İsrail devlet radyosunun haberine göre, İsrail Kamu Güvenliği Bakanı Gilad Erdan, “Mescid-i Aksa ve çevresinde güvenliği ve toplum düzenini koruma” amacıyla özel bir polis biriminin kurulacağını söyledi.
İsrail’in geçen temmuz ayında Mescid-i Aksa’da yaşanan olaylardan “ders aldığı" vurgulanan haberde, kurulması planlanan birimin 200 kişiden oluşacağı ve modern teknolojiyle donatılacağı belirtildi.
Haberde İsrailli bakanın daha fazla ayrıntıya yer vermediği kaydedildi.
İsrail polisi, Mescid-i Aksa’nın kapılarında olmak üzere kutsal mabedi çevreleyen Eski Şehir kapılarında da varlığını sürdürüyor. Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyen fanatik Yahudilere eşlik eden İsrail polisinin ayrıca Harem-i Şerif’in içinde bir de küçük karakolu var.
İsrail yönetimi 2003'ten itibaren Yahudi yerleşimcileri, polis korumasında Aksa'nın avlusuna alıyor ve zaman zaman Müslümanların girişlerine yaş sınırlaması getiriyor. Birçok radikal İsrailli örgüt ve siyasetçi, üzerinde daha önce iki kez yıkılan bir Yahudi tapınağının bulunduğuna inandıkları Harem-i Şerif'in kendileri için de ibadete açılması çağrısında bulunuyor.
NELER YAŞANMIŞTI?
İsrail polisi, 14 Temmuz Cuma günü Mescid-i Aksa'da silahlı saldırıda bulunduğunu iddia ettiği 3 Filistinliyi öldürmüştü. Olayda yaralanan 2 İsrail polisinin ise kaldırıldıkları hastanede öldüğü açıklanmıştı.
Olayın ardından Mescid-i Aksa'yı ibadete kapatan İsrail güçleri, Harem-i Şerif'in iki kapısını 16 Temmuz Pazar günü açmış, ancak kapılara elektronik metal arama dedektörleri yerleştirmişti.
Dedektörlerin yerleştirildiği günden itibaren Aksa'ya bu şekilde girmeyi reddederek namazları kapıda kılan Filistinliler sık sık İsrail polisinin sert müdahalelerine maruz kaldı.
İsrail Güvenlik Kabinesi'nin aldığı karar üzerine Mescid-i Aksa'nın kapılarındaki dedektörler 25 Temmuz'da kaldırıldı.
Müslümanlar, Kudüs alimlerinin çağrısı üzerine 27 Temmuz Perşembe günü ikindi namazı için Harem-i Şerif'e geldi. Başlangıçta Mescid-i Aksa'nın bazı kapılarını açmayan İsrail polisi, Filistinlilerin yoğun tepkisi üzerine tüm kapıları açtı ve on binlerce kişi Harem-i Şerif'e girdi.
İsrail’in geçen temmuz ayında Mescid-i Aksa’da yaşanan olaylardan “ders aldığı" vurgulanan haberde, kurulması planlanan birimin 200 kişiden oluşacağı ve modern teknolojiyle donatılacağı belirtildi.
Haberde İsrailli bakanın daha fazla ayrıntıya yer vermediği kaydedildi.
İsrail polisi, Mescid-i Aksa’nın kapılarında olmak üzere kutsal mabedi çevreleyen Eski Şehir kapılarında da varlığını sürdürüyor. Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyen fanatik Yahudilere eşlik eden İsrail polisinin ayrıca Harem-i Şerif’in içinde bir de küçük karakolu var.
İsrail yönetimi 2003'ten itibaren Yahudi yerleşimcileri, polis korumasında Aksa'nın avlusuna alıyor ve zaman zaman Müslümanların girişlerine yaş sınırlaması getiriyor. Birçok radikal İsrailli örgüt ve siyasetçi, üzerinde daha önce iki kez yıkılan bir Yahudi tapınağının bulunduğuna inandıkları Harem-i Şerif'in kendileri için de ibadete açılması çağrısında bulunuyor.
NELER YAŞANMIŞTI?
İsrail polisi, 14 Temmuz Cuma günü Mescid-i Aksa'da silahlı saldırıda bulunduğunu iddia ettiği 3 Filistinliyi öldürmüştü. Olayda yaralanan 2 İsrail polisinin ise kaldırıldıkları hastanede öldüğü açıklanmıştı.
Olayın ardından Mescid-i Aksa'yı ibadete kapatan İsrail güçleri, Harem-i Şerif'in iki kapısını 16 Temmuz Pazar günü açmış, ancak kapılara elektronik metal arama dedektörleri yerleştirmişti.
Dedektörlerin yerleştirildiği günden itibaren Aksa'ya bu şekilde girmeyi reddederek namazları kapıda kılan Filistinliler sık sık İsrail polisinin sert müdahalelerine maruz kaldı.
İsrail Güvenlik Kabinesi'nin aldığı karar üzerine Mescid-i Aksa'nın kapılarındaki dedektörler 25 Temmuz'da kaldırıldı.
Müslümanlar, Kudüs alimlerinin çağrısı üzerine 27 Temmuz Perşembe günü ikindi namazı için Harem-i Şerif'e geldi. Başlangıçta Mescid-i Aksa'nın bazı kapılarını açmayan İsrail polisi, Filistinlilerin yoğun tepkisi üzerine tüm kapıları açtı ve on binlerce kişi Harem-i Şerif'e girdi.