Ali Asgar Çabuk/Tahran
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin Cumartesi günü gerçekleştirdiği Tahran ziyaretinde iki ülke Dışişleri Bakanları bir araya gelerek İran-Çin 25 Yıllık Kapsamlı İşbirliği Anlaşmasının yol haritasını resmi olarak imzaladılar.
İran basınında ilk gün “Çin-İran 25 Yıllık Kapsamlı İşbirliği Anlaşması İmzalandı” şeklinde manşet alan gelişme, ikinci gün 25 yıllık anlaşmanın yol haritası şeklinde sunuldu. Basında ve İranlı yetkililerin söylemlerinde görülen bu değişiklik ile iki ülke arasında imzalanan metnin bir anlaşma değil yol haritası veya mutabakat zaptı olduğu anlaşıldı.
TAHRAN YÖNETİMİ DARBE ALAN EKONOMİYİ ÇİN İLE CANLANDIRMAK İSTİYOR
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin Ortadoğu çıkartmasının ardından imzalanan İran ile 25 yıllık kapsamlı işbirliği anlaşması, bir yol haritası şeklinde sunulsa da, her iki ülke için siyasi mesajlar taşıyor. Çin açısından “Ortadoğu’da ben de varım” söyleminin ciddiyetini gösteren bu mesaj Tahran yönetimi için daha hayati öneme sahip. ABD ile nükleer anlaşma konusunda tam bir çıkmaz içerisinde olan Tahran yönetimi bir taraftan ABD Başkanı Joe Biden’a fazla zamanın kalmadı mesajı verirken, diğer yandan bir hayli darbe almış ekonomisini Çin ile canlandırmak istiyor.
Ancak bugün iki ülke şüpheleri bir kenara bırakarak hasımlarına gerçekçi bir mesaj vermek adına zarlarını oynadılar. Bu konuda ABD’den gelecek tepkiler ve yeni öneriler önemli. Biden’ın nükleer anlaşma konusunda İran’a yeni bir teklifte bulunacağı şimdiden konuşulmaya başlandı. Bu teklif İran’ın uranyumu yüzde 20 zenginleştirme kararını geri çekmesi ve bunun karşılığında Washington yönetiminin bazı yaptırımları kaldırması şeklinde. Bu teklife Tahran’dan gelecek yanıt iki ülke arasında yeniden diplomasi kanallarını açabilir ve İran Çin ile attığı zar oyunundan kazançlı çıkabilir.
ÇİN İLE ANLAŞMAK TAHRAN YÖNETİMİ İÇİN KOLAY OLMAYACAK
İran ve Çin Dışişleri Bakanları arasında Cumartesi günü Tahran’da imzalanan ön anlaşma metni ülke içerisinde daha önceden beklenilen sert tepkileri de beraberinde getirdi. Her ne kadar ülkenin bugün karşı karşıya olduğu kötü durum Tahran yönetimini Çin konusunda siyasi bir uzlaşıya taşımış olsa da, devlet dışı aktörlerin ve toplumdan baz kesimlerin Çin ile olası bir anlaşmaya bakışı Kacarlar döneminde verilen Reuter imtiyazları veya Türkmençay anlaşmasından farksız. ABD ile nükleer anlaşmada olmayan siyasi uzlaşının Çin’e karşı olduğu ancak toplum tabanında nükleer anlaşmaya verilmeyen tepkilerin Çin ile 25 yıllık işbirliği anlaşmasına verildiğini görüyoruz.
Tahran yönetimi için haklı gerekçeleri olan Çin ile işbirliği, özellikle muhalifler tarafından 2. Türkmençay veya Nasıreddin Şah’ın Baron Julius de Reuter’e kömür, demir, bakır, kurşun, petrol gibi zenginliklerini çıkarma; su kanalı, demiryolu, tramvay, yol, telgraf ve endüstriyel tesislerini işletme hakkını vermesine benzetiliyor. Toplumun bazı kesimlerindeki bu tepki ise Tahran’ı Pekin yönetimi ile stratejik işbirliğinde zorlayacak bir faktör.
İRAN'DA KARŞIT GÖSTERİLER YAPILIYOR
Başkent Tahran ve İran’ın birkaç şehrinde Çin ile anlaşmaya karşı olan bazı grupların gösterileri ve atılan sloganlar tepkinin bir bölümünü oluşturuyor. Çin ile anlaşmaya karşı olan göstericiler, “İran satılık değildir”, "Vatanı satanlara ölüm", "Savaşacağız, öleceğiz ve İran'ı geri alacağız" benzeri sloganlar attılar.
Tahran yönetimi ise Çin ile anlaşmaya dair içeriden ve dışarıdan gelen tepkileri 25 yıllık işbirliği anlaşmasına yönelik manipüle ve sabotaj girişimleri olarak görüyor.
İran Dışişleri Bakanlığının Çin ile imzalanan mutabakat zaptına ilişkin yayımladığı 18 maddelik metinde, herhangi bir rakam veya ayrıntı paylaşılmadan iki ülke arasındaki anlaşmanın genel çerçevesi paylaşıldı.
Buna karşın Petroleum Economist, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in 2019’da anlaşmaya ilişkin Pekin’e sunduğu taslağa dair bazı bilgilere ulaştığını iddia ederek Çin’in İran’a 400 milyar dolar yatırımda bulunacağını açıklamıştı. Uluslararası basına sızdırılan bu bilgilerde Çin’in İran’da petrol, doğalgaz ve petrokimya sektörüne 280 milyar dolar; altyapı, ulaştırma ve imalat sektöründe ise 120 milyar dolar yatırım yapacağı iddia edilmişti.
Tahran yönetimi ise anlaşmanın içeriğine ilişkin iddiaları tamamen yalanlayarak özellikle İran’ın güneyinde yer alan bazı adaların Çin’e verilmesi ve yine Çin’in İran’a 5 bin asker göndereceği şeklindeki haberlerin doğru olmadığını açıkladı.
İran Hükümet Sözcüsü Ali Rebii, Çin ile 25 yıllık işbirliği anlaşmasına ilişkin iddiaları sabotaj şeklinde nitelendirerek, “Çin ile imzalanan metin bir anlaşma değil sadece mutabakat zaptı. Yani bir ön anlaşma ve yol haritasıdır. Yabancı medya kuruluşlarının iddia ettiği gibi bu metinde hiçbir rakam belirtilmemiş veya bir karış İran toprağının Çinlilere verilmesi söz konusu değildir” ifadesini kullandı.
Tahran yönetimi Çin ile imzalanan metnin bir ön anlaşma olması nedeniyle anlaşmaya ilişkin görüşmelerin ve ayrıntıların paylaşılmasından yana değil. Bunu anlaşmaya ilişkin sabotaj ve manipülasyon ihtimalini önlemek için savunan Tahran yönetimi, 25 yıllık kapsamlı işbirliği anlaşmasını meclisten kabul gördüğünde kamuoyu ile paylaşmaktan yana. Ancak Çin ile anlaşmanın içeriğine ilişkin iddialar ve aradan geçen 5 yıllık süre içerisinde hiçbir ayrıntının paylaşılmamış olması İranlıların tepki göstermesine neden oluyor.