AB ilkelerini benimsemiş bir Türkiye'nin herkes için çok daha iyi olacağını ifade ederek, Türkiye'nin AB üyelik sürecini desteklediklerini, ancak Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde, tam üyeliğini desteklemeye devam etmeyeceklerini söyledi.
Güney Kıbrıs'ı ziyaret eden Karamanlis, Rum yönetimi lideri Dimitris Hrsitofyas'la görüşmesinin ardından, Hristofyas'la ortak basın toplantısı düzenledi.
Karamanlis, Kıbrıs'ta, ''mevcut garanti sisteminin Avrupa ilkelerine uygun olmadığını savunarak, Avrupa Birliği'nin (AB) Kıbrıs için en etkin garanti ve güvenlik olduğunu'' iddia etti.
Rum yönetimi lideri Dimitisi Hristofyas da, Türkiye'nin tam üyeliğine destek stratejisine istikrarla bağlı olduklarını ifade ederek, ''Ancak bu ülkeye açık çek vermeyiz. Üyelik müzakereleri bizim için, Türkiye'nin Kıbrıs sorunundaki tavrını değiştirmek için bir araçtır'' dedi.
HRİSTOFYAS: UYUM DA FARKILIKLAR DA VAR
Basın toplantısında ilk konuşan Hristofyas, Karamanlis ve heyetini, Kıbrıs sorunundaki gelişmeler ve özellikle doğrudan müzakerelerin gidişatıyla ilgili detaylı bilgilendirdiğini ifade ederek, Rum ve Yunan hükümetlerinin ortak tespitinin, doğrudan müzakerelerde bekledikleri kadar ilerleme kaydedilmediği olduğunu belirtti.
Hristofyas, ''Bir çözüme ulaşma çabalarında büyük zorlukların olduğunu başından bilmemize rağmen, iki toplum lideri arasındaki müzakerelerin umduğumuz ilerlemeyi kaydetmediği konusunda ortak bir değerlendirmede bulunduk. Çeşitli konularda ilerleme ve uyum vardır, ancak çeşitli önemli konularda ciddi uzlaşmazlıklar ve farklılıklar da vardır'' dedi.
'MÜZAKERELER DEVAM EDECEK'
''Müzakerelerin gidişatı nasıl olursa olsun Kıbrıs Rum tarafının, takvimler ve arabuluculuk olmaksızın, karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm bulunması hedefiyle müzakerelere devam edeceğini'' dile getiren Hristofyas şöyle devam etti:
''Hedef, iki bölgeli, iki toplumlu, BM'nin kararlarında tarif edildiği şekliyle siyasi eşitliğe sahip, tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslararası temsiliyeti olan bir federasyondur. BM'nin Kıbrıs'la ilgili kararlarında, 1977-1979 Doruk Anlaşmaları'nda öngörülen çözüm zemini budur. İki toplumun hazırlık döneminde üzerinde uzlaştığı çözüm zemini budur.''
‘TÜRKİYENİN AB SÜRECİNİ DESTEKLİYORUZ’
Karamanlis'le, AB tarafından yıl sonunda gözden geçirilecek olan Türkiye'nin AB üyelik sürecini de ''masaya yatırdıklarını'' belirten Hristofyas, ''Gerek 'Kıbrıs' gerek Yunanistan, Türkiye'nin Avrupa perspektifini destekliyor. Ortak tespit, üyelik sürecinin, bazı şartlar altında, Türkiye için Kıbrıs'ta adil, yaşayabilir ve işleyebilir bir çözüm için işbirliği yapması açısından teşvik olarak işleyebileceğidir, ki bu Türk-Yunan ilişkilerinin tam olarak normalleşmesine olanak sağlayacaktır'' diye konuştu.
Hristofyas, Türkiye'nin üyelik sürecinin, ''normal şekilde devamının birinci ve zaruri ön şartının'', AB'ye ve Güney Kıbrıs'a karşı üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmesi olduğunu da savundu.
