABD ekonomisine vergi planları, mali planları ve ticaret savaşı endişeleri çerçevesinde açık veya üstü kapalı birçok eleştiri vardı. ABD Başkanı Donald Trump’ın doğru yaptığını düşündüğünüz herhangi bir şey var mı?” sorusuna, “Vergi reformu bizim savunduğumuz, tavsiye ve teşvik ettiğimiz bir düzenlemeydi. ABD’nin kurumsal vergi oranının OECD ortalamasına indirildiğini görmekten çok memnunuz.” yanıtını verdi.
Lagarde diğer taraftan ABD’nin ekonomideki konjonktürel hızlanmayı kullanarak kamu açığını ve borçlarını azaltması gerektiğini vurguladı.
"TEKNOLOJİ DEVLERİNİ AYIRMAK DOĞRU YOL OLMAYABİLİR”
Google, Facebook ve Amazon gibi teknoloji devlerine yönelik soru üzerine teknoloji sektöründe daha fazla rekabete ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Lagarde, “Birkaç şirketin aşırı piyasa gücüne sahip olması orta ve uzun vadede ne ekonomi ne tüketicilerin refahı için yararlı bir durum.” dedi.
Lagarde buna karşın, teknoloji devlerini parçalamanın rekabeti artırmak için doğru yol olmayabileceğini belirterek, bu konuda geçmiştekinden farklı yöntemlere başvurulması gerektiğini dile getirdi.
Lagarde, küresel borcun, 164 trilyon dolarla küresel ekonominin yüzde 225’ine yükseldiğini ve gelişmiş ülkelerde kamu borçlarının İkinci Dünya Savaşı’ndan beri görülmeyen seviyelere çıktığını anlattı.
“Finansal şartlarda ani bir sıkılaşma piyasalarda fiyat düzeltmelerine, borcun sürdürülemez hale gelmesine ve sermaye akışlarının yönünün tersine çevrilmesine yol açabilir.” değerlendirmesini yapan Lagarde, politika yapıcılara küresel ekonomi ivmesini sürdürürken borçlarını azaltması tavsiyesinde bulundu.
Lagarde ayrıca yoksulluğun azaltılmasında büyük rol oynayan uluslararası iş birliği ve küreselleşmenin sorgulanır hale gelmesinin bazı riskler taşıdığına dikkati çekerek, “Tüm korumacı tedbirlerden uzak durulmalı. Biz, tüm ülkelerin teknolojik gelişmeler ve ticaretten olumsuz etkilenenlere yerel politikalarla daha fazla yardım edebileceğini düşünüyoruz.” dedi.
"İKİ BÜYÜME MOTORUNA NEDEN ZARAR VERELİM?”
Tarihin ticaret kısıtlamalarının yararlı olmadığını gösterdiğini vurgulayan Lagarde, ülkelerin olağanüstü tedbirlere başvurmadan anlaşmazlıkları çözmek için birlikte çalışması gerektiğini belirtti.
Öte yandan basın toplantısının soru-cevap bölümünde ABD ile Çin arasındaki ticaret geriliminin küresel büyümeye direkt etkisinin çok büyük olmayacağını dile getiren Lagarde, buna karşın yatırımcı güveninde yaşanabilecek aşınmanın etkilerini ölçmenin zor olduğunu anlattı.
Lagarde, bu etkinin orta ve uzun vadede çok daha önemli olabileceğine işaret ederek, “Yatırımcılar hangi şartlarda ticaret yapacaklarını ve tedarik zincirlerini nasıl organize edeceklerini bilmediklerinde, yatırım yapmaya gönülsüz hale gelirler. Büyüme şu an daha önceki yıllarda gördüğümüzden daha fazla yatırım ve ticarete dayanıyor. Dolayısıyla verimli çalışan bu iki büyüme motoruna neden zarar verelim?” diyerek ticaret anlaşmazlıklarının sona erdirilmesi çağrısında bulundu.
"ABD'NİN VERGİ İNDİRİMLERİNDEN ÇOK MEMNUNUZ”
Lagarde, “Geçen haftaki konuşmanızda ve bu hafta açıklanan bazı IMF raporlarında ABD ekonomisine vergi planları, mali planları ve ticaret savaşı endişeleri çerçevesinde açık veya üstü kapalı birçok eleştiri vardı. ABD Başkanı Donald Trump’ın doğru yaptığını düşündüğünüz herhangi bir şey var mı?” sorusuna, “Vergi reformu bizim savunduğumuz, tavsiye ve teşvik ettiğimiz bir düzenlemeydi. ABD’nin kurumsal vergi oranının OECD ortalamasına indirildiğini görmekten çok memnunuz.” yanıtını verdi.
Lagarde diğer taraftan ABD’nin ekonomideki konjonktürel hızlanmayı kullanarak kamu açığını ve borçlarını azaltması gerektiğini vurguladı.
"TEKNOLOJİ DEVLERİNİ AYIRMAK DOĞRU YOL OLMAYABİLİR”
Google, Facebook ve Amazon gibi teknoloji devlerine yönelik soru üzerine teknoloji sektöründe daha fazla rekabete ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Lagarde, “Birkaç şirketin aşırı piyasa gücüne sahip olması orta ve uzun vadede ne ekonomi ne tüketicilerin refahı için yararlı bir durum.” dedi.
Lagarde buna karşın, teknoloji devlerini parçalamanın rekabeti artırmak için doğru yol olmayabileceğini belirterek, bu konuda geçmiştekinden farklı yöntemlere başvurulması gerektiğini dile getirdi.