İlişkili Haberler
Geri Dönüşümcüler ve Geri Kazanımcılar Derneği (GEKADER) istatistiklerine göre, son yıllarda Türkiye'de geri dönüşüm konusunda artan hassasiyet, Paris İklim Anlaşması'nın onaylanmasıyla yeniden gündeme geldi.
Enerjiden ulaşıma, kentleşmeden sanayiye tüm sektörleri ilgilendiren ve iş yapma biçimlerini değiştiren Paris İklim Anlaşması'nın amaçları arasında geri dönüşüm de özel bir yer tutuyor.
Türkiye'de başlatılan Sıfır Atık Projesi sonrası yüzde 13 olan geri kazanım oranı yüzde 22,4'e çıktı. Bu rakamın Paris İklim Anlaşması sonrası hızlanması bekleniyor. Özellikle plastik geri dönüşümündeki hassasiyetin artmasıyla en yüksek dönüşüm oranının bu alanda olması hedefleniyor.
Paris İklim Anlaşması'yla Türkiye, 2053'te net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor. Plastik atıkların dönüştürülmesi ve şirketler tarafından dönüştürülmüş hammaddeden üretilen ürünlerin kullanmasının da bu hedefe katkı sağlayacağı belirtiliyor.
Bu kapsamda, Türkiye'nin halihazırda yıllık geri dönüşümünü gerçekleştirdiği plastik atık miktarı 1,1 milyon tonu buluyor.
Cirosu 1 milyar doları bulan ve 350 bin kişiyi istihdam eden sektörde 1.300 işletme faaliyet gösteriyor. Sektör, yaptığı geri dönüşümle yıllık 1 milyar dolardan fazla ithalatın engellenmesini sağlıyor.
"GERİ DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ PLASTİK HAMMADDESİNE YOĞUN TALEP VAR"
Geri dönüşüm konusunun artık çok önemli bir hale geldiğini aktaran Geri Dönüşümcüler ve Geri Kazanımcılar Derneği Başkanı Fatih Eren, büyük şirketlerin tedarikçilerine, "geri dönüştürülmüş hammadde kullanın" demeye başladığını söyledi.
Artık büyük tekstil oyuncularının dahi ürünlerinde dönüştürülmüş polyester kullanmaya başladığını dile getiren Eren, "Şu anda geri dönüştürülmüş ürünlerden elde edilen plastik hammaddesine o kadar çok ihtiyaç var ki sektör bunu karşılayamaz duruma geldi. Özellikle polyester ve pet tarafında şirket politikaları gereğince dönüştürülmüş plastiğin kullanımının artmasının devam edeceğini düşünüyoruz" diye konuştu.
Plastiğin geri dönüştürülme sayısında sınır bulunmadığını dile getiren Eren, "İçerisine yüzde 10, yüzde 15 orijinal hammadde katarak istediğiniz kadar dönüştürüp kullanabilirsiniz. Defalarca tekrardan geri dönüştürebilirsiniz. Sınır yok. Dolayısıyla geri dönüşüm geleceğin en iyi sektörlerinden olacak" açıklamasında bulundu.
"TÜRKİYE 'ÇÖP' DEĞİL 'HAM MADDE' İTHAL EDİYOR, BUNU ÇİN DE ABD DE YAPIYOR"
Fatih Eren, Türkiye'nin geri dönüşüm için yurt dışından ithal ettiği atıklara yönelik eleştirilerin "haksız" olduğunu savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada aslında bir katma değer üretiliyor. Çöpü değil plastik atıkları alıyoruz. Çöp diye tabir edilen şey aslında bizim ham maddemiz. Artık bunun literatürü de değişmeli. Seçilmiş ambalaj atıklarının ithalatını yapıyoruz. Yanlış yaptığımız hiçbir şey yok. Oluşturulmaya çalışılan algı ise tam tersi. Bu atık ithalatını Çin de ABD de yapıyor. Hatta Avrupa'nın bütün atıkları şu anda ABD'ye gidiyor. Orada bu sektöre çok ciddi yatırım var."
Eren, Türkiye'nin 2 birime aldığı plastik atığı dönüştürüp 5 birime sattığını kaydederek, "Türkiye'nin ithal ettiği hurda plastiğin tonu 400 dolar. Ama orijinal hammaddenin fiyatı 2 bin dolar. 400 dolara getirdiğimiz malzemeyi dönüştürüp 1.000 dolara satıyoruz. Biz bu malzemeyi getirmezsek 2 bin dolarlık orijinal madde alınacak. 1.600 dolar ülkemizde kalıyor" diye konuştu.
Hurda plastik ham maddenin çeşitli mamullere dönüştürülerek Türkiye'de 3,5 kat katma değerle kullanıma sunulduğunu aktaran Eren, aynı zamanda tüm dünyaya ihraç edildiğini ifade etti.