KARAMANLİS: ''AB TEK GÜVENLİK GARANTİSİ
Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis de basın toplantısında, AB'nin Kıbrıs için en etkin garanti ve güvenlik olduğunu iddia etti. ''Mevcut garanti sisteminin Avrupa ilkelerine uygun olmadığını'' ileri süren Karamanlis, ''Kıbrıs'ın Avrupa ailesine üye olmasının tek başına en büyük güvenlik garantisi olduğunu'' savundu.
''Türkiye'nin AB üyelik sürecini; 'Avrupa davranış kurallarını benimseyecek bir Türkiye'nin, kendi vatandaşları, AB'nin tamamı ve komşuları için daha iyi bir Türkiye olacağına inandıkları için desteklediklerini'' söyleyen Yunanistan Başbakanı Karamanlis, 'Ancak bu tez, Türkiye'nin Avrupa perspektifinin ve üyeliğinin, Türkiye'nin her AB üyesinin yapması gereken, ön şartları benimsemesine dayanıyor'' dedi.
‘ANLAŞMA İKİ TOPLUMUN MÜHRÜNÜ TAŞIMALI’
Kıbrıs doğrudan müzakerelerine de değinen Kostas Karamanlis, Hristofyas'ın, müzakerelerin çözüm bulunana kadar sürdürülmesi gerektiği tezine katıldıklarını söyledi. Karamanlis, ''ortaya çıkacak anlaşma, üçüncü tarafların müdahaleleri ve suni takvimler olmaksızın, iki toplumun mührünü taşımalıdır'' görüşünü dile getirdi.
Karamanlis, gazetecilerin, ''garantiler konusunda Yunanistan'ın geçiş dönemleri olmasını kabul edip etmeyeceğini'' sormalarına karşılık, çözüm anlaşmasının AB ilkelerine uygun olması gerektiğini ifade ederek, garantilerin AB ilkelerine uymadığını savundu ve geçiş dönemlerinin iki toplum liderinin karar vereceği bir şey olduğunu söyledi.
Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili bir soruya karşılık ise Karamanlis; ''AB ilkelerini benimsemiş bir Türkiye'nin herkes için çok daha iyi olacağı'' görüşünün altını çizerek, Türkiye'nin AB üyeliğine desteğin temel olduğunu söyledi.
‘AÇIK ÇEK YOK’
Hristofyas da aynı soruya verdiği yanıtta, Rum-Yunan hükümetlerinin, Türkiye'nin tam üyeliğine destek stratejisine istikrarla bağlı olduklarını belirtti.
Hrsitofyas, ''Ancak bu ülkeye açık çek vermeyiz. Üyelik müzakereleri bizim için, Türkiye'nin Kıbrıs sorunundaki tavrını değiştirmek için bir araçtır. Üyelik sürecini veto edersek, 25-26 üye karşısında köşeye sıkışmış oluruz. Bugünkü Türk liderliğini değerlendireceğiz. Türkiye kendine yardım ederse başka, ama açık çek vermeyiz'' diye konuştu.
KARAMANLİS'İ RAHATSIZ EDEN SORU
Bir gazetecinin, AB içerisinde, ''Türkiye'nin tam üyeliğini'' ve ''bu ülkeye imtiyazlı ortaklık verilmesini'' savunan iki blok olduğunu hatırlatarak, ''Rum ve Yunan hükümetlerinin hangi bloka dahil olacağını'' sorması Karamanlis'i rahatsız etti.
Rahatsızlığı yüzüne ve üslubuna yansıyan Karamanlis, ''Somut bir strateji var; tam uyum-tam destek'' ifadesini kullandı ve Türkiye'nin üyelik sürecinin gözden geçirileceğini hatırlattı.
Karamanlis, Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde, tam üyeliğini desteklemeye devam etmeyeceklerini de söyledi.
Bu noktada Hristofyas da söz aldı ve ''Duygusal davranır ve imtiyazlı ortaklığı savunan bloku seçersek köşeye sıkışırız'' dedi ve Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirmesi konusunda AB içerisindeki her iki kutbu da ikna etmeleri gerektiğini söyledi.
