Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Hematoloji Uzmanlık Derneğince Antalya'nın Belek beldesinde düzenlenen Avrasya Hematoloji Kongresi'ne katıldı.
Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan YÖK Başkanı Özcan, bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iktidar olmaları durumunda YÖK'ü kaldıracağına yönelik açıklamalarını hatırlatması üzerine Özcan, ''YÖK'ün kaldırılması değil de, belki de şeklinin değişmesi gerekiyor. YÖK selahiyetleri itibarıyla, çok fazla selahiyete sahip. Belki bunların fonksiyonları değişir'' diye konuştu.
YÖK'ün sadece planlayıcı olması gerektiğini ifade eden Özcan, ''Mesela kaç tane mühendise, doktora ihtiyacımız var? O türden çalışmalar yapan, üniversiteleri o yönde ittiren, yönelten bir kurum olmalıdır. O yönde bir çalışma yapılabilir. Bu YÖK'ün kaldırılması anlamına gelmiyor ama şeklinin tamamen değişmesi anlamına gelir'' dedi.
Kendisinin de buna olumlu baktığını söyleyen Özcan, “Bırakın olumlu bakmayı biz hatta böyle bir şeyi kendimiz yapmak istiyoruz. Böyle bir çalışma başlattık'' dedi.
'İLKÖĞRETİMDE DE OLACAK MI...'
Türban sorunun çözümü için konsensüs gerektiğini ifade eden Özcan, ''Herkes kabul ediyor, onların oturup da ilan etmeleri lazım'' dedi.
Hiçbir öğretim görevlisinin öğrencileri başörtüsü nedeniyle dersten çıkarmayacağını belirten Özcan, şunları söyledi: ''Dersten öğrencileri çıkarttıkları takdirde öğrencileri onlar hakkında soruşturma başlatırız. Hiçbir öğrenci hiçbir nedenle dersten çıkmayacak, sadece başörtüsü değil... Hele imtihan olduğu gün dersin ortasında öğrenciyi dışarıya çıkarmak çok yakışıksız bir şey. Onu hiçbir üniversitemizin yapmayacağını tahmin ediyoruz.''
İstanbul Üniversitesi'nde sınav günü bir öğrencinin kılık kıyafeti nedeniyle dışarıya alınması üzerine üniversitelere yazı gönderdiklerini vurgulayan Özcan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Hiç başörtüsü geçmemiştir o yazının içinde. Zaten öğrenci başörtüsü değil şapka gibi bir şey giyiyormuş. Şapkasıyla atıldığı için bunu doğru bulmadık, mevzuata uygun bulmadık. Mevzuata uygun olmadığını, mevzuata uygun davranışın tutanak tutmak olduğunu ve bunun disiplin kuruluna havalesinin gerektiğini söyledik. Bizim söylediğimiz bundan ibarettir. Ama ben görüyorum bütün siyasilerimiz çok olumlu bir vaziyet alıyorlar. Yakında halledilecektir sanıyorum. İktidar olsun, muhalefet olsun, muhalefetin büyük ortağı olsun, küçük ortakları olsun hepsi gayet olumlu bir yerdeler. Zannediyorum çözecekler.
Özellikle kız öğrencilerin üniversiteye rahatlıkla girme ve eğitim hakkından faydalanma kısmı halledilecektir zannediyorum. Öbür kısımları için bir şey söyleyemem. Hani bu ilköğretimde de olacak mı, ortaöğretimde olacak mı... O kısımları bizi alakadar etmiyor. Beni alakadar eden kısmı öğrencilerin eğitim hakkından mahrum olmaması, kılık kıyafetleri nedeniyle.''
Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan YÖK Başkanı Özcan, bir gazetecinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iktidar olmaları durumunda YÖK'ü kaldıracağına yönelik açıklamalarını hatırlatması üzerine Özcan, ''YÖK'ün kaldırılması değil de, belki de şeklinin değişmesi gerekiyor. YÖK selahiyetleri itibarıyla, çok fazla selahiyete sahip. Belki bunların fonksiyonları değişir'' diye konuştu.
YÖK'ün sadece planlayıcı olması gerektiğini ifade eden Özcan, ''Mesela kaç tane mühendise, doktora ihtiyacımız var? O türden çalışmalar yapan, üniversiteleri o yönde ittiren, yönelten bir kurum olmalıdır. O yönde bir çalışma yapılabilir. Bu YÖK'ün kaldırılması anlamına gelmiyor ama şeklinin tamamen değişmesi anlamına gelir'' dedi.
Kendisinin de buna olumlu baktığını söyleyen Özcan, “Bırakın olumlu bakmayı biz hatta böyle bir şeyi kendimiz yapmak istiyoruz. Böyle bir çalışma başlattık'' dedi.
'İLKÖĞRETİMDE DE OLACAK MI...'
Türban sorunun çözümü için konsensüs gerektiğini ifade eden Özcan, ''Herkes kabul ediyor, onların oturup da ilan etmeleri lazım'' dedi.
Hiçbir öğretim görevlisinin öğrencileri başörtüsü nedeniyle dersten çıkarmayacağını belirten Özcan, şunları söyledi: ''Dersten öğrencileri çıkarttıkları takdirde öğrencileri onlar hakkında soruşturma başlatırız. Hiçbir öğrenci hiçbir nedenle dersten çıkmayacak, sadece başörtüsü değil... Hele imtihan olduğu gün dersin ortasında öğrenciyi dışarıya çıkarmak çok yakışıksız bir şey. Onu hiçbir üniversitemizin yapmayacağını tahmin ediyoruz.''
İstanbul Üniversitesi'nde sınav günü bir öğrencinin kılık kıyafeti nedeniyle dışarıya alınması üzerine üniversitelere yazı gönderdiklerini vurgulayan Özcan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Hiç başörtüsü geçmemiştir o yazının içinde. Zaten öğrenci başörtüsü değil şapka gibi bir şey giyiyormuş. Şapkasıyla atıldığı için bunu doğru bulmadık, mevzuata uygun bulmadık. Mevzuata uygun olmadığını, mevzuata uygun davranışın tutanak tutmak olduğunu ve bunun disiplin kuruluna havalesinin gerektiğini söyledik. Bizim söylediğimiz bundan ibarettir. Ama ben görüyorum bütün siyasilerimiz çok olumlu bir vaziyet alıyorlar. Yakında halledilecektir sanıyorum. İktidar olsun, muhalefet olsun, muhalefetin büyük ortağı olsun, küçük ortakları olsun hepsi gayet olumlu bir yerdeler. Zannediyorum çözecekler.
Özellikle kız öğrencilerin üniversiteye rahatlıkla girme ve eğitim hakkından faydalanma kısmı halledilecektir zannediyorum. Öbür kısımları için bir şey söyleyemem. Hani bu ilköğretimde de olacak mı, ortaöğretimde olacak mı... O kısımları bizi alakadar etmiyor. Beni alakadar eden kısmı öğrencilerin eğitim hakkından mahrum olmaması, kılık kıyafetleri nedeniyle.''