Güney Kıbrıs'ı ziyaret eden Karamanlis, Rum yönetimi lideri Dimitris Hrsitofyas'la görüşmesinin ardından, Hristofyas'la ortak basın toplantısı düzenledi.
Karamanlis, Kıbrıs'ta, ''mevcut garanti sisteminin Avrupa ilkelerine uygun olmadığını savunarak, Avrupa Birliği'nin (AB) Kıbrıs için en etkin garanti ve güvenlik olduğunu'' iddia etti.
Rum yönetimi lideri Dimitisi Hristofyas da, Türkiye'nin tam üyeliğine destek stratejisine istikrarla bağlı olduklarını ifade ederek, ''Ancak bu ülkeye açık çek vermeyiz. Üyelik müzakereleri bizim için, Türkiye'nin Kıbrıs sorunundaki tavrını değiştirmek için bir araçtır'' dedi.
HRİSTOFYAS: UYUM DA FARKILIKLAR DA VAR
Basın toplantısında ilk konuşan Hristofyas, Karamanlis ve heyetini, Kıbrıs sorunundaki gelişmeler ve özellikle doğrudan müzakerelerin gidişatıyla ilgili detaylı bilgilendirdiğini ifade ederek, Rum ve Yunan hükümetlerinin ortak tespitinin, doğrudan müzakerelerde bekledikleri kadar ilerleme kaydedilmediği olduğunu belirtti.
Hristofyas, ''Bir çözüme ulaşma çabalarında büyük zorlukların olduğunu başından bilmemize rağmen, iki toplum lideri arasındaki müzakerelerin umduğumuz ilerlemeyi kaydetmediği konusunda ortak bir değerlendirmede bulunduk. Çeşitli konularda ilerleme ve uyum vardır, ancak çeşitli önemli konularda ciddi uzlaşmazlıklar ve farklılıklar da vardır'' dedi.
'MÜZAKERELER DEVAM EDECEK'
''Müzakerelerin gidişatı nasıl olursa olsun Kıbrıs Rum tarafının, takvimler ve arabuluculuk olmaksızın, karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm bulunması hedefiyle müzakerelere devam edeceğini'' dile getiren Hristofyas şöyle devam etti:
''Hedef, iki bölgeli, iki toplumlu, BM'nin kararlarında tarif edildiği şekliyle siyasi eşitliğe sahip, tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslararası temsiliyeti olan bir federasyondur. BM'nin Kıbrıs'la ilgili kararlarında, 1977-1979 Doruk Anlaşmaları'nda öngörülen çözüm zemini budur. İki toplumun hazırlık döneminde üzerinde uzlaştığı çözüm zemini budur.''
‘TÜRKİYENİN AB SÜRECİNİ DESTEKLİYORUZ’
Karamanlis'le, AB tarafından yıl sonunda gözden geçirilecek olan Türkiye'nin AB üyelik sürecini de ''masaya yatırdıklarını'' belirten Hristofyas, ''Gerek 'Kıbrıs' gerek Yunanistan, Türkiye'nin Avrupa perspektifini destekliyor. Ortak tespit, üyelik sürecinin, bazı şartlar altında, Türkiye için Kıbrıs'ta adil, yaşayabilir ve işleyebilir bir çözüm için işbirliği yapması açısından teşvik olarak işleyebileceğidir, ki bu Türk-Yunan ilişkilerinin tam olarak normalleşmesine olanak sağlayacaktır'' diye konuştu.
Hristofyas, Türkiye'nin üyelik sürecinin, ''normal şekilde devamının birinci ve zaruri ön şartının'', AB'ye ve Güney Kıbrıs'a karşı üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmesi olduğunu da savundu.
KARAMANLİS: ''AB TEK GÜVENLİK GARANTİSİ
Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis de basın toplantısında, AB'nin Kıbrıs için en etkin garanti ve güvenlik olduğunu iddia etti. ''Mevcut garanti sisteminin Avrupa ilkelerine uygun olmadığını'' ileri süren Karamanlis, ''Kıbrıs'ın Avrupa ailesine üye olmasının tek başına en büyük güvenlik garantisi olduğunu'' savundu.
''Türkiye'nin AB üyelik sürecini; 'Avrupa davranış kurallarını benimseyecek bir Türkiye'nin, kendi vatandaşları, AB'nin tamamı ve komşuları için daha iyi bir Türkiye olacağına inandıkları için desteklediklerini'' söyleyen Yunanistan Başbakanı Karamanlis, 'Ancak bu tez, Türkiye'nin Avrupa perspektifinin ve üyeliğinin, Türkiye'nin her AB üyesinin yapması gereken, ön şartları benimsemesine dayanıyor'' dedi.
‘ANLAŞMA İKİ TOPLUMUN MÜHRÜNÜ TAŞIMALI’
Kıbrıs doğrudan müzakerelerine de değinen Kostas Karamanlis, Hristofyas'ın, müzakerelerin çözüm bulunana kadar sürdürülmesi gerektiği tezine katıldıklarını söyledi. Karamanlis, ''ortaya çıkacak anlaşma, üçüncü tarafların müdahaleleri ve suni takvimler olmaksızın, iki toplumun mührünü taşımalıdır'' görüşünü dile getirdi.
Karamanlis, gazetecilerin, ''garantiler konusunda Yunanistan'ın geçiş dönemleri olmasını kabul edip etmeyeceğini'' sormalarına karşılık, çözüm anlaşmasının AB ilkelerine uygun olması gerektiğini ifade ederek, garantilerin AB ilkelerine uymadığını savundu ve geçiş dönemlerinin iki toplum liderinin karar vereceği bir şey olduğunu söyledi.
Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili bir soruya karşılık ise Karamanlis; ''AB ilkelerini benimsemiş bir Türkiye'nin herkes için çok daha iyi olacağı'' görüşünün altını çizerek, Türkiye'nin AB üyeliğine desteğin temel olduğunu söyledi.
‘AÇIK ÇEK YOK’
Hristofyas da aynı soruya verdiği yanıtta, Rum-Yunan hükümetlerinin, Türkiye'nin tam üyeliğine destek stratejisine istikrarla bağlı olduklarını belirtti.
Hrsitofyas, ''Ancak bu ülkeye açık çek vermeyiz. Üyelik müzakereleri bizim için, Türkiye'nin Kıbrıs sorunundaki tavrını değiştirmek için bir araçtır. Üyelik sürecini veto edersek, 25-26 üye karşısında köşeye sıkışmış oluruz. Bugünkü Türk liderliğini değerlendireceğiz. Türkiye kendine yardım ederse başka, ama açık çek vermeyiz'' diye konuştu.
KARAMANLİS'İ RAHATSIZ EDEN SORU
Bir gazetecinin, AB içerisinde, ''Türkiye'nin tam üyeliğini'' ve ''bu ülkeye imtiyazlı ortaklık verilmesini'' savunan iki blok olduğunu hatırlatarak, ''Rum ve Yunan hükümetlerinin hangi bloka dahil olacağını'' sorması Karamanlis'i rahatsız etti.
Rahatsızlığı yüzüne ve üslubuna yansıyan Karamanlis, ''Somut bir strateji var; tam uyum-tam destek'' ifadesini kullandı ve Türkiye'nin üyelik sürecinin gözden geçirileceğini hatırlattı.
Karamanlis, Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde, tam üyeliğini desteklemeye devam etmeyeceklerini de söyledi.
Bu noktada Hristofyas da söz aldı ve ''Duygusal davranır ve imtiyazlı ortaklığı savunan bloku seçersek köşeye sıkışırız'' dedi ve Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirmesi konusunda AB içerisindeki her iki kutbu da ikna etmeleri gerektiğini söyledi.